• sen değerlisin. yalnız senin değil hepimizin yaraları var ve istersen yardım bulabilirsin. sorunlarından kaçma ve yardım ara mutlaka.
  • biraz hayatın tadını çıkar, çık dışarı gez dolaş, sürekli depresyondasın, bir işe yaradığın yok, git birşey yap bir şeyler üret, ben herşeyimi kendi tırnaklarımla kazıyarak kazandım, git çalış, bir su faturasını öde, bir kirayı öde, çık dışarı kalk şu yataktan deyip duran, ne kadar kötü hissettiğini gördüğü halde, sana kendini kötü hissettirmekten adeta zevk alan bir annen ya da baban varsa, bil ki seni onlar hasta etmiş. asıl tedavi görmesi gereken onlar. ama asla bunun farkına varamayacaklar. senin bir suçun yok dostum. bu yaşa kadar kendini öldürmeden gelebilmiş olman bile büyük bir başarı. onları hayatından çıkarman lazım. kendi kendine nasıl ayakta duracaksın bilemiyorum. ben de o noktadan ileriye gidemedim henüz.
  • bir kere öncelikle, klinik psikolojinin sorunlara çözüm olabileceği yanılgısına kapılmayın. zîra yaklaşım biçimi, sizin sistemdeki çarkların bir dişlisi olduğunuzdan hareketle, o dişlinin çarkı döndürmeye nasıl devam edebileceği ve sömürü düzeninin üzerinizden nasıl daha fazla yararlanabileceği sorununa çözüm bulmaktan ibârettir.

    pek çok kentte psikoterapi yapabilme ehliyetine sahip psikiyatr bulunmamaktadır. buna, tıp fakültelerinin uygulama ve araştırma hastanelerinde bulunan akademik kadrolar da dâhildir. gidilen psikiyatr, psikoterapi yapabilme ehliyetini hâizse; muayene ücretinin dışında, bunun her bir seans itibâriyle bütçeye ekstradan yüklü bir mâliyeti olacağı unutulmamalıdır. psikoterapi seanslarında ise, hiç de öyle hayâl edilen 'kendini tanıma, anlama, anlaşılma' duygularına erişilemiyor olup saçma sapan birtakım testler yapılmaktadır. ayrıca profesyonel destek almak, yararlanılan sağlık güvencesinin kapsamı bakımından bütçeye ciddi bir mâlî yük getirebilir. bu yüzden psikiyatrlar psikoterapi yapmamakta, sadece mekanik olarak şikâyetleri dinleyip "insana ihtiyaç duyduğu ilgi ve sevgiyi ancak karşı cins gösterebilir" sığlığında tavsiyelerle, yan etkileri faydalarından çok daha fazla olan, insanın hayatını kâbusa çeviren bir yığın ilâç önermektedir. öyle ki, kilo alma, aşırı uyuma, mide bulantısı, okülorjik kriz gibi ciddi fiziksel yan etkilerin yanında; insana toplumsal kuralları hiçe sayarcasına bir rahatlama duygusu vererek süperegonun yarattığı denetimi yerle bir etmektedirler. sonrasında, toplumsal konumunuzu ve sosyal yaşantınızı ciddi anlamda tehlikeye sokacak davranışlarda bulunduğunuzu farketmeniz olası. yâni, zâten zor bir durumda olduğunuzdan bütün külfetlerine katlanarak destek alma ihtiyacı duyuyorsunuz, bir de aldığınız destek aslında köstekten ibâret olduğu için daha da zor bir durumla karşılaşıyorsunuz.

    bunların dışında, ilâç tedavisinin yeterli olamayacağı öngörülüp klinikte misafir edilmek isteniyorsanız; uygulanacak yöntemler insan haklarına ilişkin uluslararası sözleşmelere göre işkence olarak kabul edilen bir dizi uygulamadan ibârettir (bkz: ekt). çeşitli psikotik rahatsızlıkların ve bipolar bozukluk, majör depresyon gibi duygudurum bozukluklarının tedavisinde uygulanan yöntemlerden olan elektrokonvülsif terapi -kısaca ekt- tam anlamıyla beyni salçaya çevirmeye yönelik, son derece sıkıntılı bir operasyondur. pek çok hastanede uygulama öncesi narkoz kullanılmadığından, hastalar müthiş kasılmalara mâruz kalmaktadır. narkoz kullanıldığında ise, bir daha narkozdan uyanamama riskini barındırmaktadır. bu yüzden hastalara tıbbî sorumluluğun kapsamını belirleyen evraklar imzalatılmaktadır. hiçbir aksilik yaşanmadan narkoz kullanılarak yapılan ekt uygulamasından uyandığınızda ise, müthiş bir baş ağrısı ve geçici amnezi ile karşılaşacaksınız. amnezinin geçici olduğu, bilincin tamamıyla toparlanmasının en fazla 1 yıl gibi bir süreye tekâbül edeceği ifade edilse de bazı anılar tamamıyla silinmekte, hayatınızın bir dönemi kaybolmaktadır. kalıcı bir yan etkisi olmadığı vaadedilmesine rağmen, bu uygulamanın kalıcı bilişsel gelişim bozukluğuna yol açtığını düşünmekteyim.

    klinikte, intihar edeceğiniz endişesiyle sürekli gözlem altında tutulmaktasınız. hemşireler tarafından, verilen ilâçları yutup yutmadığınız diliniz kaldırılarak kontrol edilmekte, plâstik bıçak dâhil hiçbir kesici-delici alete erişiminiz mümkün olmamakta, pencereler açılamamakta, sürekli çığlıklar ve trajik vak'alarla yüz yüze kalmaktasınız. tabii klinikte misafir edilmenin de bütçeye ciddi bir mâliyeti olacağını söylememe lüzum yok sanırım. kliniğe yatış sürecinde size psikoterapi ve grup terapisi uygulanacağına yönelik vaadler sonrasında asılsız çıkmakta. zîra, kimsenin sizi dinleyecek vakti yok emin olun. ve hikâyenizi de kimse merak etmiyor. siz sadece mal ve hizmet üretimindeki yeriniz nedeniyle sömürülmesine ihtiyaç duyulan bir artı değersiniz. bedeninizin mekanik olarak işler hâle getirilmesi sistem için yeterli. dolayısıyla, uykusuzluk probleminiz ya da yeme bozukluğuna ilişkin problemleriniz; yâni mânevî orjinli sorunların yol açtığı fiziksel belirtiler bir şekilde ertelenmeye, idâre edilmeye çalışılıyor, ama insan olma ve insan kalma temelli varoluşsal sorunlar olduğu yerde duruyor. ilâçların yol açtığı yan etkilerden illallah edip de ilâçları bırakıncaya kadar, yüzleşmeniz ve kabullenmeniz gereken sorunlar artarak varlığını muhafaza etmekte. nâçizâne önerim; #48267616
  • yemek yapmayı öğrenin. gün içinde en az 1 kere meşgale edinmiş olursunuz. bir sonraki gün için planlama ve yaptığınız yemeği geliştirmek adına araştırma yaparak bir nebze de olsa kafa dağıtabilirsiniz.
    bir uğraşı bulmak psikolojik sorunları tamamen iyileştirmese de içinden çıkmakta zorlandığınız döngüde sağlıklı nefes almanıza yardımcı olur.
    paraşütle atlayın, grup gezilerine katılın, fotoğraf çekin vb. tavsiyeler sizi zorlar. sürekliliği olmaz. çok çabuk koparsınız.
    ama hergün yemeğinizi yapabilirsiniz ve bundan keyifte alabilirsiniz. özellikle pasta ve tatlı yapmak çok eğlencelidir.
  • sizden daha sorunlu olan kimse ile yakınlık kurmayın.
  • burada yazılacaklar komşunun bi ilaç aldım iyi geldi sende al demesi gibi olur.ama o ilacı alan kişiye doktor o ilacı hastalığını, biyolojisini var olan diğer sorunlarını değerlendirerek vermiştir.

    tanıya göre tedavi olmaz kişiye göre tedavi olur.
  • gerçekten iki gram yardım almak için bu başlığı okuyacak sorunları olan insanlara, “sen değersizsin, git buradan, vazgeç yaşamaktan” temalı tavsiyeler bulunan, zaten zor durumda olanı daha da zor duruma sokan tavsiyelerdir.

    psikolojik sorunlar tedavi edilebilirdir, sorunlara sahip olmak ayıp değildir, kendinizi çok yeterli ya da yetersiz hissetmeniz gayet doğaldır, bir meziyetinizin olması ya da olmaması gerekmez, normal olamamak bir suç değildir. insan mükemmel değildir, mükemmel olmak zorunda da değildir.

    burada yazılınlara bakmak yerine sorunlarınızın farkına vardığınızda, kulaktan dolma “anlatsam da dinlemiyormuş, iki ilaç yazıp geri gönderiyormuş” safsatalarına kanmayıp bu işin uzmanlarından yardım almaya özen gösterin. unutmayın, her insan değerlidir, hiç bir insan mükemmel değildir, çözüm aradığınızda sorunlarınız adım adım geçecektir.

    her sorunu kendiniz çözmek zorunda değilsiniz, yardım alarak psikolojik sorunlarınızın üstesinden gelebilir ve mutlu olabilirsiniz.

    kızgın not: ayrıca belirtmem lazım ki, “sen intihar et” demek ne kadar salakça, milyon kişi okuyor burayı, birisi bu salakça öğüde inanıp intihar etse sorumluluğunu alabilecek misiniz? ailesine, arkadaşlarına, onu sevenlere yanıt verebilecek misiniz? önemli olan “sen git istemiyoruz” gibi kolay ve basit bir cümle değil, “sen değerlisin, seni kazanmak istiyoruz” diyip o insanı aramıza katmaktır. sırf siz rahat dünyanızda bencilce kimseye yardım eli uzatmayacaksınız diye, o insanları toplumdan dışlayamazsınız.
  • psikolojik sorunu olmayan kimse yoktur önermesini kabullenin.
    (bkz: sorun)
    (bkz: psikoloji)
  • - sigarayı bırakın
    - kendinizi dinlemeyi bırakın
    - kalbinizi dinlemeyi bırakın
    - öleceğinizi zannetmeyi bırakın ( bak bu çok önemli, ulan salak mısınız la? ölüme zaten nasıl karşı koyacaksın, ''aha kalbim duruyo galiba dur şunu çalıştırayım'' mı diyecen! ölürsen ölürsün zaten, ölüp ölüp diriltmeyin kendinizi yalandan.
    - intiharı düşünüp düşünüp galiba intihar edeceğinizi düşünmeyi, buna inanmayı bırakın ( intihar haftalarca aylarca planlanmaz, ya olur ya da olmaz, bunu düşünmek de ayrı zulüm size, ayrıca intihar edip de ölemeyen, yaşayan herkes yaptığına pişman oluyor, ''bir daha deneyecem!'' diyeni görmedik, yani çözüm değil )
    - yaşınız ilerledikçe sorunlarla nasıl baş edeceğinizi daha iyi pratik etmiş, kolaylaştırmış olacaksınız. yine de çözülemeyen sorunlar olduğunda da bunu kabullenmeyi, dert etmemeyi öğrenmiş olacaksınız, rahat olun.
    - doktorlara, ailenizin endişelerine ve çevrenizden gelen akıllara bir şey diyemem, hepsi kendi içinde haklı, doğru ve anlamlı tavsiyeler olacaktır, dinleyin... ama ilaçlara gelince işte onlar sizin kontrol konusundaki yetersizliğinizin ve deneyimsizliğinizin bir sonucu. bir süre kullanın, ama kesin çözüm olmadığını bilin. bunu doktorunuz bile söyleyecektir zaten. kontrolü elinize alana kadar size yardımcı olacak şeyler bunlar.

    sonuç: duymak istemediğinize eminim, ''ya ama sanırım benim yardıma ihtiyacım var, şu ilaçtan almazsam çok kötü oluyorum'' gibi zırvaladığınızı biliyorum...

    ama! sike sike sorunu kendi içinde halledeceksin bir gün. sen istemesen bile beynin böyle olması için elinden geleni yapacak. ilaçları sallamamaya başlayacak, çevrenden gelen benzer tepkilere, akıllara kulak asmaman için uğraşacak. kasma yani hiç... sende bir gün mecburen normal olacaksın. ilaçsız, intiharsız, sorunlara aşırı tepki vermeyi bırakmış, hatta tepkileri azalmış ve yerinde olan boktan bir birey gibi...

    ve şu an o psikolojik sorunlarından dolayı yaşadığın heyecanları da mumla arayacaksın emin ol.

    tadını çıkar... sen acayip karizmatik, çekici ve farklı bir psikolojik vak'a'sın bebek. ilaç alman lazım, çevrendekilerin seni anlaması için uğraş vermeleri lazım ve daha neler neler.
  • rica ediyorum bir evcil hayvan ya da sevgili edinmeyin. evcil hayvan beslemek zaten boru değil kaldı ki sevgiliye de o muameleyi yapmaya kalkıyorsunuz.evet? görüyorum ben; gözüm üzerinizde akıllı olun.
hesabın var mı? giriş yap