• bu kadar güzel bir alıntıyla başlayıp sonunda böyle iğrenç bir tespitle bitirmek takdire şayan doğrusu.
  • psikolojinin görece yeni bir bilim dalı olmasından ötürü olabilir. yani burada psikolojinin bir kabahatı yok zira bırakın köy insanını, kent insanı bile semptomları anlayamıyor, küçümsüyor. örneğin hala daha (bkz: adhd) olan çocuklara öğretmenler ve veliler tarafından gerizekalı muamelesi yapılıyor.

    köylerde ise bu genelde şu şekilde işliyor: birisi ya başını bir yerlere vuruyor, ya da karşılaştığı büyük travmalar sonrası konuşamıyor, çeşitli problemler ortaya çıkıyor vs sonra köyün geçmişten gelen "kolektif aklı" bu kişiyi "cinli", "cin çarpmış", "deli" vs gibi ifadelerle damgalayıp tanıyı bir güzel koyuyor. tanı konulduktan sonra da herkes hayatını yaşamaya devam ediyor.

    mesela machine learning de kent işidir. mısto dayı, python dan veya r'dan yazacağı kodlarla bağındaki üzümlerin 5 yıl içinde getireceği geliri 95 % güven aralığında hesaplayabilse herhalde geleceğe yönelik daha iyi önlemler alır, yatırımını ona göre yapardı.
  • depresyonun vesaire köy yerinde adı bile yoktur, fakat herhangi birinde şizofreni türü bir ruhsal hastalık varsa köylü kendi tanısını “cinni” olarak koyar zaten, çözümü de hocalarda arar.

    başlığa bu yönden bakıldığında ne yazık ki doğru önerme.
  • köyde deliysen delisindir. onun tedavi edilebilir bir sorun olduğu değil, allah vergisi bir özellik olduğu düşünülür. şu adamı / kadını bir psikoloğa götürelim yerine, aha geldi köyün delisi denir. çevrene zararsızsan sorun yok ama çevrene ya da kendine zarar verirsen geçmiş olsun. şanslıysan evin bir odasına değilsen bir ahıra hayvanların yanına zincirlenirsin. hayatın ahır hayvanı misali sürer gider. zamanın gelince de ölürsün.

    içinden çıkamadığın psikolojik bir problemin varsa ya durumun uygunsa (ya da uydurulabilirse) evlendirilirsin ya da tarım ilacını bir seçenek olarak düşünebilirsin.

    bir sorunun olduğunu kabullendirebilirsen önce dahiliyeye gidersin, onlar senin sorunun psikolojik derlerse psikolog - psikiyatristten önce bir üfürkçü - muska kombinasyonuyla tanışman daha olasıdır.

    bazı yerleri ve şu anki zamanın uygulamalarını tam olarak bilmesemde genel olarak durum bu. lanet olasıca cahillik.
  • köylerde çekip birbirini vuranlar; damındaki hayvana sulanan; torununa sulanan dedeler; arazi çekişmesi; yoksulluk, erken yaşlarda evlendirme vs. irili ufaklı pek çok travmalar var ama oradakilerin psikolojisi pek önemli olmaz.

    psikoloji her şeyden önce iletişimi şart koşar. o yüzden kentin varoşları, banliyöleri de dahil değildir. aslında tam ortaçağ kafasıdır bu. kült dinlerdeki gibi, bazılarının* bir ruhunun olduğuna inanılmıyor sanırım.

    dikkat ederseniz psikolojik hasta kentlilerin de belirli tipleri vardır; psikoloji ile alakadar hekimlerinin de. yani isimlendirilmiş şeylerin kendi küçük dünyası ve bir alt kültürü oluyor. zamanla psikolojinin isimlendirdiği acıların, rahatsızlıkların hasta! tarafından ululaştırılması gibi. tıpkı bir teletabi dünyası gibi ayrı bir dünya oluşuyor.

    kendi alt-kültürünü oluşturup; bir takım kimseleri orada barındıran yapılara da hastayım. borsa işlerine tıkılı kalmış tipler; emlak işleriyle uğraşan modeller; kendisine bir şekilde empoze edilmiş; o siktiriboktan ülküsünün, günün birinde pek çok insana da anlatılabileceğini ve onlar tarafından da umursanacağını sananlar.

    konu bağlamından biraz saptı ama yine de söyleyeyim; insanlar kendi bakış açılarını ve değerlerini; düşüncelerini ve söylemlerini çok önemli sanıyorlar. böyle bir şey yok tabii. psikolojinin pazarlamasına devam.
  • bugün psikolog bir arkadaşımla tam da bu konu üzerine konuşuyorduk, başlığı açan arkadaş sesimizi duydu sanırım. örneğin, şizofreni için şehir hastalığı tabirinin kullanıldığını söyledi. kırsal yaşam,bireyde şizofreniye yatkınlık varsa bile ortaya çıkarmayabiliyorken, şehir hayatı tetikleyici unsur olarak görülebiliyor. yani, aslında şehir hayatı bir çok rahatsızlığımızın tetikleyici unsuru olabiliyor.
  • psikoloğa danışma sıklığı, alışkanlığı anlamında kentli köylü ayrımı doğru olsa da bunu "psikolojinin köylüye yardımı olmaz" şeklinde algılayan varsa, psikolojik sorunu var demektir.
  • sosyolojiyle iç içe olması. sosyoloji olması için de insanın fazla olması.
    (bkz: ne kadar çok insan, o kadar çok teşhis)
  • psikolojinin araştırma biriminin birey olması nedeniyle su üstüne çıktığını düşündüğüm tespittir. kırsalda toplumsal yapı bireyselliğin önündeyken kentte durum tam tersine dönmektedir. psikolojiyi sadece klinik psikolojiden ibaret olmayan bir bilim adı olarak ele alındığında; bilim dalının, araştırma biriminin (yani bireyin) daha çok göze battığı yerde (yani kentte) çalışması gayet normaldir. araştırma birimi toplum olan sosyolojinin daha çok kırsalda çalışılmasının nedeni de benzerdir.
  • doğrudur.

    bu yüzden köyde yaşamak isterdim. ancak bu kez de marjinal biz olurduk.
hesabın var mı? giriş yap