• (bkz: pişmanlık)
  • pişman olduğumuza olacağımıza pişman olduk.

    halaoğlu ile dayıoğlu ikimiz de yüksekten korkuyoruz. gökova'da tramplenden denize atlıyorduk. ben güç bela atlıyordum, atladığıma pişman oluyordum. o atlamıyormuş, atlamadığına pişman oluyormuş.

    (bkz: pişman ol)
    (bkz: pişman olmamak/@ibisile)
    (bkz: nadim olmak)
    (bkz: nedamet getirmek), nedamet
  • sıklıkla insanlara güvenip, yanılmamdan mütevellit başıma bu aralar arka arkaya gelen duygu. sor bana pişman mıyım :)
  • ileride pişman olmamak icin yaptıgım her davranıştan çok pişman olurum hep. ilginç bir vaziyet.
  • atasporumuz
  • yaptığım bir şeye pişman olmayı, yapmadığım bir şeye pişman olmaya yeğlerim derdi hiç dinlemezdim. pişmanım.
  • 2 türü vardır: yaptığımız şeylerden dolayı hissettigimiz pişmanlık.
    yapmadığımız şeylerden dolayı hissettigimiz pişmanlık. ikincisi üzer.
  • her insan hayatının bir döneminde her ne kadar inkar etse, hayatım boyunca aldığım hiçbir karardan pişmanlık duymadım dese de öyle ya da böyle yaşamıştır bu duyguyu, olması gerekir de. bununla beraber bazıları bilhassa hayata adapte olmakta zorluk yaşayanlar bu duyguyla çok daha sık karşılaşırlar. yaşamı boyunca her yaptığından pişmanlık duymak çok ağırdır. daha içinde yaşarken yaptığının mantıksız, saçma olduğunu fark eder de engelleyemez insan.
    geçmiş zamana bakıyorum çok pişmanım. boşa geçirdiğim, üzerine mal gibi düşünüp düşünüp kendimi yediğim gereksiz boş beleş bütün durumlar için o kadar pişmanım ki. daha da kötüsü bunları aklıma getirmek bile daha derin bir pişmanlık hissetmeme, daha çok moralimi bozmama sebep oluyor. tüm bunları idrak edebildiğim, net bir şekilde fark edebildiğim halde yapmaya devam ediyorum. evet pişman olacağım bazı şeyleri kestirebiliyorum ama engel olamıyorum. bunun da bütün sebebi kahretsin ki mantığımı yüzde yüz kullanamıyor olmam. sinirlenmemek, insanları olduğu gibi kabul etmek, kaygı duymamak, umursamamak, üzülmemek, fark etmemek istiyorum. sanırım en çok farkındalık hayatımın içine ediyor. tüm yaşamımı sonsuz bir döngüye sokuyor, bütün olaylar domino taşları gibi ilerliyor, en sonunda bu illet duyguyu tadıyorum, yaptığım hatalar, kafaya taktıklarım için uzun bir pişmanlık daha duyuyorum. bir türlü başaramıyorum, engelleyemiyorum. keşke bütün kararlarımı mantığımla alabilsem, duygularım ve geçmişe takılmış bütün düşüncelerimi silebilsem. yarın bir gün ölüp gideceğim ve o zaman yaşamımın tüm pişmanlığını son nefesimde nasıl kaldırabileceğim hayal bile edemiyorum. zaten en başında dünyaya geldiğim için pişmanım. ama bu benim pişmanlığım değil ben seçmedim. bir de seçimlerinde özgür olduğu halde pişmanlığı seçmek var tabii. bile bile yanlışı seçmek niye ki? hayret ediyor insan. belki ben buna bağımlı oldum. belki de pişmanlık bağımlılık bir tür. zaten hiçbir zaman güçlü bir iradem olmamıştır. bununla da savaşacak halde değilim. şu an bunları yazıyorum unutmayayım, bile bile nasıl da pişmanlığa sürüklemişim kendimi hatırlayayım diye. belki de sadece yaşama karşı bir savaştan doğuyordur bu pişmanlığın kaynak maddeleri. her neden olursa olsun hayatın en güçlü ve acımasız sonuçlarından pişmanlık. belki bir gün kurtulurum. ölüm de en büyük kurtuluş olur sanıyorum pişmanlıktan.
  • kötü ve dipsiz bir kuyudur. 1 kere pişman oldun mu ardı kesilmez. psikolojik savaşlar yani. gerek yok
  • çift taraflı olabilir. biri üzen, diğeri üzülen. mevzu şurada başlıyor: hangisi daha pişman? üzen mi? üzülen mi? tahmin etmek gerekirse üzülen %51 daha pişmandır. üzenin pişman olması bir boka yaramaz üzülenin açısından..
hesabın var mı? giriş yap