• bir sergide sergilenen tablosunun ters asıldığı 6 ay sonra anlaşılmıştır.
  • isminin anagram'ı "i paint modern" olan insanmış. ilginç.
  • 1911'de amsterdam'da bir sergide gördüğü georges braque and pablo picasso'ya ait resimler mondrian'ı çok etkiler. bunun üzerine 1912'de paris'e gider . bu dönemde yaptığı ağaç dizisi, kübizm’in etkilerini taşır. bu etkiden çabuk kurtulur. kübizm’i bir sıçrama tahtası yapar. 1913 tarihli "7 no'lu kompozisyon" adlı resminde tanınırlık en aza indirilmiş, tuval yüzeyi bir çizgi ve renk düzeniyle kaplanmıştır.

    ama bu gelişi güzel değil, uyumlu, dengeli sanatsal bir düzenlemedir. mondrian bununla da yetinmez. “resim kendisinden başka hiçbir şeyi anımsatmamalıdır. resmin iki ana ögesi vardır ve sanatçı bunlarla yetinmelidir” demektedir. sonrasnda daha da aşırıya gider, çizgiyi yalnız yatay ve dikeylere, rengi katışıksız olan üç temele, kırmızı, sarı ve maviye indirger.

    ayrıca (bkz: malevic)

    kaynak:
    http://www.ibiblio.org/wm/paint/auth/mondrian/
    http://www.guggenheimcollection.org/…_md_112_3.html
  • de stijl grubunun kurucusu theo van doesburg a soyle bir mektup yazmış kişidir;

    "following the high-handed manner in which you have used the diagonal lines, all further collaboration between us has become impossible. for the rest, sans rancune."

    yani: eğik çizgiler kullanman nedeniyle senle çalışmam bundan sonra imkansız.

    (bkz: neyin mucadelesini veriyorsun arkadasim sen) *

    not: eğik çizgilerin soyutlamaya aykırı olduğunu, esas temel öğeler olan dik, ve enine çizgiler kullanılması gerektiğine inanıyormuş rahmetli, haklıdır tabi ki davasında.
  • mondrian’ın sanat tarzının evrimini gösteren oldukça eğlenceli, komik ve eğitici bir animasyon: mondrian ve sanat tarzı

    sanat kariyerinin ilk yıllarında ürettiği eserlerde sembolizm, fovizm, post-empresyonizm ve kübizm etkileri görülse de çoğunlukla çizgilere, dikdörtgenlere ve temel renklere indirgenmiş saf soyutlamalarıyla tanınır.

    sanatçının kompozisyonlarının temelini karşıt güçler oluşturur. eserlerinde çokluk hakimdir ve gözlerimiz bir renkten diğerine geçmeyi durduramaz. aslında evrensel olarak okunabilen resimler, doğrudan ve görsel uyumu yansıtan bir sanat yaratmak isteyen sanatçının oldukça tanınır olmasının nedeni de budur. ayrıca, bir mondrian resmini yerinde görmekle ekranda görmek aynı şey değildir. çünkü çizgiler ekranda göründüğü kadar kusursuz kenarlı değildir ve parçalarının boyutları bizi farklı duygulara taşır.
    broadway boogie woogie, 1942
    victory boogie woogie, 1942
  • hakkında yapılan eleştirilerin çoğu, sanat tarihi hakkında eksik/yetersiz okumalardan kaynaklanıyor.

    mondrian, kendisine kadar olan bir sanat birikiminin ürünü olduğu gibi; kendisinden sonrakiler için de devrim niteliği taşıyan eserler/düşünceler ortaya koymuştur. mondrian'ın eserlerine bakıp, -en bilinen isimle- picasso'nun eserlerini görmek, rus konstrüktivistlerinin uzamsal çizgilerini ve dekonstrüktivist mimarların yapılarını anlamlandırmak ancak böyle bir okuma sürecinde ortaya çıkar.

    yani şu var ya, "hocam bunlar hayatta ne işimize yarayacak". hayatı daha iyi anlayacaksınız. mondrian, eserleriyle bir düşünce biçimi ortaya koymuştur. de stijl, kendisinden sonra gelen akımları etkilemiş ve hatta bazılarına çıkış noktası oluşturmuştur. bir zaha hadid yapısına bakıp, aklınıza serbest çağrışımla gelen mondrian'ı anmıyorsanız; hayatta ufak bir şeyi kaçırmış sayılırsınız. bunu ne kadar önemsediğiniz size kalmış tabi...
  • hollandalı sanatçı modrian sanatın doğaya egemen bir dünya olduğuna, bu yüzden de doğanın resimden atılması gerektiğine inanıyordu. hint felsefesi ve tasavvufla ilgilenmesi sanatçıyı bu düşünceye bağlamıştı.

    mondrian, nesneden kopmak için ilk olarak doğal renklerden uzaklaşıp sarı, kırmızı, mavi gibi saf renkler kullanmaya başladı.

    mondrian, dünyayı "karşıtlıkların savaşı" olarak görürdü. bundan dolayı resimlerinde dikey ve yatay hatlar dışındakileri kompozisyonundan çıkardı. tuval yüzeyini yatay ve siyah çizgilerle bölüyor, sonrada dikdörtgenleri renkle dolduruyordu. dikey ve yatay çizgiler karşıtlıkların düşünce düzeyine aktarılmış imgeleriydi.

    dikey çizgiler evrensel, nesnel ve düşünsel olan erkeksi kavramları, yatay çizgiler ise bireysel, öznel ve maddesel olan dişi kavramları simgeliyordu.

    hollanda doğumlu olan bu "de stijl" sanat akımı tüm avrupa'da büyük yankılar yaptı.
  • kompozisyonu olusturan degiskenler (sinirli renk sayisi, sadece dik ve yatay cizgiler) yeterince karmasik görünmesine ragmen algilamasi cok kolay, cünkü hep lineer. yani renk ve cizgilerin lineer kompozisyonlarina bakiyormus gibi algilamak mümkün malum tablolarini. (kücük edit: bunu simule eden minik bir program mi yazsam diye düsündüm, söyle bir sevimlilikle karsilastim: http://www.thisiscolossal.com/…ads/2016/03/pong.gif )

    beni neden bu kadar etkiledigini, neden tablolarina, stüdyosunun maketine, ondan esinlenmeyi beceren islere bakmaya doyamadigimi taktim bugün kafama. sanatin teorisinden cok anlamayan bir mühendis olarak verdigim karar üstteki cümleler. cahilligime bakarak dövüp öldürmeyin lütfen, zira bu piet'le benim aramda. düzlügü bu kadar güzel gösterdigin icin seviyoruz seni mondria(a)n.
  • cizgilerindeki yataylikla kadinligi, dikeylikle erkekligi simgeleyen bir ressamdir.
  • kendine özgü üslubuyla pasta sanatına ilham kaynağı olmuştur:
    http://i.hizliresim.com/bk7dxm.jpg
hesabın var mı? giriş yap