• şunu bir ayıralım; presque vu ve jamais vu, iki ayrı 'kavram'. hatta, alâkaları yok.

    presque vu; yuhhh, bunu daha önce nasıl fark edemedim, bu tabii ki böyle, bunu derinlerde bir yerde hep hissediyordum, daha başka nasıl olabilir ki? demek.

    yönlendirilmiş başlığa entry girmeme vesile olan ekşisözlük kullanıcısına da, buradan saygılarımı sunarım.
  • presque vu’nun tam kelime ve anlam karşılığı ‘dilimin ucunda’ dır ve bir durumu veya olayı yaşayacağınız hissine kapılmaktır.

    diyelim ki bir kelimeyi hatırlayamadınız fakat dilinizin ucunda bu kelime. kelime de psikoloji olsun örneğin. tam bu esnada devreye giren beyin yarım kürelerinden biri, kelimeyi tam manasıyla hatırlatamasa da, toplamda 9 harfli olduğunu tekrar edip duruyor. hemen ardından diğer yarım küre devreye giriyor ve daha fazla nöronu, kelimeyi hatırlamak için görevlendiriyor ve aklınıza kelime tam olarak gelmese de, yakın anlamlı olanları ya da o kelimeyi daha önce duyduğunuz yerdeki, zihninize girdiği anki anılarınız toplanmaya başlıyor.
  • "dilimin ucunda" fenomeni olarak da bilinen presque vu, bir şeyin adını veya bir olguyu bilmek ancak bir sebepten dolayı hatırlayamama olayıdır.
    psikologlar ve sinir bilimciler bu fenomenleri tipik olarak bellek sistemlerimizin ve/veya örüntü tanıma sistemlerimizin tuhaflıkları olarak düşünürler. sıklıkla sağlıklı insanlarda görülürler fakat beyin hasarı nedeniyle de ortaya çıkabilirler. örneğin, (bkz: deja vu) ayrıca temporal lob epilepsisinden dolayı da ortaya çıkabilir.
  • (bkz: jamais vu)
hesabın var mı? giriş yap