• bu kadını düzenli okumak huyum değildir gerçekçi olmak gerekirse, ancak tesadüfen bugünkü köşe yazısını gördüm. cem garipoğlu hakkında şu cümleyi kurmuş.

    "17 yaşında bir oğlanın (tamam gencecik, güzelim bir kızı öldürdü) yanında yer almamız gerektiği kadar yer almamışız."

    çünkü küçükmüş cem aşık olduğu kızı öldürdüğünde, türkiyedeki ilişkilere, bu cangıldaki oyunlara hazır değilmiş. 17 yaşına kadar yurt dışında orda burda yaşamış, türkiyeye dönünce de ilişkilere adapte olamamış.

    ay kıyamam ya. haklısın, ben de 17 yaşına kadar yurt dışındaki ilişkileri benimsesem -ki bilirsiniz 17 yaşından önceki ilişkiler hep ciddi, hep derinlemesine olur-, ben de türkiyeye dönünce ilişkilere adapte olamayıp bunalıma girer, aşık olduğum adamı öldürür ve tabi ki bedenini parçalara ayırıp çöpe atardım!

    bir de bu intihar haberine inanmadıkları için 'münevverin ailesi intikama doymuyor' diyor. ben de inanmıyorum? üstelik münevver kimdir, nedir, iyi bir insan mıdır kötü müdür, kişiliği nasıldır, tanısam sever miydim sevmez miydim, bunları hiç bilmeden ve zerre önemsemeden, yapılan bu vahşetten sonra; evet ben de sorguluyorum! ben neyin intikamını alabilirim ki? değil kızı parçalara ayrılan bir aile... kanıt istiyorlar altı üstü, kanıt! bunun nesi intikam?

    "çünkü cem’in vicdanı vardı. çünkü cem’in kalbi vardı. çünkü böyle bir “suçun” yükünü kaldıramadı."

    iki kuzuya da çok yazık olmuş. ah bu türk tipi ilişkiler ah. hep bu kezban türk kızları, valla bak! adamı katil yaparlar katil!

    sen şaka mısın hatun ya...
  • mülakatını okudum şimdi. tek hak ettiği yaklaşım, bıktırmış bir sözlük klişesi: (bkz: ağlama melis).

    ayrıca, naber mock caterpillar vali nasıl, bu sabah kuş sesleriyle mi uyandı?
  • "cunku ben herkesle empati kurarim, cunku ben o kadar iyi ve vicdanliyim, cunku ben sizden farkliyim, cunku ben bu lanet toplumda bir cikintiyim, sira disiyim, bir tek ben sira disiyim"dan baska bir alt metin goremiyorum yazdigi "zavalli cem" icerikli yazida...
  • evlatlarının bedenini, testere ile parçalara ayrılmış ve çöpe atılmış bir şekilde bulan aile için; "intikama doymuyor" diyebilecek kadar vahşi bir kadın. vicdanlıyım ayaklarını bıraksın bir zahmet. mide bulandırıyor çünkü.
  • ''cem garipoğlu'' ile ilgili yazısını sabah okudum.. sonra öğlen tekrar okudum.. sonra akşam üstü ve biraz önce tekrar tekrar okudum..
    bana bir haller oldu son zamanlarda.. kafayı bu ülkeye bir fazla takar oldum..
    korkuyorum ben bu ülkeden.. kendi ülkemde, kendi topraklarımda, kendi insanlarımdan korkar oldum.
    artık alıştığımız kadın cinayetleri, çocuk tecavüzleri, linç edilen gençler, ellerini kollarını sallayarak gezen katiller. bayramda şeker toplamaya çıkan çocuklara tecavüz edip öldürecek kadar korkusuz ve serin kanlı katiller, kahraman ilan edilen caniler daha onlarcası.
    perihan hanım ya amerika'yı tam bilmiyor ya da neyse bana ne lan amerika'dan?
    şimdilerin modası da bu. içkime karışır finlandia'dan örnek ver!.
    çocuğa tecavüz et araplardan örnek ver!
    işcileri öldür yüz sene önce ki ingiltereden örnek ver!
    bir kız çocuğunu kesen manyak için amerika'dan örnek ver.. örnek vereceksen amerika başkanı katledilen bir çocuğun arkasından ''kızlarına sahip çıksalardı'' demiş olsa ondan örnek ver..
    canım sıkılıyor benim.. korkuyorum.
    benim sevdiğim, kardeşim, bacım, çocuğum, arkadaşım, dostum bir manyak tarafından katledilebilir bu ülkede, tecavüze uğrayabilir, başı kesilir, mermi manyağı olabilir, kaçırılıp tecavüz edilip evlendirilebilir..ve korkuzca yapabilir.
    bir belediye başkanı çıkar. ''tecavüze uğradıysa kadın ölsün çocuğun ne suçu var? diyebilir.
    bir başka manyak ''gülmüştür'' der
    bir başka manyak çıkar beni meydanlarda yuhalar..
    bir tanesi de çıkar ''amerika da şöyle almanya da böyle'' diye tüy diker..

    o değilde biz seda sayan'a haksızlık etmişiz. çünkü yaptığı aklı başında bir insanın yapacağı iş değildi.
    biz seda sayan'ın programına çıkan iki kadın katili orospu çocuğuna da ayıp ettik çünkü aklı başında değil.
    biz ali, berkin, ethem'in katiline de ayıp ettik. akli dengeleri yerinde olsa kuduz köpekler gibi bu çocukları katletmezlerdi.
    biz tüm katillerimize, tecavüzcülerimize ayıp ediyoruz zaten.
    allah bizim belamızı versin..
    ama sağ olsunlar başımızda ki mikroplar ve onun şakşakcıları sahip çıkıyor hepsine..
  • bu kadına allah akıl fikir versin.
    yazıyı okudum ve yazıdan çıkardığım şey şu..
    münevver fakirdi, zengin çocuğu tavladı yetmedi onu aldattı. öldürüldü. aslında hak etmişti uslu uslu dursaydı ölmeyecekti demeye getirmiş. demiş ki cem erkekliğine yediremedi..
    ya sen nasıl bir vicdan sahibisin ki bir kızın vahşice öldürülmesine sebep arayabiliyorsun. sen çok mu ahalaklısın ki bunu sorguluyorsun? eğer bir gün birlikte olduğun adamı aldatırsan kafanı gövdenden ayrılmasını normal mi karşılayacağız?
    kusura bakmasın kimse bir kadını bu kadar vahşice öldüren biriyle empati yapacak kadar mezhebim geniş değil.. bir cinayeti normal görecek kadar vicdansız da değilim..
    yazdığı yazı için ailesi intikama doymuyor dediği için bin kere özür dilemesi lazım..
    aylarca her gün televizyonlarda resmini gördüğümüz cem saklandı.. şimdi ailesinin onun kaçtığını düşünmesi kadar normal bir şey yok. ama bunu bile akıla edemiyor. çok vicdanlı hanımımız.
  • bugünkü yazısında cia'ya seslenmiş ve hoca (fethullah gülen) türkiye'ye dönebilmeli demiştir. bravo! hoca, yurduna dönebilmeli

    perihan, bak bir şey diyeceğim. bence fethullah gülen buraya gelmesin, sen oraya git. olmaz mı?
    hem o mahur beste çaldığında hocanla birlikte ağlaşır, doyasıya fenalaşırsınız!
  • düşüncesi uğruna nasıl faşistleşebildiğini gösterdiği için teşekkürü borç bilirim. ben perihan mağden'e faşist demek istesem ve arşivleri karıştırsam bundan iyi kanıt bulamazdım. "o kadar delil var yağv, nasıl suçsuz olurlar" mantığının da bütün hukuk fakültelerinde ders olarak gösterilmesini talep ediyorum.

    şimdi lütfen onu savunanlar çıksın ve desin ki "demokrasi uğruna faşistleşilebilir", evet bunu istiyorum.
  • karabulut ailesini aşırı intikamcı davranmakla da suçlamıştır aynı yazıda.

    (bkz: ya ben lan neyse bir şey demiyorum)
  • kafa karışıklığı savunucularına da bulaşmış gördüğüm kadarıyla. şimdi en basit yoluyla söyleyelim: 1 mayıs 1977'yi, diyarbakır cezaevini, 12 eylül'ü falan tuncay özkan, mustafa balbay, erol manisalı gibi adamlarla bağdaştırıp, "siz dünyaları haksız yargıladınız, şimdi bu adamları suçsuz göstermeye çalışıyorsunuz" demek ancak hukuktan ve demokrasiden gram anlamamakla mümkündür.

    ergenekon davasına girmek istemiyorum. çünkü onca faşist uygulama varken hala her şeyi mazur görecek "demokrat" insanlara laf anlatmaya takatim kalmadı. ama şunu söylemem gerek: suçu sabit olmayan adamlarının üzerine geçmişin suçlarını yükleyip, davanın sürdüğü bir anda "bi sürü delil var, suçlular tabi" diye yaftalamak ancak faşistliktir arkadaşım. hükümet, karşıtlarını (suçlu veya suçsuz) birer birer içeri alır ve neredeyse bütün hukukçular hukukun defalarca çiğnendiğini söyler/yazarken, mevzubahis tutuklular delillerin uydurma olduğunu iddia ederken "tabi ki suçlular" demek 12 eylül'de içeri alınan onca solcu için "pis gomünisler" demekten farksızdır.

    işimize geline ne güzel unutuyoruz değil mi? hadi hep beraber tekrarlayalım, önce perihan mağden başlasın, arkasından savunucuları gelsin: suçu ispatlanana kadar herkes masumdur.
hesabın var mı? giriş yap