• çok sayıda yerli gemi inşa projesinin yanı sıra, akdeniz kalkanı, karadeniz uyum harekatı, blackseafor harekatları, türk deniz görev gücü gibi stratejik inisiyatiflerin ardındaki esas isim(di).

    milgem'den bahsederken, dışa bağımlılıktan nasıl kurtulunup, nasıl kendi gücümüzü inşa edeceğimizi konuşurken gözlerinin içi parlıyordu. babam yaşında ama benden gençti, benden heyecanlıydı.

    "çakı gibi amiral"dir, ille tanım gerekirse.
  • çok kritik görevlerde olmasına rağmen, fetocu teröristler tarafından üretilen sahte delillerle balyoz davası esnasında görevden alınmıştır.

    o dönem teröristlerin bir numaralı işbirlikçisi olan derinsular'ın yıpratmak için boş geçmediği bir isim olması şaşırtıcı değil. sadece fetocular değil, fetocu teröristlerle işbirliği yapan herkes yargılanacak...
  • ""merhaba ben cem gürdeniz,

    avrasyacıyım ama görevim boyunca nato ve amerika'da görev kovaladım,

    rusçuyum ama belçika'da yaşarken çocuklarımı amerikan kolejinde okuttum,

    anti amerikancıyım ama oğlum, ny'da yaşayan bir abd vatandaşıdır

    sizlere rusçuluk satıyorum iyi alışverişler.""
  • eski amiralimiz. adamın ne kadar iyi bir eğitim aldığını anlamak için (tsk'nın elitliği buradan belli oluyor) birkaç videosunu şöyle bir ciddiyetle izlemeniz yeter. adam abd'ye gidip diplomatlara doğu akdeniz hakkında konferans veriyor. balyoz mağduru bir subayımız. adam mavi vatan diye bir şey ortaya attı, millet merak etti; bu nedir? mavi vatan neresi? vesaire.. denizlerin önemini bu millete hatırlattı. ülkeden ve gençlerden umudu varmış. bu adam 3,5 yıl fetullah gülen denen terörist yüzünden hapiste yatmış bir türk subayı. şöyle bir şey diyor:''kurtuluş savaşını %1 yaptı. şu'anda da bu ülkenin %1 sapasağlam durursa bu ülkeye hiçbir şey olmaz'' kitapları kırmızı kedi kitabevi'nden neşrolunuyor. ayrıca zamanında tsk'nın yaptığı ''akdeniz kalkanı harekatının'' da isim babası
  • küresel sistem karşıtı, avrasyacı (bunu açık açık söyleyen), türk dış politikasındaki askerileşmede çök önemli bir rol oynayan emekli komutan. eskiden beri gelen derin devletçi dediğimiz, demokrasiyi umursamayan, ellerinde network ve yetkiler ile ülke yönetmeyi sevenlerden.

    kendisi tam anlamıyla karşı olduğum birçok değeri kendisinde bütünleştirmiş bir kişilik.

    lakin entelektüel birikimi, kendini ifade edişi ve vizyoner konuşmaları, farklı kaynakları çok iyi incelediğini gösteren açıklamaları dolayısı ile dinlemekten zevk alıyorum.
  • mavi vatancı bildiğimiz komutandı. mavi vatan doktrinini yaratan akıllardan biri olarak tanıdık. memleketin 21. yüzyıldaki en büyük davasının yılmaz savunucusu hatta neredeyse tek başına kamuoyu oluşturucusuydu. ülkenin bütün denizlerinde, özellikle akdeniz ve adalar denizlerinde, haklarını kendisinden öğrendim diyebilirim. ab ve abd'nin bu konudaki tercihi yunanistan egemenliği bile olsa uluslararası hukuk önündeki haklılığımızı bilal'e anlatır gibi anlatıyordu. evet haklıydı, haklıydık. evet, nato ile ilişkilerimizde nato yılmaz müttefikimiz gibi gevşek olmamalıydık. evet, f-35'i almamamız bir nebze hayırlı bile olmuştu. hem birim maliyeti çok yüksekti, hem de abd'nin elinizdeki uçaklar üzerindeki kontrolü gerekenin üstündeydi, hem de yerli savunma sanayii ilerletmek için bir fırsattı. evet, montrö çok önemliydi; karadeniz'deki statükoyu korumak asla tartışmaya açmamak gerekiyordu.

    ama hocam bana biri anlatsın lütfen, twitter'daki bu kadar pro aktif rus savunuculuğunuz nedir ya? rus muhibbi derneği başkanı gibi haller nedir öyle?( hayır itham etmiyorum, ne kadar rusya yanlısı göründüğünüzü anlatıyorum) rusya ukrayna'yı işgal edip kırım'dan sonra odessa'yı da alınca karadeniz'deki statüko değişmiyor mu? en önemlisi kırım'ı en son aldığının 100 sene sonrasında istanbul'a gelmiş olan rusya'ya tarihi bir sempati duyup nato/ukrayna'ya neden bu kadar nefret duyuyorsunuz? rusya değil mi güney sınırımız boyunca suriye'ye konuşlanıp savaş uçaklarıyla sınır boyu devriye atan, rusya değil mi lazkiye limanıyla akdeniz'e açılıp bir de karadeniz'in bütün kuzey kıyılarını kendisine isteyen? bu eylemlerinin hepsi bölgede türkiye'yi çevreleyip hareket alanını daraltmıyor mu? neyi bekliyorsunuz, gölcük'te donanmayı mı bombalamaları gerekiyor uyanmanız için?
    eski sovyet cumhuriyetlerinin ve varşova paktı üyelerinin kendi istekleriyle nato'ya dahil olması bizim sorunumuz mu, nato'nun ayıbı mı? rusya zamanında çekoslovakya, macaristan, polonya gibi kendi müttefiklerini işgal etmese, baltık ülkelerinin egemenliklerine son verip zorla sscb'ye dahil etmese bu ülkeler nato'ya dahil olur muydu?
    sizi en çok ilgilendireni de 1945'te 2. dünya savaşı biter bitmez doğu anadolu ve karadeniz 'de türkiye'den direkt toprak talebinde bulunmasa 2. dünya savaşında tarafsız kalmış türkiye nato'ya katılır mıydı?
    twitter'da ergen dezenformasyonu boyutunda ukrayna ordusuna ve milislerine nazi diyecek kadar taraf olmanızı gerektirecek ne var? rusya'ya bir borcunuz mu var? mavi vatan doktrinini rusya'nın karadeniz'deki sularımızda hak talebi olursa hâlâ savunabilecek misiniz yoksa bu doktrin sadece adalar ve akdeniz'de ab ve abd'ye karşı pozisyonda olduğumuz için mi sizin için bu kadar cazipti?
    bir türk komutanı olarak rusya'yı bu kadar savunamazsınız. bunu yapacaksanız en başta bazı sıfatlarınızdan feragat etmeniz gerekir.
  • "...bunlar genellikle böyle beyazıt karataş, cem gürdeniz, cihat yaycı, banu avar, nihat genç v.b. vatansever insanların başlıklarına uğrar, abuk subuk şeyler yazarlar..."

    vatanseverlik cem gürdeniz'e, cihat yaycı'ya, banu avar'a falan kaldıysa vatan haini olmak daha yeğdir. oğlu abd vatandaşı olan avrasyacı mı olurmuş. belçika'da görev yapmışmış.

    siz memleketi soyup soğana çevirip bunlara kemiklerini atanların evleri servetleri rusya'da, iran'da mı sanıyorsunuz? ikinci pasaportları çin'den mi sanıyorsunuz?

    klasik islamcı zihniyeti bunlarda da var; millete imam hatipi reva görürler, kendi çocukları amerika'da okur ya; bunlar da aynı kafa.

    ilkeli olmak gibi derdi olmaz böylelerinin...
  • kendisinin siyasi veya din üzerinden yaptığı konuşma hakkında yorum yapmayacağım. herkesin kendi düşüncesi olabilir. bu bir tsk amirali için de geçerli, dağdaki çoban için, üniversitedeki hoca için de geçerlidir. bu düşüncelerin toplumun genel yapısıyla uyuşup, uyuşmadığını da analiz etmeyeceğim, sonuçta herkesin düşüncesi farklı olabilir. anlayış gösterilmelidir.

    ramazan cem gürdeniz'in düşüncelerini, fikirlerini analiz etmememin sebebi gayet belli. bu kişin halka açık bir ortamda, bir televizyon programında veya gazetede düşüncelerini belirtmemiştir. eğer bu şekilde olsa idi, kamuoyunun kendi düşünceleri üzerinden yorum yapma, hatta bazı kişiler için cevap verme hakkı doğabilirdi.

    burada gözlerden kaçan husus önemlidir. kendisine ait olduğu iddia edilen ses kayıtları halka açık değil, kardeşiyle yapılmış bir telefon kaydına ait. durum böyle olunca, anayasal bir suç işlenerek, kişinin özlük haklarına, özel hayatına, bilgisi dışında müdahale edildiğini, telefonlarının mahkeme kararı olmadan dinlendiğini görüyoruz. eğer aksi olsaydı, yani bir suç ile ilgili telefonları dinleniyor olsaydı muhtemelen magazinsel diyebileceğimiz ses kayıtları yerine daha başka şeyler dinliyor olurduk, kendisi de muhtemelen yargılanıyor olurdu.

    şimdi iyi dinleyin, ampülcüler! her zaman demokrasi, özgürlük diye nara atarken, sırf akp görüşlerine uzak birisi diye bir insanın açığını bulmaya çalışmak, dahası bulamayıp, "toplumun inançları ile dalga geçiyor" karalamasını yapabilmek için bir insanın paşa olsun, çoban olsun farketmez telefonlarını dinliyorsanız, bunun adı düpedüz faşizmdir.* kaldı ki kitaplardan birer cümle okuyup, hakkında teoriler kurduğunuz demokrasi, özgürlük gibi kavramlarla hiçbir ilgisi yoktur.

    ramazan cem gürdeniz hakkında yapılan bu ses kayıtlarının sızdırılmasının amacı ise bellidir. düşünce yapısından ötürü hükümete zıt olan, kariyeri parlak birisinin bertaraf edilmeye çalışılmasıdır. hükümetin bu kişi ile iyi geçinmesini veya amiralin hükümet ile iyi geçinmesi gibi bir şeyi savunmayacağım. bu demek değildir ki, hükümet kendi istediği subayı atayamaz. zaten türkiye'de kanunlarda bellidir, atamaları hükümet yapıyor. ancak anlamadığım husus şudur: elinde anayasal gücü olan bir hükümetin, istemediği birisini görevden alma yetkisi varken bu tür illegal faaliyetlere girişmesidir. son birkaç senelik süreç içerisinde bu tarz telefon dinlemelerinin, videoların sayısı gittikçe artıyor. bu fişleme ve karalama teknikleri hitler almanya'sında, stalin sscb'sinde, mussolini italya'sında vardı. eskiden türkiye'de de vardı, bunu inkar edemem. ancak türkiye'de bu karalama ve fişleme o kadar çok arttırıldı ki, kendi çevremden biliyorum, cep telefonu ile konuşurken sıradan insanlar bile siyasi görüşlerini, hükümete olan eleştirilerini konuşamaz hale geldiler. türkiye'de demokratik atılımlarını artmasını beklerken, tek parti diktası ile karşılaşmak bu olsa gerek...
  • "bu geminin gelecekteki sahibine. her kim olursan ol, gaziantep* daima bizim olacaktır. zira dünyada hiçbir mürettebat bir gemiyi bu gemiyi bizim sevdiğimiz kadar sevemez, bizim kadar yüceltemez ve ona bakamaz. biz dünyanın en güzel gemisini sevgi ve vefa ile yarattık. o bizim, o bizimdi, o sonsuza dek bizim olacak. daima muzaffer*"

    90'ların ikinci yarısında abd donanması tarafından türk donanması'na devredilmesi kararlaştırılan ve tcg gaziantep ismini alacak olan perry sınıfı uss clifton sprague fırkateyninin abd'deki dönüştürme-bakım ve onarım aşamalarında 1 yıldan fazla süre vatanına dönmeden, türlü teknik ve siyasi zorluklara göğüs gererek, çürümeye terk edilmiş bir emekli gemiden, amerikan denizcilerinin bile hayran kaldığı harbe her an hazır bir savaş gemisi ortaya çıkaran,

    arkadaşları ile canlarını dişlerine takarak gösterdikleri bu teknik ve psikolojik mucizeye rağmen klasik siyasi sivil basiretsizliğe mahkum edilerek, abd senatosu'nun geminin türkiye'ye verilmemesi baskılarına boyun eğen abd ve türk hükümetlerinin kararı ile kendi donattığı gemisini göz yaşları ile yine kendi elleri ile yeniden soğutmak- kızağa almak zorunda kalan,

    bir zafer bayramı günü sevgili gemisinden ayrılmadan önce 2. kaptan kamarası alabandasına yukarıdaki notu beyaz bir kağıda ingilizce olarak yazıp asan kahraman türk amiralidir. (bkz: çelik gemiler demir bahriyeliler)

    cem amirali, balyoz döneminde yazdığı ve ufkumu fersah fersah açan, ülkeme ve kendime güvenimi, bilime ve atatürk devrimlerine bağlılığımı perçinleyen deha ürünü kitapları ile tanımıştım. ancak yurt dışındaki bir eğitim sürecimde gürdeniz amiralin kendi camiası içinde de gıpta edilecek bir tanınırlık ve saygınlığa sahip olduğunu bizzat deneyimleyip gururdan ve aynı zamanda da başına gelenlerden dolayı utançtan gözlerim yaşarmıştı.

    brüksel'deki bir üst-eğitim sürecimde bulunduğum tıp merkezinde, nato karargahında görev yapmış avrupa'nın farklı ülkelerinden emekli subay hastalarımız da oluyordu. bizzat hekim hasta ilişkisi kurduğum ve belirli bir hukukumuz oluşan bu subayların milliyetimi öğrendiklerinde neredeyse ağız birliği etmiş gibi söyledikleri, askeri personelimiz ile ilgili yüksek takdir ve iltifat cümleleri artık bir rutindi. ancak bazıları direkt isim vererek türk kurmay zekasını öve öve bitiremiyorlardı. bu şekilde ismi zikredilen hakan akkoç paşa ile ilgili daha önce bir şeyler karalamıştım (bkz: hakan akkoç/@minibus). cem amiral ile ilgili de zaten kitaplarında da okuyabileceğiniz süreçleri bu avrupalı subaylardan duyduğunuzda bu adamın en alt rütbelerden beri özellikle atlantik cephesine karşı avrupalı subayların zaten pratik olarak göstermelerinin imkansıza yakın olduğu ancak onların da sadece takdir ve haz ile izledikleri duruşunu tavizsiz şekilde sürdürdüğünü anlayabiliyordunuz. cem amiralin amerikalıları kendi oyunlarında nasıl rezil ederek mat ettiğini, kanunlar ve nizamlar çerçevesinde yapılan usulsuzlukleri nasıl teknik bir dille, aptala anlatır gibi anlatıp türk ordusunun farkındalık ve dinamizmini uluslararası ortamlarda ışıltılı şekilde sergilediğini hınzır bir zevkle ve adını açıkça zikrederek belirtiyorlardı. özellikle fransız ve alman subayların cem amiralin amerikalıları nasıl madara ettiğini kıs kıs gülerek anlattıklarını görseydiniz şu anda püskevitçi atlantikçilerin öcalan'dan bile esirgedikleri kin ve nefret yağmurunun dinamiklerini sanırım daha iyi anlayabilirdiniz.

    nejat eslen paşanın benzer tecrübeleri için aşağıdaki bağlantıyı da tavsiye ederim:

    https://www.veryansintv.com/…eniz-ile-irtibatim-var

    cem gürdeniz kanımca, kemalist bağımsızlık mücadelesinin hedeflediği yurtsever kurmay türk subayı hedefinin kristalleşmiş halidir. kendi fiziksel varlığı ve benliği bir yana dursun, ailesini bile ikinci plana atacak kadar yüksek bir vatan sevgisi ile harmanlanmış üst düzey bir teknik eğitim, sosyal-hukuksal-siyasi farkındalık, amansız bir azim ve inanç ile birleşmiş ve kökeni sadece geçmişteki başarılara değil, çalışma, eğitim ve tecrübeye dayanan yıldırılamaz bir özgüvenden oluşan bir türk amiralidir. aynı zamanda, olgunlaşmasına vesile olduğu doktrinler ile anadolu topraklarını türk yurdu olarak perçinleyen ve başarılı olursa 2-3 nesil sonrasının dünyanın en müreffeh ülkelerinden birinde yaşamasını sağlayacak jeostratejik şartların oluşmasına liderlik yapmıştır.

    cumhuriyetimizin sivil kurumları da bir gün, yukarıdaki veda metninin benzerini yönettiği kurumlara, müdür olduğu okula, bakmakla sorumlu olduğu binaya yazabilen bir sivil yönetici üretebilecek olursa türk halkı darda kaldığında bugün de olduğu gibi asker ne diyor diye merak etmekten vazgeçer. bu sosyo kültürel sığınma hissi kemalistlere sopa atarak, işler sarpa sarınca, iç karışılık, doğal afet, terör gibi ülke içi durumlarda bile türk ordusundan medet umarak değil, sivil savunma, polis, bakanlık teşkilatlarının çalışacağından emin olan kitleler ile ancak engellenebilir.

    velhasıl, cem amiralin ikinci nato esareti tüm yurtseverlere doğru yoldan hiç sapmadığını ve halen amerikan finolarını feci halde ürküttüğünü, sahte fetö avcısı kökü dışarıda hain yandaş takımının topunun kuyruklarına basa basa bu yalnız ve güzel ülkemizi hak ettiği yere taşıyacak yurtsever zehir gibi gençlere her ne pahasına olursa olsun örnek olmaya devam ettiğini göstermiştir. yüce yaradan uzun ve sağlıklı ömürler versin. eserlerini bizlerden esirgemesin.

    türk milleti ve türk gençliği arkasında!

    daima hazır! daima muzaffer...
  • kemal kılıçdaroğlu'nun rusya'yı uyarmasının ardından rusya lehine twit atan emekli amiral. kk'nın iddiası ile ilgili tek kelime etmeyip "rusya'yı karşımıza almayalım yav." demiştir. ee sayın gürdeniz, hani demokrasi? hani ulusal bağımsızlık? abd türkiye'nin içişlerine karıştığında verdiğiniz tepkiyi neden rusya yaptığında vermiyorsunuz?
    https://twitter.com/…net/status/1656907567371542529
hesabın var mı? giriş yap