• bir mesajlaşma sonunda kendisine herhangi bir saldırıda bulunmamama rağmen, sadece bir soru sorduğum için - muhtemelen vereceği akıllıca bir cevabı yoktu- bana küfreden yazar. bu başlık altında gerçek bir köpekten bahsediyorlar. galiba bu isim bir köpeğe ait.
  • emre bol hakkında yazdıklarını silen yazar.

    emre bol hakkında ağır hakaretler içeren yazılar yazmasının ardından uyarılmasının üzerine bana bir şey olmaz, avukatım ben! şeklinde cevaplar veriyormuş. artık her ne olduysa*, yazdıklarını silip tüymüş...

    umarım bir dahaki sefere birine hakaret etmeden önce iki kez düşünürsün yazar kardeş.

    ayrıca (bkz: ahahahhahahahahahahhahaah)
  • sadece ve sadece

    -hayır cemaatler ve tarikatler de deprem alanında yardım faaliyetlerinde bulunuyor, dilerseniz instagram'da basit bir aramayla çok sayıda teyit alabilirsiniz dediğim için bana aşağıdaki ifadelerin de yer aldığı mesajı gönderen sözüm ona vatansever hümanist.

    --- spoiler ---
    inşallah anan baban kardeşin sevdiklerin o depremde enkaz altında donarak geberir.
    --- spoiler ---

    donarak gebermersini istediği kardeşimin şuan bir otobüs dolusu insanla malatya sınırında olması, mobil bir aşevi kurup insanlara sıcak çorba bir tas yemek vermek için uğraşacak olması dışında bi sorun yok elbette.
  • bundan dört ay evvel yanında bir kemik torbasıyla gelmişti eve canım arkadaşım; nasıl aç, nasıl zayıf, nasıl korkak. acıyordun başka bir his kalmamış gibi dünyada, boyuna... ben "zarife" koydum adını, ev arkadaşım ilk önce "irma", ve sonunda "puik" koydu ve açık kimlik beyanı yapıldığı zamanlar dışında tek başına "puik" olarak kaldı. puik, yumuşacık kulaklı, uzun burunlu, suratı çilli bembeyaz bir av köpeğiydi. puik, biri havlamadan havlayamayan, noluyo len, herhalde havlanması lazım gelen bir şey var, du ben de havlim o zaman diyen, sonra doğru havlıyo muyum acaba diye dönüp sahibinden onay bekleyen, şaşkaloz, komik, bir köpek gibi değil de insan yavrusu gibi sarılan, kolları boyna dolayan, koşarken kayan, soğan yiyen, sehpada unuttuğun baklavaları kaşla göz arası götüren, tutunamayanların ilk sayfasını yiyerek eğitim hayatına başlayan, kemirilip bozulmadık kumanda bırakmayan, ortalığı elli altıya döndüren bir küçük bebekti. bazı kabus görürdü, uyandırsam mı, ellemesem mi bilemezdim, derin bir iç çeker sakinlerdi sonra.

    yakışıklı yeğen rüzgar'la son zamanlara kadar hiç anlaşamadı puik. sokakta boyuna çocukların işkencesine maruz kaldığından çocuklardan korkuyordu ve tüm iyi niyetine rağmen rüzgar da bundan nasibini alıyordu. yaklaşık bir aydır (rüzgar kaçaktan besliyordu kızsak da) baktı ki çocuktan bir sıkıntı yok kesti hırlamayı. barıştı. ve hatta belki başına gelen o iğrençlikleri unuttu.

    dün ağlaya ağlaya, hıçkıra hıçkıra uğurladık kızımızı. hop hop zıplarken, mutlu mutlu koşup oynarken dan diye bir araba vurdu kızımıza. sahibinin gözlerine baka baka, kucağında öylece gitti puik. sekiz aylık ömrünün son dört ayında gördüğü düzenli yemek (kendi bokunu yerdi puik, o kadar aç kalmış ki), sevgi, güven ve sıcak bir yuva kaldı umarım aklında. evveli yoktu umarım aklında.
  • gamlı baykuş bu köpekten nefret eder, köpek mister blöf'e aittir...
  • havlamak yerine "kai" seklinde bagirmayi secerdi hep
  • (bkz: pire torbasi)
  • 13 senelik yaşamının büyük kısmını bana arkadaşlık ederek geçirmiş, artık sonsuza dek uyuyan, şimdiden özlediğim, kızım.
  • iki üç macerada bir gidip gamlı baykuş'u götünden ısırırdı bu köpek. ama akıllı hayvandı ha, kırmızı urbalının kokusunu 2 km.den alırdı, öyle terbiye vermiş mister blöf buna. o zamanların k9u yahu sen ne diyorsun. sene 1700 filan (1800 de olabilir)...
  • 25 temmuz 2003 tarihinde 13 yaşında hayata gözlerini yummuş dört ayaklı, asla unutulmayacak, ruyalarımda anacağım dost.
hesabın var mı? giriş yap