post-rock
-
cobain beynini patlatalı henüz 3 yıl olmuş; okulda poğaça yemek için aldığım harçlıklardan biriktirdiğim parayı ilk kez bir albüm için harcıyorum: in utero. bilmem kaç kere döndü o kaset, odama taşıdığım 70'lerden kalma kocaman teybin içinde. müzikle gerçek anlamda böyle tanışıyorum, henüz dünyayı ve hatta kendi bedenini bile tanıyamamış bir çocuk olarak "müzikal anlayış" duvarıma ilk tuğlayı koyuyorum böylece. tuğla tuğla diktikten sonra o duvarı, üstünü birbirinden farklı renklerle boyuyorum, kendimi ve dünyayı tanıdıkça, sonra bütün boyalardan ve tüm renklerden sıkılıp bembeyaz yapıyorum duvarı, üstüne koca harflerle tek bir kelime yazıyorum: samimiyet.
işte bu kelime, müziğe -ve hatta kümülatif anlamda sanat'a- olan bakış açımın tek filtresi. samimi olan benim için iyidir, ve her zaman saygıyı haketmektedir. peki müzikal samimiyeti nasıl anlayabiliriz, tek soruluk final sınavımız bu. benim için "risk nedir?" saçma sorusuna o ütopik "risk budur." cevabı vermek kadar kolay bunu söylemek; samimiyet budur. bir şarkıyı dinlediğin anda, 30 saniyede anlayabilirsin sanatçının hangi duyguyla o şarkıyı yazdığını, hangi duyguyla söylediğini, çünkü samimiyet çok çabuk form değiştiren bir tavırdır ve yapanın gözünde göremiyorsan bile sesinde hissetmek, enstrümanını çalan elinde algılamak korkunç derecede kolaydır.
eminem soruyor; "eğer istediğin her şeyi, tek bir ana hapsetme şansına sahip olsaydın; onu korur muydun, yoksa gitmesine izin verir miydin?" faust bu soruyu yanlış (ya da doğru?) yorumladığı için kazandığı (kaybettiği) her şeyi kaybetmişti (geri kazanmıştı). peki hangisi daha onurluca, cobain'in her şeye sahipken yaptığı gibi beynini açmak mı, yoksa elimizdekiyle yetinmeyip müziğin pezevenklerinin sundukları uğruna bacaklarımızı açmak mı?
işte müziğimizin yeni fahişesi post-rock, son 5 yılda defalarca becerilmiş indie'nin yakın dostu. 15 yaşındaki bakireleri arar gibi "the next-bigthing" arayan müzikal endüstrinin pezevenkleri tarafından keşfedildi, 15 yaşındaki bakire çocuklara 10 dolara peşkeş çekiliyor. kim ne kadar isteyerek bacaklarını açıyor, kim iğreniyor, kim sahne orgy'lerinde en çok becerilen oluyor, tablo açık. çok uzun zamandır bu janrın öncüsü olmuş isimler var elimizde; explosions in the sky, mogwai, sigur rós, godspeed you! black emperor. last.fm chart'ları bu "4 büyük"ün yanına yeni bir ismin dahil olduğunu gösteriyor bize; 65daysofstatic, post-rock'ın lolita fahişesi.
çoğu grup gibi başlıyor 65daysofstatic'in hikayesi. bir kaç kişi ortaya atılan bir fikirle bir grup kuruyor, bodrum katlarında ya da ucuz stüdyolarda yapılan kayıtlardan sonra bir kaç şarkı belirleniyor. sonra sheffield'ın, leeds'in, manchester'ın o ufacık barlarında, 30-40 kişiye verilen konserler. çok güzel bir dinamizm getiriyorlar ardından müziğe, the fall of math ile. retreat! retreat! dinlediği anda kalbimden vurulmayana insan denmiyor, o kadar etkili, o kadar yoğun ki. one time for all time ile, kalbimize çakılan çivi kazığa dönüşüyor ve grup üyeleri yaptıklarının farkına yavaş yavaş varıyor. işte o an seçimlerini yapıyorlar; elindekiyle yetinme, durma, devam et. ve aralanıyor bacakları yavaş yavaş; the destruction of small ideas çıkıyor. yine aynı "hype" şarkılar belki, ama enstrümanlardan anlıyorsun samimiyetin kaybolduğunu, o berbat tonlu davulları yazan her kimse, hissediyorsun kayıt esnasında "boşver uğraşma, nasıl olsa satıyor ve satacak" dediğini. şimdi the cure'le dünyayı turluyor 65daysofstatic, pek yakında bir halta benzemeyen pop dergilerinde görmek mümkün özellikle de bu turdan sonra.
ama konum 65daysofstatic değil. sadece grup üzerine, ekşi sözlük'te yaptığım bir tartışmadan sonra ortaya çıktı diyebilirim bu yazının anahatları. çizmek istediğim portre daha farklı, ve hiç şüphesiz ki bu portrenin tam ortasında duruyor 65daysofstatic. amacım müzikteki fahişeliği anlatmak. çünkü bu işten para yiyen pezevenkler oradalar ve biz samimi olmayan bir şeyi tekrarlamaya devam ettikçe, onlar para kazanmaya devam ediyorlar; büyük organizatörler, cd satışlarından kazandığı parayı günde 1 dolara çalışan işçilere veren plak şirketi sahipleri ama çok daha acısı, müzikal endüstrinin sadık köpeği olan müzik medyası.
türkiye'de üç tane müzik dergisi gönlümde ebedî bir yere sahiptir: roll, lull ve non-serviam. kendi paralarıyla bir şey yapmaya çalışan insanların gönülleriyle yaptığı dergilerdi bunlar. kendi kapaklarındaki sanatçıları, ülkenin en büyük karteli doğan grubu'nun beslediği blue jean'in kapaklarında da görebilirdiniz. ama bir tanesinin sayfalarında gördüğünüz samimiyeti, diğerinin "yakışıklı mıyım/değil miyim" anketlerinden arda kalan sayfalara koyduğu röportajlarda bulamazdınız. şimdi hepsinin yerinde yeller esiyor, artık the rolling stone'umuz var ve daha da önemlisi, gelmiş geçmiş en janjanlı kataloğumuz, bant. eskiden ortaokul sıralarında blue jean okuyup derse soktuğu walkman'inde n'sync dinleyenlerin izdüşümünde şimdi bant okuyup ipod'unda cocorosie dinleyenler var. müziği bir statü göstergesi olarak algılayan neslin yetişmesi asla durmayacak, her adımda buna daha çok inanıyoruz. artık insanlar efrim'in lull'ın sapsarı ve kalitesiz sayfalarında yayınlanan röportajını değil, ambalajı çok güzel ama içi bayat yazıların dolu olduğu sayfaları okuyorlar, işte sana pitchfork media, işte the wire. muhteviyat azaldıkça görsellik şahlanıyor. bu endüstrinin ürünlerine baktığınız zaman da kafalarının bomboş ama üstlerinin rengarenk olduğunu görmek de işte bu yüzden şaşırtıcı olmaz.
kimseden cobain'in, efrim'in, eminem'in yaptıklarını yapmasını beklemiyoruz. birileri daha fazla para kazanmak zorunda, birileri bu para kazananların üstünden daha fazla statü sahibi olmak için çabalamak zorunda. ama ey okuyucu, oku. senin yaradılışını canlandıran musikinin adıyla oku. işte burada, beş kuruş para ya da bir dirhem statü kaygısında olmadan, anlatıyorum. yeni para kazanma aracı haline gelmiş "post-rock" ne ola?
mogwai kurucusu dominic aitchison, bir röportajında şöyle buyuruyor, kendisine "post-rock" dendiği vakit:
"salakça bir terim, hiç bir anlam içermiyor. bir çok grup post-rock olarak etiketleniyor ama tortoise gibi gruplarla kıyasladığınız zaman aslında ortak hiç bir yan bulamadığınızı görüyorsunuz. dolayısıyla bütünüyle muallak bir terim. medyanın tanzim yapmak için kullandığı bir kolaya kaçmanın sonucu. eğer ki bildiğiniz anlamda rock'n'roll değilse, öyleyse post-rock'tır. madem hüzünlü o zaman buna post-rock diyelim. salakça."
her kelimesine katılıyorum. ama kavramlar kendi kendilerini kavramlıyorlar. söylentiyle ve yanlış algılamayla dahi ortaya çıkmış olsa da, bir süre sonra normatif bir özellik kazanıveriyor ve ortaya "gerçek" bir şey çıkmış oluyor. her ne kadar bunun kavramsal içeriğini reddetsek de, algısal anlamda kendimizce bir tanım yapmamız bile geçerli bir neden haline geliyor. bu sakat bir durum, pür neo-classic yapmış bir grubu bile salakça "post-rock" olarak etiketlememize sebep olabiliyor. lakin bu janr benim için janrlar-ötesi bir durumu çağrıştırıyor, tıpkı klasik müzik gibi, neyin ne olduğu dinlediğin ilk anda kafana çarpıveriyor ve bunun geçerli tek nedeni, yazımın başında da belirtmiş olduğum o hisle örtüşüyor. nasıl ki sesteki samimiyeti, enstrümandaki hissi algılıyabiliyor isek, yapılan müzikteki tavrın, kafamızda şekillenmiş olan "post-rock şablonu" ile uyuşup uyuşmadığını ölçebiliyoruz. bu yüzden benim için bu janrı tanımlayan özellikler, avant-garde bir duruşun yanına konmuş drone'lar, ambient öğeleri, klasik kreşendo dur-kalklarından çıkıp tek bir belirleyene, samimiyet eksenine oturuyor.
işte tüm bu çarpanlar ışığında, kimin neyi ne için yaptığı o kadar net ortaya çıkıyor ki. bu yazıları 0 ve 1'lerden yoğurup anlam yaratmaya çalışırken, tek isteğim; müziği müzik olarak algılayan ve kulağındaki seçici geçirgenliğe güvenen insanlara yardım etmek, çoğalmak. gün geldiğinde ve para kazanma çabasındakiler farklı kıtaları kirletmeye başladığında, ürünlerin ambalajı değiştiğinde ve içlerindeki beyin çürümeye başladığında, biz paramparça ya da apaydın bir beyinle burada ya da zihinlerde olacağız. manifestomdur. -
yutüp'te denk geldiğim bir rivayete göre, hangisi grup adı, hangisi şarkı adı anlayamadığınızda dinlediğiniz şarkının post-rock olduğunu anlarmışsınız.
-
her şey enstrümanların elinde. yeri geldiğinde sakin, dinlendiren sesler titretirken ruhunu yeri geldiğinde de bütün öfkesini kusuyor üstüne. birçok grup sözsüz bir şekilde icra eder bu türü ve şarkıya ait tek sözler şarkının adındadır. duyguların yön verir şarkının sende bırakacağı etkiye. mesela şarkının adına bakarsın, first breath after coma sana hissettirebileceği her şey bu kısacık isimde gizlidir. pozitif düşünceler içindeyken; o komadan uyandığında, aldığın ilk nefes gibidir; hayat veren, yaşadığını hissettiren. tam tersinde ise komadayken geçen zamana hükmedememenin korkusunu, o yaşamla ölüm arasında ince çizgide seyrederken olabilecekleri getirir aklına aldığın ilk nefes.
sözlü olanları kimi zaman insanlığın sorunlarına değinen bir konuşmayı içerir , kimi zaman ise parçanın üzerine konu kısıtlaması olmaksızın yazılmış sözleri barındırır. sözlü olsun olmasın, her türlü bir yerlere alır götürür.
eksik olabilir ama dinlediğim, daha dinlemeyip sağdan soldan çaldığım grupları, solo projeleri yazayım belki yeni tatlar keşfedilmesine yardımcı olurum. aralarında boş çıkan, post-rock'a kendinden bir şeyler katmayanlar da olabilir baştan uyarayım.
--- 0-9 ---
(bkz: 12twelve)
(bkz: 1 mile north)
(bkz: 1-speed bike)
(bkz: 3epkano)
(bkz: 48v)
(bkz: 65daysofstatic)
(bkz: 82-75)
--- a ---
(bkz: across waters)
(bkz: actarus)
(bkz: adás)
(bkz: aereogramme)
(bkz: aesthesys)
(bkz: albinobeach)
(bkz: alcest)
(bkz: álfheimr)
(bkz: all shall be well)
(bkz: all you've seen)
(bkz: amp)
(bkz: ana never)
(bkz: and so i watch you from afar)
(bkz: anoice)
(bkz: aoria)
(bkz: appalaches)
(bkz: april rain)
(bkz: arafúra)
(bkz: arbor lights)
(bkz: architecture of the universe)
(bkz: arctic plateau)
(bkz: arrive alive)
(bkz: asbestoscape)
(bkz: ascension of the watchers)
(bkz: as the poets affirm)
(bkz: atlantic drop)
(bkz: atlantida saves)
(bkz: aurore rien)
(bkz: austin tv)
(bkz: autumn moonlight)
(bkz: aurora borealis)
(bkz: au revoir borealis)
(bkz: a swarm of the sun)
(bkz: a whisper in the noise)
--- b ---
(bkz: bakunin's bum)
(bkz: balmorhea)
(bkz: bark psychosis)
(bkz: barrows)
(bkz: battle of mice)
(bkz: battles)
(bkz: because of ghosts)
(bkz: below the sea)
(bkz: beware of safety)
(bkz: bitcrush)
(bkz: blueneck)
(bkz: bossk)
(bkz: broadcast)
(bkz: broken social scene)
--- c ---
(bkz: calista divine)
(bkz: callisto)
(bkz: cantaloup)
(bkz: canyons of static)
(bkz: casiotone for the painfully alone)
(bkz: caspian)
(bkz: catacombe)
(bkz: cecilia::eyes)
(bkz: change of plans) *
(bkz: circadian eyes)
(bkz: citizens of the empire)
(bkz: clavius)
(bkz: cloud archive)
(bkz: codes in the clouds)
(bkz: collapse under the empire)
(bkz: crippled black phoenix)
--- d ---
(bkz: damn robot!)
(bkz: daturah)
(bkz: daycast)
(bkz: deepset)
(bkz: destroyalldreamers)
(bkz: dirty three)
(bkz: dorena)
(bkz: do make say think)
--- e ---
(bkz: east of the wall)
(bkz: ef)
(bkz: efterklang)
(bkz: eimog)
(bkz: eluvium)
(bkz: el ten eleven)
(bkz: envy)
(bkz: epic45)
(bkz: epigram)
(bkz: escape the day)
(bkz: esmerine)
(bkz: es seas exhale)
(bkz: everything is made in china)
(bkz: explosions in the sky)
(bkz: exxasens)
--- f ---
(bkz: flyingdeadmen)
(bkz: followed by ghosts)
(bkz: for a minor reflection)
(bkz: fractal pattern)
(bkz: freedom voyagers)
(bkz: french teen idol)
--- g ---
(bkz: gastr del sol)
(bkz: gifts from enola)
(bkz: glass america)
(bkz: gleaming spires)
(bkz: godspeed you! black emperor)
(bkz: gods against zombies)
(bkz: god is an astronaut)
(bkz: goonies never say die)
(bkz: gordon's tsunami week)
(bkz: grails)
(bkz: gregor samsa)
--- h ---
(bkz: hammock)
(bkz: hangedup)
(bkz: hazards of swimming naked)
(bkz: hejira)
(bkz: hella)
(bkz: help! the captain threw up)*
(bkz: hrsta)
--- i ---
(bkz: if these trees could talk)
(bkz: immanu el)
(bkz: imploding stars)
(bkz: industries of the blind)
(bkz: inspirative)
(bkz: in:tides)
(bkz: in suspended atmosphere)
(bkz: ioseb)
(bkz: irepress)
(bkz: isis)
(bkz: it may never end)
(bkz: i am the architect)
(bkz: i am waiting for you last summer)
(bkz: i dance alone)
(bkz: i hear sirens)
(bkz: i like trains)
--- j ---
(bkz: jakob)
(bkz: jeniferever)
(bkz: jessamine)
(bkz: jesu)
(bkz: jim o'rourke)
(bkz: joan of arc)
(bkz: jónsi)
(bkz: jónsi & alex)
(bkz: joy wants eternity)
(bkz: july skies)
(bkz: june of 44)
(bkz: junior blue)
(bkz: junius)
--- k ---
(bkz: kafabindünya) *
(bkz: kaneda)
(bkz: karate)
(bkz: kayo dot)
(bkz: kinski)
(bkz: kokomo)
(bkz: kwoon)
(bkz: kyte)
--- l ---
(bkz: labradford)
(bkz: laika)
(bkz: lakes of russia)
(bkz: larval)
(bkz: laura)
(bkz: leech)
(bkz: lent0)
(bkz: les discrets)
(bkz: lights & motion)
(bkz: lights at sea)
(bkz: lights out asia)
(bkz: locomotora)
(bkz: logh)
(bkz: long distance calling)
(bkz: low)
(bkz: lowercase noises)
(bkz: lymbyc systym)
--- m ---
(bkz: m83)
(bkz: magyar posse)
(bkz: man an ocean)
(bkz: maria isn't a virgin anymore)
(bkz: maserati)
(bkz: mauna kea)*
(bkz: maybeshewill)
(bkz: meanwhile, back in communist russia...)
(bkz: meniscus)
(bkz: mice parade)
(bkz: mogwai)
(bkz: mono)
(bkz: mooncake)
(bkz: moonlit sailor)
(bkz: moving mountains)
(bkz: múm)
(bkz: mutyumu)
(bkz: my beloved)
--- n ---
(bkz: nedry)
(bkz: neil on ımpression)
(bkz: nemean lion)
(bkz: nevermind the name)
(bkz: new century classics)
(bkz: north)
(bkz: not to reason why)
(bkz: no clear mind)
(bkz: nueva noventa)
--- o ---
(bkz: obe)
(bkz: oceansize)
(bkz: ocoai)
(bkz: odeondreams)
(bkz: of the vine)
(bkz: one hour before the trip)
(bkz: on your horizon) *
(bkz: oracles always lie) *
(bkz: orange skies) *
(bkz: our ceasing voice)
(bkz: out of sight)
(bkz: oval)
--- p ---
(bkz: parachutes)
(bkz: pelican)
(bkz: phoenix and the turtle)
(bkz: piano magic)
(bkz: pg.lost)
(bkz: port-royal)
--- r ---
(bkz: rachels)
(bkz: radiomaniac)
(bkz: ratatat)
(bkz: red sparowes)
(bkz: rilf)
(bkz: rise of day)
(bkz: rosetta)
(bkz: rodan)
(bkz: rqtn)
(bkz: ruido/mm)
(bkz: russian circles)
--- s ---
(bkz: saxon shore)
(bkz: scraps of tape)
(bkz: september malevolence)
(bkz: set fire to flames)
(bkz: shadowcast sun)
(bkz: shalabi effect)
(bkz: shapes stars make)
(bkz: signal hill)
(bkz: sigur ros)
(bkz: silence kit)
(bkz: six organs of admittance)
(bkz: sleepmakeswaves)
(bkz: sleep dealer)
(bkz: sleep party people)
(bkz: slint)
(bkz: smog)
(bkz: slow dancing society)
(bkz: souvenir's young america)
(bkz: spaces)
(bkz: stafrænn hákon)
(bkz: stereolab)
(bkz: summit)
(bkz: sunlight ascending)
(bkz: surface of atlantic)
(bkz: swans)
(bkz: sweek)
--- t ---
(bkz: talk talk)
(bkz: tarwater)
(bkz: te')
(bkz: tera melos)
(bkz: thee silver mt. zion) ya da (bkz: a silver mt. zion)
(bkz: there's a light)
(bkz: there will be fireworks)
(bkz: these monsters)
(bkz: they say we're sinking)
(bkz: the album leaf)
(bkz: the american dollar)
(bkz: the appleseed cast)
(bkz: the ascent of everest)
(bkz: the autumn leaves fall in)
(bkz: the best pessimist)
(bkz: the black heart rebellion)
(bkz: the cancer conspiracy)
(bkz: the dead sea)
(bkz: the dead texan)
(bkz: the distant north)
(bkz: the echelon effect)
(bkz: the end of the ocean)
(bkz: the eternal twilight)
(bkz: the evpatoria report)
(bkz: the for carnation)
(bkz: the mercury program)
(bkz: the notwist)
(bkz: the pax cecilia)
(bkz: the pirate ship quintet)
(bkz: the samuel jackson five)
(bkz: the sea and cake)
(bkz: the seven mile journey)
(bkz: the shaking sensations)
(bkz: the six parts seven)
(bkz: the soldier thread)
(bkz: the sound of rescue)
(bkz: the stalactites)
(bkz: the union trade)
(bkz: think thank thunk)
(bkz: thisquietarmy)
(bkz: this is your captain speaking)
(bkz: this patch of sky)
(bkz: this will destroy you)
(bkz: tides from nebula)
(bkz: toe)
(bkz: tortoise)
(bkz: toundra)
(bkz: to destroy a city)
(bkz: to rococo rot)
(bkz: trans am)
(bkz: tristeza)
(bkz: true widow)
(bkz: tunturia)
(bkz: twentyfourlives)
--- u ---
(bkz: ui)
(bkz: ulan bator)
(bkz: ulpa)
(bkz: underground cities)
(bkz: under byen)
(bkz: unwed sailor)
(bkz: up dharma down)
(bkz: up-c down-c left-c right-c abc + start)
(bkz: uzeda)
(bkz: uzi and ari)
--- v-w ---
(bkz: valley of the giants)
(bkz: vessels)
(bkz: vidavox)
(bkz: watered)
(bkz: we invented the night)
(bkz: we made god)
(bkz: we stood like kings)
(bkz: we vs death)
(bkz: what mad universe)
(bkz: what the blood revealed)
(bkz: when the clouds)
(bkz: why oceans)
(bkz: will gambola sing)
(bkz: windsor for the derby)
(bkz: winter equinox)
(bkz: wind-up bird)
(bkz: wires under tension)
(bkz: worlds away)
(bkz: world's end girlfriend)
(bkz: worriedaboutsatan)
--- y ---
(bkz: year of no light)
(bkz: yndi halda)
(bkz: youthmovie soundtrack strategies)
(bkz: youth pictures of florence henderson)
(bkz: you may die in the desert)
(bkz: yume bitsu)
--- * ---
(bkz: *shels)
ufak not: çok fazla ayrımını yapamıyorum, birçoğunu da dinlemedim. gruplar tek türe bağlı kalmadıkları için (shoegaze, instrumental, ambient, experimental, indie...) aslında post-rock yapmayan grupları da yazmış olabilirim affola.
-şüphesiz ki post-rock kalplere şifadır!- -
tc sinirlari icinde apathy'den muzdarip semi avant-garde, semi-bobo, semi-entel orta sinif gencliginin ruh halini, hayatla nasil basa ciktigini ve damarlarinda akan kanin rengini veren, besleyen yani hepsini gosteren bir "orneklem" dir bu muzik turu. goruyorum ki sozlukte bu muzik tur bir nevi statu gostergesi, bu muzigi dinleyen bu konuda bilgili olan insanlar ise hegemeonik celebrity -bu sozcugu ben uydurmus olayim- olmuslar. yani bu insanlarin kimlikleri, varoluslari, temsil ettikleri hayatlar hegemonik bir dunyayi algilama ve yasama bicimi olmus durumda. nedir abi bu yasam: hic bir seyi ama hic bir seyi buyuk harflerle yasamamak bir tutkusuzluk hirssizlik, varolan hic birsey ile - bu hayat olur, sanat olur, sepet olur, insan olur, ask olur, politika pek olmaz bu insanlarin hayatinda- tutkulu, mucadeleci yada radikal bir iliski kurmamak. oyle yani hersey oyledir spacy dir. dinledikleri sarkilar gibi. nega fit levis lar gibi. bir nevi takilmaca hayati yani. herseye, hayata takilmaca. ama is, egoya olsun, sembolik sermaye sergilemeye olsun bir de ise olsun gelince; aman allah dersin yuppie mi bunlar kiminle karsi karsiyayim patrick bateman le mi. o spacy lik o takilmacalik o bir nevi duranzilik apathy lik gitmis yerine bildimiz bir kaba tabirimi affedin bir burjuva gelmistir, tirnaklarini ve kaderini o sermayenin kenarina gecirmis bir burjuva. ha bu insan bankaci olmaz muzik yazari olur. insan kaynakcisi olmaz akademisyen olur. hic farketmez. bogazici sosyolojinin bazi akademisyenlerini hatirlatmak isterim bilenlere ve bilmeyenlere. o snobizmlerini, hayatta bir kac sema ogrenip, bu semalarla konusmanin teorik dusunmek oldugunu zanneden bilgisini ve statusunu bir rant araci olarak kullanan insanlari. simdi bunlarin bir avant-garde liklarini goremiyorum ben daha ziyade burjuvaliklarini goruyorum. arkadaslar bu hayat, yani oyle avant garde bir hayat degildir. lutfen kendimize felan gelelim yani. rica ediyorum. ezme ezilme iliskilerini falan hatirlayalim. hadi optum.
-
kemanda a silver mt zion ve do make say think
gitarda mogwai ve mono
davulda 65daysofstatic
piyanoda rachel's
basta detwiije
vokalde sigur ros
olan asmis grup.
ilk konserlerini explosions in the sky ile birlikte meanwhile back in communist russia'da vermislerdir. hala kendilerine orjinal bir isim bulamadilar fakat bu konuda bir "post rock band name generator" olarak taninan anarsist grup godspeed you! black emperor'dan yardim alacaklarini belirttiler. hayirlisi diyoruz. -
cogu filozofun dustugu,fundamental bir hata var; kavramlar,kendi kendilerini kavramlarlar.yani,var olan ve ustune lakirdi yapabileceginiz,kafa patlatabileceginiz,anus ceperlerinizi zorlayacak derinlikteki kavramlarin derinligi,sizin onu ne kadar sig ya da derin kavramanizla orantili degildir,bizzat kendi varliginin temel bir problemidir.demek istedigim su,kavramlar hakkindaki duyarliliginizin sebebi aslen sizin o konudaki duyulariniza dayanmaz,suphesiz ki yasam gibi,kader gibi,varolus gibi konularda duyarli olacaksinizdir,bu kavramlarin derinligi muhteviyatlarindan kaynaklanir; icleri doludur ve kim ne kadar ugrassa,kurcalasa,hakkinda konussa bosaltilamaz ozelliktedirler.
simdi post-rock hakkinda bu kadar kavramsal felsefenin,zihin yorucu lakirdilar etmenin nedeni ne olabilir diye dusunebilirsiniz.sahsi kanaatimce,post-rock kavrami,bir muzikal janr tartismasindan ya da diger janrlara orantilayabilecegimiz duyarliliklardan ote bir kavramdir,muzik-otesi bir konumdur,post-rock'in konumu.cok beylik bir fanboi soylemi gibi dursa da,herhangi baska bir janra duyulan duyarlilikla es deger tutmayi bir fatal error olarak goruyorum,yine janrlar otesi bir muzik kavramiyla,klasik muzik ile esleyebiliyorum olsa olsa.ornegin bunu da -adini hatirlamadigim- bir yerde,-adini hatirlamadigim- biri dile getirmis,yndi halda hakkinda,amadeus bugun yasaydi tipki boyle bir muzik yapardi demis,bu gorusun altina imzami en afilli sekilde atiyorum.
iste bu saydigim sebeplerden -ya da o major sebepten- oturu,ben post-rock'u olusmus ya da yaratilmis bir muzik turu/muzik akimi olarak gormektense,evrimlesmis bir melodiler butunu olarak tanimlamayi daha uygun buluyorum.her janrda yasayabileceginiz "siktirimo etkileri var,progressive ogeler soniklestirilmis,hiphop influansi goze carpiyor" gibi etiketlerden cok,klasik muzik tinisi duydugumuz anda besbin volt elektrik yemis deney faresi gibi titreyip stendhal sendromuna yakalaniyor ve icimizden "aha bu klasik muziktir" diye bir sozluk tanimi geciyorsa,ayni durum post-rock icin de gecerli oluyor; bu da benim janrlar-otesi,muzik-otesi diye tanimladigim post-rock kavramini muzikal muhteviyattan alip,tavir ve kavramsal nitelik eksenine yerlestiriveriyor.
suphesiz ki,bu anlattiklarim,post-rock'un uzerine cok yapismis olan avant-garde'lik kavramiyla da ortusuyor.ya da iste 3 gram beyinle sekillenen "isi gucu olmayan,baba parasi yiyen amerikan ozentisi lumpenlerin muzigi" ayarindaki kerkenez retorigine goz kirpiyor,varsin olsun.cunku post-rock tinilari dinlerken,herhangi baska bir janrda hissettigimiz,oooo chorus oooo verse shake-it-up-shekerim etkisinin kulak zarimiz ustundeki etkisini es geciyor,tiniyi direkt olarak beynimizdeki sinyallerle paydaliyoruz.boyle bir ruh-klonlama durumu cikiveriyor ortaya iste,icimizi dolduruyor,zikr'in kolektif yogunlugu gibi bir sey,titreyip "alllllaaaah" deyivermek istiyoruz.yoksa aritmik davullar,bol drone-ardindan-tremelo mekanigi degil bizi ceken.
bir de soyle bir sey var,meraklisina; http://www.sourberry.org/programlar/31 -
aşktır post-rock!
hayalimdir; bir gün sadece post-rock çalan sonsuz deniz ve gökyüzü manzaralı bir mekan açacağım. içilen her şey müesseseden olacak ve oraya gelen herkes uzaklara dalıp dünyanın sonunu düşünecek. -
bu tarz müzikle uğraşan grupların çok güzel isimleri, çok çok güzel albüm isimleri, çok çok çok güzel şarkı isimleri vardır.
örnek:
the album leaf - one day i'll be on time (sürekli geç kalmak gibi bir huyu olan arkadaşlar adına) - in between lines
the album leaf - an orchestrated rise to fall - we once were
destroyalldreamers - wish i was all flames - swirling colours sink
do make say think - you, you're a history in rust (birilerini unutmayı başarmış ve bunu o kişinin suratına haykırmak isteyenlere) - her story of glory (dişi birey tarafından yüzüstü bırakılmış, kalbi kırılmış er bireyler bu şarkı sizlere. tabi bu durumu kabullenmiş olmanız da şart.)
explosions in the sky (grup ismi olarak favorimdir kendileri) - all of a sudden i miss everyone (ara sıra hümanistliği tutan insanlara) - catastrophe and the cure ("senleyken herşey çok güzel çok iyi sen yokken herşey boktan" dediğiniz biri varsa bu şarkı ismini ona itaf edebilirsiniz.)
explosions in the sky - the earth is not a cold dead place (umut verici, dünya daha ölmedi*) - first breath after coma ("hayatımda çok boktan şeyler yaşadım ama seninle birlikte bu boktan şeylerden kurtuluyorum, adeta komadan sonraki ilk nefes gibi")
explosions in the sky - how strange innocence (kendini melek zannedenlere* itafen) - glittering blackness
explosions in the sky - those who tell the truth - have you passed through the night
god is an astronaut (kafası sürekli güzel olan arkadaşlar için güzel nick olur bu grup ismi. fevzi is an astronaut gibi.) - all is violent, all is bright - suicide by star
godspeed you black emperor - lift your skinny fists like antennas to heaven (vucudundan mutlu olmayan cılız insanlara bir yaşama sevinci vermek amacıyla) - antennas to heaven
isis - in the absence of truth (bence bu albümün ismindeki kelime seçimi çok güzel. absence iyi oturmuş oraya) - all out of time, all into space
maybeshewill (yine er bireylerimiz için, bir bayanın birşeyler yapmasını bekliyorsanız...) - not for want of trying ("deneme amaçlı değil gerçekten bunu istiyorum inan bana" demenin bir başka yolu) - we called for an ambulance but a fire engine came ("yaralandım ben, bir imdat çağrısında bulundum fakat gelen sadece acımı dindirdi". favori şarkı isimlerimdendir.)
mogwai - happy songs for happy people ("bu albümü dinlersen çok mutlu bir insan olacaksın, çok". bence mükemmel bir pazarlama taktiği.) - i know you are but what am i (kendisini kaybolmuş hissedenler için)
mogwai - hawk is howling - i love you, i'm going to blow up ("aşkımdan ölüyorum daha doğrusu patlıyorum")
mono - one step more and you die ("bok yolundasın dostum dikkat et") - giant me on the other side ("bu dünyada birşey yapamadık bari ahiret hayatında adam olayım")
mono - you are there - a heart has asked for the pleasure (buradaki kelime seçimleride çok başarılıdır benim gözümde)
múm - finally we are no one (fight club hesabı. favori albüm isimlerinden bir tanesi) - don t be afraid you have just got your eyes closed
red sparowes - at the soundless dawn - mechanical sounds cascaded though the city walls and everyone reveled in their ignorance
saxon shore - the exquisite death of saxon shore - the lame shall enter first
a silver mt. zion - born into trouble as the sparks fly upward - sisters! brothers! small boats of fire are falling from the sky! (şarkı adındaki ünlem işaretleri* nasılda heyecan panik duygusu katmış fark ettiniz mi?)
a silver mt. zion - he has left us alone but shafts of light sometimes grace the corners of our rooms (bu da kalbi bir er birey tarafından kırılan bayan arkadaşlarımıza gelsin) - blown out joy from heaven's mercied hole
a silver mt. zion - pretty little lightning paw - more action less tears (artık birşeylere üzülmeyi bırakıp harekete geçmeye karar verenler, bakın bu şarkı ismi size itafen yazılmış)
this will destroy you (çok iddalı bir grup ismi, öyle şeyler hissettireceğiz ki size...) - young mountain - there are some remedies worse than the disease (gelen gideni aratır)
65daysofstatic - the destruction of small ideas (ufak ayrıntılara takılmayı sevmeyen arkadaşlar, dikkatinizi bu albüm ismine verin) - these things you can't unlearn
65daysofstatic - the fall of math (mühendis arkadaşlar, bakınız adamlar ne demiş. dinlemekte yarar var) - i swallowed hard, like i understood -
tüm eleştirilere rağmen "yeni insan"ı temsil etmeye en yakın olan ve belki de 21.yüzyılın ilk yıllarında olgunlaşmaya başlayan en önemli müzik türü. müzikal anlamda çok farklı bir noktada görünse de, tıpkı grunge gibi "aşırı hassasiyetle birlikte hiçbir şey yapamama" durumu türün psikolojik altyapısını oluşturur bana göre.
post rock ın biçimsel anlamda 90ların baskın müziğinden bu denli ayrışmasını ise grunge ve alternatif rock'ın vardığı noktaya bir tavır olarak yorumlayabiliriz. samimiyetsiz, inandırıcılıktan uzak ve kısır bir müziğe karşılık post rock, bireye daha odaklı; jazz, elektronik, new age gibi farklı türlerden de beslenen, bir şekilde yerel unsurları da kullanmaktan çekinmeyen*, içinde "rock" kelimesi geçen herhangi bir müzik türünde kullanılması düşünülemeyecek enstrümanları müziğe dahil eden, cinsiyet faktörünü müzik tarihinde ilk defa bu denli elimine edebilen bir tür olarak belirdi. ne kadınsı ne de erkeksi denilemeyecek vokallerle var olduğunu zannettiğimiz cinsiyetler arasındaki farklılıklara dair önyargılarımızı tersyüz etmesinin yanında, acının cinsiyetten, milliyetten ve coğrafi konumdan bağımsız bir insan ortaklığı olduğunu hatırlattı.
acı. post rock, modern insanın acılarından beslenir, ve bu yönüyle zannedildiğinin aksine son derece politiktir. bireyciliğiyle politik duruşu arasında bir çelişki vardır - ki bu aynı zamanda modern insanın çelişkisidir-açmazıdır.
post rock da büyük ihtimalle kısa zaman içerisinde kendi limp bizkitlerini, linkin parklarını çıkaracaktır, ancak yine de kalan kısa zaman içerisinde "keyfini çıkaralım" derim ben. -
joan of arc, beat happening, built to spill, llama farmers, the drum, lync, shellac, shipping news, mineral, slint, rodan, tortoise, lifter puller, a day called zero, the roots of orchis, ethel meserve, billy mahonie, sharks keep moving, spatula, the dismemberment plan, nuzzle, a-z consolidated, the feelings, fascia, the mercury program, jeff mueller, drill for absentee, euphone, dave fischoff, calibos, victory at sea, universal life and accident, radar, hoover, paul newman, the black heart procession, haywood, bowery electric, hilkka, suplex, mirza, the 90 day men, death cab for cutie, arab strap, oma yang, pinq, saso, godspeed you black emperor!, rydell, the standard, lefty's deceiver, pinback, propeller, sigur ros, papa m, red stars theory, replicator, 764-hero, candies, per mission, erik sanko, the dropscience, from monument to masses, metropolitan, interpol, glider, epic45, doug martsch, the black sea
gibi birkac gurup ornegi verilebilecek, oylece akip giden bir akimmi$ bu.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap