• son güncel meslelerle ilgili olarak, insanlar hiç bir ülkede, hiç bir din veya ideolojinin emri ve keyfine göre [rızaları hilafına]giyinmesinler [zorunda kalmasınlar] demekte olan, daha genel olarak insan kıyafetleri kanun konusu olabilir mi, devlet insanlara nasıl bir hayat yaşayacaklarını söyleyebilir mi, ülkenin sahibi ülkede yaşayan halk mıdır yoksa devlet mi (veya devleti elinde bulunuran bir azınlık mı) sorularını sormakta olduğu için gerici veya şeriatçı ilan edilmiş durumdadır. benim tahminim bunların tam tersini savunanların şeriatçı zannedileceği idi. islamcı, şeriatçı, dinci değildir ama demokrasi ve özgürlüklerin, görmezden gelinen, görünmez kılınmak kapıdan kovulmak istenen her etnik-dini-kültürel ve siyasi kimliğin hakkı olduğunu sanmaktadır. ancak anlaşılan o ki, herkes kendi şeriatını yaşamakta* ve kendi şeriatını en normal, doğal, "çağdaş" vs. gördüğü için denizdeki balık misali başkalarını şeriatçı sanmaktadır.
  • birçok başlık var ki bu sözlükte, okudukça sinirleniyorum, sinirlendikçe adam gibi düşünüp iki satır adam gibi bir şeyler yazma yetimi (varsa eğer) yitiriyorum. ya küfür çıkıyor klavyemden ya da anlamsız arapsaçı bir şeyler. sonra bir bakıyorum, birisi* gayet temiz bir üslup ile, üstelik hem bilgi hem argüman yönünden zengin bir içerikle, başlığı ve tartışmaları olması gereken noktaya taşımış. sinirim azalıyor, kendi hamlığımı görmem bile beni rahatsız etmiyor.

    elbette ki poturgilinpotur ile her konuda aynı görüşte değiliz, konu da bu değil zaten. önemli olan şu ki, sözlük onsuz bir kişi eksik olurdu - ve bu maalesef her yazar için geçerli değil.
  • esmer, gözlüklü, ultraaktif, müşahhas bir vicdan; berrak bir haysiyet. ben vicdanın ve haysiyetin insanların içlerinde bir yerde salınan soyut bir ahval olduğunu sanırdım. lakin gün geldi bu iki kavram insan suretinde karşıma çıktı. kardeşimdir.

    lakin "akbilim var, 34 yıllık istanbulluyum, kent bilincinde üstüme yok" demesinde bir üç kağıtçılık, bir vurdumduymazlık olduğunu anlamalıydım. işte aramızda dün geçen diyalog; kelimesine dokunmadan...

    bililili bilililili
    itaatsiz: alo
    poturgil: kardeş selam, geçen gittiğimiz caddenin adı neydi? hani büyük bir meydanda başlıyor.
    i: istiklal caddesi!
    p: haaa heee hhehe eyvallah.
    [iki dakika sonra] blilili bilililil
    p: kardeş, bir cami vardı bu caddenin üzerinde.
    i: ağa camii
    p: çakaal biliyon mu len sen burayı?
    [bir dakika sonra] bililil bilililil
    p: abi karnım aç bir dürümcü var mı bildiğin?
    i: özlem dürüm'e git, camiinin sokağında
    p: dandiktir orası. koca şehirde adam gibi bir mekan bilmiyorsun. ayıp be.
  • tipi, otodidakt filistinli aydınlara benzemektedir. ankara ankara olalı böyle bir muhakeme kudreti görmemiştir. sakalı koyverip, postu sersin, ilk müridi ben olacağım.
  • hafızası sorunlu yazar kurbanı. canı sağolsun kendilerinin.
    dünyada sahte can yücel şiirleri oltasına yakalanmış en son kişi (7 milyarıncı falan) olsam bile intihar ederdim herhalde, bir diğer karakter özelliğim de, tevazumla beraber iddialı konuşmayı sevmememdir.
  • giriş: kendisi tanıdığım en nevi şahsına münhasır insanlardandır.

    gelişme: onu odtü'de birkaçar kur aldığı üstün arapça ve farsçasıyla mesela "nihansın dideden ey mest-i nazım" benzeri dizeleri bir sohbet esnasında türkçe'ye çevirirken, ya da halı sahada pas vermeyip de şut çektiği için takım arkadaşlarının serzenişlerine makul bir ses tonuyla yanıt verirken, veya işle ilgili herkes fıldır fıldır onu ararken kendine has dinamik yürüyüşüyle arazi olduğu yerden gelirken, veyahut zaten az aldığı ve kendisini hemen etkileyen alkolün etkisiyle mekandaki en popüler insan olarak kızların etrafında fink atarken ve akabinde hiç etkilenmemişcesine sözlüğe sosyo-politik entryler girerken görebilirsiniz.

    sonuç: severim kendisini. gecenin bir yarısı olsa bile bilgisayarla ilgili başım sıkıştığında, ya da scrabble oynarken yazılan osmanlıca kökenli bir sözcüğün anlamını öğrenmek için, veya aklıma gelmeyen bir spor hadisesini hatırlamak maksadıyla, ya da ne bileyim, gündemdeki bir olayla ilgili görüşlerini merak ettiğimden dolayı kendisine yahut entrylerine ilk başvurduğum insandır. maçlarda pas vermediği için bağırıp çağırmayı özlediğim, ama sahalara döneceğim ilk maçımda tüm arapasları kendisine atacağım acar forvettir. 1 aralık itibariyle sivil hayatına altı ay kadar ara verip lüleburgaz cenahında muhtemelen istanbul'a arazi olmak için çaba gösterecek mekanizedir, bitlidir.

    not: işbu entrydeki kişi ve olayların gerçekle ilişkisi yoktur. olsa olsa tesadüftür.
  • aklıselim. ama fena derecede. şimdiye kadar herhalde birkaç bin entrisini okumuşumdur. hepsinde dediklerine aynen katıldım. demek ki ben de aklıselimim. neyse, konu ben değilim. teşekkür etmek için uğramıştım buraya. aklına sağlık poturgilinpotur.
  • "ben yıldızları gösterdim onlar parmak ucuma baktı" lafı tam olarak durumuna uygun düşen sözlük yazarı.
    (bkz: #2260290)
  • an itibari ile sözlükte 877 adet entrysi bulunan bir yazar hakkında kesin yargılara varabilmek için ya uzun soluklu bir entry takibi, ya birebir tanımış olmak ya da zaman ayırıp sözlük ya da benzeri bir araç ile konuşmuş olmak gereklidir.. bunların hiçbiri için zaman ayırmadan doğrudan bir iki entry üzerinden tespitte bulunmak ister istemez dışarıdan bakanları güldürür (ben şahsen yüzümdeki organları kullanıyorum gülerken
    başkalarını bilemem)..

    tabi ki isteyen kişi, aldığı bir ayar sonucunda kendisi hakkında "salyalar kusuyor" diye bir beyanat verebilir ama bu yaptığı ile ancak kendisini ele verir, dediğim gibi, bizleri gülümsetir pazar pazar..
  • görülüyor ki sözlükteki varlığı, zekası ve entellektüel birikimi ancak kendisi gibi düşünmeyenleri şucudur bucudur diye sınıflandırıp mccarthy zihniyetiyle saldırmaya yeten ibibiklere batan bir insanmış. lakin evet, daha önce de dedikleri gibi "biz kim kimdir biliriz"...
hesabın var mı? giriş yap