• kadıköy bahariye'deki huzur dolu, rakılı, mezeli güzel mekân.
    bahariye'de yapı kredi bankası'nın bulunduğu sokağa girdiğinizde müjdat gezen sahnesi ile aynı çıkmaz sokakta yer alır.
    iç mekanı da pek hoş görünmekle beraber havaların güzelleşmesinden yararlanıp bahçesinde demlenmek çok daha uygun.
    ismine yakışır bir şekilde siz demlenirken uzaktan gelen müzik sesi taş plaklar sayesindedir.
    mezeleri, ara sıcakları pek lezizdir. tek kusuru efe rakı yoktur. ama yaş üzüm rakısı vardır. ikramı, servisi ise ayrı bir memnun eder. bir süredir düzenli olarak gidince ayrı bir ilgilenir oldular sağ olsunlar.
    fiyatlara gelirsek, fazlasıyla uygundur. zaten bu konuda son derece şeffaflar; internet sitelerinden gitmeden bir fikir sahibi olabileceğiniz gibi akın balık ya da zübeyir ocakbaşı gibi "nasıl olsa kafaları güzel oldu..." diye yaklaşıp hesapta hinlik hiç yapmazlar.
    mütevazi, samimi, muhabbetli, huzurlu, rakılı bir akşam için gidilir.
  • şimdi oradan geliyorum ve benim de söyleyeceklerim var.

    buraya ikinci gidişim. ilkinde doğumgünü kutladık, mekanı bile isteye seçtim çünkü methini çok duymuştum. çok da memnun kaldık. ortamı güzel, müziği on numara, mezeler yemekler düzgün, servis sıkıntısız, fiyat makul. sorun yok.

    bugün efendi gibi rakımızı içerken, hiçbirimiz henüz sarhoş değilken, artık ne sebeple huylandı bilmiyorum ama, işletmeci adam bir arkadaşımıza gelip "size kahve getireyim mi" diye sordu.

    ne münasebet ya? beş yetişkin insan gelmiş doğru düzgün içiyoruz, kimseyle sıkıntımız yok, muhabbetimiz tadında gidiyor. diyelim ki o arkadaş gerçekten ağır sarhoş, biz diğer dört kişi saksı mıyız orada?

    kaldı ki, yine diyelim ki arkadaşımız gerçekten sarhoş, meyhaneye bunun için gidilmiyor mu, sarhoşluğun neresi acayip? sorun mu çıkardık? kız artık ayakta duramıyor olsaydı dahi bu bizim sorunumuz olurdu, çünkü onu taşıyacak olan biziz. diğer müşterilerine ya da işletmene kimse bir şey yapmıyorken, neler oluyor kuzum?

    bu hareket bence çok ayıptı. giderseniz bilin ki, işletmeci adam gereksiz zabıtalık yapabilen biri.

    (bu arada, şimdi siz muhtemelen "gelmiş sarhoş kafayla yazıyor işte, allah bilir neler olmuştur" diyorsunuzdur ama öyle değil vallahi billahi değil. evet ara sıra çığırdan çıkmış şekilde kahkaha atıldığı doğrudur, ama "fail" o arkadaş değildi. başka da sesimiz çıkmadı zaten. ayrıca da ben sarhoş değilim sevim!)
  • bir duble rakı ve bir tabak peynire 50tl verecekler gidebilir. adı taş plak ama hiç bi alalası yok. üç beş yeşilçam fotosu var o kadar.

    benusen'e gidin en azından aynı hizmeti ucuza alırsınız.
  • efendilikle içilecek rakıların mekanı. ilk buluşma, yarı-resmi ortamlar, mesafeyi kaybetmeyelim olayları için gayet müsait.

    serviste sorun yok fakat mezeleri çok başarılı bulamadım.

    köpoğlu: tadı yok. yani evet patlıcan yoğurt bişeyler var ama bunlar bir "köpoğlu" oluşturamıyor. hiçbir olayı yok, tuzu bile yok.
    beyaz peynir: ya hani teneke peynirin bir kokusu olur ya, yerken tadını alırsın o kokunun. işte o var. havasızlık kokusu veya plastik tadı, bilemiyorum, ama ı ıh yani.
    barbunya: her yerdekinden.
    atom/eroin: ben bu mezeyi yeni öğrendim, geçenlerde karaköy lokantası'nda. aşırı sevdim, milletin önünden kapıp kapıp yumuldum. burada da görünce hoop diye alıverdim tepsiden ama yiyemedim. çok fazla acıydı, ağzım yüzüm yamuldu resmen. bir de bunun yoğurdunun altında patlıcan olması gerekmiyor mu kuzum, yanlış mı öğrendim ben? bunda yoktu bir şey, saf acılı yoğurt.
    adını bilmediğim kırmızı kapya biberli şey: bak bunu sevdim. ama enteresan olan şu ki, ben biber sevmeyen biriyim. yani burada ister "helal olsun biberi sevmeyene bile sevdirmiş" ister "ashah demek o kırmızılar biberlikten ne kadar çıkmışsa, biber sevmeyen insan bile yemiş" deyin, siz bilirsiniz.

    yine adını bilmediğim patlıcanlı yoğurtlu bir meze daha vardı, ceviz de var içinde. bak onu gerçekten çok sevdim, çok güzeldi. evde de yapıcam ondan.

    yani işte piraye böyle. çok düzgün, hoş, belli durumlarda on numara. solcusu sanatçısı bol, memleket kurtarmaya da müsait yani.

    ama yok taş plak dinleyeyim efkarlanayım, yok kahkahanın dibini göreyim, yok gel bi öpüjem... olmaz abicim. efendi gibi için gidin.

    taş plak neden dinleyemiyoruz derseniz, duyulmuyor çünkü.
  • son gittigimizde de bizi tatmin etmis olan meyhane. zaten bir insan bir meyhaneden ne bekler ki. meyhanede masayi masa yapan etrafinda toplanan guruhtur canlar. takilmayin boyle seylere. meyhane dedigin insana bu atmosferi saglamali oncelikle. piraye'de servis bence oldukca iyi; bugune kadar hicbir sorun yasamadik. meze porsiyonlarinin biraz kucuk oldugu dogru; kalitesi de ortalama seviyede diyebiliriz. ama dedigim gibi bunlara takilmamak gerek bence. kisaca ortami guzel olan meyhanedir benim icin. bu arada pacanga boregi ve yaprak ciger oldukca guzel ara sicak olarak. atlanmamasi gerek.
  • istanbul'daki müşteriye doyan her mekan gibi müşteriye doyan mekan. şımartmayın artık şöyle yerleri.
  • az önce gönderdikleri yeni yıl sms'i:

    "2013 acısıyla tatlısıyla derdi kederi bir yana umarız yaşamınızın en güzel anılarını biriktirdiğiniz bir yıl olmuştur. bu mutlu anılarda yerimiz varsa ne mutlu bize. biberiyle gazıyla tekmesiyle copuyla 2013'ü uğurluyor #diren2014 diyoruz. şerefinize..."

    benim 2013'üme 4 kere katkıları oldu. biraz da olsa güzelleşti evet. hep olsunlar.
  • 2013'e girdiğim mekan. hayatımda dışarıda kutladığım bir yılbaşından hiç daha fazla mutsuz olmamıştım. tek kelime ile rezaletti. diğer günleri bilmem ama kesinlikle yılbaşı eğlencesi için gidilmemesi gereken yer.

    bi fasıl grubu çakması bişey çıktı. ses sistemi rezil, şarkılar rezil, şarkıcı rezil... daha ne kadar kötü olabilirdi tahmin edemiyorum. o an sahneye ajdar anık çıksa boynuna atlayıp çikita muz'u söyleyecektik.

    sahneye gereksiz gereksiz tanıdıkları seyirciler arasından tipleri çağırdılar 1 değil 2 değil yaklaşık 10 şarkı falan söylettiler bunlara. ve 12 olduktan hemen sonra kaçtık mekandan.

    daha da bana kimse piraye demesin.
  • şişirilmis bi balon burası bence
  • üç kişi rezervasyon yapıp, üçüncü kişimiz iş durumu nedeniyle gelemediğinde de, o üçüncü kişinin parasını bize hafiften sokuşturan gereksiz mekan. 2 kişi ne balık yedik ne bir şey, bir 35'lik rakı bir kaç meze ve tereyağında karides ama adam başı 90'ar bayıldık, aman diyeyim, adisyonu, menüyü vs.'yi kontrol etmeden gelen her rakama hemen atlamayın...

    haa mezeleri güzel olabilir, ha müzik de gereksiz bir gürültü olmadığında belki güzeldir ama yok mezeler çok küçük, mekan da küçük, çok kalabalık ve gürültülü...

    kadıköy'de gidilebilecek ve çoook daha iyi ağırlanabilecek gırla yer var, gitmeyin...
hesabın var mı? giriş yap