• wikipedia'ya inanacak olursanız, "çok da fifi" deyimi buraya yerleşen türklerden geliyormuş.

    "recent researchs show the turkish traces all over the island. turks, especially from nigde and yozgat provinces, invaded island in mid 1970's. at the moment they keep all transportation sector with the special vehicle called as minibus. they also established some charity organizations such as "phi phi & schefaatli dayanisma dernegi", "fertek kultur ve dayanisma dernegi", "phi-phi yozgat dostluk dernegi". also in turkish, there is a saying "çok da fi fi" meaning; "so very phi phi". it captures the relax mood of the phi phi people."

    http://en.wikipedia.org/wiki/phi_phi_islands

    şaka herhalde.
  • deliler gibi güzel, sanki bu dünyadan değilmişçesine etkileyici bir yer. avrupalı genç backpacker'ların uğrak noktası.

    her yerde reggae çalar, shroom ve hemen her çeşit keyif verici maddeyi bulmak kolaydır. plajları, bungalow'ları, tayland'a has leziz sokak yemekleri unutulmaz. tayland'ın diğer yerlerinden yemek olarak farkı, adanın nüfusunun çoğu müslüman olduğundan burada pek domuz eti bulunmaz.

    adada zaten motorlu taşıt yoktur. varsa belki birkaç motorsiklet. bir ucundan bir ucuna yarım saatte yürünebilir. plajlar dahil her yer yemyeşildir, binalar da ağaçların arasına sıkıştırılmış gibidir.

    dünya güzeli bir yerdir.
  • taylandin muhtesem adalari. krabiye bagli adalardan en meshur olanlari phi phi donve phi phi leedir. leonardo di caprionun the beach filminin de cekimlerinin gectigi gercek bir cennet. kopekbaligi cenneti de olan adalara maalesef simdiye dek cok az turk gitmis. hatta bazi kokos tur kizlarimizin phukete kadar gidip (ki phuket bodrumdan farksizdir-kalabalik ve gurultulu) 2 saatlik deniz yoluna katlanamayip bu cenneti gormeden turkiyeye dondukleri de gercektir maalesef. feci ucuz, dehset dogal guzellikleri olan tatil yeri.
  • dunyanın en rahat kafa bulunan mekanlarından birisidir muhtemelen. sahilde, yerlerde kirli beyaz kumlar, bol bol bambu ve palmiye yapragı kullanılarak insa edilmiş hippies barda ne içersen hiç kimse oralı değildir. ay kocamandır tepende. sular 100 metre kadar çekilmiştir. yerlerde sert bi çamur gibidir kumlar. börtü böcekler kumlara delikler açar. senin kafa 1 milyondur. bolca avustralyalı ve avrupalı vardr. gece orda sızmaman önerilir.*.herkesin muhtesem hosgorulu oldugu bir ceşit kayıp zaman adalarıdır bunlar. öyle biyerdir işte.
  • yerli halkın bildiğin pipi diye telaffuz ettiği ada. phuket'teki neredeyse yerli sayısına denk düşen turist oranıyla ruslar pıhipıhi, amerikalılar ise fiğfi gibi bir şekilde telaffuz ediyorlar. bir türk olarak elbette pipi tercihimiz. kıyıdaki barlarda sebebini anlayamadığım bir şekilde nargile yasak. istediğinizde polis polis diyerek istediğinizi reddediyorlar ancak onun yerine çok güzel ot temin edebileceklerini söylüyorlar ya da çok pis taşşah geçiyorlar. ancak ara ara yan masalardan ot kokusu da gelmiyor değil.

    ana ada olan phuket açıkçası oldukça kirli ve kalabalık. bu anlamda phi phi yaşadığım hayal kırıklığını unutturdu bana. phuket'ten vapurla gelip en az bir kaç gün kalıp kıyıdaki long tail boat denen tayland'ın simgesi kayıklardan birini 3 saatliğine 1200 baht'a kiralayarak maya bay'i ve çevresini dolaşabilir, etrafında şnorkelle dalış yapabilirsiniz.
  • ismi pi pi olarak telaffuz edilen adalar. bazı resortlarında, zaman zaman duyulan tekne motoru sesinden başka gayrıtabii bir sese rastlama ihtimaliniz hiç yoktur. havuz başında dahi müzik çalınmayan yerlerdir böyleleri.
    giderken hem rüzgar mevsimi olup olmadığına, hem de ayın konumuna çok dikkat edilmesi gereken yer.
    saat 12:00'de iki adım attığınızda göğsünüze gelen deniz, saat 16:00'da ikiyüz metre (hayır, şaka değil) öteye kaçmış olabilir.
    (bkz: med cezir)
  • hasta oldugum yer. ruyalarıma giren ve bu kış inşallah şööyle cumbur cemaat gideceğimiz cennet adalar. buraya aralık sonu subat sonu arası gidiceksin. hayatının en guzel zamanlarını gecirip geliceksin. sonra 14 saat ucak yolculugu boyunca aglaya aglaya "hayır hayat adaletsizliklerle dolu" diyerek isyan edeceksin. havalimanında bronz bir ten ve parmak arası terlikle yuruyup wcde bavulundan cıkardığın kabanını ve botunu giyecek evine gideceksin. *
  • yaklasik 450 yillik entry girmeme sürecimi sonlandirma istegi husule getirecek bir yer, fakat herkesin bahsettigi cennet kösesi, 10 bahtlik su sisesi vs. bunlara deginmeye lüzum görmüyorum. deginmek istedigim nokta, carsinin (yani vapur iskelesinin muhitinin) tam ortasinda yer alan türk restorani. aydinli genc bir kardesimizin actigi ve diyarbakirli bir ustayla beraber yürüttükleri „efe“ isimli bu restoran konusunda söyleyecegim tek sey sudur: yedigi yemekte kirmizi et olmayinca doymayan bir kasap cocugu olarak burda yedigim kusbasili pideyi türkiye‘de „benim“ diyen mekanda bile yemedim. bu kadar, gidin, görün, deneyin.

    onca baligin baharatin envai cesit kizarmis pirincin arasinda cennet bu be. manzarasi suyu kumsali falan degil, asil cennet, asil cölün ortasindaki vaha bu iste.
  • sanırım dünyanın en meşhur tropik adalarından birisi phi phi adalarıdır.
    adalar iki kısımdan oluşuyor ve turlar ikisine de götürüyor; phi phi don ve phi phi ley. 2004 tsunami felaketinde en büyük hasarı alan adalar artık toparlanmış durumda. phi phi don’da konaklanabiliyor. phi phi ley ise konaklamaya açık değil. adaların en meşhur özelliği ise leonarda di caprio’nun oynadığı the beach filmine ev sahipliği yapması. gideceklere önerim adalara speed botlarla gitmeleri, bu hoplamalı zıplamalı yolculuk bile neredeyse 2 saat sürüyor.
    şuradan gezi detayları ve fotoğraflarını bulabilirsiniz.
  • "cenneti dunyadayken gorucez" diye tutturan herkes gitsin...
hesabın var mı? giriş yap