• benim gözümde her zaman adeta uluslararası açık genelev olan aksaray'ın göbeğinde dün gece saat 2'ye doğru bir taksiye bindim ve 45-50 yaşlarında bir abi dışarıdaki türlü sakilliğe, aksaray'ın bütün o pisliğine, karmaşasına, polisler, insanların sesleri, mekanların gürültülerine, yetmiş milletten manyak manyak insanın garipliklerine rağmen taksisinde güzel güzel oturmuş radyo tiyatrosu dinliyordu. o kadar şaşırdım ki adam sanki savaşın ortasında kütüphaneye giden bir asker gibi, kıyamet kopmak üzereyken tango yapan biri gibi geldi gözüme. hikaye de öyle güzeldi ki abinin yolu uzatıp bana geçirmesine bile ses edemedim. canı sağolsun. türkiye'nin en kültürlü taksicisi olabilir adam sonuçta.
  • hayatımda en çok zevk aldığım şeylerden...
  • youtube'da çok güzel örneklerinin dinlenebileceği tiyatro türü. soğuk kış gecelerinde yatağın sıcaklığına eşlik eden güzel yoldaş. iyi ki varsın radyo tiyatrosu, kafayı boşaltmak ve rüya alemine dalmak için birebirsin.
  • radyo tiyatrosu dinliyorum, gözlerim kapalı!

    o kadar çok görsele yüklenen çocuklar olmuşuz ki dinledikten sonra anladım; ben sağır olmuşum, hayal dünyamın kapıları tozlanmışmış meğer...

    kitap okurken de kafada canlandırma oluyor ama radyo tiyatrosunda bir başkaymış. göz kapalı olduğundan kulak ve beyin bir başka çalışıyor. kafanda filmin tüm detaylarını kuruyorsun. 5n1k sorularının cevaplarına göre dekore ediyorsun kafanı.

    uykuya dalarken biriyle konuşmanın keyfi de sanırım gözlerin kapalı olmasından kaynaklı. ağız kuru, zihin açık.
  • önceleri trt daha sonra tgrt'nin yayınladığı çocukluğumun en güzel anılarından biri.
    roman okumaya alışamama rağmen burada yayınlan arkası yarınları asla kaçırmazdım.
    monte kristo kontu, 10 küçük zenci, palto en sevdiğim oyunlardı.
    insanın hayal gücünü geliştiren süper ötesi bir şey.
    hala otobüste,trende vakit geçirmek için dinlerim.
  • radyo tiyatrosu, arkası yarın ve sesli kitaplar; her biri, iş ev arasındaki yolculuğu keyifli hale getiren dinlenceler.
  • çok büyük bir zevk alarak dinlediğim tiyatrolardır.

    ilk dinlediğimde lise ikinci sınıf öğrencisiydim. ne olduğunu bile bilmiyorum doğru düzgün. her akşam, istisnasız, dinlediğim bir radyo kanal vardı. radyo tiyatrosunu keşfettikten sonra günlerce sonra aylarca takip ettim. her akşam vakit bulamıyordum ama ne zaman bir fırsat bulsam hiç kaçırmıyordum. tabi o zamanlar yayladaydık. telefon çekmiyordu, televizyon, internet yoktu ama radyo çekiyordu. belki de o zamanki can sıkıntılarımı giderdiği, zamanımı hoşça doldurduğu için böyle çok sevdim radyo tiyatrolarını..
  • insana kafasında film çektiren sesli öyküler dizisi. yaklaşık 1 senedir ben de dadanmış durumdayım. özellikle hafta sonu kahvaltılarında youtube'tan polisiye ve bilhassa agatha christie öyküleri şiddetle tavsiye edilir. uzun yolculuklarda da mp3'e dönüştürüp cihazlarınıza atabilirsiniz.
  • önceden radyolarda çıkar bizi hayal alemlerine doğru uzun bi yolculuğa çıkarırdı. hikayedeki karakterleri ailenizle yanyana dinlerdiniz ama herkes kafasında farklı canlandırırdı herşeyi. hayal gücünün sonu yoktu ki. güzel günlerdi.acaba hala var mı radyolarda.bu aralar pek radyoya da vakit ayıramıyorum. halbuki önceden ne kadar da severdim. anılar...şimdi gözümde canlandılar...
    ozenti filozof un da dediği gibi uzun yolculuklarda çok güzel olabilir. bak bu iyi fikirmiş.tişikkirler
  • uzun süredir her gece yatarken dinliyorum. birkaç defa uzun yolculukta dinledim, onun tadı da başkaydı.
    o kadar çok var ki başlayınca sürekli dinlemek istiyorsun. hele bazıları o kadar sürükleyici ki bitmeden uyuyamıyorsun.

    bir idam mahkumunun son günü, palto, suç ve ceza, sefiller, on küçük zenci, düşen uçağın sırrı en sevdiklerim. ayrıca yaz yağmuru, saatleri ayarlama enstitüsü de gayet güzel.
hesabın var mı? giriş yap