postmodernizm

• sonundaki -izm sizi yanıltmasın, daha ziyade bir durumu ifade eder. kavram adı epey tartışmalıdır, kimi hipermodernizm der mesela. daha ziyade modernizmin hedeflerinin başarısızlığa uğramış olmasından bahseder, modernizmin sıkıntılarını ele alır.
  
  kimlik hareketleri ile sanıldığı kadar doğrudan bir bağı yoktur. kimlik hareketleriyle yakın zamanlı olarak ortaya çıkmış olması elbette ki sadece bir tesadüf değil ama postmodernizm=kimlik diye bir durum yok.
  
  bahsi geçmişken söylemeden edemedim: kimlik hareketi savunucusu değilim ama kimlik hareketleri de gökten zembille inmedi. klasik solda "herkes herkesi savunur" gibi bir durum yoktu bir kere. en azından pratikte yoktu. bunun için stalin- eşcinsellik mevzusunu bir kere düşünmeniz yeterli. bu, bariz kabak gibi bir örnek olduğu için söylüyorum. türkiye'de kimi klasik sol örgütlerde eski kız arkadaşının arkasından "herkesin altına yatıyor" diye dedikodu çıkarıp attırmaya çalışan, filancanın ibneliğinden bahseden (ve daha pek cok iğrençlik yapan) pek çok örnekle karşılaştım ve bu adamlara hiçbir şey yapılmazdı. bahsettiğim örgütler eskaza -atıyorum- troçki'yi savundunuz diye sizi ajan ilan edebilecek örgütler bu arada (yanlış olmasın, troçkistlerde de çok farklı bir şeyle karşılaşmadım). bunlar görece "marjinal", toplumun geleneklerinin dışında kalan sol örgütler. chp gibi oy alalım diye ekmeleddin'i öne sürecek, alkol aldı diye partiden adam atacak kadar popülist merkez sol örgütlerde neler dönüyor, tahmin edersiniz.
  
  yani öyle solun icinde herkes herkesi savunuyorken birtakım şımarık solcular canı sıkıldığı için bir anda kimlik hareketlerine sarmış değil. pek çok kadın, eşcinsel, siyah, kürt, şu, bu, eşitlikle karşılaşacağını sandığı yerde hayal kırıklığına uğruyordu.
  
  bu vesileyle trump da kimlik hareketlerine ( kimlik hareketleri de postmodernizme bağlandığı için ayni zamanda postmodernizme) ittirilmiş ama alakası yok. hitler de yahudiler bizi eziyor diyerek iktidara geldi, hitler de mi postmoderndi yani?
  
  postmodern tam aksine bu meta anlatıların kofluğundan dem vurur. hadi kitabını okumadınız; yukarıda bircok entryde anlatılmış. ama kim okuyacak değil mi?