• kampa gidelim mi baba ile ortak olan, çocuklarımın devam ettiği yuva**sebepli gitmek zorunda kaldığım, ekolojik kamp görünümlü ticari hede.
    kamp yapmak gerçekten çok keyifli ve çocuklar için muhteşem bir deneyim, ancak bunu permakampta yaparsanız kabul etmeniz gereken şeyler var;
    mesela kurucu üyelerden biri sizi trekking turuna çıkarıp kaybolmanıza sebep olabilir, çocuklardan birini arkada unutup yola devam edebilir, yine kurucu üyelerden herhangi biri çocuğunuzu azarlayabilir, gelip misafir yetişkinin elinden* cips paketini zorla almaya çalışabilir, size bilgiçlik yapmayı kendinde hak görebilir, doğal olmayı asabi ve kaba olmakla karıştırdığının farkında olmayabilir, çocuğunuza kene yapışabilir, bozuk bulgur pilavı servis edilebilir, vs vs
    ha bi de kazara ayağınız çürümüş bir ahşap deckten içeri girerse*, yaralanırsanız, özür falan dilemelerini beklemeyin, üstüne soruyorlar "çocuklar için yapılan yerde siz niye dolaşıyosunuz?" neyse ki çocuklar yaralanmadı deyip devam etmek zorunda kalıyorsunuz.
    son kampımızda da malesef çocuklardan birinin başına geldi aynı deck olayı, bir de ahşap oyun gemisinin üst katında iki ahşap kırıldı*, güvenlik de sıfır!
    özetle, asla önermiyorum, çok daha güzel ve gerçekten ekolojik kamp alanları var, iki uyduruk talaş tuvaletle, bulaşıkları arap sabunuyla misafirlere yıkatmakla, üstüne dünyanın parasını talep etmekle ekolojik olunmuyor.
  • kendi yiyeceğini üretmek isteyen insanların kampa gidelim mi baba benzeri farklı mecralarda tanışıp kaynaşarak 20 dönüm kadar bir arazi kiralamasıyla başlayan süreçte gönüllerince biberdi baklaydı yetiştirmelerini, çocuklarının toprakla buluşmasını sağlayan oluşumun adı.

    http://permakamp.com/tr/

    beykoz'un öğümce köyü'nde yer alıyor. git git bitmez bir uzaklıkta. sorup cam ocağı'nı bulun işte hemen onun yanında. arabanın geçtiği yola bitişik değil ona göre bakın.

    işte ben burada bir atölyeye gittim. web sitelerinden ilgili sayfaları kaldırmışlar ama şuradan fikir edinebilirsiniz:

    - http://dogakesif.blogspot.com.tr/…5_01_archive.html

    atölyeyi düzenleyen bu kişiydi; aklımda orada bir şeyler öğrenmek için bulunan insanların sorularına "ama ben burada bir şey anlatıyorum bölüyorsunuz" şeklindeki asabi cevapları kalmış.

    ilk başta boyaları, teknikleri anlattı. arada atıştırma molaları verdik. sonra yapmaya başladık. yapmaya başladık dediğim herkes kafasına göre takılıyor, ama mesela su borusunun etrafına sarıyorsun ya kumaşı; işte o borudan 2 tane var, ya sıranı bekleyeceksin ya da diğer teknikleri kullanacaksın.

    güya arazide bitkilere baktık hangisinin neresinden boya elde edilir diye; 3-5 bitkiye baktık bir taş atımı mesafe gittik gitmedik tur bitti. hani desem ki bu atölyenin burada yapılması şart, en azından bitkileri görmek için gelinmeliydi; yok öyle bi şey! taksim'de, kadıköy'de vs. bahçesi olan bir kafede pekala da yapılabilirmiş o kadar yol gitmeye hiç gerek yok.

    20 kişi kadardık, adam başı 125 lira çocuk başı 50 lira -evet çocuklar da paralı-. beyaz olması şartıyla boyamak istediğin tişörttü, yündü, örtüydü kendin getiriyorsun, yiyeceğini kendin getiriyorsun, ama tuvalet bedavaydı hakkını yemeyeyim.

    su borusunun metresi 5 lira, amerikan bezinin metresi 4,5 lira, 1 çile yün 1,5 lira. o kadar insanı teeeee dünyanın öbür ucuna getirip adam başı 125 liraya topluyorsunuz 3 tane daha su borusu, 10 metre kumaş, 10 çile ip alamamışsınız ayıp be! vereceğiniz yarım metre kumaşla uğurlasaydınız da kazıklanmış hissettirmeseydiniz keşke.

    bu atölyeye katılıp da herhangi bir yönden tatmin olmuş biri olduğunu sanmıyorum. google'dan açıp okusaydım, youtube'dan izleseydim daha faydalı olurdu eminim.

    oradan çıkınca cam ocağına uğrayayım ne var ne yok bi bakayım dedim, evde yapamayacağın şeyler için 4 (yazıyla dört) atölyeye 120 lira veriyorsun ve atölye sonunda kendi yaptığın küçük güzel kuşların, hediye edebileceğin takıların oluyor ne güzel! oraya gitmediğime pişmanım evet.
  • vay be gitmeden keşke üstteki yazarın paylaşımını okusaydım, gitmezdim.

    7 yıl geçmiş üstünden ancak hiçbir şey değişmemiş. kurucularında hala aynı kaba üslup, ortam çok eski kırık dökük. yemek veriyorlar bu sefer dünyada para alıyorlar, üstüne de gidip bulaşıkları siz yıkıyorsunuz. tuvaletler felaket.
    ben yaptım bir hata siz yapmayın diye yazıyorum buraya...
hesabın var mı? giriş yap