• anlama kapasitem dakika dakika düştükçe, ulan inşallah kimse anlamamıştır diye uma uma izlediğim film.
    --- spoiler ---

    filme lafım yok beğendim de bir sorum olacak pek sayın suser arkadaşlarıma; jane johnla tanıştı, sevgili oldu. sonra john onu terketti ve kendi erkek olma serğveni başladı. ulan erkek olduktan sonra aynaya baktığında ' ben birine benzedim ama kime? allah allah ulan dilim de ucunda baya birine benziyprum ben ' demedi mi gerçekten. ulan hanginiz sevgilinizden ayrıldıktan sonra ameliyat geçirip ona benzeseniz anlamazsınız ne olduğunu? help!
    --- spoiler ---
  • beyin yakan cinsten bir film. hem jane'e hem john'a hem de kendi kaderime ağladım
  • --- spoiler ---

    temel olarak insanin basina gelen herseyden kendisinin sorumlu oldugunun metaforunun oldugu bir film
    --- spoiler ---
  • böyle kafa yoran film kolay kolay çıkmaz kırk yılda bir gelir izlerken düşündüren "acebalar" dedirten.. beklenti üstü çıkabilen iyi oyunculuklarla harmanlanmış sağlam bilim-kurgulardan son zamanların en iyilerin dede diyebiliriz.. spierig kardeşler daha önce içinde yine (bkz: ethan hawke)'ıda barındıran (bkz: daybreakers)ta beğenilerimizi kazanmıştı şunu açıkça söylemek gerekir ki artık çok sağlam gidiyorlar bilim-kurgu cevherini kullanarak, bu türde adı anılan marka olmaları bu gidişle olacak gibi gözüküyor.. zamanda yolculuğu en iyi işleyenlerden malum biraz kimyanızı bozup kafanızı yoruyor fakat işin güzel kısmı da bu değil mi? izlenme süresinde dahil bir etki bırakan bu film kaçmaz.. -7.8-
  • hayatımda izlediğim en saçma filmdi. matrix, dejavu, lucy gibi filmler de saçma ama en azından saçmalık içinde az da olsa bir tutarlılık bulabiliyorsun. bu saçma filmde ise tutarlılık açısından elle tutulur bir şey yok. sadece ekşisözlük fular ekibinin, "ben çok entelim" imajını kanıtlama sebebiyle filmi övdüğünü, mübalağada zirveye çıktığını görüyoruz yapılan yorumlardan.

    hayatımda izlediğim en kötü filmlerden biridir aynı zamanda. harcadığım zamana gerçekten yazık oldu. robertson ile barmen konuşmaya başlayınca zaten bombacının barmen olduğunu anlayıp allah'tan filmi arada göz atma seviyesinde izleyip başka işlerle uğraştım. hele bombacı ile barmenin karşılaşmasını ve bombacının savunmasını görünce sizin yapacağınız filmi, yazacağınız kitabı, yazdığınız kalemi diye sövmemek için kendimi zor tuttum.

    filme puanım : 1/10
  • --- spoiler ---

    kendim ettim kendim buldum
    gül gibi sararıp soldum
    eyvah eyvah eyy

    --- spoiler ---
  • zamanda yolculuk, paradoks konularını seven birisi olarak benim başarılı bulduğum film.
    kaç sene önce ekşide okuyup izleme listeme eklemiştim. kısmet bugüneymiş.
    bence abartıldığı kadar var. kesintisiz şekilde durdurmadan film izleyemiyorum bu ara.
    bunu gözümü kırpmadan izledim. zaman nasıl geçti anlayamadım. hemen herkese önerdim ki birileri izlesin kritik yapayım.*
    sağ olsunlar spoilersız yazan arkadaşlardan filmin konusunu ve sonunu biliyordum. ona rağmen yine de çok güzel zaman geçirtti.

    edit: parodoks değil paradoks pöf
  • güzel bir paradoksun nasıl yaratılabileceğinin cevabı olan film. şimdi eğriye eğri, doğruya doğru konuşalım hepimiz aptallaştık değil mi?
    ilk çocuk nasıl oldu lan o zaman? who is horoz dediniz değil mi? toplaşın…
    bundan sonrası spoiler…

    barmene bıyıklı diyeceğim bu saatten sonra…
    ilk bıyıklı ile john 1970 yılında barda karşılaşıyorlar. 1963 yılına dönüyorlar ( 7 yıl), sonra 1985 yılına dönüyorlar. peki ama 1970den 1985 e kadar john yerine kim yaşıyor? cevap bombacı . dolasıyla 1963 yılına değil 1981 yılı bizim pivot noktamız asıl hikaye şöyle…

    1981 yılında zaman makinesini bulan robertson ve arkadaşları zamanda yolculuk için ajanlar ararlar. zaman atlaması gizli tutulması gereken bir iş olduğu için ailesiz çocukları bu programa dahil ederler. buraya jane de başvurur. janenin detaylı sağlık incelemesinde hermafrodit olduğu anlaşılır. burada parantez açmak lazım john kendi hayatını anlatırken kavga sahnesinden sonra doktor robertsonun yanına gelip hastanın üzerinde daha detaylı fiziksel muayene yaptık ve onun diskalifiye olacağını biliyorsunuz diyor. dolasıyla jane’in çift cinsiyetli olduğunu öğrenmesi için doğuma ihtiyacı yok. 1963de bile bu bilinebiliyor, neyse devam edelim. 1985 yılında jane , johna dönüşür. 1992 yılında john bombacıyı durdurmak için 1975 e döner lakin başarısız olup yüzü yanar ve 1992 ye geri postalanır. 1999 yılında barmen olarak göreve başlar. buraya kadar her halt tüm düz gitmektedir. şimdi geliyoruz paradoksun başladığı yere.

    her paradoksun bir yaratıcısı vardır. basit dede paradoksunda torun zamanda geri dönüp dedesini vurursa yok mu olur? yok olursa dedesini öldüren kimdir? bu basit paradokstur. paradoksu yaratan torundur.
    bizim paradoksu yaratan ise robertson. robertson, johnun 1970 li yıllarda yaşarsa (ilk saldırı 1970 civarı) bombacıyı durduracağından emindir. lakin bu olaya inandırmak için saf bir jane yaratmak zorundaydı. ilk olarak 1999 daki bıyıklıyla işe başladı, önce çocuk jane i hastaneden alarak (saf jane değil anası babası başkası olan jane) 1945 yılına gönderdi. 1963 yılına gelindiğinde 18 yaşına gelmiş jane ile buluştu. iş teklifinde bulundu. testlerden geçirdi ve ondan bir john yarattı. şimdi burada bir kafa sevilmesi daha yaşıyoruz. filmde 1970 deki john birden 1985 e ışınlanıyor. peki ama o aradaki 15 yılı kim yaşıyor? normal doğan 1963lü jane ortadan kaybolduğundan o yılları aslında kimsenin yaşamaması lazım. yalnız anladığımız kadarıyla bıyıklı 1970den 1992 e johnu postalayınca, antika dükkanındaki alice ile 22 sene geçiriyor.

    asıl çocuk meselesine dönersek, bıyıklının 1963 yılına birden fazla kez geldiğini anlıyoruz. paralar elbiseler. daha önceden ayarlanmış hepsi. muhtemelen robertsonun ayarladığı bir şey. yine filmde dikkatinizi çektiyse john ve jane buluşmalarını barmen büyük bir titizlikle izleyip kendini 1970 yılına ışınlıyor. dolasıyla bir gözlemci rolü ile bunu kaç defa denedikleri belli değil. ama sonuçta bir şekilde buluşma sağlanıyor ve döngü başlıyor.

    şimdi bombacıya dönebiliriz. 1970 yılındaki bombacı çata çat dövüşebilen bir adam. 1975 yılında ise sağ kolu hareket etmeyen biri. barmen ilk zaman aşk ve evlenmemiş anneyi yazdığında alkolün sağ eli üzerindeki etkisini gösteriyor. bu arada ilk romanın üzerinde 1945 yazıyor. demek bıyıklı bunu 1945 yılında yayınlanması için yazmış. john ise evlenmemiş anneyi 1968 yılı civarında yazıyor. üzerinde tarih yok tahmini diyebiliyorum. konudan sapmazsak iyi de bu bombacı 1970 yılına nasıl geldi? 1975 yılında barmen, bombacıyı bulur ve öldürür. lakin bombacının kendisi olduğunu artık anlamıştır.
    normal bir hayat sürmek için 1975 yılında alice ile beraber yaşamaya başlar. kendisinin de gazete küpürlerinde göstermiş olduğu gibi 1991 yılına kadar ileriye gider. 1991 veya 92 yılında elindeki çalışan zaman makinesi ile 1968 yılına geri dönüp olayları engelleme yoluna girer ve 1975 yılına kadar yaşar.

    kısa toparlarsak
    jane 0- 20 yaşına kadar yaşıyor (1945-1965)
    john 20-32 yaşına kadar (1965-1970, 1985-1992)
    barmen 32-39yaşına kadar (1992-1999)

    sonra 1975 e dönüyor ve 1992 ye kadar yaşıyor bu 17 sene daha yapar
    56 yaşına kadar barmen olarak yaşıyor.

    1968 e geri dönüp 1975 e kadar yaşıyor bu da 7 yıl eder.

    ve 63 yaşında ölüyor.

    robertson büyük adamsın.
  • filmi şimdi izledim. kafam yanıp kül oldu ama gerçekten farklı bir paradoks yaşatıyor.

    yaratıcı yorumum aşağıdadır.

    --- spoiler ---
    adam kendini sikiyor beyler.
    --- spoiler ---
  • izlenebilir. farklı bir bilim kurgu denilebilir. 7/10
hesabın var mı? giriş yap