• ilk kez dinlerken hayal kurdum. hayalimde o piyanoyu ben çaldım sanki. bitince de kapattım ve ayağa kalkıp geriye doğru yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm, henüz hiçbir pişmanlığın olmadığı o ana kadar yürüdüm.

    hiçbir pişmanlığın olmadığı bir an var değil mi?

    ...

    işyerindeyim. oda üç kişilik ve iki arkadaş bu hafta yoklar. yalnızım ne güzel. kapıyı iyice kapattım. müziğin sesini az biraz daha açtım. ofis sandalyesinde kaykılabildiğim kadar geriye kaykılıp ayaklarımı da uzatabildiğim kadar öne uzattım.

    azıcık ağladım.

    bir sürü şey geçti aklımdan, bir sürü hem de. sonra ayağa kalktım gittim mutfaktan bir çay aldım, oradaki ablalar kızarık burnuma ithafen bir şey olup olmadığını sordular, göğüslerimi sallaya sallaya oynadım, bir şey yok demek için. baktım sormaya devam edecekler, hemen çocuklara getirdim lafı. bir annenin kelimelerinden kaçmak istiyorsanız bunu siz de yapın. sonra konuşmanın en hararetli anında çıktım odama geri döndüm. dönerken koridorda ıslık çaldım. masama oturdum ve bu entry'yi yazıyorum.

    her şey ne boş.
    ve geçici...
  • porz goret
    yann tiersen'in "this is a map of who ı'am"dediği müzik.gerçekten de sanki kendiyle bütünleşiyor bu müzikle.her zamanki gibi öylesine ruha dokunuyor ve öylesine büyüleyici ki...kelimeler olmadan bunu yapabilmek gerçekten başdöndürücü.

    merak edenler için haber linki:http://www.theguardian.com/…com&utm_campaign=buffer

    youtube linki:http://youtu.be/kwwwwz6ef3i
  • (bkz: entry ve nick uyumu)

    (bkz: yann tiersen)'in "kim olduğumun haritası" diye nitelediği şaheser. ayrıca fransa'nın ouessant adasındaki bir ovanın adıymış.

    beni anlattığını düşünüyorum; hayatımı, pişmanlıklarımı, keşkelerimi, 'iyi ki yapmışım' dediklerimi söylüyor sanki. bunaldığımda ve kendimi çaresiz hissettiğimde, "artık bitti, yapacak hiçbir şeyim yok!" dediğim anlarda, bir hiç olduğumu anımsatıyor bana...

    evet, ben bir hiçim. 50 sene sonra öleceğim ve 100 sene içerisinde de unutulmuş olacağım. o halde yaşamak neden debeleniyor içimde? hayatım boyunca bu soruyu soracağım, biliyorum. cevabını bildiğim bir soru aslında. ancak yüzleşmekten korkuyorum...
  • her şeyi bir kenara bırakıp, beş dakikalığına kendin ile baş başa kalmak.

    düşünmek geçmişi; hataları, mutlulukları, üzüntüleri, yalnızlıkları. aynı zamanda düşünmek geleceği; hayal kurmak, kendini huzur ve mutlulukta bulmak beş dakikalığına.

    işte böyle bir eser porz goret. beş dakika içinde insana bütün duyguları yaşatan, geçmiş ve geleceği bu kadar kısa süre içine sığdıran fevkalade bir eser.

    hayat çok kısa ve çok acımasız. her anın kıymetini bilerek yaşamak; bulunduğumuz durumun her zaman daha kötüsü olabileceğini de düşünüp hayata teşekkür etmek gerek, her zaman daha iyiyi hedeflemeyi de unutmadan.

    yann tiersen’in ve bence modern müzik dünyasının en iyi hikaye anlatımı herhalde. bilemiyorum, daha iyi nasıl tanımlanır? tavsiyem, kulaklık ile dinleyiniz ve beş dakikalığına her şeyden uzaklaşınız.
  • yann tiersen'in en sevdiğim parçalarından birisidir. herkesin bilinçaltının derinliklerinde sakladığı, yüzleşmek dahi istemediği gizli sırları açığa çıkartabilecek bir güçtedir. zaten parçayı bestelerken çocukken yaşadığı yerin yakınlarındaki bir gölün ismini parçaya vermesi de ilginç bir metafor oluşturuyor. suyun derinliklerine iner gibi iniyoruz her notada.
  • klibi ayrı, beste ayrı büyüleyici. ben de böyle bir ortamda piyano calmak istesem cok mu sey istemis olurum. evet.
  • tremolo yapmaktan sag elimin parmaklarını hissetmiyorum
  • yann tiersen'in en güzel eserlerinden bir tanesi. dinledikçe huzur bulup farklı duyguları tadabilirsiniz.
  • credits kısmına bakılırsa güzelim klibin yönetmeni türk (veya kökenli?). ismi de murat gökmen. bkz: https://www.youtube.com/watch?v=kwwwwz6ef3i (en sonda)
    (bkz: yabancı filmde türk görünce sevinmek)
  • 2015 yapımıdır.

    denize karşı piyano ile çalınır.

    çok güzeldir.
hesabın var mı? giriş yap