• bazen sadece kendine yazıları içeren mektup, kime gittiğinin, nasıl anlaşıldığının pek de önemli olmadığı. yazmak için yazılanlar, yaşanması gerekenler, aşkın seni seviyorumlar arasında boğulmamışını anlatan,yaşamın sınırları-sınırsızlığını sorgulayan mektuplar.
  • gri kente ulaşamayacağını bilmenin hüznü ile..
    "bunu daha önce de yaşamıştım, göğüs kafesimin içinde belirli aralarla
    yoğunlaşan bir sızı acıya denk ya da benzer değil, buna acı demekte yanlış
    aslında bir tür sıkışma hissi kalbimin varlığını gösteriş şekli.
    sonra daha uzun bir süre hissizlik herşeye ve herkese karşı, sızının içimde
    göğüs kafesimin solundan sağına devinişi ve karın boşluğumun içinde
    dolaşarak kayboluşu.
    sonra yine boşluk ve hissizlik, ellerimin arasındaki şeyi hissedip, ona
    dokunup kavrayamadığım zamanlardakine benzer bir endişe korku ve hissettikçe
    şekillenen boşluğa dokunamadıkça artan tahammülsüzlük, sonra yeniden
    hissizlik... yorgunluk ...
    o an ölsem, ruhum bedenimden varlığım kendinden geçse, ayrılsa bunu
    kabullenecek olmam ve bu kayıtsızlığa sarınışım beni bile ürkütüyor.
    çok yaşamış ya da hiç yaşamamış biri gibi -ki- her ikisininde taşıdığı ortak
    ölgünlükle.
    oysa, yaşama başlarken ben böyle sancılı değildi güneşin altında dolaşmak.
    içimdeki karaltılı yüzdeki betimlenemez belirsiz ifadenin sökün edişi kabus
    gecenin uzantılarının sarışı ruhumu ve kalbimi.
    bana ait olanın çözümlenemez karmaşası ışığın diz çöküp kendi içine
    çekilerek kararışı güneş doğana dek.
    sonrası gündüz düşleri gözlerimi açtığımda gecenin gölgeleri kapattığımda
    karanlık.
    tüm bunlar ölüme dair mi ?
    yoksa hala yaşama başlayamamış gaf'tan çıktığı yolda bedenine ulaşamadan
    yanlış bir başka yaşamın ölen bedeninde gözlerini açan yaşamı düşleyen ve
    özleyen, gözlerindeki fer çekilirken odağındaki yeşil küçük alevde ısınan
    üşüyen, soğuyan bedene mi dair ?
    herşeyin ötesinde yanılıyormuyduk biz yaşayanlar tüm korkuları besleyen
    duygunun ölüm hissi ve ölüm korkusu olduğunu varsayarken. ya yaşamak ve
    yaşamdan korkmak neresinde duruyordu korkulukların? ötesinde, birisinde,
    içinde veya dışında mı ? karanlığın koyulaştığı yer, sisin yoğunlaştığı an
    gözlerimizden gelmiyorsa ve orada yaratılmamışsa bunca karanlıkta yol
    alanlar kimler ?
    böylesi anlarda dokunuyorum gözlerime ve ağıt yakısından sürmeler çekiyorum
    körlerin bakışlarındaki derinliğe ve dinginliğe ulaşmak için.
    açıyorum gözlerimi kapanıyor herşey...
    ve kapattığımda göz kapaklarımı açılıyor kapılar...

    bir avuç soru işareti al ve eğir onları ...
    tüm bunlar ne mi ? bir kaç dakika için açılan pencerelerden dışarıya çıkan
    sesler ..." şişedeki mektuplar'dan..
    (bkz: adlandirilamayan/3)
  • kapaginin mutlaka kapatilmasi gereken sise... yani icinde kagit var, mesaj var eger acik olursa islanirlar sonra bulanlar okuyamaz. aman dalginliga gelmez.
  • aydan çelik'in birgün gazetesi'ndeki köşesinin adı.
  • ipek değer ve batur belirdi isimleri çok çarpıcı gelen bir potkal fragmanı (şimdilik) gökçe pehlivanoğlu'ndan. çok ülkeler vaad eder bir hali olan kısa bir film. şehre gelse de orta yerimiz potkal'lar olsa...
    temiz çekim. temize çekmek? ha ne? nerde?
  • (bkz: pot): (ing.) topraktan yapılmış kap, testi. (bkz: call): (ing.) mesaj potcall >> potkal >> şişe içindeki mektup. batmaz denilip batan (bkz: titanik) yolcularından jeremiah da bir potkal atar denize, şişe zarar görmeden kıyıya ulaşır. şöyle yazıyordur: (bkz: titanik'ten, hepiniz hoşçakalın. cork glanmire'dan burke
  • karabiga'nın girişinde bulunan, enfes deniz ürünleri yerken tablo gibi olan deniz manzarasını izleyebileceğiniz restauranttır. tanışmasam da ehlikeyf bir sahibi olduğu içki portfoyünden ve iç dizaynından belli oluyor. karabiga'nın yıldızı da diyebiliriz.
  • soğuk göz yaşları denizinde,
    bir mektup savuruluyor
    cam şişenin içerisinde bir de fotoğraf.
    sararmış fotoğraf, mektuplanmış bir anı
    üzüm bağlarında iki gencin gülümseyen fotoğrafı
    kırmızı üzümler toplanıyor, fıçılara şaraplar doluyor..
    deniz kusuyor poktalı sürüklüyor dalgalar,
    kuşlar yolu gösteriyor rüzgara
    mektuplanmış eski yazılar, eski bir rüyayı anlatıyor
    rüyanın ehemmiyetini, gizini anlatıyor
    dalgalar sararıyor, rüyalar
    adım başı intiharlar
    bir şarap fıçısında denize yuvarlanan,
    sararmış anı bekçileri.
  • karabiga’ya yolunuz düşerse mutlaka yemek yenmesi gereken balık restoranıdır. türkiye’nin sayılı balık restoranlarından biri seviyesinde olması olasıdır. şu an olmasa bile birkaç sene sonra adını sık duyacaksınız.
hesabın var mı? giriş yap