• ramazan'ın yaşandığı ülkelerde oruç tutsun tutmasın herkese ucundan kıyısından değen bereket.
  • ramazanda sofranızın normal günden bereketli görünmesinin sebebi gözünüzün karnınızdan daha çok aç olmasıdır.
  • geçen cumartesi gece saat 02:30 suları.. silah arkadaşım umut'la akşam çıkmasından bana dönüyoruz. ters şeritte bir trafik var ki, izahı mümkün değil. şoförler mahallerinden inmiş, trafiği tıkayanın ne olduğunu anlamaya çalışıyor. işin enteresanı biz o baktıkları yoldan geliyoruz ve ne bir kazayla karşılaştık, ne femen eylemi vardı, ne devrilen sucu motoru... hadisenin nedenini toplu taşımadaki bir bey abimiz açıkladı; " eyüp sultan'da, feshanede falan çok büyük sahur organizasyonları oluyor, bunlar da katılımcıları..."

    o da farklı bir kafa tabi saygımız var. git bir yandan sosyalleş, diğer yandan sahuru, mangal partisi tadında yaşa. sabaha karşı eve dön, iftara kadar da yat uyu, mis. tutana, tutturana güzel ortam. sonra döndük önümüze, kişi başı x liradan kalabalığı çarpıp hasılat hesaplamaya çalışan adamlar gibi, başladık umut'la meseleyi ekonomik düzlemde sorgulamaya.

    önündeki ilahi örtüyü hafiften araladığında ramazanın da, sevgililer günü, yıl başı ya da paskalyadan çok büyük farkı yok. en nihayetinde hizmet ettikleri şey aynı. bastın eksiyi güzel kardeşim ama,burada kutsalına dil uzatmak değil asla amaç. sadece sözlüklerde; "fakirin fukaranın çektiğini, açlığın ne demek olduğunu öğrenmek" olarak biliniyor ama şahsen ben diğer 11 ayda, ramazandaki kadar, ne yemek yendiğini gördüm, ne yemeğe bu kadar ekstra yatırım yapıldığını... en az %50 mizin yaptığı hatadır aç karın ve gözle yaptığı gıda alışverişleri sayesinde tüketilenden çok tabaklarda bırakılanı var. bu arada iyiliği iyilik diye yapan kesim günü, ayı, mevsimi ayırmadan yapıyor onun yeri çok kat yukarımızda. bu kesim dışında fakirin fukaranın bu kadar kendini fakir fukara hissettirildiğini, ellerinde tencere tavalarla bekletilerek bu kadar afişe edildiğini, içerisi gereksiz insanlarla doluyken, dışarıda kalıp bu kadar aleni şekilde hakkının yendiğini görmedim.

    herkesin elinde bir kutu tatlı, en az bi yumurtalı pide, elinden geldiğince ,mümkün olan sofranın en iyisini kurma peşinde. sonra o dolu cuma'ların, o teravihlerin ardından "az çok demeyelim, boş geçmeyelim. camimize yardım edelim" çığırtkanları ve son günlere yakın kapıya dayanan davulcular... sahura kadar açık kahvelerde "gazozuna" dönen oyunlara değinmiyorum bile. otur nereye ya? daha bu işin bayramı var...

    memleketine giden müşteriden seyahat firması sahibi patrona, o patrondan çalışana, çalışandan çoluk çocuğa, çoluk çocuktan mahalle bakkalına, küçüle küçüle dağılan paralar var. giyinip, kuşanması, süslenip püslenmesi var... kuaförü, berberi, araba yıkayanı, kiralayanı, satanı var... bu kadar masraf yapıp evde oturmak olmaz. ünlü sanatçılarımızın birbirinden cazip bayram programları var. "kim hangi mekanda kaça sahne aldı. vergisini verdi mi, derdi bizi gerdi mi vs vs. " soruşturmaları da var...

    durgun ekonomiye canlılık katıcaz derken, sağlığı, özgürlükleri, mahalle baskılarını falan saymazsak ramazan harbiden bereket ayı.

    e allah bereket versin ...
  • bu sene şimdilik maalesef pek hissedilmeyendir. ekonomi kötü gibi
  • son 5 senenin değişmez sloganıydı.
    bankadan gazoza/kolaya, alışveriş merkezinden tekstile herşey bereketliydi.
    reklamların odaklandığı yegane şeydi. para kesede azaldıkça "kesene bereket" yaklaşımının artması/inancın yaygınlaşması olağandı. anlaşılır.

    bu sene birşey oldu. evde kal, "biz senin için çalışıyoruz" oldu. sırf sen rahat ol diye biz senin için her türlü ayaktayız oldu. sabah 5'te kamyoncu kadir' in işe geliş videosunu deponun güvenlik kamerasından kullanan mı ararsın, justice league müzikleriyle narenciye pazarlayan mı, ne ararsan var.

    nankörlük etmeyin; sırf biz hasta olmayalım diye saçını süpürge edip, sağlık çalışanlarıyla aynı kefeye koyulmak için mücadele eden şirketlere onlarla aynı hakkı tanıyın. takdir edip saygı duyun!
    agresifleşecek reklamlar siz şikayet ettikçe. haberiniz olsun.
  • "ramazan bereketi kalıbını reklamlarında kullanmaktan vazgeçen firmalar."
    sığmadı.
    bankacıdan hepsibiaradacısına hiçkimsenin sesi çıkmıyor. ramazan indirimi diyorlar en fazla. ben alıştım bereket de bereket bereket de bereket kulaklarımda çınlayan bereket bağrışına... arıyorum.
    göremiyorum.
    yazı biter bitmez: fenomen indirimlerinden sıcak daha da sıcak olacak yemek sepeti yanında reklamları ikramım.
  • kadir gecesi ertesinde başladığı vedâ hazırlığını öncelikle buzdolabında hissettiriyor ve bir akşam öncesine kadar zorlu tetris oyunlarına sahne olan koca dolap bir günde sanki yarin tatile gidecekmişiz gibi görünerek her sene bizi şaşırtmayı ve hüzünlere salmayı başarıyor.

    sana gitme desem de bilirim gidersin ama yine görüşelim ve sevinçle kavuşalım. evlerimizi ocağımızı neşenle, sofralarımızı kalabalığınla, kalplerimizi sükun ile yeniden taçlandır dilerim.
  • nerede olduğunu merak ettiğim berekettir.
    en son dün migros'ta şark kurnazları tarafından bisküvi ile bıçaklanıyordu.

    çocukken bu ramazan ayında annemle markete falan gidince dizi dizi hurmalar, güllaçlar ne bileyim şekerler falan oluyordu ortalarda, fiyatları da uygundu galiba ki annemden istersem kırmıyor alıyordu az da olsa.

    dün markette annesinden çikolata istediği için azarlanan çocuğa alıp versem mi, annesi kızar mı, ne yapsam aptallayıp kaldım.
    bütün ayarlarımızla oynadılar cidden. salak gibi kaldık ortada.

    bisküvileri toplayan amcaları versin bari bir tane.
    pisler.
hesabın var mı? giriş yap