• yarış atı taşımak için tasarlanmış olduğundan manevra kabiliyeti özellikle sınırlandırılmış zira atlara nazik davranmak gerekirmiş. herhalde yavaş gitmesi de ondandır da o kadar çeşit marka ve model varken at taşımak için yapılan bir minibüsü türkiye pazarına sokmanın altında gizli bir anlam mı var diye düşünmeden duramıyorum. (bkz: çocuklarımız yarış atı olmasın)
  • uzun vites kolu $oforun trip yapmasini engeller (bkz: dolmus soforunun vites degistirisi), cok guzel bir "tik tik" sesi vardir.

    ses demi$ken, bahsedilmemi$.. bu minibuslerin kapi kolu ve sesi ciddi anlamda orjinaldir ve insanin beynine kazinir. 10 yil sonra duydugunuzda/gordugunuzde eski duygulari birebir cagirir.
  • fransa'da yaris ati tasimak icin tasarlanan, ucuncu dunya ulkelerine kakalanan konforsuz, donme yetenegi olmayan, hizli gitmemesi icin her seyin en ince ayrintisina kadar tasarlandigi garip tasima araci. kapilari kapali konumda iken neden kapanmamis gibi gorunur, niye oyle tasarlanmistir hala dusunurum.
  • en son mucizevi tasarimi http://www.karsan.com.tr/…runler/j9_premier_14.asp# altinda gorulebilen aerodinamik trajedi.
    yasal uyari : link 16 yasindan kucukler icin kisilik bozukluklarina sebep olabilir.

    --- spoiler ---
    yeni tasarim camurluk,
    krom yan cita,
    yeni yan sinyal,
    ve siki durun asil en onemli degisiklik "yeni tavan su oluklari"
    evet hepsi tek bir cati altinda j9 premier de toplanmis.
    --- spoiler ---
  • ön koltuğunun verdiği hazzı hiçbir tekerlekli aletin veremediğini düşündüğüm efsanevi minibüs. vitesi hiçbir zaman olduğu gibi bırakılmaz, her zaman bir takım aksesuarlarla süslenir. bir de arkasında 5 vites yazar en yeni modellerinde bile.

    kasası tamamen değişmiş, yenisini gördüm geçen gün. eskisinin dostluğu yok. üzüldüm, göğsüme bir sopa saplandı o anda. (sopa?)
  • dünyanın en lüzumsuz minibüsüdür. sabahları işe giderken beni uyutmamak için elinden geleni yapar. işyerim ve evimin arası 30 km olunca ve bunun 20 si yokuş yukarı çevreyolu olunca varın siz düşünün çektiğim eziyeti. bi kere koltuklar bir kişilik değildir kesinlikle. hem genişlik olarak hemde diz mesafesi olarak. anaokulu öğrencileri düşünülerek tasarlandıysa o başka tabi. içindeki konfor zaten minimum düzeyde bile değil. çünkü minimum bile bi seviyedir yani. motor gürültüsü kaputun altında ne kadar ise en arka köşe koltukta da o kadardır. ama hak vermek lazım. sen 20 kişilik minibüse 70 beygir motor koyarsan tabi bağırır o motor. 70 beygirle yokuşları çıkabilsin diye birinci ve ikinci viteslerin dişlileri o kadar büyüktür ki direk 3. viteste bile kalksa olacak nerdeyse. bu sebepledir ki uzun yolda bırakın içinde olmayı kesinlikle dışında bile olunmamalıdır. her sabah 45 dakka yol gidiyorum ama henüz uyumayı başarmış değilim. kalorifer sistemi desen kendine hayrı yok.30 km lik yolun son 5 km'sinde içerisi ısınmış oluyor anca ve o da muhtemelen içeride 20 kişinin nefes alıyor olmasından kaynaklı.
    bir de bunların hepsi 2007 modelinde oluyor. hani şu ledli ön farları olan var ya... içini aynı bırakıp dışını değiştirmişler sağolsunlar. çünkü biz daha çok dışardan bakınca rahatsız oluyoduk zaten. en çok kafamı bozan ise yenilerinde otomatik kapı için konulan bayan anonslu ses kaydı... her kapı açılıp kapandığında "dikkat" diyen bir bayan sesi. hele sabahın o saatinde servise ilk binen kişiyseniz en az 30 kere o sesi duyuyorsunuz. artık o sesin sahibi kimdir bilmiyorum ama tüm türkiyeyi karşıma geçirip "dikkat" dedirtsem kesin bulurum... hayır bide sanki yolcunun rahatını çok düşünmüşler, sanki müşteri memnuniyeti had safhada, sanki bi tek kapı açılıp kapanırken uyarması eksik ... beni o kadar düşünüyosun madem şuna bi turbodizel motor koy arkadaş. bi ses yalıtımı yap ya... çok doluyum çok. bugünlerde seri halde j9 yangını haberleri çıkarsa... ben yapmadım...
  • en arka koltukta kasislerden geçerken g*tünüz havalanırdı.
  • 80li yılların başında babamın karsan'da çalışması nedeni ile türkiye'ye gelen prototipini görme imkanım olmuş idi. metalik kahverengi boyalı, o yıllara göre sıradışı sayılabilecek görünümünü geçersek, asıl devrimsel yanı sürgülü kapısı idi. bu orijinal fransız versiyonunda yolcu kapısı sürgü mekanizması ile açılıyordu. yaşım epey küçük olduğundan şöfor kapısı detayını anımsamıyorum ancak bir ihtimal o da sürgülüydü. yanılıyor da olabilirim.
    fakat fabrika yönetimi, sürgü kapıyı, "bizim millet elini, kolunu koparır bununla..." gerekçesi ile (ciddiyim) iptal edip, klasik açılan kapı kullanmıştır yerli modellerde. bu nedenle araç kapıları kapalı iken de tuhaf bir görünümü vardır.
  • arka koltuğun altında dört kolon, bir bass varsa tadından yenmeyen direksiyon tur yeteneği zayıf, anılarda yeri güçlü araçtır.
    sabah okulun önüne yanasinca içinden sevgili inerse misyonu insan taşımanın çok ötesine geçen bu kutsal araç, şimdilerde çay ocağı, köfte arabası gibi kullanım alanlariyla emekliliğin tadını çıkarmaktadır.
  • üretilmislerin en çirkini, hatta üretileceklerin bile en çirkini. en son yeni modeli cikmistir ki yollara şenliktir. rabbim alacak olanlara akıl fikir ihsan eylesin..amin
hesabın var mı? giriş yap