present
-
-
(bkz: present tense)
-
ayrica ingilizcede gift -hediye- anlami da tasir.
hatta
"yesterday is history,
tomorrow a mystery,
today is a gift,
that's why it's called the present! " diye de bir söz vardir. -
-
cayır cayır overdrive'lı klavyeler ve gruba özgü müthiş atonal partisyonlar içeren süper van der graaf generator, reunion albümü. aynı eski van der graaf generator gibi. hayal kırıklığına uğramadım, şaşırmadım.
-
ingilizcede tamamen aynı yazılıp farklı anlamlarda farklı okunan kelime.
-
lise zamaninda yoklama alinirken "burda" oldugunu ifade eden kelime. bir de "here" denirdi.
bir sinif "present" derken bi diger sinif "here" kelimesini kullanir. arada da kendince marjinal ogrenciler var ki "here sinifi"nda "present", "present sinifi"nda "here" der. -
fiil oldugunda (sunmak anlaminda) "prizent", isim (hediye anlaminda) ve sifat (su anki, buradaki) anlamindayken "prezınt" diye okunan kelime.
hicbir halinde, turkce'deki "bir programi sunmak" kontekstinde kullanilmaz. program sunmak icin "host" gibi guzel bi kelime vardir mesela.
haber sunabilirsiniz, "present the news" gibi.. ama "present a show" dediniz mi, o eylem "buyrun sovumuz basliyor" demekten oteye gecmez, programi asil sunan, yani konuklari agirlayan kisinin yaptigi sey "to host" olabilir ancak.
(bkz: ece vahapoglu'nun cv'si) -
ing. [tıpta]
(bir hastalık için) kendini veya semptomlarını göstermek; belli olmak. çoğunlukla present with biçimiyle kullanılıyor (bazen özne hastanın kendisi de olabiliyor; o durumda her zaman with ile kullanılıyor). -
yetmişlerin sonunda ortaya çıkmış bir belçikalı progressive, avant rock grubudur.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap