• bilinen en eski vurmalı çalgılardan biriymiş. biçimi değişse de dünya' nın her yerinde ve her toplumunda kullanılan bir çalgıymış. kökeninin yazılı tarihten daha önceye dayandığı biliniyor. peki ne amaçla kullanılıyor bu alet. bir ihtiyaç karşılığında mı bulunmuş yoksa böyle bi alet bulduk nerelerde kullanabiliriz mi demişler?(ki bence sahurda çalmak kesinlikle ikincisine giriyor.)
    amerika yerlileri dinsel törenlerde ritim tutmak ve dans etmek için kullanıyorlar. afrikalı yerliler ise buna ek olarak şifreli haberleşme teknikleri geliştirerek iletişim aracı olarak kullanabiliyor. tahmin edersiniz ki icad etmesi pek de zor olmayan bu ilkel aleti türkler' de keşfedebiliyor. sonucta 2 yaşında bir çocuğun önüne tencere koyduğunuzda ilk iş bam bam vurmaya başlamak oluyor. tabi çıkardığı gürültüyü tahmin edebilirsiniz ki zaten bu kötü ses yüzünden olucak ki zamanında şaman dinini benimsemiş biz türkler afrikalı ve amerikalı' ların aksine bu aleti kötü ruhları kovmak için çalıyoruz.

    fakat ne oluyorsa biz müslümanlığı kabul edince oluyor.(pek merak ederim bu aşamayı. bir ırkın/kavmin/milletin din değiştirmesi nasıl bir süreçtir.herkes birbirini mi etkiliyor yoksa toplu bir geçim mi oluyor diğer dine.ayrıca o nasıl bir geçiştir ki bugün hala genetik bir özellik gibi işlenir kimliğimize.) işte müslümanlığa geçince davul bi garip oluyor. devletin egemenlik simgelerinden biri oluyor. askeri bandoda ve halk müziğinde kullanılmaya başlıyor. fakat en çok savaşlarda işe yarıyor. fetih haberinde, dağılmış askeri bir araya toplamakta, askeri saf düzeni alınmasını işaret etmekte ve kale kuşatmalarında düşman yerini bulmakta kullanılıyor. dönemin en etkili iletişim aracı sanırım. bir ritimle bütün orduyu topluyor diğeriyle dağıtıyor yemek veriyor vs.. çeşit çeşit de isimleri var zaten.

    peki bugün neden savaşlarda davul kullanılmıyor. sonuçta işe yaradığı kanıtlanmış bir yöntem. telsizler, telefonlar, uydular varken çok mu ilkel olur acaba. neden sadece ritime yardım eden bir müzik aleti olarak (o da azalarak) kullanılıyor? oysa ki yemek saati geldiğinde çalsa okulda dumbudu dumbudu gitsek yemek yesek. maçlar başlarken çalsa. sanki kulağa daha hoş gelip de duyulabilen yeni aletler keşfedilmiş.

    hal böyleyken saat 2.00-2.15 arası çalmaya başlayıp 3.30' a kadar aralıksız çalan bu aleti nerdeyse bin yıl sonra duyduğumda ne düşünmeliyim. ruhlar,savaş,dans,yemek.. evet evet aklıma yemek gelmeli. birisi bana bunu en ilkel yöntemle anlatmaya çalışıyor. tekrar soruyorum peki niye? ben bugün bir kızı saçından tutup mağaraya sürükleyemiyorum veya yemeğimi paylaşmak istemediğimde elime taş alıp kimsenin ensesine vurmuyorum. ama herif gelip kapımın önünde saatlerce davul çalabiliyor. e ama gelenek buuu demeyin hiç. hani maniler ayrıca o vurduğun alet müzik aletiyse bi ritmi olur kulağa hoş gelen. kabul etmeliyiz ki çağ dışı bir uygulama ile karşı karşıyayız. ne zaman yemek yiyeceğimize karar verebilecek olgunlukdayız değilsek de bu tamamen kişisel bir problem. yemek yemek isteyen ilerleyen teknolojiyle en kötü ihtimalle zırr diye öten zilli saatini kurabilir fakat uyuması gerektiğini düşünen birisi bu gürültüde uyuyamayabilir.

    insanlara pavlov' un köpeği muamelesi yapmanın ne alemi var. davul sesini duyunca ben bile her gece kalkıp yemek yemem gerektiğini düşünüp mutfağa gidiyorum. yoksa hiç susmuycakmış gibi şartlanmışım. ha gayret biraz daha ileri.
    ya da; eğer gecenin köründe davul sesi duyarsanız "panik yapmayın" savaş çıkmış demek değildir. yemek davulu o. 1000 yıl oldu hala öğrenemediniz ritimleri.
  • günümüz koşullarında varlığı anlamsız hale gelen gelenektir. şöyle ki:

    -bir kere geleneğin aslı bu değil. davul çalan kişi mani okur. ritimli bir şey çalar. sizinkini bilmem ama benim penceremin altından geçen adam bana bu tarz hoşluklar yapmıyor. herhangi bir usule göre falan da çalmıyor tokmakla gelişine vuruyor alete...

    -herkesin alarmı saati telefonu var azımsanmayacak bir çoğunluk da sahuru zaten uyumadan önce yapıp bir daha uykusunu bölmüyor zaten.

    -bu şartlar altında davul çalınması anca kuru gürültü haline geliyor. bunun bize ne zararı olabilir? uyuyan bebekler ve onların aileleri için büyük sorun mesela...

    şimdi oruç tutmayanlar için "tutanlara saygısızlık" diyenler olacaktır. ben tutmayan biri olarak yediğimi içtiğimi olabildiğince senden gizli saklı yapıp yer yer sen rahatsız olmayasın diye de yapmıyorsam bence sen de belki de ertesi gün ağır çalışacak yola çıkacak hasta bu yüzden tutamayacak kişiyi düşünüp hoşgörülü davranabilirsin. hem ramazan da bu kadar düşünceliliğinin de extra sevabı olacaktır.
  • 7 metre kadar yakınımda tam olarak şu saatte çalınıyor, yarın tokmagımı alıp pusuya yatıcam, davuldan böyle ses çıkıyorsa acaba davulcudan nasıl ses çıkıyor diye merak içinde bir sosyopatım
  • müslüman olmayanların karşı olması, isyan etmesi gayet normal ama asıl müslüman insanın karşı durması gereken gelenek. tabi bu gelenek günümüzde iyiden iyiye ticaret formu kazanmıştır orası ayrı. kaç davulcu bedavaya yapar bu işi acaba. neyse. neden müslüman olanlar karşı çıkmalıdır birkaç nedeni var tabi. misal hoşgörü, saygı, inancını belli etmeme gibi basit ama güçlü nedenler. yani kim gerçekten davulla uyandırılmak ister ki? çok mu güzel yani? kimin telefon alarmı davul sesinde?
    aman geleneğimiz sus konusma yorum yapma diye diye millet bu işi sevdiğini zanneder olmuş. laf söylesen birileri anında savunmaya geçiyor
    bütün bunları geçtim zamanında izlediğim filmin birinde bir sahne vardı. film ya çağrı ya islamiyetin doğuşu tam çıkaramadım şimdi. namaz a nasıl çağrı yapılacağı tartışılıyor. biri diyor boru üfleyelim karşı çıkılıyor yahudilerin o diye, aynı şekilde çan deniyor hıristiyanların geleneği diye reddediliyor. davul çalalım deniyor davulda kan kokusu vardır olmaz deniyor. en son insan sesinde karar kılınıyor. bunun üzerine bir araştırma yaptım şöyle bir şeye rastladım:
    'öyle ki, bazı hükümdarlar için buhurdanlar yakıldığını, küçük boyda çanlar çalındığını kendi gözlerimle gördüm. hatta namaz vakitlerini duyurmak için davul-zurna çaldıran hükümdarlara bile rastlanmıştır ki, bilindiği gibi bu peygamberimizin kesinlikle istemediği "hoşuma gitmiyor" dediği bir davranıştır.' * *
    nasıl bir gelenektir bu?
  • ramazan mevsiminde yetisen cekirdeksiz bir tur davul. insani yerli yersiz yatagindan firlatmak gibi yan etkileri mevcuttur.
  • uykularimi kabuslarla bölen dan dun enstrüman. gelenekleri yasatalim tabii iyi hos da bu kadar korkutucu olanina calar saat icat edildikten sonra gercekten hala gerek var mi diye merak ediyorum.
  • gecenin huzurunu kaçıran gümbürtü sebebi. (bkz: bir korku unsuru olarak ramazan davulu)
  • gereksiz bir davul. insanlar uyansin diye yüzyillardir kullanilmis, tamam, kabul. lakin mantolama yapilmis, kalin camli evlere o sesin gelmesi, calar saat diye, ya da saat diye bir seyin icat edilmis olmasi mi pek cözemiyorum bunun sonunu neyin tam olarak getirdigini. lakin ben davul duymak istemiyorum, ya da herhangi bir uyandirma servisine ihtiyac duymuyorum. kaldi ki, diger dinlere olan saygi, ya da dini olmayanlara, isi olanlara, hastalara etc. bir sürü duruma ters. eskiden ise yaramis olsa da, artik devri gecmistir.
  • türk toplumunun en sikko geleneği, mahalle baskısının en açık örneği..amacı oruç tutacakları uyandırmak değil, tutmayacaları uyutmamak ve rahatsız etmektir..zaten davulcunun geçtiği zaman oruç tutacaklar kurmuş oldukları alarmları ile uyanmış oluyorlar..oruç tutmayanın suçu oruç tutmamak mı? lafa gelince de islam hoşgörü dini.bsg
hesabın var mı? giriş yap