• 1998 turkiye guzellik yarismasi'nda sahneye cikmi$ti. ayni gece konuklar arasinda ricky martin de vardi. ricky martin sahneye ciktiginde "iyi aksamlar turkiye" demi$ ve muthi$ bir alki$ alirken, rashid taha "selamun aleykum istanbul" demi$ fakat ayni co$kulu yaniti alamami$ti lutfi kirdar'i dolduran seyirci ve konuklardan.
  • khaled ve faudel’le birlikte 1,2,3 soleils çalışmalarını dinliyorum yine bir uzun yolda.
    gözlerimi kapatıyorum.
    kafamda yine özgür klipler çekiyorum.
    yaşarken dinleyemedim seni canlı canlı.
    ertelememek gerektiğinin kanıtı bazı şeyleri.
    kafam dağınık ve dağınık yazıyorum.
    müziğin ritmi gibi oradan oraya.
    rahmet olsun.
  • khaled'le ve diger rai'cilerle anilmasi sanssizlik biraz, cunku rachid taha, farkli bir kulvarin insani. rai soyleyecek kadar iyi bir sesi yok, daha kaba saba bir vokali var, ama sarkilari cok daha dinamik, daha modern. magrib tinilari mevcut tabii ki, ama en azindan durus, tavir olarak, albumleri daha rock'n'roll, hatta punk. bunda son albumlerinde beraber calistigi ingiliz produktor, eski gong ve system 7 elemani steve hillage'in payi da buyuk..
    turkiye'de ya rayah ile tanindi 98'de, ama gecmisi 80'lerin fransiz gocmen grubu carte de sejour'a kadar gidiyor. sonralari solo takilmaya basladi 90'larda ve 96'da yaptigi ole ole ile turkiye'de duyuldu az da olsa adi. ben de ilk o donemde, adini roll'un ilk sayisindaki muthis erdir zat kritiginde duymustum. kendimi muzikle ilgili bir adam addederken, hic duymadigim birinin bu kadar ovulmesi yuzunden, tabii epey merakimi celbetmisti. cidden de nefis bir albumdu o. kelma, nokta, valencia gibi enteresan sarkilarla doluydu album. sonradan ya rayah'li diwan cikageldi 98'de. cok daha geleneksel bir albumdu bu. rai'ye iyice yakinlasmis soundu ile, kendisinin de dedigi gibi bir 'kokleri hatirlama' albumuydu. eski arapca sarkilarin coverlarindan olusmustu. habina, ach adani, bent sahra gibi sarkilari duyunca, "ya bizimkiler niye boyle cover'layamiyorlar eski sarkilari?" diye hayiflanmistik.. o aralar turkiye'ye de geldi bir kac defa, star'in guzellik yarismasina bile cikarak bizleri sasirtti. 99'da 1 2 3 soleils konser albumunde yer aldi, ama sesi kanaatimce khaled ve faudel'inkiler yaninda cok kotu siritiyordu..
    neyse ki 2001'de made in medina ile donus yapti eski tarzina. ole ole'den bile iyiydi bence bu arap rock'n'roll albumu. hele acilisi yapan barra barra var ki, arap muzigine onyargili olan insanlari bile yola getirir bence..
    kisaca efendim, takip edelim diyorum arap muziginde kendine yeni bir kulvar acmis bu adami.
  • ölümü hele ki "genç yaştaki ölümü" beni fazlasıyla sarsmış, şanslı biri olmam sayesinde, müziğini ve ekürilerinin (cheb mami, faudel, cheb khaled) müziğini henüz 7-8 yaşlarımdayken keşfettiğim müzisyen.

    kısacık ömrünün ve müzik hayatının şerefine, kendimce en iyi şarkılarından bir derleme yapmaya çalışacağım; atladıklarım olursa, affola:

    ya rayah
    abdel kader
    comme d'habitude
    barra barra
    baba
    rock the casbah
    habina
    voilà voilà
    nokta
    ida
    bent sahra
    hey anta
    ecoute-moi camarade
    menfi
    kelma
    rani
    garab
    ah mon amour
    je t'aime mon amour
    now or never
    ach adani
    mamachi
    valencia
    bleu de marseille
    aie aie aie
    ghanni li shwaya
    mataquel dellil
    ala jalkoum
    h'asbu-hum
    meftuh
    la bombe atomique
    maydoum
    ho chérie chérie
    kifache rah
    baadini

    bonus: rachid taha, cheb khaled, faudel 1, 2, 3 soleils 1998 live concert kaydı
  • ses rengi dedikleri şey, bu adamda vardı.
    renkliydi sesi.
    arkadaş arasında kim daha iyi taklidini yapacak diye abartmışlığımız çoktur.

    1,2,3 soleils 1998 konserinde abdel kader söylerlerken, khaled ve faudel birbirleri ile daha sıcak temastayken, rachid'ciğim daha çekingen, uzakta dururdu da üzülürdüm.

    sonra bir arkadaşım "abi khaled, faudel'e çakıyor ondandır o" demişti. allah belasini versin, aklımdan çıkmadı o günden beridir.

    taksim hayal kahvesinin orada bir mekan vardı, mojo diye aklımda kalmış, ne zaman abdel kader çalsa bizim gruptan birimiz khaled birimiz faudel birimiz rachid olur bağıra bağıra söylerdik. ben ikisi birbirine çakıyo zannettiğimden çakılmayan olarak hep rachid olurdum.

    ulan ne çabuk geçmiş zaman.

    mojo'nun da tarzına ters aslında bu şarkı belki mojo değil, başka bir yerdi.

    hey gidi.

    yallah rachid, seni hep çok sevdik.
  • 19 temmuz'daki ankara cermodern'de sahne aldığı konserine gittik, yakından gördük, izledik; performansı on numara adam; hem eğleniyor, hem eğlendiriyor; gençlik hali kalmamış tabi, bugün itibariyle 56 yaşında, buna rağmen süper bir enerjisi var; sahnede yaklaşık 2 saat 15 dakika kaldı, bu arada ekibi bir kısa mola verdi, kendisi sahneden hiç inmedi.

    youtube kliplerine baktım biraz eski tarihli bir kaç yıllık; ud çalan kıvırcık saçlı adam, bas gitar çalan adam ve klavye çalan eleman grupta galiba hiç değişmemiş yıllardır; istikrar için iyi tabi, özellikle ud çalan kıvırcık saçlı adam udu konuşturuyor epey.

    velhasıl, istanbul'da bir yerde yakalarsanız kaçırmayın, konserine gidin, çok eğleneceksiniz.

    p.s. yanınızda bir de frankofon götürün, pek ingilizce konuşmuyor, fransızcayı'da haliyle biz anlayamıyoruz.
  • ilk aldığım yabancı kasedin sahibiydi. ida olsun, barra barra olsun, valencia olsun acayip güzel şarkıları vardı. geçen gün spotify'da yeni bir şey yapmış mı diye baktığımda uzun zamandır yeni bir albüm çıkarmadığını görmüştüm. çok erken bir yaşta veda etmiş, üzücü.
  • efendim, rachid, iyi album yapmakla kalmiyor, muthis de kiritiyormus. canli gorme sansina sahip olduk gecen gunlerde. sahnede genc bir "arap james brown'u" gordum sanki. grubuyla muthis uyumu, sahneye hakimiyeti, girdigi rock'n'roll pozlari ile gonulleri fethetti. grubu da muthisti, cok eglendikleri her hallerinden belli olan sevimli tiplerdi hepsi. gozlerimiz steve hillage'i aradi ama o yoktu. "rachid, biraz da ingilizce konussaydi keske" dedik, seyircinin cogunu frankofon olmasinin etkisiyle fransizca konusuldu hep. voila voila'yi acarken 'this is techno, baby!' dedi neyse ki..
    en onde olmanin da etkisiyle epey samimi olduk hatta kendisi ile. konsere kurtlarini dokmeye kararli gitmis olan ben, daha nokta'nin ilk notasi ile kendimden gectim, gerisini hayal meyal hatirliyorum. bir ara rachid, eline bir sise su alip, ustune boca etti bir kismini. sonra da benim elime tutusturdu, "birader ben sarki soylerken beni sula" der gibi el kol hareketleri yapti, tabii dinlememek olmaz, arkadasi pek guzel islattim. cok terledigimi gorunce hoplayip ziplamaktan, elime temiz havlulardan birini de tutusturdu kendisi sagolsun..
  • sesi de kendi de güzel olan insandı . mekanı cennet olsun . özleyeceğiz seni rachid :(
  • olm bak bulduysanız getirin. benimdi bu ama kaybettim bi süre önce. ekte bir kaç fotoğrafını koyuyorum :

    http://3.bp.blogspot.com/…q/tk_6lgos5uo/s400/69.jpg
    http://francoislepage.blogspirit.com/…d taha tr.jpg
    http://www.independent.co.uk/…hid_taha__259057a.jpg

    en yakışıklı çirkin kontenjanından haremimde yeri var bunun.
hesabın var mı? giriş yap