• adamlar resmen “biz polonya’yı istemiyoruz gelin alın elimizden” demişler.
  • şu ülkelerden biriyle anlaşma yapsak. haklarını bir kaç yıllığına bize vermek isteseler. her iki tarafta nasıl olur denemiş oluruz haha:)
  • ab en sonunda "çıkın lan çıkmazsanız götsünüz" dese "şaka yaptık be olm ne çıkması" diyecek polish ler gelmişler kuru sıkı sallıyorlar, hoş türkiyede yaşadığımdan mütevellit bu tavır bana ne kadarda tanıdık geliyor.. (bkz: açarım sınır kapılarını haa)
  • avrupanın en fakir ülkelerinden birisi. çalışan maaşları 2500 zl ortalamasında 600 euro civarı ediyor. alım gücü dehşet düşük, ana kentlerdeki ev sahiplerinin tümü avrupada veya amerikada çalışıyor. ülkenin bütün ulaşım sistemi avrupa birliği sayesinde yapıldı.

    ayrıca işin en ironik yanı, yabancılar şubesinde çalışanlar ingilizce bilmiyor ve sizinle lehçe konuşuyorlar. he bide votka var.
  • polonya bu istediğinde ciddiyse de maalesef pek olası bir talep değil.
    her şeyden önce polonya bir doğu bloğu, bir demir perde ülkesi. ab'den çıkmak demek slav bir doğu avrupa ülkesi için rusya güdümüne girme riski demektir. polonya ikinci dünya savaşı'nda çok kayıp verdiği ve almanlardan çok çektiği için savaş sonrasında fransa'ya yanlayan, acı dolu, hüzünlü, içine kapanık bir ülke. 2000'lerde polonya'nın fransa sevdası britanya sevdasına dönüştü. günümüzde irlanda ve ingiltere'de yerleşik bir sürü polonya vatandaşı var. ülke ab'ye girdiğinde serbest dolaşım hakkını sırt çantasıyla kapıda bekledi bu insanlar (belarus ülkelerinin, romanya'nın, bulgaristan'ın vatandaşları da öyle), serbest dolaşım gelir gelmez soluğu londra'da aldılar. ve avrupa sanayiine ucuz ve yasal işgücü olarak katıldılar.
    ancak polonya benzerlerinden farklı olarak tarımsal atılımlar yaptı, avrupa birliği fonlarını ziraat alanında iyi kullandı ve bu konuda kendini aştı.
    koyu katolisizm ve ırkçılık yüzünden vatandaşların gazını aldıklarını düşünüyorum. kürtajı yasaklıyorlar mesela, kadınlar gidip çekya'da kürtaj oluyor. bu tür pratik kolaylıklardan vazgeçmezler. rusya'ya da yaklaşmak istemezler. eğitimsiz çoğunluğu hoş tutmak için arada esip gürlemek lazım sadece.
  • bebeyim, yapmayın etmeyin, eylemeyin.. ben bir erasmus yapayım, sonra düşünün lütfen <333
  • halk seviyesinde karşılık bulma ihtimali olan istektir. ikinci dünya savaşından bu yana halen almanya'ya küs olan polonyalı orta direk halkın, büyük bölümü almanya ekonomisine bağımlı olan avrupa birliği'nden çıkmak istemesi sürpriz olmaz.
  • ab sayesinde son yıllarda biraz gelişme kaydeden ülkede sağcıların istediğir. genç nüfusta asla karşılığı olmadığını düşünüyorum.
  • belki de cikmak istemiyorlar ama sadece blof yapiyorlar. rahatsiz olduklari bir sey var mutlaka ve alttan alttan ultimatom veriyorlar. cunku polonya son yillarin en hizli ulkelerinden. her anlamda adlarinindan soz ettiriyorlar. belki artik onlar da agir abileriyle ya da baska deyisle avrupanin populer cocuklariyla (almanya, ispanya, ingiltere, italya, hollanda, fransa, belcika) ayni konuma gelmek istiyorlar.

    polonya'nin ab'ye ihtiyaci oldugu kadar, ab'nin de polonyaya ihtiyaci var. avrupa birligi 38 milyon nufus ve 312.000km² toprak kaybetmeyi goze alabilir mi sizce? boyle bir tehditten polonya karli cikar. konjonktur polonyadan yana, hizla yukselmeye devam edeceklerini dusunuyorum.
  • hayatlarinda edirne'den disari cikmamislarin yine kulaktan dolma bilgileriyle ahkam kestigi bir diger baslik. polonya yobazmis, polonya'yi akp yönetiyormus, avrupa'nin köyüymüs vs. vs.

    valla merak ediyorum, hic bilmediginiz konularda nasil bu kadar ustaca atip tutabiliyorsunuz? dediklerinizin bazilarinin dogruluk payi olsa bile yil olmus 2019, her ülke ayni mi kaliyor saniyorsunuz?

    her neyse. polonya'nin su an yasadigi avrupa'nin elit grubu disinda kalan ispanya, yunanistan, macaristan, bulgaristan, hirvatistan gibi ülkelerin yasadigiyla ayni.

    hem ab standartlarinda bir hayat istiyorlar, hem de ab yatirimlarini yeterince verimli kullanamiyorlar. bunun birkac sebebi var.

    ilki cikarlar ve milliyetcilik. ab bazen politik sebeplerden bazen merkez elit ülkelerin cikarlarini koruma adina yatirimlari kendine göre düzenleyebiliyor. örnegin, atiyorum, varsova lodz arasi bir endüstriyel merkez kurulma plani var. normalde yatirimi alip devletin icraata gecmesi gerekiyor. ancak ab yatirimin yerinden tut, kurulacak altyapiya, saglanacak devlet katkisina vs. karisiyor. normalde 1 yatirimla kendi istedigi gibi yapacak devlet, 3 yatirim aliyor ama her seyi ab'ye birakiyor. bu durum lehlerin canini sikiyor cünkü onlara göre bu yatirimlarin hepsi politik tabanli gerceklesiyor. örnegin, bir alman sirketinin yatirimlarini güvence altina almak, veya fransiz market zincirine pazar saglamak vs. gibi.

    ikincisi ab kültürü. ab temel olarak demokrasi ve cok kültürlü bir yapi üzerine insa edildi. fransa, almanya gibi bünyesinde cok farkli ulustan insanlari barindiran ülkeler icin bu cok önemli. cünkü icerde size küsecek farkli ulustan milyonlarca insan secimleri kaybetmenize yol acabilir. elit grubun disindaki ülkeler ise daha tek tip, türkiye gibi ülkeler. hamasetin ve yabanciyi dislamanin normal karsilandigi bu ülkeler, ab'nin kültürel politikalarini kaldiramiyor. mesela yakin zamanda macaristan ve polonya'nin mültecileri kabul etmedigi icin diger ülkelerle kapismasi gibi. insanlara sorarsaniz, hemen herkes ab vatandasi olmakla gurur duyuyor, ama is sorumluluk almaya gelince herkes önce öteki ülke ceksin istiyor.

    sonuncusu ve belki de en önemlisi, ekonomi. kapitalizmin dogasi geregi, böyle büyük birliklerde kimi ülkeler / eyaletler üretici, kimisi tüketici konumuna mahkum birakiliyor. sinirlarin kalkmasiyla yatirimlar ve istihdam, dogal olarak daha karli olan üretici ve zengin bölgelere kayiyor. bu da tüketici ülkelerde cari aciga ve daralmaya sebep oluyor. elit grup disindaki ülkeler, bu eksi faktörü karsilamak adina kendilerine yeterince yatirim yapilmadigini savunuyor. öteki taraftaki elit grup ise, paralarinin polonya, yunanistan gibi gelecek vaadetmediklerini düsündükleri ülkelere akmasini kabul etmiyor.

    sonuc olarak olay, düsündügünüz gibi, halkin gazini aliyorlar veya lehler aptaldir, seviyesinde degil. isin cesitli boyutlari var ve ab'den ayrilmak sadece polonya degil, bircok ülkenin gündeminde. asil sorun, büyüyen rus, cin ve hatta amerikan tehdidine karsi ab'nin gelecekte nasil bir sekil alacagi.

    umarim bu tartismalar cözülür ve saglikli bir yapi kurulur ki savasin atesi tekrar bu cografyaya sicramasin.
hesabın var mı? giriş yap