• kurtarılacak bir memleketleri olmamasından kaynaklanıyordur.
  • muzeyyen senar ve zeki muren sarkilarini anlayamiyor olmalari.
  • bence bir kaç tane olandır.
    1-alkol oranı çok yüksek ve kokusu fazla dominant
    2-yurtiçinde alkole karşı tutum aşırı muhafazakar olduğundan pazarlama amacı ile emek sarf edilmemesi, aynı durum şaraplarımız için de geçerli
    3-kimlik olarak karmaşıklık ifade etmesi, adabıyla içilmeli x le içilmez y yaparak içilmez gibi kuralların işi komplike hale getirmesi
    4-yakın tarihe kadar rakı üretiminin sadece tekelin elinde olmuş olması,bilinirliği ve çeşitliliği çok kısıtladı.
    5-ayvalık'ın sadece türkiye'de olması ( rakı balık ayvalık )
  • adamlar üşengeç hocam , yemegi bile aceleye getiriyorlar, rakinin yanina meze mi yapacaklar.bir de adamlar ne dinleyecek raki icerken , bir zeki murenleri , neset ertaslari mi var? belki adele olabilir ama.
  • yurtdışında tutmadı diye bir mevzu yok. birçok ülke benzer anason bazlı içkiye sahip. lübnan’da ismi arak iken balkanlar’da uzo veya mastika, fransa’da ise pastis olarak varyasyonları bulunabilir. (edit: ıtalya'da da sambuca ve anisetta mesajlarda iletildi.)

    illa da türk rakısı neden tutmadı diyorsanız ne kadar tanıtım yaptınız da tutmasını bekliyorsunuz diyebilirim. ya da rakının diğer akdeniz ülkelerinde üretilen anason bazlı içkilerin türkiye’de tutmuş hali olabileceği ihtimalini de unutmayın.

    ayrıca rakı 90’larda varoş bir içki olarak görülürken sonradan türk insanının dışarda yeme içme olayına adapte olmaya başlamasıyla restoranda rakı içme kültürü gelişti ve ‘cool’ hale geldi. 90’larda ya itilmiş kakılmış’ın sembolüydü ya da akşam evinde tek atan emekli amca içkisiydi. şimdi edebiyat unsuru olmuş türkiye’de.

    edit: italya yorumuna takılmışlar, ekledik. küfür ederek mesaj atmak size de bana da fayda sağlamaz.
  • linçlenme ihtimaline rağmen söylemek istediğim sebep.

    rakı öyle abarttıldığı gibi güzel bir içki değildir. ağzının tadını bilen biri de içmez. gider zevk alacağın bir şey içersin. rakı edebiyatı falan da anlamaz yabancılar, bu yüzden tutmaz, tutamaz, tutmayacak.
  • çok basit, rakıcılar yüzünden.
    yok adabı varmış yok masası özelmiş yok bilmem neymiş.

    ulan rakı o kadar boktan bir şey ki yanında meze olmadan içilmiyor, leş gibi ya.
    hala bunu "sen anlamıyon, sen doğru düzgün yerde içmemişin" diye kakalamaya uğraşıyorlar.

    yok alttan tokuşturulurmuş yok bilmem napılırmış, bu ne saçmalık ya?
    içki lan bu, içer ve güzel olursun başka bir numarası yok.

    ayrıca tekrar belirteyim bok gibi bir içki.
  • rakıya bizim gibi anlamlar yüklemedikleri içindir. kabul etmek gerekiyor ki kültürel bağlamından çıkarıldığında rakı iyi bir içki değildir. üretilmesi zahmetli de değildir, rafine lezzetler arayan damakları tatmin edecek detaylara da sahip değildir. özel bir içki olmadığı gibi bira veya votka gibi hızlı tüketime uygun bir içki de değildir, zahmetlidir rakı içmek. şahsen ben rakının tadını hiç özlemiyorum, sadece muhabbetini ve ortamını özlüyorum zaman zaman. anlatmakta zorlanıyorum aslında ama rakı benim kişisel ve toplumsal tarihimle bağlantılı olduğu için anlamlı. anason kokusunun çağrışımları mesela çocukluğumun en uzak noktalarına, tatil akşamlarına kadar gidiyor.

    şu yaşıma kadar sık sık rakı içmiş biri olarak keyifle içilecek alkollü içki denildiğinde benim aklıma fransız, italyan, gürcü, moldova şarapları geliyor, single malt viski, irlanda viskisi geliyor. ömür boyu rakı içmesem özleyeceğimi sanmıyorum rakının tadını. yazarken biraz düşündüm de muhabbetini özlemiyorum sanırım rakının, sadece çağrışımları anlamlı geliyor. rakı gelenekçilerinin yarattığı tiksinti de ayrı bir soğuma nedeni bu anasonlu distile içkiden. rakı içen kadın şöyledir, rakı içen kadın böyledir muhabbetleri falan midemi bulandırıyor.
  • gençliğimde, güneşte, sıcak rakıyı, şişeden kafaya dikerek içmişliğim var.

    cahil ve aptalmışım, anladım, bunu fark ettim ve rakıyı bıraktım.

    şimdi, tadına varabilmek için sek ve alkol oranı % 65 lere varan ''cask strength'' single malt viskileri önce koklayarak, sonra minik yudumlarla ağızda gezdirerek içiyorum.
    (bunu neden söylüyorum, bazı rakı muhipleri '' rakıyı içemeyen ılıklar rakı hakkında konuşuyor'' diyorlar, biz rakıdaki alkolü, kulağımıza damlatıyoruz)

    sadece bunları değil, kaliteli konyakları, birayı, şarabı da tadından zevk alarak içiyorum.

    bilmemek ayıp değil, bildiğinde inat etmek ve yobazca direnmek ayıp.
    denemediğiniz şeyi bilemezsiniz, sizin bildiğinizin dışında koca bir dünya var içki aleminde.

    dünyadaki herkes yanılıyor olamaz.
    single malt viski, konyak, şarap ve bira dünya çapında popülerse bunun bir sebebi olmalı.

    bağnazlık kötüdür.
  • biz polonya'da bir rakı sofrası kurmuştuk. sanki kendileri fındıklı votkayı sütle karıştırıp içen bir millet değillermiş gibi polaklar ve ukraynalılar, rakının içine su katılmasını son derece anlamsız bularak şiddetle karşı çıktılar, bunu bir erkeklik meselesi haline getirdiler; susuz içme konusunda ısrar edince tadından pek bir şey anlayamadılar haliyle. sert bir içkiymiş işte dediler. aynı insanlar sonra da kolonyayı elimize yüzümüze döktüğümüzü görüp onun limonlu alkol olduğunu öğrenince çok tuhaf bir millet olduğumuzu düşünmüşlerdi. böyle anlatınca biraz garip oluyor tabii*
hesabın var mı? giriş yap