• ağırlığına göre oldukça ekonomik olan godaman arabası. uzun yolda 1 depo ile 1400 km yapabilirsiniz. şehir içinde 1000 yaparsınız.

    yarı otomatik sileceklerle yağmurda son sürat giderken yandaki arabanın yolda biriken suyu sıçratmasından endişe etmiyorsunuz ki bundan önce kullandığım otomobilde tem'de biriken suyu arabanın üzerine attırılması nedeniyle yol görüşünü kaybettim allah'a şükür yol boştu da yan aynalardan çizgileri takip ettiydim. böyle bir durum da evet sileciğin çalıştırmanız 1-2 saniyeyi almıyor bile ama zaten kaza dediğin şey de o 1-2 saniyede oluyor. yarı otomatikliği de silecekleri otomatiğe geçirmeniz için gerekli. bir de aracı durdurusanız kapatıp yeniden otomatiğe almanız gerekiyor.

    patinaj engelleme sistemi de yine yağmurlu havalarda hayatınızı kurtaran bir başka güzelliktir ki 2 kere başıma gelmiştir. bunlardan 1 tanesinde gerçekten işini başarıyla tamamlamıştır. 120-130 ile su birikintisinden geçtiğinizde arabanın yola yapıştığını hissediyorsunuz zaten ama yine tem'de mahmutbey istikametinde gaziosmanpaşa sapağına gelmeden önceki viyadüğüne tırmanırken sol şeritte biriken suya 140 ile girdiğinizde arabanın önce yola yapıştığını, hatta yola sabitlendiğini hissediyorsunuz. sonra hafif bir sendeleme hissettiğiniz anda eps ışığı yanıp ötmeye başlıyor daha siz ne olduğunu anlayıp ayağınızı gazdan çekmeye karar vermeden ve araba sol bariyerlere girmeden kendini toplamış oluyor ki bunlar eki topu 1-2 saniyenin içinde oluyor. siz içinizden vay .mına koyim teknolojiye bak, ak sakallı dede ya da otomatik verilmiş sadakamız varmış modülü, ne derseniz artık...

    gelişmiş modellerinde entegre blütutlu telefon destek sistemi var ama benim kullandığımda yok.

    araç 1,5+ ton olmasına rağmen güçlü motoru sayesinde kırmızı ışıklarda birçok yeni yetme züppeye asfaltın tozunuzu yutturabiliyorsunuz eğer isterseniz. fakat pekçok 407 kullanıcısı buna tenezzül etmiyor bile. araç ilk kalkıştaki bu performansını uzun yolda fazlasıyla koruyor. mesela istanbul-ankara tem otoyolunda cankurtan rampasını 170 km/h ile hiç zorlanmadan çıkabiliyorsunuz. daha fazla hız yapabilmek tek şart yanınızda eşinizin olmaması ya da uyuyor olması gerekiyor. motor o kadar sessiz ki eğer eşiniz uyuyorsa asla rampa yukarı 200'ü bulduğunuzda motor böğürmeyecek, eşiniz uyanmayacak ve siz yakalanmayacaksınız.

    tüm bu performansına rağmen uzun yolda (klima kapalı olarak) 100 km'de 4.7 yakıt ortalaması ile gidebiliyorsunuz ki hadi biraz daha basmış olun 5 litre olsun 1.5'luk bu araç ve bu performans için. yani şöyle bir örnek vereyim. benzini istanbul'da doldurup ankara'ya gidip geri geldiğinizde halen yarım depo benzininiz kalmış oluyor.

    buğu önleme sistemi, camlar ne kadar buğulu olursa olsun 5-10 saniyede tertemiz ediyor camları. aracın içi çok geniş olduğu için klimanın içeriği tamamen soğutması biraz zaman alıyor otomatik mod yerine iç sirkülasyona almanız klimanın işini kolaylaştırıyor. bir de motor ısınana kadar camları açıp içerdeki pis ve çok sıcak havayı dışarı atmanız da hem sizin hem klima performansı için oldukça iş görüyor.

    içi oldukça geniş. özellikle eşim ön koltukta oturunca hiçbir şey görememekten hatta cama bile uzak olmaktan dolayı kendini oldukça güvende hissettiğini belirtti. bagajı da oldukça geniş. almanya'dan gelen kayınvalidenizin tüm valizlerini kayınvalidenizle birlikte aracın bagajına tıkabiliyorsunuz üstelik halen boş yer kalıyor.

    son olarak uzaktan görünüşü ile hem göz dolduruyor hem göz korkutuyor. bundan önce clio 3 hb kullanıyordum ve yolda önüme kıran kıranaydı. şimdi ben izin vermediğim sürece önüme kıran yok.

    tek kötü yanı. altı türkiye şartları için çok alcak bu nedenle altına çelik levha taktırmanız gerekiyor. ve plakayı, otoparktan ya da dik bir yerden inerken düşürebilme ihtimalini sürekli aklınızda bulundurmanız gerekiyor.

    servis ücretleri de herhangi bir ithal otomobil kadar.

    farmakodinamiğini anlattım bari farmakokinetiğini de anlatayım tam olsun.
    çok fazla arabalara heveslenmem. evet arabalar hoşuma gider ama hiç birinde 2005 senesinde yeniköy'deki peugeot bayisinde gördüğüm gibi oturup karşına seyretmemiştim. ne kadar çok heveslendiysem artık cenab-ı allah yaklaşık bi 5 sene sonra kullanabilmeyi nasib etti şükürler olsun.

    bir de sır kapısı'yla beşinci boyut'la filan dalga geçerler.

    (bkz: the secret)
  • altına celık levha takılmaması , çakılmaması gereken araç . carpma anında motoru kucagınıza almayasınız , motor on konsolu yarıp sızı sıkıstırmasın , dırek kulaklardan kopup duşsun dıye plastık aksam kullanılmıstır.

    mazallah...
  • bu aracın çelik gri premium paketini yaklaşık 5 aydır severek kullanmaktayım. 2 kez uzun yol yaptım. satın almayı düşünen arkadaşlar araç hakkında fikir sahibi olsun diye gözlemlerimi sizinle paylaşmak istiyorum.

    öncelikle araç hiç yormuyor. son derece konforlu bir araba, kullanımı çok keyifli. passatla da bir kaç kez uzun yola çıkmıştım ama 407 ile samsuna giderken sadece kahve almak için 1 kez mola verdim o kadar, bir an olsun yoruldugumu hissetmedim. içi çok geniş alışana kadar uzay gemisi kullanıyor hissi veriyor. önü alçak kasislerden son derece yavaş geçmeniz lazım. aksi halde her tampon sürtmede içiniz cız eder sonrasında paşa paşa yavaşlarsınız. yol tutuşu çok güzel. performansı çok güzel. enteresan bir şekilde yokuşlarda audi bmw hariç diğer tüm arabalar orta şeride geçerken ben yine sol şeritten hızımı koruyarak at gibi gittim. yakıtı uzun yolda çok ekonomik bir depo ile 1300 km yol yapmanız mümkün. güvenli de bir araba emniyet kemerini takmazsanız yaklaşık 5 dakika boyunca alarm sesi kafa açıyor. otomatik katlanır dikiz aynalar, koltuk ısıtma, far yıkama (tampondan robot gibi 2 tane fışkiye çıkıyor) falan yazmıyorum bile.

    özetle 2.el araç fiyatlarının uçtuğu bu dönemde fiyat/performans olarak alınabilecek en iyi otomobillerden birisi. 5 aydır sadece yakıt pompa müşürünü değiştirmek ve bakım yaptırmak için sanayiye gittim. zırt pırt arıza çıkan bir araç değil. bagaj hacmi oldukça geniş ben 30cmlik bass koymama rağmen hatrı sayılır bir boş alan hala var. arabadaki müzik sistemi oldukça tatminkar ama aux girişi olmadıgı için sürekli cd yazmaktan gına geldi. ben ses sistemi taktırdım. araçta bluetooth var fakat sadece konusmalarda işe yarıyor. telefondan müzik açamıyorsunuz.. kafanıza takılan bir şey olursa mesaj atabilirsiniz seve seve yardımcı olurum. son olarak ekonomik koşulların gittikçe zorlaştığı güzel ülkemde umarım herkes hayalindeki arabaya bir an önce kavuşur.
  • dış görünüşüne hasta olunarak alınmış, executive donanımıyla mest etmiş, yol tutuşuyla daha önce kullanılan araçları (mazda rx7 hariç) silmiş, otomatik vitesi olmadığı için değiştirilmek zorunda kalınmış harika tasarım.
  • ben bu aracı şirketim için almıştım sene 2005 ocak, ilk çıktığında 2.0 benzinli executive premium modelini almıştım. jbl ses sisteminden tutun basınç sensörüne kadar o dönemki en full modelinin sıfır satış fiyatı 68.000 tl gibi bir şeydi sanıyorum.

    tabii ben filo indirimi, bok püsür derken yanlış hatırlamıyorsam 55.000 tl'ye geldi bu arkadaş bana. 2008 kasımında şirketi devrederken arabayı üzerime almıştım, şirketle beraber vermemiştim. halen de kullanıyorum. bir ara range rover satın aldığımda araba garaj bekçisi olmuştu haftada 1 gün ya yola çıkıyor ya çıkmıyordu derken rr'yi sattım bunu kullanmaya devam ediyorum.

    araç zaten bana ucuza geldi, 15 yıldır verdiği hizmetle de parasını çoktan çıkardı o yüzden amacım yolda kalana kadar kullanmak. hem vergi diliminde en alt seviyeye de gelmiş, ilk sahibiyim arabanın daha ne olsun. 270.000 km yapmışım kendisiyle.

    bu ara vites kutusu sıkıntı çıkarıyor başıma ancak sorun basit bir sorunmuş çözülecek yarın. prnd hatası alanlarınız var ise gidip sakın ola şanzıman yaptırmaya kalkmasın. ihtiyacınız olan 2 adet şanzıman elektrovanası, şanzıman yağı ve şanzıman kontaktörü (ustanız buna "şartel" diyecektir.)

    neyse ne diyecektim; bu aracın halen 45-50.000 tl etmesi çok enteresan. bir ara satmaya niyetlenmiştim piyasası 30.000 iken uğraşmayıp 25.000 isteyecektim tanıdık taliplileri çoktu aralarında kavgasını eder alırlar diyordum. bugün halen taliplisi çok. benim ise satasım yok. zira sattığım zaman yerine araba alırsam en az 300.000 harcamam gerekecek.

    bir enteresan bilgi daha ben bu aracı yaklaşık 300.000 km kullandım daha xenon ampülü patlamış değil. gerçekten enteresan bir bilgi. insan üretmedi galiba bunun ampülünü.

    büdüt: bir suser'ın dürtmesi ile kontrol etme gereği hissettim. fiyatları düzelttim. arabanın faturasını buldum. 10 şubat 2005'de almışım.
  • yakın gelecekte türk halkının tercih edip alabileceği yegane d segmenti araç olacak canım arabam. bu sıfır araç fiyatları ile sorunsuz, parçaları yaygın ve nispeten uygun fiyatlı, az yakan sağlam dizel motorlu bir araçtır.
  • çirkin seksiliği var bu arabada. trafikte görünce acayip tav oluyorum.
    bir gün alacam seni dörtyüzyedi, iyi de olsa kötü de olsa alacam.
  • arabaya biner binmez emniyet kemerini bağlamanız gereken araba. yoksa bunu kendisi beyninizi sikerek yapmakta.
  • dış sıcaklık üç derecenin altına düştüğünde, yol bilgisayarı "buz riski vardır" diye uyaran elektromanyak araba.

    what makes you think i m not a superhero bildirdi efendim: fiat albea'da bile varmış bu.
  • 3 yıldır 2005 model 2.0 tdi exclusive modelini kullandığım tek kelimeyle harika olan fransız arabası. bugüne kadar ne bir elektronik arıza verdi nede mekanik. sadece park sensöründe ufak bir sıkıntı oldu oda kırmızı ışıkta tampondan vurdukları için. performanssa performans donanımsa donanım. 25-30bin tl arasında değişiyor şuan fiyatları bu paraya bundan daha iyisi alınmaz.

    özetle fransızların üretmiş oldukları en harika araç.
hesabın var mı? giriş yap