• nick'imi borclu oldugum, benim icin yari-tanri mertebesindeki bk adami...
    çok az insan, sinema tarihinin en önemli ve başarılı bilim kurgu filmlerinden ikisinin onun kaleme aldığı metinlere dayandığını bilir.
    "do androids dream of electric sheep?" (1968), ridley scott’un kamerasıyla "bıçak sırtı" (blade runner, 1982) olarak hayat bulurken, kısa hikayesi "we can remember it for you wholesale" (1966)’den ciddi şekilde etkilenen "gerçeğe çağrı" (total recall, 1990) kaotik sinema adamı paul verhoeven’in imzasını taşıyor.
    her iki filmde, dick’in eserlerinin gayet serbest bir uyarlaması olmakla birlikte, yazarın yansıttığı karanlık vizyonun ve her eserinde irdelediği “gerçek nedir?” ve “biz kimiz?” sorunsalını fazlasıyla taşıyorlardı.
    philip k(indred) dick, 16 aralık 1928 tarihinde chicago’da hayata ikiz kızkardeşi jane ile birlikte gözlerini açtı. kız kardeşinin, doğumdan 41 gün sonra anne sütüne karşı alerjik olması (bir iddiaya göre bakımsızlık) sebebiyle ölmesi, onun hayatı boyunca annesinden (dorothy grant kindred) nefret etmesine ve kardeşinin özlemini içinde taşımasına sebep oldu. çocukluğu, ebeveynlerinin boşanması ve çeşitli paranoyalar taşıması sebebiyle (açık alan korkusu vb.) evinin dört duvarı arasında, annesinin kontrolü altında geçti.
    13 yaşında yayımcılığını john w. campbell’in yaptığı "astounding and unknown" isimli bilim-kurgu dergisi ile tanıştı. yoğun şekilde asimov, heinlein ve van vogt –ki yazarlık hayatı üzerinde derin bir etkisi vardır- okumaya başlar. 14 yaşına geldiğinde bugün artık kayıp olan ilk romanını yazdı: "return to liliput".
    18 yaşında annesinin yanından, sakinlerini sanatçıların ve eşcinsellerin oluşturduğu bir eve taşındı. eşcinsellik ilgisini çekti ama kısa sürede tercihinin bu yönde olmadığını anladı. ilk defa uyuşturucu ile burada tanıştı. 1947 yılında çalışmaya başladığı elektronik dükkanında yazarlığın yanında diğer tutkusu olan müzik ile derinlemesine ilgilenme fırsatı elde etti.
    mayıs 1948’de jeanette marlin ile evlendi, 6 ay sonra boşandı. iki yıl sonra kendisinden üç yaş küçük olan kleo apostolides ile ikinci evliliğini yaptı.
    ilk yayınlanan hikayesi 1952 yılında "planet stories"’de basılan "beyond lies the wub" oldu. ücret aldığı ilk hikayesi ise yine aynı yıl "magazine of fantasy and science fiction"’de yayınlanan "roog" idi. bu gelişmelerden cesaret alan genç yazar üretimini arttırdı. onu sınırlayan tek şey hayal gücü değil, daktilo yazma hızı idi. 1953 ve 54 yıllarında toplam 56 hikayesi yayınlandı. 1955 yılında büyük başarı kazanan "solar lottery" ile ise kendini ağırlıklı olarak roman yazımına verdi.
    tesadüfen tanıştığı anne williams rubinstein için karısından boşandı, hemen onunla evlendi. zaten üç çocuğu olan anne ile 1960 yılında ilk çocuğunu yaptı: kızı laura archer.
    1963 yılında "the man in the high castle" ile hugo ödülüne –ki bilim-kurgu dünyasının en saygın ödüllerinden biridir- uzanması kariyerini temelden değiştirmeye yetti. artık o geniş kitleler tarafından tanınan, dehasına tapılan bir bilim-kurgu yazarı idi. hemen peşinden çatırdamaya başlayan evliliğini, 21 yaşındaki nancy hackett ile evlenebilmek için sona erdirdi. 1967 yılında ikinci kızı isa dünyaya geldi.
    1964-69 yılları arası 16 romanı yayınlandı. başyapıtı sayılan "ubik"i 1968’de kaleme almasına rağmen kariyerine gerekli ivmeyi yeniden kazandıramadı.
    gittikçe artan sinir krizlerine ve paranoyasına dayanamayan nancy onu 1970 yılında terk edene kadar evli kaldılar. bu aynı zamanda dick’in hayatının en karanlık döneminin başlangıcı oldu. evini uyuşturucu bağımlıları ile paylaşmaya başladı, kendisi de tükettiği uyuşturucu miktarını ciddi boyutlara çıkardı.
    aynı dönemde kathy demuelle’e aşık oldu ve onunla birlikte yaşamaya başladı. peşinden yaşadığı sayısız ilişkiye –ki hepsi siyah saçlı kadınlardı- 1973 yılında tessa busby ile evlenerek son verdi. aynı yıl üçüncü çocuğu, oğlu christopher aileye katıldı.
    büyük dönüşünü 1975 yılında campbell ödülünü alan "flow my tears, the policeman said" ile yaptı. aynı tarih, tanrı ile iletişime geçtiğini iddia ettiği sanrılar görmeye başladığı yıl oldu. son dönem romanlarının tümünde yoğun olarak bu konuya eğildi. philip k. dick bu “aydınlanma” ile birlikte en tanınan ve başyapıt mertebesine yükselmiş kitaplarını kaleme aldı: "confessions of a crap artist" (1975), "deus irae" (1976, roger zelazny ile birlike), "a scanner darkly" (1977), "valis" (1981) ve "radio free albemuth" (1985).
    bilim-kurgunun büyük ustası hayatı boyunca başarısız bir iş adamı olmanın zorluklarını yaşadı. çok az ücret ödeyen yayın evleri ile çalıştı, ilk avans dışında, kitapları ne kadar satarsa satsın hiç para almadı. üretkenliği, dehasının yanında, bu devamlı para ihtiyacı içinde olma durumu ile de açıklanabilir. ancak hayatının son döneminde bıçak sırtı için aldığı telif hakkı ile belirli bir finansal rahatlığa ulaşabildi.
    philip k. dick, film gösterime girmeden kısa bir sure once santa ana, kalifornia’da kalp krizinden hayata veda etti. sadece 53 yaşındaydı. arkasında 36 roman ve yüzlerce kısa hikaye bırakmıştı.
    dick yazımlarının temel noktası olan “gerçek” ve “gerçek olmayan” ayırımı, onun karakterlerinin maceralarının temel noktası olmaya kariyeri boyunca devam etti. hikaye normal seyrinde giderken, kahramanlarını yepyeni dünyalara atmaya bayılıyordu. temel yaklaşım noktası “herkesin kendi gerçekliği vardır” idi. uyuşturucu etkisinde görülen hayaller, robotlar, androidler, mistik sanrılar, paranoyak davranışlar onun yarattığı değişken evrenleri tamamlayan unsurlardı.
    okuyucusunu etkilemek için bilim-kurgunun vazgeçilmezleri olan çılgın buluşlara, uzay gemilerine, karmaşık geleceklere asla sığınmadı. onun için önemli olan her zaman için insan faktörü oldu.
    sinema ve televizyonda philip k. dick:
    minority report (2002) ("minority report" isimli kısa hikayesinden)
    impostor (2002) ("impostor" isimli kısa hikayesinden)
    total recall 2070 (1999) tv dizisi
    screamers (1995) ("second variety" isimli kısa hikayesinden)
    drug-taking and the arts (1994) ("a scanner darkly" isimli romanından )
    confessions d'un barjo (1992) ("confessions of a crap artist" isimli romanından)
    total recall (1990) ("we can remember it for you wholesale" isimli kısa hikayesinden)
    blade runner (1982) ("do androids dream of electric sheep? isimli romanından)
    out of this world (1962) tv dizisi ("impostor" isimli kısa hikayesinden)

    türkçe’de philip k. dick:
    ubik (ubik/altıkırkbeş yayınları/haziran 2002)
    alfa ayının kabileleri (clans of the alphane moon/metis yayınları/mayıs 2002)
    albemuth özgür radyosu (radio free albemuth/altıkırkbeş yayınları/ekim 2001)
    mars'ta zaman kayması (martian time-slip/altıkırkbeş yayınları/temmuz 2000)
    suikastçı (solar lottery/sarmal yayınevi/ağustos 1999)
    yüksek şatodaki adam (the man in the high castle/metis yayınları/temmuz 1999)
    karanlığı taramak (a scanner darkly/altıkırkbeş yayınları/haziran 1998)
    vulcan'ın çekici (vulcan’s hammer/metis yayınları/şubat 1998)
    gökteki göz (eye in the sky/metis yayınları/haziran 1997)
    dr. gelecek (dr.futurity/sarmal yayınevi/ocak 1997)
    bıçak sırtı (blade runner/-/-)

    biyografi (yayın yıllarına göre):

    1955 solar lottery
    1956 the world jones made
    the man who japed
    1957 eye in the sky
    the cosmic puppets
    1959 time out of joint
    1960 dr. futurity
    vulcain's hammer
    1962 the man in the high castle
    1963 the game players of titan
    1964 the penultimate truth
    martian time-slip
    the simulacra
    clans of the alphane moon
    1965 the three stigmata of palmer eldritch
    dr. bloodmoney
    1966 now wait for last year
    the crack in space
    the unteleported man
    1967 the zap gun
    counter-clock world
    the ganymede takeover (ray nelson ile birlikte)
    1968 do androids dream of electric sheep?
    galactic pot-healer
    ubik
    1970 a maze of death
    our friends from frolix 8
    1972 we can build you
    1974 flow my tears, the policeman said
    1975 confessions of a crap artist
    1976 deus irae (roger zelazny ile birlikte)
    1977 a scanner darkly
    1981 valis
    the divine invasion
    1982 the transmigration of timothy archer
    1984 the man whose teeth where all exactly alike
    lies, inc. (“the unteleported man”in yenilenmiş versiyonu')
    1985 radio free albemuth
    puttering about in a small land
    in milton lumky territory
    1986 humpty dumpty in oakland
    1987 mary and the giant
    1988 the broken bubble
    nick and the glimmung (çocuk kitabı)
  • işi evren yaratmak olan adam... bk tanrılarından biri. kitaplarında çok fazla irdelediği gerçeklik kavramını "gerçeklik ona inancınızı yitirdiğinizde yok olmayandır." şeklinde tanımlar.. sanırım onu ve kurgularını taklit etmek imkansız. çünkü öyle yazabilmek için onun gibi yaşamış olmak lazım.
  • yaşamının son dönemlerinde akli melekelerini iyice kaybetmiş, hatta fbi'a ünlü polonyalı bilimkurgu yazarı stanislaw lem'in gerçek bir insan olmayıp, amerikan bilimkurgusuna zarar vermek amacıyla oluşturulmuş bir komünist örgütün kod adı olduğunu belirten bir ihbar mektubu yollamış olan kişi. mektubun orijinal metni, suçlanan yazarın oğlu tarafından idare edilen resmi web sitesinde mevcuttur. buna rağmen lem, batı bilimkurgusunda eserleri sığ olmayan tek yazarın philip k dick olduğunu üzerine basa basa söylemiştir.
  • yaklasik bir 10-15 sene amfetamin alip 5 gun durmadan yazmak - 2 gun uyumak seklinde yasamistir zira o yillarda kitaplari cok az sattigi icin durmadan yazmak zorundadir.

    yillar sonra bir doktor kontrolu sirasinda ortaya cikar ki vucudu aslinda amfetamini metabolize edemiyordur, yani aldigi butun mallari aynen iseyerek cikariyordur.

    yani adam sadece bilim kurgunun degil plasebonun da allahidir.
  • inanılmaz ama gerçek, kendisinin toplu öyküleri çevrilmeye başlanmış ve hatta ilk cildi basılmış bile. büyülü fener yayınları'na ve berna kılınçer'e çok teşekkürler. yayıncılık dünyasında güzel şeyler de oluyor.

    http://www.idefix.com/…asp?sid=oq5dkm34n3uu10dzsuup
  • solda görünce yazıvereyim dedim, yoksa aslında pkd uzun ve çalışılmış entry'leri tamamen hak eder.

    bilimkurgu hikayelerinin pek çok damarı olabilir, al bak şurada bir sürü alt tür var: https://tr.wikipedia.org/…lim_kurgu#alt_t.c3.bcrler (bak şu da tüm sayfa: https://tr.wikipedia.org/wiki/bilim_kurgu)

    ama benim en sevdiğim bilimkurgu eserleri, şu iki damardan birinden akanlardır:

    1. bilimin, gündelik hayatımıza teknolojik değil fakat sosyolojik etkisi.

    mesela bilimle gelişen teknoloji, tüm üretim biçimlerini ve değiştirdi. üretimin değişmesi işçiliğin algılanışını dönüştürdü. öte yandan, yine teknoloji, ilişki şekillerimizi de değiştirdi. yani gerek işçilik gerekse ilişkiler konusunda, emekten ne anladığımızın, emeği hayatımın neresine koyduğumuzun, bu emek denen şeyi nasıl algıladığımızın, bilimle direkt bir ilişkisi var. bu ikisi arasında dümdüz bir hat var ve bu hattın kurcalanması hoşuma gidiyor.

    ama pkd'yi bu birinci başlığa tam olarak sokamayız.

    2. "gerçek" nedir?

    pkd'nin yeri burasıdır işte, çünkü kendisinin hayattaki sorusu budur. bir sürü hikayesini okudum, hepsi aklımda kaldı diyemem tabii ama, o hikayelerdeki temel mesele gerçekliğin ne olduğudur.

    tek midir? mutlak mıdır? değişmez midir? herkese bir midir?

    eğer değilse, farklı gerçekliklerin ilişkisi hiyerarşik midir?
    yani birinin ya da bir şeyin gerçekliği diğerininkinin üstünde midir?

    aynı anda var olabilen bir sürü farklı gerçeklikle, nasıl yaşıyoruz?

    işte pkd bunun yazarı. ki psikiyatrik sorunları olan biri olduğundan, bu sorunlar onun sadece yazarlık hayatının meselesi değil. adam kendi yaşadıklarını yazıyor.

    bunlar çok kıymetli sorular.
    özetle, pkd'ye hürmetim sonsuz.
  • philip kindred dick veya kendisinden bahsederken kulladığı kısaltmayla pkd, bilimkurgu edebiyatının önde gelen isimleri arasında yer alır. 1950-1980 yılları arasında verdiği sayısız eserle adını bilimkurgu tarihine yazdırmakla kalmamış, aynı zamanda 20.yy amerikan edebiyatının da en önemli yazarlarından biri olarak kabul görmüştür. pkd’nin, yaşadığı dünyaya ve çağına dair çarpıcı göndermeler, derin felsefi tartışmalar ve bilim ile pozitivizme karşı girişilmiş ince bir alayla bezeli roman ve öyküleri bir çırpıda, asimov ve arthur c. clarke gibi isimlerin temsil ettiği bilim-teknoloji hayranı hardcore bilimkurgudan ayrılır. bilimkurgunun yadırgatmacı özelliğini, varoluşu, gerçekliği, zamanın tek yönlülüğünü ve iktidarı sorgulamak için kullanan pkd, yer yer ironikleşen yer yer paranoyaklaşan bir dille bizlere “gerçek nedir?” ve “canlı nedir?” gibi bir dizi çok temel soru sordurtur ve bu sorulara cevaplar arar. yukarıda sözü geçen iki soru bağlamında sırasıyla “sanal gerçeklik” ve “yapay zeka” üzerine daha yılllar önce gündeme getirdiği tartışmalar, bugün mühendislik, felsefe ve siyaset alanlarının merkezinde yer almaktadır.
    pkd, 1982 yılında “do androids dream of electronic sheep” (androidler elektrikli koyun düşler mi?) başlıklı öyküsünden uyarlanan “blade runner” filminin vizyona girmesinden bir hafta kadar önce ölür. blade runner filminin bir külte dönüşmesinin ardından 40'ı aşkın romanı, 200'ü aşkın öyküsü tekrar tekrar basılır. eserleri sayısız yazar tarafından taklit edilir ve görüşlerinden ilham alan(!) nice yönetmen, pkd’nin isimini vermeksizin pkd öykülerini filme uyarlar. kısacası son dönemlerde karşımıza çıkan birçok çağdaş sanat ürününde pkd’nin izlerine rastlamak kaçınılmazdır. douglas kellner’dan jean baudrillard’a çağdaş kuramcıların göz bebeği, siberpunkçıların ve matrix’in atası pkd’nin eserlerini okumak, içinde yaşadığımız postmodern çağı yorumlayabilmek için elzemdir.
  • telifinin alfa yayınlarına geçmesiyle rahatlatmış bilimkurgu üstadı.
    sonunda 6:45 denen anarşist görünümlü, özensiz iş yapan, edebiyata ve okura saygısız yayınevimsisinden kurtuldu da okuyabileceğiz.
  • (1928, chicago - 1982, california) kendini bir philip k. dick romanı kahramanı olarak tanımlayan pkd, çocukluğunda takip ettiği bilim kurgu dergilerinde van vogt ve heinlein'ın yapıtlarıyla tanışıp onlardan etkilendi. gençliğinde uzun süre radyo ve müzik ortamlarında çalıştı; 1950'den başlayarak roman ve öyküler yazdı. açık alan korkusu (agorafobi), okul yaşamının ve yolculuklarının zor geçmesine neden oldu.

    pkd'nin yaşamının pek durağan olduğu söylenemezdi. philip'in ikiz kardeşi jane, daha çok küçükken ölmüştü. 1948'de talihsiz evlilikler zinciri başlamıştı; iki yıl sonra dul ve alımlı komşusu anne'e takılınca kleo'dan boşanıp onunla evlendi. bir süre sonra anne'in eski kocasını öldürdüğü ve kendisini de aynı sonun beklediği paranoyasına kapıldı. bu çılgınlığa son vermek amacıyla 1962'de tek başına bir kulübeye taşındı. orada yaşadığı yıllarda - iki üç yıl - on bir roman yazdı. daha sonraki yıllar, ilşaçlar ve depresyonlarla geçti. arada dördüncü karısı nancy de onu terk etmişti.

    1973 yılına kadar geçen kısır dönemde birkaç başarısız intihar girişiminde bulundu. sonrasında yeniden evlendi ve yazma yetisini geri kazandı. ilaç kullandığı yıllardan beslenen "karanlığı taramak" bu yıllarda yayınlandı.

    yapıtlarında duyularımızın gerçekliğini kuşkuyla karşılamamıza yol açan iç içe geçmiş öznel evrenler kurdu. tüm yapıtlarında "gerçek nedir ?" sorusuyla uğraştı. ona göre, içinde yaşadığı sistem, insana doğruluğu sorgulanabilir pek çok sözde gerçekler sunar. bu sözde gerçekler de sonunda gerçek olmayan insanlar yaratacaktır.

    öykülerinden yaratılan "blade runner" filminin gösterime girmesinden birkaç hafta önce öldü.
  • philip k. dick ve alternatif kehanetsel gelecek anlayışı:
    https://vimeo.com/43779621

    (discovery science'taki prophets of science fiction serisinin philip k. dick'le ilgili bölümü.)
hesabın var mı? giriş yap