piraye
-
aşkını en güzel dizelere döken kadındır. piraye'den nazım'a...
ben senden önce ölmek isterim
ben,
senden önce ölmek isterim.
gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
ben zannetmiyorum bunu.
iyisi mi beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin
fedakarlığımı anlıyorsun,
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
sonra sen de ölünce
kavanozuma gelirsin
ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün.
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi oradan atana kadar...
ama biz o zamana kadar
o kadar karışacağız ki
birbirimize
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
toprağa beraber dalacağız
ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak:
biri sen
biri de ben.
ben
daha ölümü düşünmüyorum.
ben daha bir çocuk doğuracağım
hayat taşıyor içimden,
kaynıyor kanım.
yaşayacağım, ama çok, pek çok
ama sen de beraber
ama ölüm de korkutmuyor beni,
yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
ben ölünceye kadar da
bu düzelir heralde.
hapisten çıkma ihtimalin var mı bu günlerde?
içimden bir şey
belki diyor...
piraye nazım hikmet ran
18 şubat 1945 -
hapishane yolunu gozleyecek kadar sabirli,sair bir baskasina asik oldugu icin,aradan çekilme ve gitme yurekliligini gosterecek kadar onurlu olan, sair'in yar i vefakari.
-
sevilişinden, dünya eriyecek sandığım kadın.
-
nazım hikmet ile olan ilişkileriyle alakalı çok fazla döküman okuyup araştırma yapmama rağmen, hala kendisinin nazım'a olan duygularıyla alakalı net bir fikre sahip olamadığım eşsiz kadın.
örneğin müthiş gururlu bir kadın olmasına rağmen nazım hikmet'in ihanetlerini " seviyorum, ayrılamam." diyerek sineye çekmeyi tercih etmiş. buna rağmen nazım'ın aşkına, tutkusuna cevap veremiyor. örneğin bir mektubunda nazım, piraye'nin kendisine bir kez olsun herhangi bir aşk sözcüğü etmediğini, kendisi ederse de alaycı bir tavır takınarak geri püskürttüğünü belirtmiş.
cinsel anlamda da nazım'ın beklentilerini karşılamayıp soğuk davrandığı biliniyor.
fakat buna rağmen nazım'ın hayat direktörü gibi. eserlerini arşivliyor, cezaevinde o'na bakıyor, sadakatle bekliyor, özlüyor,
duygusal mesafesini bir yaradılış özelliği olarak saymak mümkün fakat, insan bu denli sevdiği, kendini adadığı bir erkeğe nasıl aynı zamanda bu kadar uzak olabiliyor anlaması güç.
diğer taraftan nazım kendisini bir başka kadın için terkettiği vakit, günlerce bilinçsiz yataklara düşecek kadar çok yıkılıyor.
piraye nazım'ın da bir başka mektubunda belirttiği gibi, o'nun erkekliğine değil hayat duruşu ve sanatına aşık kanımca.
haksızlık ediyor da olabilirim.
fakat ne olursa olsun kendisine şu dizeleri yazdırabilmiş bu muhteşem kadına hayran olmamak elde değil.
bir tanem!
son mektubunda:
"başım sızlıyor
yüreğim sersem!"
diyorsun.
"seni asarlarsa
seni kaybedersem;"
diyorsun;
"yaşayamam!"
yaşarsın karıcığım,
kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgârda;
yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı
en fazla bir yıl sürer
yirminci asırlarda
ölüm acısı.
ölüm
bir ipte sallanan bir ölü.
bu ölüme bir türlü
razı olmuyor gönlüm.
fakat
emin ol ki sevgili;
zavallı bir çingenenin
kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli
geçirecekse eğer
ipi boğazıma,
mavi gözlerimde korkuyu görmek için
boşuna bakacaklar
nâzım'a!
ben,
alaca karanlığında son sabahımın
dostlarımı ve seni göreceğim,
ve yalnız
yarı kalmış bir şarkının acısını
toprağa götüreceğim...
karım benim!
iyi yürekli,
altın renkli,
gözleri baldan tatlı arım benim;
ne diye yazdım sana
istendiğini idamımın,
daha dava ilk adımında
ve bir şalgam gibi koparmıyorlar
kellesini adamın.
haydi bunlara boş ver.
bunlar uzak bir ihtimal.
paran varsa eğer
bana fanila bir don al,
tuttu bacağımın siyatik ağrısı,
ve unutma ki
daima iyi şeyler düşünmeli
bir mahpusun karısı. -
kızıma koyduğum isimdir.
-
"çekmediği kalmadı benim yüzümden kadıncağızın... ama ne sağlam kadındır bir bilsen... hapiste 40 kişiysek bana bir yumurta yedirebilmek için etraftan bulup buluşturur 40 yumurta getirir hapishaneye. çünkü bilir onlardan ayrı yiyemeyeceğimi... tembelleştim mi, 'hadi bakalım yeter bu kadar tembellik' der, kapatır beni odaya... böyle yazdım şeyh bedrettin destanı'nı..."
nazım hikmet
endipnot: nazım'ın kadınları arasında benim de en çok üzüldüğümdür. yazık, hep cefa hep cefa. -
karakterinin isminin piraye değil pollyanna olması gereken kitap. sürekli bir şeyler söyleyen ancak tam tersini yapan, takıntılı diğer karakterler içinse yine sürekli " bu bile büyük bir gelişme onun gibi biri için" diyip duran, akıcı anlatımı olmasa insanı çok fena sıkacak bir kitap. başlardaki piraye ne güzeldi halbuki. "sevdiğim adam bana şiir yazacak" diyen o piraye...
-
sevilişinden dünya buharlaşacak sandığım kadın.
-
nazım'ın asılırsa acısını toprağa götüreceği kadın. yalnız...
bir tanem!
son mektubunda:
'başım sızlıyor yüreğim sersem! ' diyorsun.
'seni asarlarsa seni kaybedersem;
diyorsun;
'yaşıyamam! '
yaşarsın karıcığım,
kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda; yaşarsın kalbimin
kızıl saçlı bacısı
en fazla bir yıl sürer
yirminci asırlılarda
ölüm acısı.
ölüm
bir ipte sallanan bir ölü.
bu ölüme bir türlü
razı olmuyor gönlüm.
fakat
emin ol ki sevgilim;
zavallı bir çingenenin
kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli
geçirecekse eğer
ipi boğazıma,
mavi gözlerimde korkuyu görmek için
boşuna bakacaklar
nazıma!
ben,
alaca karanlığında son sabahımın
dostlarımı ve seni göreceğim,
ve yalnız
yarı kalmış bir şarkının acısını
toprağa götüreceğim...
karım benim!
iyi yürekli
altın renkli,
gözleri baldan tatlı arım benim:
ne diye yazdım sana
istendiğini idamımın,
daha dava ilk adımında
ve bir şalgam gibi koparmıyorlar
kellesini adamın.
haydi bunlara boş ver.
bunlar uzak bir ihtimal.
paran varsa eğer
bana fanila bir don al,
tuttu bacağımın siyatik ağrısı,
ve unutma ki
daima iyi şeyler düşünmeli
bir mahpusun karısı. -
piraye nazım hikmet için yaptığı hapishane ziyaretleri sırasında nazım'ın kader arkadaşı kemal tahir'le tanışmıştı. bu tanışma mektuplarla pekiştirilecek bir arkadaşlığa dönüşecekti. öyle ki nazım hikmet bir gün kemal tahir'e " birbirinizi sevmeniz beni ne kadar bahtiyar eder bilirsin. zaten piraye'yi anlayıp sevemeyen ve onun tarafından anlanıp sevilmeyen bir insanı -itiraf edeyim- ben de dolu dizgin sevmem" diyecektir. nazım'ın piraye'den ayrılma kararı kemal tahir'i çok şaşırtacak, hayranlık duyduğu nazım-piraye ilişkisinin sona ermesinde piraye'nin tarafını tutsa da bu ayrılık kemal tahir'le piraye arasındaki arkadaşlığın da sonu olacaktı.
nazım da sonraları piraye'ye dönmek isteyecek,ancak bu konudaki ümitsizliğini de bir dostuna yazdığı şu sözlerle ifade edecekti: "kendisine dün bir mektup yolladım. cevap vereceğini sanmıyorum. bilirim, onun için insan bir kere ölmeye görsün bir daha kolay kolay dirilmez. ben de onun ölülerinden biriyim."
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap