• adamlar turkiye'nin en gozde mobil sirketlerinden, obama'yla gorusen ortagi var ama hala stajyerlere asgari ucret verecek durumlari yok. cift monitor ve ofiste sinirsiz kutu icecekle sismanlarsiniz ancak.
  • "director of business development"lari ile, rezalet iscep uygulamalari hakkinda email alisverisinde bulundugum sirket. bilindigi gibi, tuslu telefonlara uygun bir yazilim yapip, bunu iphone icin derlemis, sonra "biz iphone uygulamasi yapiyoruz" diye cikmislardi.

    bu sirket kullanici odakli tasarim surecinin ne oldugunu bilmiyor. ben, "yaptiginiz uygulamanin iphone arayuzu ile alakasi yok" deyince, "bizim app'imiz citibank'tan once cikti, hem de icinde 100 ozellik var" gibi gulunc ve irrelevant bir savunma yaptilar.

    ben kendilerine "sirketinizde arayuz tasarimcisi var mi, wireframe yapiyor musunuz, kullanici testi yapiyor musunuz" diye sorunca cevap alamadim.

    ustune ustluk yazistigim kisi, objektif olarak onlara neleri hatali yaptiklarini aciklamama ragmen, bana kisisel saldirida bulunmayi secti. yoneticileri, kose basi 10 liraya web sitesi yapan sirket calisani uslubu kullaniyor.

    iphone app'i yaptiracak olsam bu firmaya kesinlikle gitmezdim. neden merak eden herkes iscep'i indirip bakabilir.

    hatta kendilerine herhangi bir yazilim projesi icin de gitmezdim cunku 2010 yilinda sirketlerinde arayuz tasarimi veya kullanici testi ile ilgilenen kimse yok gorundugu kadariyla.

    sozluk okularina referans olur diye, kendilerine gonderdigim ama dunyadaki gelismelerden haberdar olmadiklari icin anlamadiklari mailimi copy paste edeyim.

    ---

    haklisiniz, entry'nin uslubu agir. ancak yazdiginiz maildeki "sevimli ikon" ibaresinden, "kullanici odakli tasarim"a, sirket kulturu olarak uzak oldugunuzu anliyorum. bu yuzden, elestirimin sirketinizdeki urun gelistirme surecini gozden gecirmeniz konusunda sizde etki birakacagini umuyorum. size, urununuzdeki ve surecinizdeki eksiklikleri objektif olarak sunmaya calisacagim.

    hakkimdaki bilgileri edindiginize gore, bilgisayar muhendisligi mezunu oldugumu gormussunuzdur. yani meslek olarak tasarimci olmama ragmen muhendis kokenliyim. muhendislik bakis acisindan ("kullanici odakli" bakis acisina zit olarak) yazilim projelerinin nasil gelistirildigine, ve bunun basarisiz urunlere nasil neden olduguna defalarca tanik oldum. bir urunun degeri, 100 tane fonksiyon icermesinden cok, bu fonksiyonlari ne derece yerine getirdigi ile olculur. yaptiginiz uygulama dunyadaki ilk bankacilik uygulamasi olabilir, ama kabul ettigimiz gorunus ve davranis tanimlarina gore bir "iphone uygulamasi" degil.

    eminim elinize bir iphone alip, icindeki programlar nasil calisiyor incelemissinizdir. iscep iphone'da bulunan butun etkilesim pattern'larini alt ust ediyor. yaptiginiz uygulamanin, diger butun iphone uygulamalari gibi bir "toolbar"i yok. ben su ana kadar, hic bir iphone uygulamasinin, ekranin sag ve sol alt kosesinde, 10 yil oncesinin telefonlari gibi navigasyon tuslari kullandigini (devam ve geri) gormedim (bu ozellikler genelde, her uygulamaya ortak olan toolbar'a konuluyor). ornegin musteri numarasi yazildiktan sonra cikan "tamam" dugmesi, iphone'da kullanicilarin alisik oldugu dugmelere goruntu ve davranis olarak benzemiyor. veya iphone uygulamalari genelde hata mesajlarini "pop-up" pencerelerde sunarlar, iscep'te bunun yerine hata mesaji gosteren, ve geri gitmekten baska opsiyon sunmayan ekranlar var. menulere girmek icin ya once opsiyonu secip devam'a basmak, ya da iki kere tiklamak gerekiyor, iphone'da boyle bir "interaction pattern" kesinlikle yok. bu pattern'lar tuslu telefonlara ait, ve iphone dunyasina tasinmalari cok, cok yanlis. urununuzdeki eksikliklerin ciddiyeti, kozmetik hatalar olmanin cok ilerisinde.

    turkiye'de, egitim kokeni olarak "arayuz tasarimcisi" veya "kullanici deneyimi tasarimcisi" bulmanin oldukca zor oldugunu biliyorum. ancak, kullanici deneyimi sizin 100 tane fonksiyon icin goz ardi edemeyeceginiz kadar onemli bir alan. iphone platformu uzerinde derlenen herhangi bir kod uretmis olmak ile, iphone platformuna entegre olan, kullanicilarin alisik oldugu etkilesim yontemlerini kullanan bir "iphone uygulamasi" yapmak cok farkli seyler. ozellikle iphone gibi uygulamalarin belirli bir "consistency" tutturdugu bir platformda, dogru kullanici deneyimini ve arayuzu yakalayamayan programlar goze batiyorlar. iscep bunlardan biri.

    arayuzu guncelleyeceginizi soylemeniz beni acikcasi rahatlatmiyor, cunku bu derece ciddi hatalar, sonradan arayuz guncellemesi yaparak cozebileceginiz seyler degil. iphone gelistiricileri icin apple'in yayinladigi "style guide"lar var ve bu dokunmanlari takip ettiginiz surece, sirketinizde bu konuda ozellesmis biri olmamasina ragmen, basarili uygulamalar cikarabilirsiniz. hatta bence sadece iphone kullanarak bile, uygulamalar nasil calisiyor bakip o pattern'lari uygulamaniz sorununuzu cozerdi.

    iscep uygulamasina ve sizin urun gelistirme surecinize dair merak ettigim sorular var. ornegin sirketinizde arayuz tasarimcisi var mi, yoksa arayuzleri muhendisleriniz mi yapiyor? bu uygulamarin arayuzlerinin "wireframe"leri var mi, bu kagittaki prototipler uzerinde kullanici testi yaptiniz mi hic? bitmis urun uzerinde kullanici testleri yapiyor musunuz? bunlar, bir yazilim evi olarak, "sevimli ikon" diye yaftalayip gecebileceginiz seyler degil. iphone bir urun olarak bu kadar basarili, kolay kullanilabilir ise bugun, bunun nedeni icindeki en kucuk detayin bile kullanici testinden gecmis olmasi. bu kullanici testlerini yapmak icin binlerce dolarlik tesisler kurmaniza da gerek yok, sadece kagittaki cizimler uzerinde yapilan bir kac tane kullanici testinden bile cok degerli bilgiler cikarabilirsiniz. iscep'te kullanici testi yapsaydiniz, uygulamanin iphone uygulamasi gibi davranmamasinin yarattigi sorunlari kolayca gozlemleyebilirsiniz.

    anladigim kadariyla sirketinizde tasarimla ve kullanici deneyimi ile ilginen kimse yok, bu durumda bu gorev kismi olarak size dusuyor (bu konuda hassasiyeti muhendislerden beklemeniz yanlis olur) . bu konularda (usability, interface design, experience/interaction design) oldukca fazla yayin ve kitap var, ve yaptiginiz iste olumlu etki gormek icin binlerce sayfa okumaniz da gerekmiyor. baslangic icin iyi bir kitap ornegin steve krug'un okumasi zevkli olan "don't make me think" kitabi (kitap daha cok web tasarimi ile ilgili olmasina ragmen, arayuzlerin coguna uygulanabilecek bir "insight" verebilir size). kitap hem disiplin disindakilere bu isin ne oldugunu anlatiyor, hem de kitabin sonunda cok dusuk butceler ile nasil kullanici testi yapabileceginizi anlatiyor. daha detayli bilgi icin, alan cooper'in "about face"ini okuyabilirsiniz. cok uzun, ama kullanici arastirmasindan baslayarak urun gelistirme surecinin her asamasindan bahsediyor.

    benim amacin sirketinize hakaret etmek degil. farkindaysaniz size bu emailde, danisman olarak yuksek saatlik ucret aldigim tavsiyeleri bedava veriyorum. bir cok konuda cok geridesiniz. bu turkiye kosullarinda su anda goze batmiyor olabilir, ama uzun vadede "relevant" kalmak icin, sizin de sureclerinize tasarim odakli dusunceyi katmaniz gerekiyor.
  • 100 milyon dolarlık dudak uçuklatan satış fiyatıyla, türkiye'de bu sektörde en yüksek satış rakamı olduğunu düşündüğüm yeni ismi monitise olan yazılım firması. 4-5 kişi ile kurulduğunu hatırlıyorum. kişisel görüşüme göre; adamlar sıçramayı işcep uygulamasını yaparak gerçekleştirdiler.
  • yazılımcıların bilgisayar başından kalkması verimsizlik yaratır, bu yüzden yazılımcılara en kaliteli ekipmanları sunuyoruz temalı bir konuşması olmuştu fatih işbecerin. hangi kafayla böyle cümleler kurabildiğini merak ediyorum. canavar yazılımcı aradığını söylüyor ama ben köle aradığını düşünüyorum. ülkede eli yüzü düzgün teknoloji şirketi sayısının azlığından en çok bu tarz şirketler nemalanıyor. bize muhtaçsınız düşüncesi hakim biraz.
  • elektronun antiparçacığı.

    frank close'un antimatter'da bahsettiğine göre; elektronlar ve protonların haricindeki parçacıklar hakkında bilgi sahibi olunmayan dönemlerde, dirac pozitronların varlığını öngördüğünde, bunun fantastik olduğu düşünülmüştü. dirac denklemleri antimaddenin varlığına işaret ediyordu lakin "nerede bu antimadde?" sorusuna dirac ilk etapta düzgün bir yanıt veremedi. haliyle "proton, anti-elektron olabilir." dedi fakat bu pek mantıklı değildi. zira meşhur "fly in the cathedral" metaforundan da bilindiği üzere elektronun kütlesi oldukça azdır. proton ile kıyaslanamaz.

    buradaki mantıksızlığı gören, manhattan project'teki ünü ile hatırlanan oppenheimer olmuştu. eğer proton, elektronun antiparçacığı olsa idi hidrojen kendi kendisini yok ederdi. dirac gelen eleştirileri ciddiye aldı ve elektron ile aynı kütleye sahip olan bir pozitron fikri ilk defa bu şekilde ileri sürüldü.

    işin komik tarafı şu: dirac teorisini geliştirmeden 5 yıl önce pozitronlar aslında zaten gözlemlendi, yalnızca tanımlanamadı.

    leningrad'da bir fizikçi olan dmitry skobeltzyn, gamma ışınlarını inceliyordu. (buraya the big bang theory'deki leningrad politechnika esprisini iliştirmek istiyorum) elektronlar ve gammalarla oynayayım derken, yaptığı deneyde beklenmedik bir şeyler ortaya çıktı: pozitronlar yani anti-elektronlar.

    öncelikle bir yanlış anlaşılmayı düzeltelim: madde ve antimadde birbirini "yok" etmemektedir. gerçekleşmekte olan şey dönüşümdür. anhilasyon dediğimiz şey, bir parçacık ile onun antiparçacığının çarpışması sonucu yeni parçacıkların ortaya çıkışını ifade eder.

    anhilasyona verilen en klasik örnek elektron ve pozitronun çarpışmalarıdır. çarpışmanın sonucunda 2 quantalık (quantum sözcüğü, fiziksel bir şeyin mümkün olan minimum miktarı anlamına gelirken quanta sözcüğü, quantumun latincedeki çoğul hâlidir) bir gamma radyasyonu açığa çıkar. pozitron, yani anti-elektron, elektron ile aynı kütle (0.511 mev) ve spine (1/2) sahip iken pozitronun yükü elektronun yüküne zıttır. çarpışma yüksek enerjili olduğunda farklı, düşük enerjili olduğunda farklı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. düşük enerjili olduğunda çoğunlukla gamma fotonları, yüksek enerjili olduğunda ise mezonlar gibi başka parçacıklar salınabilmektedir.

    tabii bunlar skobeltzyn'in deney yaptığı dönemde anlaşılamamış. daha da komiği, gammalı, elektronlu ve "ne olduğu belirsiz bulgularla dolu" olan deneyin üzerinden 5 yıl geçtikten sonra skobeltzyn cambridge'deki uluslararası konferansa katılıyor ve elde ettiği görüntüleri sunuyor. tam o sene de dirac, anti-elektron teorisini ortaya atıyor. ne yazık ki 1928'de aradaki bağlantıyı kurabilen olmuyor ve skobeltzyn ödül mödül alamıyor.

    bugün pozitronlar, en çok tıpta işimize yarıyorlar. (bkz: pozitron emisyon tomografisi/@highpriestess) pozitron emisyon tomografisi nice kanserlerin, nice beyin hastalıklarının teşhisine yardımcı oluyor.
  • bugun itibariyle ingiltere merkezli monitise sirketi tarafindan 100milyon dolara satin alinmistir.

    http://en.webrazzi.com/…-company-pozitron-for-100m/
  • mobil uygulama ve cctv isleri yapan firat isbecer, fatih isbecer kardeslerin firmasi. stajyerlerinin gozunu guzel doldururlar, en iyisini de almaya calisirlar fakat maas vermezler. aklibasinda adamin staj icin tercih etmemesi gerek. is yapma sekilleri acisindan da mobil camiada adlari pek de iyi anilmaz.
  • iphone icin urettikleri iscep uygulamasi yuz karasi olan sirket. is bankasindan o kadar kotu bir is icin para almaktan utanmamislar sanirim.

    uygulama iphone icinde 1998 model java/symbian telefon deneyimi yasatiyor. elalemin cocugu bile iphone app yapmayi ogrendi, pozitrondakiler usenip ellerindeki java midp uygulamasini objective c'ye cevirip compile etmis sadece neredeyse, iphone uygulamasiyla alakasi yok yaptiklarinin. dokunmatik ekran icin degil, tuslu telefon icin yapilmis bir uygulama. ondan sonra da "iphone app yaptik" diye cikiyorlar. bu zihniyetle zor yaparlar. ne desem az.
  • windows mobile için işcep uygulamasıda rezalet olan şirket. demek isterdim ama değil amatör programcılar sanırım.

    birincisi işcep uygulaması yüklenmiyor. bir haftadır sürekli deniyorum aynı hatayı alıyorum.
    "geçici bir hata oluştu. daha sonra tekrar deneyiniz. teşekkürler". sabrımdan dolayı teşekkür ediyor sanırım. kınıyorum.

    ikincisi berbat bir arayüz var. ama işbankasının web sayfasının kifayetsizliği görenler bunu yadırgamaz herhalde.
    laaaaaaaan...
  • feynman diyagramlarina gore zamanda geriye dogru hareket eden karizmatik parcacik.
hesabın var mı? giriş yap