• isimden dolayı biraz ballı olan yönetmen. böyle heybetli bir isimle başarısız olması zaten beklenemezdi, haklı olarak onun ekmeğini yiyor işte. mesela atıyorum quentin tarantino diye sıva ustası mı olur amk. iki aya kalmadan imar lordu olmazsa ben bi' bok bilmiyorum. benim de adım quentin tarantino olsa ben daha iyi film çekerim. ragıp ne amk.

    ismini degiştirsin, hamdi yapsın bakalım bi' daha güzel film çekebiliyor mu. bak mesela eskiden ne güzel cat stevens dinlerdik, wild world olsun, ne bileyim lady d'arbanville olsun. sonra din değiştirdi yusuf islam oldu, sonra birden bozdu amk, bir ara ilahiye falan sardı, yarrak gibi şarkılar yapmaya başladı. arada güzel 1-2 tane çıksa da. (şaka lan adam hala sağlam. ama eski şarkıları daha iyi)

    (bkz: unfair advantage)
  • en sevdiğim yönetmenlerden birisi olarak her yapıtını takip edip takdir ettiğim güzel insan. son zamanlarda western e kafayı takmış olması beni biraz yıpratıyor. şahsım adına western filmlerinden hiç haz etmem. film her ne kadar güzel, kült, efsane dahi olsa olmuyor işte arkadaş sevemiyorum.
  • bu adam ciddi anlamda hasta. psikolojik sorunları var. insan neyse hayal gücü de odur. yazdığı senaryolar ortada. herkesin ölmesi ve bunun acılı olması. cinsel fetişlerini düşünmek bile istemiyorum. satanic yolu tercih etmiş kesinlikle. öldükten sonra gideceği yolu daha şimdiden seçmiş görünüyor. ve bu hayatında bana kalırsa satanic ayinlere katılıyor. ayinde kutsadığı şeytani zihinleri güçlendiriyor. bunun karşılığında cehennemde başka zihinleri ezip emeceği bir yer hak ediyor.

    hateful eight'ten geldim buraya. ölümler kanımı dondurdu. zaten önceki filmlerinden de bu çıkarımları yapmıştım. ama bu film ile kesinlikle eminim artık. yeri işleten zencilerin soğuk kanlılıkla öldürülmesi.. kan kusarak ölmek.. yaralı adamların kafasını patlatmak.. insanın kardeşinin kafatası ve beyin parçalarının suratına yapışması.. olm bu adam hasta ciddi anlamda. herkes film deyip geçebiliyor. ama ölüm üzerine düşünüp nasıl daha vahşi yaparım diye hayal kurmak mide bulandırıcı. ölüm var ölüm var. ve bu adam bu ölümler için en iyi açıyı bulmaya çalışıyor. hikayeye yedirebiliyor.

    oyuncular efsane zaten. herkes ayrı bir kafa. hepsinin müthiş bir empati yeteneği var. hikayeye cuk oturuyor hepsi. 4 yolcunun mekana ilk geldikleri vakit her erkeğin bir kadına yönelmesi.. kadınları soğuk kanlılıkla öldürmeleri ve ölümlerini izlemeleri. senaryoyu yazan psikopat zaten. oyuncular da mı psikopat? bunun cevabı sanırım hayır. sadece çok iyi oyuncular.

    son olarak bu adamın satanist ayinlere katıldığını düşünüyorum. hollywood ve amerika'da bu kadar ünlü birisinin bu tarz olaylara katılmaması ilginç olur zaten. sonuçta amerika, satanizm'in baba ülkesidir. aklınıza sakın kedi kesen aptal metalciler gelmesin. bu olayın çok ama çok ciddidir. satanist ayinleri hem ayini yapana ya da yapanlara hem de cehennem zihnine güç verir. iki taraf da kazanır. cehennemde zayıflar ezilir sadece. orada güçlü bir zihinsen herkesi ezip, enerjilerini emebilirsin. cehennemin lordlarından olabilirsin. emrinde binlerce hatta yüz binlerce basit zihin olabilir. sadece kendinden üstteki çok daha üstün zihinlere bağlısındır. komuta sistemi gibi. en alttakiler er, seviye seviye yükselir. en üsttekiler generaller. generaller asla savaşta ölmezler. ölenler 'fedakarlık' yapıp 'şehit' olan masum insanların çocuklarıdır. cehennem de kısaca böyle iğrenç bir boyuttur.

    bu ayinleri yapanlara ne olur? tanrı'dan ve cennet'ten uzaklaşır sadece. cehennem onların yeridir zaten. cehennemde rahat bir sonsuz hayat isterlerse bunu hak etmeleri gereklidir. zihin seviyesini yükseltirsen hayatında oraya gittiğinde milyonlarca zihne kıyasla daha rahat sürdürürsün. bunun için en güçlü cehennem lordlarına hizmet etmen gerekir. o lordlar seni hayatında severlerse, öldüğünde seni yanlarına hizmet için alırlar. hizmetine devam edersin. sen ve lordun güçlenirken altındaki zihinler ezildikçe ezilir.

    biraz aşağılara inip cehennem hakkında yazdıklarımı okuyabilirsiniz. cehennem ve daha ötesi yorumlar için takip edebilirsiniz,

    satanizm ve 4. boyut cehennem zihinleri üzerine

    büyü ve konsantrasyon üzerine

    büyü ve konsantrasyon üzerine 2

    büyü ve konsantrasyon üzerine 3

    game of thrones r'hllor ve iblis üzerine

    hermes, thoth, merkür, idris üzerine

    insan doğası üzerine

    savaş üzerine

    savaş üzerine 2

    nuh tufanı üzerine

    nibiru üzerine

    beyin ve zihin üzerine

    beyin ve zihin üzerine 2

    silmarillion ve evren üzerine

    oruç üzerine
  • bu adama yaptığı filmden ötürü sorunları var diyenleri srpski film'ine alalım.
  • her filmi ayrı bir efsane bu adamın tartışılmaz en iyi yönetmen ve senarist bana göre
  • bu adam yaptığı işten ötürü sorunlu diyenler, acaba doktorlar da insan kesip biçtiği için askerler polisler ona buna kurşun sıktığı için sorunlu derler mi? cidden merak ediyorum.
  • kendisi bir dehadır.
  • senaryo yazımıyla alakalı şöyle tavsiyeleri var.

    1. çalın.

    “izlediğim tüm filmlerden bir şey çalıyorum” diyor tarantino. pulp fiction’daki dans sekansı godard’ın band of outsider filminden aşırma mesela. ancak hikaye anlatıcılığı mesleğinde kimse “çaldığı” malzemeyi onun kadar başarılı şekilde yorumlayamıyor.

    doğrusu, tarantino’nun bir şey çaldığı yok. bir hikaye ya da türü alıp onu tamamen kendine has bir şekilde senaryoya ve filme döküyor. orijinal ürün üzerinde doğaçlamalar yapıyor. hollywood dışı iyi filmleri, spaghetti westernleri ve suç filmlerini alıp kendine özgü diyaloglarla birleştirdikten ve kendi vizyonunu kattıktan sonra ortaya zaten tamamıyla özgün bir iş çıkıyor.

    aynı şekilde coen kardeşler de the big sleep’i alıp the big lebowski’yi yaptılar. tarantino bir hikayeyi alıyor, evirip çeviriyor, hikayeyi silkeliyor ve geriye tarantino filmi kalıyor yalnızca. ironik de olsa kimse onun kadar orijinal bir sesle hikaye anlatamaz.

    #

    2. insanların konuşmalarını not alın.

    hiçbir şey gerçeği tam tamına yansıtan karakterler ya da diyaloglar kadar zarar veremez bir filme. hayat böyle işlemez, bu nedenle senaryonuzu bu biçimde şekillendirmeyin.

    insanlar genelde düşündükleri şeyi söylemezler. çoğunlukla kırık ve eksiltili cümlelerle konuşurlar. öğle yedikleri sandviçten ya da akşam izledikleri filmden bahsederler. tarantino, bu gündelik hayat unsurunu adeta bir sanat formuna soktu. reservoir dog’daki bahşiş ve madonna muhabbetini hatırlayın.

    diyalog yazarken gür olun. yani diyalog davul sesi gibi bir ahenge sahip olmalı. ve karakterler asla hikayeyi açıklamaya kalkmamalı. izleyiciye bilgi vermek için başka yollar bulun.

    #

    3. popüler bir türü alın ve onu tamamen baştan yorumlayın.

    godard’ın dediği gibi “iyi bir hikayenin başı, ortası ve sonu vardır, ancak sıralama değişebilir.” tarantino bu anlayışı birçok filminde uyguladı. sıralamayı bozdu.

    reservoir dog aslında basit bir suç hikayesi. karakterler soygun planlıyor, soygun başarısızlığa uğruyor ve polis herkesi yakalıyor. bu tür bir hikaye binlerce kez anlatıldı. ancak tarantino’nun yorumunu daha önce başka bir yerde izlemiş olamazsınız.

    yeni başlayanlar için söylemek gerekirse, tarantino klasik 3’lü yapıyı alıyor ve sırayı karıştırarak anlatıyor. şimdilerde bu da klişe haline geldi, ancak reservoir dogs çıktığında herkes son derece şaşırmış ve heyecanlanmıştı. bunun üstüne bir de onun diyalog yazma ve karakter yaratma becerisini ekleyince işler bambaşka hale geliyor.

    güneşin altında her olay yaşandı. her hikaye anlatıldı. bu nedenle son durak değil, yolculuğun kendisi önemli olan.

    #

    4. kişisel olun.

    en iyi filmler bir janrı alır ve ona kişisel bir unsur katar. boşanma ya da aileden birinin ölümünü anlatmak yerine, en sevdiğiniz janrı alın ve ona kişisel bir hikayenizi katın. bu hikayeye gizli bir katman katar ve senaryonuz kendini belli eder, birkaç adım öne çıkar.

    tarantino’nun yazdığı ya da yönettiği her film, standart bir janra denk düşer. orijinallik, karakterleri kişiselleştirmekte, onları kusurlu ve gerçek insanlar haline getirmekte saklıdır. kill bill aşağılanmış bir kadının hikayesidir. bir sonraki senaryo toplantınızda “aşağılanmış bir kadınımız” var deyin, bakın bakalım hikaye nerelere kadar dallanıp budaklanıyor.

    tarantino’nun usta olduğu konu, kişisel unsurları alıp seçilen janr içinde hayal gücünü serbest bırakmaktır.

    #

    5. senaryoya mizah katın.

    django unchained filmindeki ku klux klan sahnesi, sinema tarihinin son yıllardaki en komik sahnelerinden biri. tarantino, aksiyonu seven bir hikaye anlatıcı, ancak hikayenin doğru yerinde mizah unsurlarını ustaca kullanmasıyla biliniyor.

    kendi hayatınızı düşünün. en duygulu ve kötü anlarda bile komedi unsurları saklı olabilir. zihninizi bu anları yakalamak için serbest bırakmanız şart elbette. hayat sadece bir meseleden ibaret değil. bu nedenle anlatacağınız hikayeler hayatın tüm yönlerini kapsamalı.
  • (bkz: #61025419)
  • güzel müzikleri etkileyici sahnelerde kullanarak insanın zihnine kazıyan yönetmen.
hesabın var mı? giriş yap