*

  • sosyolojide „korunmasiz isci ve işsiz“lerin olusturdugu sosyal tabakayi tanimlayan kavram. „prekär „ ve „proletariat“ tan türetilmistir, yeni bir sözcüktür.
  • şansını deneme şansı olmayan insanlar, insancıklar. marx tarafından bile pek dikkate alınmamış, zincire vurmaya dahi gerek görülmemişler.
  • guy standingin "isgucu-piyasa esnekliginin artmasindan dolayi olusan istikrarsizliklarin isciler uzerine yikilmasinin yarattigi sinif"olarak tanimladigi, kuresellesmenin olusturdugu makroekonomik sikintilarla bogusan insanlar butunu precariattir. occupy wall street muhabbetine giren insanlar precariatlara ornek teskil eder mesela.
    precariat, (sendikal hareketlerin aksine) sinif sikintilarindan dem vurmak yerine odaksiz tepkimeler ortaya koymaktadir, cunku ezilmenin kaynagini olusturan sinifsal ya da sag-sol ikileminden cok makroekonominin ontolojisine dayanir. bernard shaw precariat konsepti tanimlanmadan once bu konsepti super aciklayan ongorulerde bulunmustur.
  • bir de bunun "akademik prekarya" tabir ettiğimiz akademik versiyonu var ki yurdumun doktoralı perişanlarının alemeti farikasıdır. yıllarca amerika'da orada burada dirsek çürütüp ömrünü tüketip asosyalleşme pahasına phd ünvanını alıp sonra türkiye'de bir tabela üniversitesine mecbur kalıp orada dumur üzerine dumura uğrarlar. zira, girdikleri yer üniversiteden ziyade diploma satan bir işletmedir ve sabah 9 akşam 5 kart basmak yoluyla yoklamaları alınır, üniversitenin tanıtım günlerinde broşür dağıtmaları istenir, 20 yaşını geçmiş adamların "velileri"ne verdikleri paranın karşılığı olarak neden evlatlarına doğru dürüst not vermediğinizi açıklamak zorunda kalırlar. sürekli olarak birer senelik sözleşmelerle asgari ücretin biraz üzerinde çalışırlar ve bir dahaki seneye bir işleri olup olmayacağının garantisi yoktur.
  • küreselleşme ve teknolojik gelişmeler sonucunda az gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan emekçi katmanına/grubuna verilen addır. bu emekçiler esnek, güvencesiz şartlarda ve genelde yarı zamanlı olarak istihdam edilirler. büyük ölçüde kadınlardan, gençlerden, engelli işçilerden, tekrar çalışmak zorunda kalan emeklilerden ve işsizlerden oluşur.
  • ortak paydalarının güvencesizlik olduğu varsayılan, sınıf olup olmadıkları henüz açıklanamamış, kapitalizmin ürünü topluluktur.
  • her sınıfın içinde belirsizlikle en çok boğuşan bir alt kategori olarak tanımlanmaktadır.
  • prekariat (alm) , prekarya (türk).

    sosyolojide „korunmasiz isci ve işsiz“lerin olusturdugu sosyal
    tabakayi tanimlayan kavram. „prekär „ ve „proletariat“tan türetilmistir,
    relatif yeni bir sözcüktür.

    (bkz: prekariat)
  • opendemocracy'de bu sınıfın neden deliberative democracy'ye (müzakereci demokrasi olarak çevriliyor) ihtiyacı olduğu konusunda guy standing tarafından kaleme alınmış bir yazı vardır.
  • sınıf olduğu iddiasına karşı ciddi anlamda tavır alınması gerektiğini düşündüğüm tanımlama.

    "prekerleşme (güvencesizleşme) toplumun hemen bütün tabaka ve sınıflarında gözlemlenebilir. güvencesizleşme veya güvencesizleştirme süreci bu tabaka ve sınıflarda (göçmenler, kadınlar, işçi sınıfı) çok değişik biçimlerde gerçekleşebilir. güvencesizleştirme sadece toplumun alt tabakalarını etkileyen ya da sadece son 30 yılda ortaya çıkmış bir süreç de değildir. güvencesizleştirme kapitalizmin doğasında vardır. yirminci yüzyılın ikinci yarısında şahit olduğumuz görece güvenlikli çalışma şartları kapitalizm tarihinde daha çok bir istisnayı gösterir. bilindiği gibi karl marks ve friedrich engels, manifestoyu bitirirken, proleterleri “zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri” olmayan insanlar olarak tanımlamışlardı. bundan daha güvencesiz, daha “preker” bir yaşam olabilir mi?"*

    *meselenin 2014 temmuz sayısından alıntılanmıştır:
    prekarya: güvencesizlik yeni bir sınıf mı yaratıyor? - selim ergunalp
hesabın var mı? giriş yap