• "the use of solar energy has not been opened up because the oil industry does not own the sun"
    yani mealen:

    " güneş enerjisi kullanımının önü petrol endüstrisi güneşe sahip olmadığı için açılmamıştır" diye veciz bir sözü vardır bu amcanın.
  • demokratlardan aldigi "al gore'un oylarini caliyorsun" tepkilerine karsilik "bence al gore benim oylarimi caliyor, onun yuzunden secimi kaybettim" demis insan. hastasiyim. ayrica abd'deki tuketici haklari, arabalardaki emniyet onlemleri vs. cogunlugu bu adamin sayesinde vardir.
  • (bkz: darth vader)
  • amerikan politikasını değerlendirirken ifrat ve tefrit arasında sıkışıp kalmasak ne güzel olacak. barack obama'nın bazılarımızın gördüğü gibi latin amerika'daki sol rüzgarı amerika'ya taşıyacak adam olmadığını biliyoruz ama bu illa bizi "ha ali hoca, ha hoca ali. amerika'da kim gelirse gelsin sistem işler abicim" sığlığına hapsetmesin. kaldı ki sistem eleştirisini "sistemin dışında yapılacak hiçbir şey yok" seviyesine çıkardığımız zaman sadece ralp nader'in başkan adaylığı şaklabanlık olmakla kalmaz ama bizim sağda solda yazdığımız, konuştuğumuz, kendimizce karşı çıktığımız şeyler de anlamsızlaşır. "sen istediğin kadar muhalif takıl, ibişlik yap. düzen devam ediyor, malı götüren götürüyor hacı!"

    ayrıca altyapının değişmesini isteyen kim? adam consumer rights movement başlatmış; consumer kavramına karşı değil ki, kavramın hakkı verilsin istiyor. sorun üstyapıdaki işleyiş arazlarını değiştirme iddiasında olan doğru dürüst adam çıkmaması, çıkanların da yalancı peygamber sıfatında olması.

    amerikan seçimleri büyük bir fars ise (ki bence değil, biz de bu işten ekmek yiyoruz kardeşim), o farsın içindeki şaklabanlardan biri ross perot değil de ralph nader olsun bin kere yeğdir. onun dışında zülfüyü öpeyim ralph'e bir şey olmasın.
  • amca aynı zamanda tüm arabalardaki camlarda film tabakası kullanılmasını yasal hale getirtmiş adamdır.
  • acayip yerlerde insanın karşısına çıkan bir adam. kah edward said'in anılarında belirir (bkz: out of place), kah consumer rights movement'ı başlatan adamdır, kah başkan adayı.

    otomobil endüstrisine çok çektirmiş anlaşıldığı kadarıyla. larry king'le giderken otoyol gişesine para verirken elektrikli camın çok hızlı yukarı çıktığını farketmiş mesela. bir süre sonra doktor raporları, yaralanmalar falan delilleri toplayıp dikilmiş adamların karşısına. bu sadece bir tanesi otomobil endüstrisiyle karşılaşmalarının. tatsız tuzsuz bir success story anlatmak istemem. bir açıdan bakınca mcdonald's'ta kahveyi üzerine döküp "çok sıcaktı" diye milyon dolarlık tazminat alanların önünü açmıştır da denilebilir. buralarda genelde aptal amerikalılar tepkisi verilir böyle olaylara. bozuk mal alınınca en fazla satıcıyla kavga edilir, biraz büyük bir satıcıysa o aşağıya oturulur, alınan şey köşeye konup üzerine bir bardak soğuk su içilir. ama şirketlerin ne kadar hayatın her alanına sonuna girdiği bir kültürde bireylerin şirketlere karşı korunmasının yolunu açmak en azından orası için gayet önemli bir olaydır.

    tam bir aktivist olan nader'in başkanlık seçimlerinde aday olarak karşımıza çıkması şaşırtıcı aslında. "nader bile bu işlere kalkıştıysa durum vahim" diye ahkam kesebilirdim ama kesmiyorum. belki de adam "her şeye doydum, artık güç istiyorum, güç!" diye düşünüyordur. hangi saiklerle hareket ederse etsin konuştuğu zaman, ki inanılmaz bir ses tonu var her ne kadar konuşması yaş itibariyle biraz kaysa da, şunu anlıyorsunuz: bu adam dünyanın yıkılacağını bilse lesser evilism'e prim tanıyamaz, anybody but bush diyenlere nanik yapmadan duramaz.

    "ne konuşuyormuş bu adam yahu?" diyenlere seçim sitesinde satılan dvd'yi önerebilirim. debate'lerde göremedik kendisini ama teknoloji sağolsun sanal ortamda nader orada bush'la kerry'nin verdiği cevapların arasına kendi cevaplarını yerleştirmiş, dvd'sini bile çıkarmış. çok komik olduğuna eminim. hem siz alırsanız belki bir ara paylaşırız.
    (bkz: sözlükçülerin aslında demek istedikleri)
  • pek şansı olmasada, amerikadaki yesiller partisinin baskan adayı. destekcileri arasında tim robbinsde bulunuyor.
  • 27 subat dogumlu bir balik oldugunu bugun ogrendigim adam. cok dogal geldi birden.
  • "bu rauf nadir gecen sefer al goredan oylari caldiydi (yuzde 5 mi ne), o farkla da bush geldiydi. simdi de gelip oy calir mccain gelirse..."

    barakla mccain arasinda bir fark oldugunu dusunmeyelim. rauf da gelse, maykil ceksin da gelse kartlar belli, deste belli. liberal hassasiyetlerin butun yuku bindirdigi kulturel yapida, bir takim estet seviyede, az bucuk dis politikada bir seyler, bir sureligine, degisir; alt-yapida, genel isleyiste ise bir sik degismez. yani zulfu livaneli uzuluyor mu, seviniyor mu? baremimiz buysa evet. zulfu endeksinde bir rauf 5 barak obama gucundedir, fazilsayar'a gore ise bir barak ise iran'a mudahale edecegi icin 1 nazim hikmetin ovgusunu alacak olan 10 mccain eder. ama olceginiz, olcutunuz zulfuydu, fazildi olmasin lutfen. 3. adam gelince sican bir secim sistemi size cok sey anlatiyor, izah ediyor olmali. goz gore gore yapilan, yapilagelen bir saklabanligin icinde yapilan mucadeleye ciddiyet ve onem bicmeyiniz.

    (bkz: ross perot)
  • herkesin bush mu kerry mi başkan olacak diye merak ettiği 2 kasım 2004 abd başkanlık seçiminin galibi tahminlerin aksine ralph nader olsaydı herhalde tüm amerika gibi tüm dünya dumur olurdu. bununla birlikte büyük olasılıkla pek çok haber servisi editörü istifa etmek zorunda kalır, abd seçim kampanyaları, harcanan milyonlarca dolar, düzenlenen televizyon programları ve yapılan tartışmaların hepsi boşa gitmiş olurdu. kısacası, her an her şeyin gerçek olabileceği lafı dillere sakız olurdu.
hesabın var mı? giriş yap