• anlaşılmaz biçimde, altındaki yazılarda türkçe bir kelimeymiş muamelesi yapılan başlık.
    garip şekilde, insanlar "şöyle acayip bir durum böyle acaip bir hal", vs., durumdan hayıflanıyor edalarıyla tanım yapıyorlar.
    sorsan, 'karşılığı yok, ondan'.
    ondan değil yavrum, sen ingilizce biliyor taklidi yapmayı seviyorsun, ingilizceden fena anlıyor görünmek güzel, ondan.
    size bir şey buldum, şöyle desenize direkt: "öff bugün çok prokrastineyim" bakın bu bile daha anlamlı. valla bak. hiç olmazsa deriz ki türkçeleşti. burda yukarıda bildiğin ingilizce bir kelime yazıyor yahu.
  • en son takip başlığına tıkladığımda procrastination(27) yazıyordu. bakarız yaa sonra diye öteledik tabiki. bugün (44 ) yazdığını görünce dayanamayıp; elimdeki saçma sapan işi bırakarak okumaya başladım. biter elbet bu 44 giri.
  • 38 adet tab'ın iki ay ve on restart boyunca açık kalmasıdır.
    ilgili (bkz: add) (bkz: adhd)
  • .. sonra yazarım
  • kendimi şu sayfada bulduktan sonra, procrastinate ettiğimi anladım.
  • bir şeyi yapmaktan kaçınma, bir şeye başlayamama durumudur. öğrencilerin bir numaralı baş belasıdır.

    yapmanız gereken çok önemli bir ödev ya da çalışmanız gereken sınavlar olduğu dönemde tüm kurşun kalemlerinizi toplayıp uçlarını açmanız, renkli kalemlerinizi sıralamanız, odanızı temizleyip kitap raflarınızı düzenlemeniz, kendinize uzun uzun çay veya kahve hazırlamanız yahut benim yaptığım gibi sözlükte entry girmenizdir.

    procrastination, ödev yapmak/sınava çalışmak için sahip olduğunuz 24 saatin 23'ünü gerçeklerden kaçarak harcayıp son bir saatte her şeyi yetiştirmeye çalışmaktır. başka bir deyişle şey mavisini görmenizdir.

    dört dakikalık video için buradan.
  • türkçesi erteleme olan, fakat önceden söylendiği gibi tam olarak bu karşılığı vermeyen terim.

    kişisel deneyimime gelecek olursak, yapılması gereken bir işe olan motivasyonun mevcut şartlarda oluşmaması, bu şartları oluşturmak için konuyla alakasız bir sürü iş yapılması olarak tanımlayabilirim. yani hali hazırda bir motivasyon olması lazım ki bunu yaratmak için uğraşmayalım.

    mesela para çoğu zaman güzel bir motivasyondur, çünkü fiziksel bir varlığı vardır ve karşılığında bir şey elde ettiğini hissedersin. "evde çalışamıyorum ya" deyip kafeye veya kültür evi tarzı mekanlara gitmek de çoğu zaman bu motivasyonun çabuk oluşmasına yardım eder.

    bunun yanında "bunu bitirirsem çok güzel bir hayatım olacak" tarzı söylemler motivasyon yaratmakta yetersiz kalır (en azından benim için böyle). çünkü ortada somut bir gerçek yoktur ya da bu tip söylemler o anki hevesini artırmaz. hatta bu tam tersine konudan iyice sapmaya bile sebep olabilir.

    "çalışmadan önce odamı toplarsam daha güzel bir ortam yaratırım."
    "kıyafetler de iyice birikmiş, bunları da yıkayayım."
    "bir de güzel bir kahve yapayım. yok yok evdeyim zaten çay demleyeyim."
    "başlamadan hatunu da arayayım sonra unuturum falan."

    bunların hepsini çalışmaya başlamak için yaptık. motivasyonumuz gelecekte daha güzel bir hayata kavuşmaktı, ama bütün bunları yaparak zaten kavuştuk. öte yandan işimize hiç bakmadığımız için o kaldı. belki şöyle bir motivasyon cümlesi daha etkili olurdu: "akşam hatunla buluşacağım, öncesinde şunu bitireyim." şimdi ne oldu, işin hemen sonrasına hatunu koyduk. yani ortada somut ve motive edici bir kavram oluştu. böylece başka işlerle uğraşmak yerine doğrudan işimize odaklanma şansımız doğdu.

    tabii bu dediklerim teslim tarihi yakın zamanda veya hiç olmayan işler için geçerli. bunun yanında procrastination sahibi insanlar için en kesin çözüm deadline'dır. teslim tarihi yaklaşan işler için seve seve motive olunur ve iş bitirilir. eğer teslim tarihine uzak işlere hiçbir şekilde odaklanamıyorum diyorsanız işin belli bölümleri için deadline koyun ya da sizden yetkili bir insanın koymasına izin verin.
  • turkce'ye tam olarak cevirisi erteleme olmayan kelime.

    soyle ki, insan gerekcesiz bir sekilde her seyi erteleyebilir. fakat onundeki en onemli isi ertelerken kendini avuturcasina araya baska bir is sokarsa -masayi toplamak, evi temizlemek, internet alisverisi yapmak gibi- bunun adi "procrastination" olur.

    sadece ertelemek icin postponing kullanilabilir.
  • beynin stres karşısında uzun vadeli faydalar yerine o an için daha kolay olan kısa vadeli faydalara yönelmesi durumu. belki de çağımızın en büyük hastalıklarından. yapmamız gereken bir sürü şey zihnimizin bir köşesinde dönüp duruyor ve bizi bunlardan alıkoyan, oyalayan çok fazla şey var. bu rahatı seçme durumu bizi uzun vadede yavaş yavaş tüketiyor. bunu değiştirmek adına şu videoda temel olarak 3 adımdan bahsedilmiş.

    1.adım: işi küçük parçalara böl

    2.adım: işi 30 dakika yap ve sonunda kendine 5 dakikalık mola ver

    3.adım: seni işten alıkoyan, oyalayan şeyleri yaz.
  • bunun ugruna ne evler temizlenir, ne evin sekli degistirilir, ne yapilmamasi gereken isler yapilir anlamsiz e-mailler atilir, spora gidilir gelinir sirf stres atmak icin, ve donuste pil biter. kisi amacina ulasir.
    ertelemis ve hicbir sey yapmamistir.
    tukenmislik sendromu da pekala eslik eder, bir de dikkat eksikligi varsa tadindan yenmez.
    (bkz: kisir dongu)
hesabın var mı? giriş yap