• ıstanbul'un en güzel mekanı ^^
  • buraya 18 yaşına girdiğimde çok sevdiğim bir insanla gitmiştim. biramı içerken kendimi gerçekten yetişkin gibi hissetmiştim. sanki o anda bir aydınlanma yaşadım; her şey çok başka gözüküyordu.renkler değişmiş, müzik canlanmıştı, daha büyük kahkahalar atıyordum. çok garip, oraya her gittiğimde aynı hissediyorum. mekan zaten geçen zaman içinde o havasını hiç bozmadı.epeydir gitmiyorum, başlığı görünce duygulandım.
  • beyoğlunda kendini bozmamış nadir mekanlardan. içkileri uygundur, mısırı ücretsiz ve sınırsızdır, müzikleri güzeldir,müşterileri bile kalitelidir. gel geç müşterisi nadirdir, bilen gider.
  • dün gece hayatımda ikinci kez gördüğüm bir adamla önce türk alman kitabevi'ne ve oranın akşam on buçukta kapatmasılya kalkıp öncesinde hiç gitmediğim pera'ya gittik. hem sınırsız patlamış mısırı da varmış. zaten tüm gün sağlıksız beslenilmiş, balık çoktan batmış, yan gidiyordu. değmeyin keyfimizeydi.

    mekanın içinin varlığından bihaber, üstümüzdeki ufoların hemen altına girip, brandalı soğuk girişin ağzına oturduk, bir de söyledik biralarımızı. üstelik bomonti nostalji serisinden, 14 tl'ye uzun bir ellilik şişede geliyorlar. tabii sürekli taze patlayan mısır ile kaseyi dolduruyor biraları yalnız bırakmıyoruz. bu arada arka masa çok keyiflenmiş, bardak kenarındaki tuzlar yalanıyor, tekilalar tek dikişte içiliyor ve limondan suratlar ekşiyordu. fakat iyi eğlenildi o masada.

    bizim masada ise daha yakından tanımak için sabırsızlandığım bu gri saçlı, göz kenarlarındaki çizgileri belirginleşmiş adam ile oturuyor sohbet ediyoruz. sevdiğimiz işleri, kırdığımız kalpleri, dikenlerimizi konuşuyoruz. gözlerimi gözlerinden alamıyor, en derinlerine bakmaya çalışıyorum. biralar azalıyor, ikinciler söyleniyor. mısıra acil takviye yapılıyor! hakkında hiçbir stalk ile bilgi alamadığım ve almak da istemediğim bu adamın dünyasını küçük küçük tanımak bana muazzam bir haz veriyor. bütün gece yüzünü öyle inceliyorum ki ressam olsam gözlerimi kapatıp çizebilirdim onu.

    ben beyoğlu'nda değişik şeyler yaşadığım çok mekana gittim; çoğunda dağıttım, kiminde dağıldım. kiminde ayrılık konuşması yaptım, kiminde sorunlar dinledim. anılarıma bir yenisi daha eklendi beyoğlu pera'da çizgilerini sevdiğim saçları ağarmış bir adamla.

    edit: beyoğlu'nun her bir anı bir defterin açılışı veya kapanışı oldu ama şimdi hiçbiri bir şey ifade etmez oldu bana. yedi ay önce tanıştığım bu yüzünde çizgileri sayılabilen gri saçlı adamla yeniden burada oturduk ve aşk tazeledik. sevmek ne ilginç şey.
hesabın var mı? giriş yap