• yaşlı bir adam ara sokaklarda yürürken yolunu kaybetmiş. şurada oturup biraz dinleneyim demiş. otururken yanına bir kocakarı varıp gelmiş.

    adama demiş ki benden son dileğin nedir? adam anlamamış ne dileği diye sormuş. kocakarı iç geçirmiş ve demiş ki üç dilek hakkın vardı, ilk ikisini kullandın, şimdi geriye sonuncusu kaldı. son dileğin nedir?

    affet kızım demiş adam, benim yaşım aldı, hafızam iyi değil, bir önceki seferde ne diledim? her şeyi unutmayı diledin demiş kocakarı. tamam o halde demiş adam, şimdi de her şeyi bilmek istiyorum, dileğim bu.

    tamam demiş kocakarı, ama gülmüş. neden güldün demiş adam.

    çünkü komik demiş, ilk dileğin de buydu.
  • gün itibariyle gamespot'ta the greatest games of all times adlı makale serisinde çıkmış oyun...

    ama biz "games"'de bir harfin fazla olduğunu biliriz...

    not: bu entry niye kötülenir hiçbir fikrim yok. ya da uykum var.

    edit: biz biliriz
  • ilk defa 7 sene önce oynadığım, sonlarına geldiğim halde yapılabilecek çok şey vardı diyerek bitirmemeyi tercih ettiğim enfes bir oyundur. birkaç hafta önce tekrar başladım ve dün gece tno(the nameless one) tekrar bütün olurken bende bir boşluk yaratarak bitti. övgü faslını geçerek bu oyuna başlamayı ya da tekrar oynamayı düşünenlere faydalı birkaç bilgi vereyim, şöyle ki (warning: yarı ingilizce yarı türkçe anlatımlar ile ilgili hassas olanlar için aşağıdaki içerik zararlı olabilir):

    - öncelikle bilin ki bu oyun piyasaya çıkışı aceleye getirilmiş bir yapıt. mortuary ve hive'deki detayı ve özeni curst, carceri, outer planes gibi yerlerde de görebilseydik keşke. buglar oldukça fazla, oyunda görünmeyen ancak dosyalarda yer alan item/quest/karakter/diyaloglar mevcut. bu gibi sıkıntıları minimuma indirerek oyuna başlamak mümkün ve kesinlikle tavsiye ediyorum. nasıl olduğunu aşağıda elimden geldiğince anlatacağım.

    - 4 cd olan versiyonu kuracaksanız oyunun 1.1 patch'i var onu kurmayı ihmal etmeyin, bir miktar bug böylece elimine edilmiş oluyor. 2 cd olan versiyonu ise doğrudan 1.1 patch ile gelmekte.

    - gönüllülerce (çevirisini! yapmış manyakları bile var) oluşturulmuş modlar oldukça faydalı. bu modların yaptığı genel olarak oyunun ruhuna dokunmadan oyunu güzelleştirmek. birçok bug düzeltilmiş, kırık diyaloglar onarılmış, oyun dosyalarında bulunan fakat kullanılamamış ses dosyaları, diyalog, quest, itemlar gerekli düzenlemelerle eklenmiş, 640x480 çözünürlükle kısıtlı olan oyunu 1280x800, 1280x1024, vs. gibi çözünürlüklerde oynamak mümkün hale getirilmiş, mükemmel denilebilecek ve kendinize göre özelleştirebileceğiniz party ai script geliştirilmiş. arattığınızda bu şekilde birçok mod bulup neyi yükleyeceğinizi şaşırıp gözünüz korkabilir. biraz basitleştirmek adına aşağıda yükleme sırası ile en iyilerini veriyorum. aratın kurun (linkler değişken olabiliyor o nedenle link vermiyorum) o şekilde oynayın, pişman olmazsınız:

    1) ps:t ultimate weidu fixpack vx.xx by qwinn: kesinlikle kurulmalı. bulunabilecek tüm fixleri toplamış, incelemiş, derlemiş ve kendi eklentileri ile sunmuş. şu an yeni versiyonunu yayınlamış, benim kurduğum bir önceki versiyonu idi. versiyon geçmişine bakarak gayet doğru iyileştirmeler yaptığını söyleyebilirim. en son versiyonu tavsiye edilir.

    2) ps:t unfinished business vx.xx by qwinn: kesinlikle kurulmalı. oyunun piyasaya çıkışı aceleye geldiği için oyunda olmayan ancak dosyalarda yer alan çoğu şeyi oyuna güzelce ekliyor.

    3) ps:t widescreen mod vx.xx by bigg: 640x480 çözünürlükte oynamak görsel açıdan zevkli değil. bu eklenti ile 1280x800, 1280x1024 gibi çözünürlükler olası hale geliyor. ancak aşağıdaki ui mod(arabirim modu) ile birlikte kullanılmadığı takdirde tercih edileceğini sanmıyorum.

    4) ps:t widescreen ui mod vx.xx by ghostdog: yukarıdaki mod ile birlikte voltranı oluşturuyorlar. 1280x800 çözünürlükte hemen hemen sıkıntısız bir şekilde oynamamı sağladı. bende olduğu gibi (nvidia 8600m gt) kimi nvidia ekran kartları ile sürücü kaynaklı problem yaşanabiliyor. en temiz çözümü ise gayet basit. oyuna girmeden başlat - çalıştır - dxdiag ile directx kontrol panelinden ekran sekmesi seçilerek direct draw hızlandırmasını devre dışı bırakmak.

    5) g3 tseries player ai script: orjinal party ai çözemediğim bir şekilde maalesef çok pasif. bu script ile party ai aktifleştirdiğinizde gayet tatmin edici yapay zekaya sahip bir grubunuz oluyor. en güzeli ise üşenmeyip notepad ile her bir karakterin derlenmemiş kaynak kodlarını açarak scriptlerini kendinize göre özelleştirmek ve sonra kurmak. laf olarak zor görünse de temel değişiklikleri yapmanızı sağlayacak kadar açıklayıcı bilgi dosyaların içinde var. inanırsanız emin olun yaparsanız. ya da sorun, anlatırım nedir ki. örneğin kendim için; agresif büyülerin otomatik kullanılması için gerekli xp value ve enemy count değerlerini yükselttim, fall from grace'in otomatik heal scriptlerini sildim ve annah'ın otomatik hide in shadows için gerekli min hp oranını 85'den 25'e düşürdüm (bu sayede her combata backstab ile başlıyor mübarek).

    6) ps:t tweaks by qwinn: level atlarken maksimum hp aldırmak, tüm bölgeleri explored getirmek, tüm itemları identified edindirmek gibi hile kokan hareketleri içeren bir paket. bunlardan sadece ilki olan banter accelerator kurulması tavsiye edilir. banter accelerator karakterler arası (morte - annah) atışmaları gerçek süreye göre değil de oyun süresine göre tetikleyerek sıklaştırıyor. bu sayede tüm banterleri tecrübe etmenizi sağlaması ile güzel. burda bir uyarı yapmam gerekiyor. benim oynadığım versiyon itibari ile banter accelerator yüklü iken aldığınız oyun saveleri kaldırdığınızda çalışmıyor. yeni çıkmış olan yukarıdaki fixpack (1) ile bu düzeltilmiş olabilir emin değilim.

    biliyorum kimilerine garip, saçma ya da gereksiz gelebilecek şeyler yazdım ama bu harika oyunu ilk defa veya tekrar oynayacaksanız üşenmeyip bu eklentilerle başlamalısınız. gerektiğinde yardım da ederim. bu oyun iyi satsaydı, black isle kapanmasaydı, devamı yapılsaydı keşke diyerek son noktayı koyuyorum.

    edit: imla, anlatım bozukluğu.
  • vay babam vay, planescape: torment ile ilgili bir entry debe'ye girmiş.
    kaç yılındayız yahu?
    gözlerim doldu arkadaş.

    hikayeyi sözlüğe taşıyan arkadaşın emeğine saygısızlık etmeden, oyunda anlatılan halinin bir çevirisini buyurunuz.

    ---

    yaşlı bir adam, karanlık bir yolda tek başına duruyormuş, ne tarafa gideceğini bilmeden. ne nereye gittiğini hatırlıyormuş ne de kim olduğunu. yorgun bacaklarını dinlendirmek için oturmuş yol kenarına. kafasını kaldırdığında bir de ne görsün? karşısında yaşlı bir kadın*. dişsiz ağzıyla adama bakıp kıkırdamış kadın. demiş ki: "peki, şimdi *üçüncü* dileğine geldik. dile benden ne dilersen."

    "ne üçüncü dileği?" demiş adam, şaşkınlıkla. "daha birinci dileğimi, ikinci dileğimi tutmadım ki?"

    "iki dilek tuttun bile," demiş cadı. "ama ikinci dileğinde diledin ki, her şey ilk dileğini tutmadan önceki haline dönsün. o yüzden hiçbir şeyi hatırlamıyorsun, çünkü her şey, sen ilk dileğini tutmadan önceki gibi!" deyip kıkırdamış zavallı yaşlı adama. "o yüzden, kaldı bir dileğin."

    "peki," demiş adam. "sana inanmıyorum, ama dilek tutmaktan ne zarar gelir?
    dilerim ki, kim olduğumu hatırlayayım."

    "ne komik," demiş yaşlı kadın, adamın dileğini yerine getirip sonsuza dek kaybolurken.

    "ilk dileğin de buydu."
  • tek cümlelik bir tanım ile, gelmiş geçmiş en güzel oyundur planescape : torment.
    kendi tanımı ile "hafızasını kaybetmiş, ölümsüz bir adam"ın ana karakter olduğu, hikaye ve diyalogların nakış gibi işlendiği, npc'lerin çoğu oyundaki pc'lerden daha detaylı anlatıldığı, oyun yapmaya kalkışan çoğu zevzeğe ders olarak okutulması gereken bir oyundur. "bilgisayar oyunu" tanımlamasının basit bir eğlence unsurundan bir sanat eserine doğru attığı büyük bir adımdır. bir sanat eseridir.
    muhtemelen söylediğim şeyleri hiç tekrarlamadan günler boyunca övebilirim bu oyunu. bu övgülerin çoğu da yapılmış başka oyunların sahip olduğu özelliklerden farklı olmayacaktır. fakat torment'in bir özelliği var ki, sırf o bile kendi adıma da olsa ona verdiğim ünvanı haketmesini sağlıyor: bir şeyleri değiştirebilme gücü.
    ister mourns-for-trees'in ağaçları için paylaşılan bir parça şefkat olsun, ister criers-of-es-annon'ın ağıtları için bir mezar taşında ufak bir isim, ister ölen kızını son kez görmek isteyen bir baba, ister sonunda huzura kavuşturulmuş acı çeken ruhlar, bir araya getirilen aşıklar, yardıma muhtaç olanlar için yapılan "ufak" iyilikler. onlar için önemi "ufak" olmasa da. her seferinde "böyle olmak zorunda değil, bir şeyler yapabilirim" hissi.

    yıllar sonra tekrar oynadım, nameless one'ın karşısına çıkan sorunlarda çözümleri hep "ben olsam ne yapardım" diye düşünerek buldum. yaşlı mebbeth ile son kez konuştuğumda, deionarra'nın çektiği acıyı anladığımda, ve "maze of reflections" da bronze sphere'i kullandığımda yine gözlerim doldu. nameless one sonunda çoktan unuttuğu suçların cezasını çekmeye gittiğinde lawful good idi. belki benim gibi, belki de benim olmak istediğim gibi, ama her insanın yaptıklarından sorumlu olduğunu, ve bu sorumluluktan asla kaçamayacağını öğretmişti bana. yaşayacağı süre sınırlı olan bir insana verilebilecek en büyük ders belki de. ve bir de soru, hala kendime sorduğum:

    bir insanın doğasını ne değiştirebilir ki?
  • şimdi yaş gelmiş küsüre, oyun oynamaktan bıkmışız. genç kuşaklar muhtemelen burun kıvırıp, ya hocu yu-gi-oh varken zamanında niye kastınız bunlara demekte, yaşıtlarımız sadece winning eleven ile oyun dünyasını genişletmekte.

    ben hiçbir zaman masaüstü frp oynamadım, olaydan da hazzetmem. black isle ile baldur's gate ile tanıştım, o oyuna da tapmışlığım vardır, en çok frp dünyasına çeken oyun odur beni. sonra zibidileştiler, lionheart falan, gönlümüz gereği oynadık, sevmedim.

    torment apayrı bi olaydır. benim dünya üzerinde karşısında hüngür hüngür ağladığım tek oyundur. hala dövmesini yaptırmayı düşünürüm. deionnara ve main theme bilgisayarımda bulunur. "what can change the nature of a man" hala en sevdiğim quote'dır.

    bu kadar taptığım bir konsept oyun mudur? en nihayetinde evet. kitap değil, film değil, tiyatro değil. oyun ya. çocuklar içinmiş hani.

    biraz (ki kendimden biliyorum çok çok az) edebi bilgisi olan insan bu senaryoyu hayat felsefesi edinir. öyle bi boktu planescape torment. diyoruz ya artık hiçbişey eskisi gibi değil, aha kanıtı.

    hala rüyalarımda süper bir filminin yapıldığını görürüm bunun, yapılmadı, kendisi bile tutmadı yeterince, ona yanarım.

    kesinlikle, gelmiş geçmiş, hatta gelecek, en güzel en sanatsal oyundur.

    edit: düşünüyorum da, bu oyunu bilmek hakikaten erdemdir.
  • tam olarak hatırlamıyorum bir yerinde ölüm ve yaşam dengesini anlattığı bir yer vardı (hatta çok daha derin konuları) konuşmanın sonunda "your wisdom increased by 1" dedi , benimkinin de artığını hissettim o an ...
  • no: "morte... do you have a story to trade?"

    morte: "me? why do *i* have to tell a story?"

    no: "just tell a story, morte."

    morte: "fine, fine..."

    --- spoiler ---

    "an elderly man was sitting alone on a dark path, right? he wasn't certain of which direction to go, and he'd forgotten both where he was traveling to and who he was. he'd sat down for a moment to rest his weary legs, and suddenly looked up to see an elderly woman before him. she grinned toothlessly and with a cackle, spoke: 'now your *third* wish. what will it be?'"

    "'third wish?' the man was baffled. 'how can it be a third wish if i haven't had a first and second wish?'"

    "'you've had two wishes already,' the hag said, 'but your second wish was for me to return everything to the way it was before you had made your first wish. that's why you remember nothing; because everything is the way it was before you made any wishes.' she cackled at the poor berk. 'so it is that you have one wish left.'"

    "'all right,' said the man, "i don't believe this, but there's no harm in wishing. i wish to know who i am.'"

    "'funny,' said the old woman as she granted his wish and disappeared forever. 'that was your first wish.'"

    --- spoiler ---
  • piyasanın standartlarını oluşturacak, insanlar oyunlar üzerinde çok uğraşıp mükemmel şeyler yapacaklar diye sevinirken satmayarak yapımcısını işinden eden oyun. oyun piyasasının diablonun gerektirdiği zeka seviyesinin üzerinde eserlere öküzün trene baktığı gibi baktığının kanıtı.
  • 20 yıl evvel, fallout 2'den bir sene sonra çıkmış. hayatımda ilk defa geçen gün "enhanced edition"ını oynadım. enhanced'in tek kayda değer farkı yüksek çözünürlük desteği. geri kalan her şey neredeyse aynı. haliyle günümüz standartlarında gayet ilkel bir oyun.

    ancak konusu o kadar ilginçti ki o haliyle bile beni deli gibi sardı. sırf konusunun devamını öğrenmek için oynadım. çok da keyif aldım. metin yazarlığını da çok beğendim. kitap okur gibi oynuyorsun.

    sonradan öğrendim ki yaratıcısı, hastası olduğum insan, fallout bible'ın isa'sı chris avellone'muş. neden o kadar sevdiğimi anladım.
hesabın var mı? giriş yap