• bir sınav , aşılması gereken bir güçlük veya seks sırasında hissedilen kaygı. kişinin zihni yapabilecek miyim, başarabilecek miyim soruları ile doludur. temelinde kendini başkalarına ve kendine beğendirme arzusu yatar. mükemmeliyetçi kişilerde görülür.
  • görünce aklıma ilk gelen çözümleri paylaşmadan geçemeyeceğim bozukluk.

    "en kötü ne olabilir ki?" sorusu çoğunlukla işe yarar. genellikle içinde bulunduğumuz duruma gerektiğinden fazla önem arz ederiz. oysa ki başarısız olduğumuzda o kadar da kötü şeyler olmaz.

    hayatı bu kadar ciddiye almayın.

    kötü bir tavsiye olacak ama kötü şeyler de düşünebilirsiniz. mesela arkadaşınızın beyninde çıkan tümör ya da kanser olmuş bir yakınınız falan. böylece o yaşadığınız şeyin ne kadar önemsiz olduğunu görürsünüz.

    en kolayı sınavlar zaten, başarısız olsan da çok önemli değil, telafisi vardır. yoksa da yoktur, başka bir yola girersin.

    iş görüşmeleri üst üste reddedilmiş kişilerde bir gerginlik yaratabilir. bence üst üste reddedilmenizin sebebi başvurduğunuz işin sizin niteliklerinizin çok altında olması. büyük ihtimalle yarın gideceğiniz iş yeri de sizin sahip olduklarınızın çok altında nitelikler arıyor, dolayısıyla sadece eğlenmek ve tecrübe olması için görüşmeye gidebilirsiniz.

    tecrübe demişken, bu kaygıların azaltılmasında tecrübe çok önemlidir. özellikle toplum önünde konuşma yaparken. ne kadar çok konuşma/sunum yaparsanız o kadar azalacaktır heyecanınız.

    şunu da unutmayın ki topluluk önünde konuşma korkusu ölüm korkusundan bile daha fazladır. insanlar ölmekten daha çok korkarlar topluluk önünde konuşmaktan.

    bir not daha, yalnız değilsiniz, bütün bu yaşadığınız kaygıları tahmininizden de çok insan yaşıyor. sadece bunu siz bilmiyorsunuz.

    buradan da son olarak şuna geleceğim, heyecanınız aslında çoğu zaman karşı taraftan hissedilmiyor. hissedilse de insanlar her zaman kendilerini sizin yerinize koydukları için hoş karşılanıyorsunuz. hatta sempati kazanıyorsunuz.onlardan biri olduğunuzu hissedip size yakınlık duyuyorlar. yani o kadar da kötü bir şey değil. hatta çoğu zaman süper kendine güven içerisinde sunum yapan, konuşan insanlar (iş görüşmeleri de dahil) itici bulunur. yakınlık hissedilmez onlara karşı.
  • erkeklerin yakasındaki hede.

    vardevela'nın eskort emeklisi kolisi vardır. adam ailevi sebeplerden dolayı kendisini emekliye ayırmış ve köyüne dönmüştür. arada hava değişimine vardevela'ya gelir.

    vardevela: kanka sence muamelem nasıl?

    escort: kanka valla iyi. ne kalas adamlar gördüm ben. peki benim ki nasıl?

    vardevela: kanka soru mu şimdi bu! sen profesyonel adamsın. millet sana bunun için ödeme yapıyordu. muamelen kötü olsa para verirler miydi?

    escort: kanka doğru söylüyorsun. peki on üzerinden kaç verirsin?

    ömür biter performans kaygısı bitmez!
  • çağımızın en temel sorunlarından biridir
    millet başarıya ve rekabete kafayı taktığı için de giderek daha çok kişide görülmektedir.

    bir çok kişi hayatı bir yarış olarak algılamakta, ancak bir başarı kazandığını ve diğerlerini bir adım da olsa geçtiğini düşündüğünde rahatlayabilmekte aksi taktirde hep geri kaldığı endişesi içinde kıvranmaktadır.

    bazı kimseler kendilerini ancak başarı kazandığında beğenebilmekte, ancak başkalarını geçtiğini varsayacak bir şey yaptığında değerli hissedebilmektedir.

    sevişmeyi bile başarılı bir şekilde yapılacak bir eylem olarak görmekte, iki insanın keyifle paylaştığı zevkli bir eylem olan sevişmeyi "acaba ne kadar başarılı oldum" kaygısı ile ızdıraba dönüştürmektedirler.
  • yapmak istediklerinizin ve yapacaklarınızın * örtüşmemesi telaşı ile ortaya çıkan korku durumu.
  • bugün bana koyulan teşhis. kötü bişey, okul yıllarından beri yaşadığım o en basit denklemleri öğretmen tahtaya kaldırdığında yada yanına gelip baktığında asla yapamamamın psikiyatride adı buymuş demek. belki o zamanlarda böyle bi sorunumun olduğu anlaşılsa tedavi olur, bugün üst müdürlerden biri ikili çalışmaya geldiğinde bu derece sıkıntılı günler geçirmezdim.
  • bir türk'e konulabilecek teşhislerin en ağırıdır.

    eğer o türk;
    hallederiz abici değilse,
    toplantılarda alınan kararlarda yapılacaktır, edilecektir yerine mutlaka ve mutlaka tarih belirlenmesinde ısrar ediyorsa
    bir yere geç kalandan en az kendi geç kaldığında kendinden nefret ettiği kadar nefret edebiliyorsa,
    sorduğu sorulara verilen geçiştirme cevaplar kendisini çok kolay sinirlendirebiliyorsa,
    iş ve özel hayatında yerine göre üç beş saat, üç beş gün, üç beş ayı programlayıp göremediğinde taşikardi yaşıyorsa,
    yol tarifi alırken kaç yüz metre, kaçıncı aralık, kaç trafik ışığı gibi nümerik datalarla ancak ferahlayabiliyorsa,

    bir türk'e konulabilecek teşhislerin en ağırıdır.
  • modern köleliği geliştirmenin temel taşlarından olan performans yarışlarının yaratacağı kaygı bozukluğu. kendimiz olmaya devam edersek en hafif zararla atlatabiliriz yoksa başkalarının bizim için seçtiği kıyafeti giyersek geçmiş olsun.
  • iş hayatındaki stres düzeyinin herkesten daha fazla hissedilmesinin sebebi. özellikle yeni bir sorumluluk alındığında nasıl yapılır bu iş, öyle mi olsa böyle mi olsa derken kişiyi paralize ederek en gerizekalı insanın bile yapacağı işi yapılmaz hale getirir. gece uykudan uyandırır, daha o işle ilgili bir adım atmadan çok önce insanı tüketir. bırakın istenen şeyleri basite indirgeyip bir an önce başlamayı, en küçük detayları bile canavar haline dönüştürür ve doğal olarak özgüveni yerlere indirir. sonuç olarak ya mükemmeliyetçilik sonucu muhteşem işler yapılmasını sağlar ya da kötüden de kötü sonuçlara sebep olur, ortalaması yoktur. ama her iki durumda da insanı tüketir.

    nereden biliyorum bunları diye soran olursa, bir arkadaşımda var o anlattı *
hesabın var mı? giriş yap