• birinin bilgisi ve görgüsü altında alınan eğitim. *
  • rahle-i tedrisinden geçmek olarak kullanılır. sadece birinden ders almak, akademik eğitiminden geçmek manası yoktur.

    o kişinin görgüsünü almak, ekolüne bağlı olmak anlamı da vardır. rahle-i tedristen geçen kişi artık o "belli" zümrenin bir ferdidir. üstadın çömezi olmuş, verilen vazifeyi hakkıyla yerine getirip icazetini almıştır.

    ör: sezen aksu'nun rahle-i tedrisinden geçmeden bir yerlere gelmek zor bu memlekette.
  • eğitim, ders görme sehpası, (bkz: rahle)

    metonimik süreçlerle eğitimi veren kişiyi temsil etmek için kullanılır olmuştur.
  • oyunu yeni öğrenenler için rahle-i tetris olabilecek hede hödö...
  • esasında, bilge ve kamil bir kişinin öğrencilerini etrafına toplayarak onlara sohbet havasında ilim öğretmesi olarak bilinir. ancak burada asıl mesele, öğrenciler dersi veren kişinin huyunu, suyunu, tavrını, tarzını ve hayata bakış açısını da kendine örnek almasıdır. öğrenciler esasen, alimin ya da öğretmenin ne anlattığına değil ne yaptığına bakar. onun gibi olabilmek için gayret eder.

    örneğin: müslüm gürses , limoncu ali'nin rahle-i tedrisinden geçmiştir.
hesabın var mı? giriş yap