• afganistan da geçen filmdeki şu muhabbet olmasa izlenmez:

    -mücahit : bu ne?
    -rambo : mavi ışık.
    -mücahit : ne işe yarar?
    -rambo : mavi ışık verir.
  • lise sondaydım. dersaneye gidiyordum. yine bir okul sonrası dershanede tenefüs vakti. üç arkadaş bahçede duruyoz muhabbet ediyoruz. birden 20-30 kişilik bir güruh geldi bahçeye. bizim gibi öğrenciydi onlarda. ''şu muydu lan?'', '' bu herifti işte'', ''sikeriz olm'' gibisinden konuşarak üçümüzün etrafını sardılar birden. iki arkadaşımı çekerek götürmeye başladılar sandım önce. meğerse onlar başlarında kalabalıkla duruyolarmış. bi şey beni tutmuş ensemden çekiyomuş asıl. bi şey diyorum çünkü beni bu hızla oradan çekebilen şey insan olamazdı.

    değilmiş de zaten. kafamı biraz geriye döndürebildiğimde dikembe mutombo nun biraz kilolusunu gördüm. beni dershanenin arkasına sürükledi. döndürdü ve duvara yapıştırdı. boyunu tam olarak seçemediğim ve eninin benim kadar olduğunu düşündüğüm bu canlıyla başbaşaydım artık. ''sen miydin laaaaaaan'' diye bağırdı eğilerek. gerçi eğilince bile baya yüksekteydi kafası. o öyle bağırınca baskı altında ifade vermek ne demek anladım. işkence ile itiraf neymiş öğrendim. ''bendim'' diyeyim ve bitsin o an istedim. elinin içinde erik kadar kalacak olan kafamı sıksın ve öleyim istedim.

    sonra gözüm adamın elindeki küçük bira kutusuna ilişti ve beynimde bir şimşek çaktı. demek o da birayı ısınıyor diye ufak içiyordu benim gibi. muhtemelen barda da 33 lük istiyordu. tam bu vesileyle bir diyalog kurmaya yelteniyordum ki 50 cl. yazısını gördüm. adamın eli yüzünden küçük sanmıştım kutuyu ne yazık ki.
    bir kez daha haykırdı. ''sen miydin dedim laaaaayyynnnnnnn'' diye.

    benim bu adama zarar verebileceğim tek yer taşaklarıydı. var gücümle bir tekme savursam kaçacak zamanı kazanabilir miydim? yoksa yaralı yaban domuzuna dönüşüp beni dövmek suretiyle bir antrikot kıvamına getirmesine mi yol açardım? zamanım azalıyordu, kanlı gözleri uzaklardan bana bakıyordu. ''kim ben miyim abi, nası yani?'' dedim zaman kazanmak için. ''yan mahallede kız arkadaşıma asılan sen değil misin?'' dedi. ''abi ben iki saattir dersteyim burada, hocalara soralım istersen. hem ben kimsenin sevgilisine efendime söyliim bacısına asılmam. biz de semt çocuğuyuz'' dedim bir nefeste.

    hımmppffffssssssss diye bi nefes aldı. eğildi boynuma sarıldı ve ''özür dilerim'' dedi. dostlar o an öyle bir andı ki anlatamam. herifin ağırlıyla makosen pabuclarım kayıyor, bu sevgi dolu sarılışı taşıyamıyordum. bir dershane bahçesinde, benden özür dileyen bir boz ayıyla sarmaş dolaş duruyordum. kelimelerimi çok özenli seçmeliydim. aniden sinirlenirse tek tokatta pekmezimi akıtabilirdi. ''çok seviyom onu ondan oluyo'' dedi birden. ışığı görmüştüm, yol açılmıştı...

    ''kara sevda abi'' dedim. ''keşke onu nasıl sevdiğini anlasa''. dikildi birden, ''gel be kardeşim'' diyip koluma girdi. kolkola dershanenin önüne doğru yürümeye başladık. ön tarafta arkadşlarım çevreleri sarılı duruyorlardı, ''bırakın lan adamları'' diye haykırdı abi. mına koduumun herifleri roma ordusu gibi dizildiler birden. bu nasıl bi disiplin amk diye düşündüm bir an. arkadaşlarımın yüzünde beni tekrar hem de tek parça olarak görmenin sevinci vardı. ''kusura kalmayın arkadaşlar bir yanlış anlaşılma olmuş, güzel kardeşimle konuştuk hallettik'' dedi ve o kocaman yüreğinin peşine ordusunu katarak hiç tanımadığım birisinin anasını skmek için tekrar yola düştü.

    o gece ve takip eden pek çok gece yatağımda yatarken kurduğum hayallerde ben bu herifi çok pis dövdüm. yoda gibi etrafında zıplıyor yumruk manyağı yapıyordum. beowulf gibi üstüne tırmanıp gözünü çıkarıyordum.
    eğer yetenekli bir yazar olsaydım bu olayı çok güzel bir şekilde rambo ya bağlayacaktım ama o kalibre bende yok. çapım yetmiyor. o yüzden işte böyle önceden uyararak afedersiniz yarrak gibi bağlıyorum.

    işte benim her gece bu hayali dövmelerimdir bu rambo filmleri. vietnam'dan götün götün kaçan askerlerin intikamını alır rambo. olmadık şekillerde ağızına sıçar. daş atıp helikopter falan düşürür. tabi benim böyle bir bütçem olmadığı için filmini çekemedim hayali dayak atışımın. gavur yapıyo abi.
  • en son burma'daki hallerini gördükten sonra kendisine iki çift laf etmek istediğimdir rambo denen bu şahsiyet.

    rambo, can rambo;

    arkadaşım yıl oldu 2008. senin yaşında dut ağacı kalmadı ama görüyorum ki sen hala yok ordan hoplayayım, yok burdan ok atayım, efendim çamurların içinden çıkayım çekik gözlülerin aklını alayım, hala serserilik, asilik, eşkiyalık peşindesin. yakışıyor mu senin yaşında adama? üst baş kir pas içinde, ne evleneyim yuva kurayım demek var, ne bir meslek sahibi olayım, sigortam olsun demek var, ne bi kooperatife yazılmak var... böyle olmaz evladım. bak tertibin arnılda. hiç diyor mu yok efendim ben conan'lık yapacam, vay efendim terminatör'lük edecem diye? yasladı sırtını devlet kapısına, maaşı var, sigortası, lojmanı, ikramiyesi her bir şeyi var. çekti lacileri tiril tiril geziniyor. hiç değilse bir meclise girdiğinde hürmet görüyor. sen şimdi bu perişan halinle hangi mecliste kabul göreceksin? misal kız isteyeyim desen, hangi baba sana kızını verecek? bu böyle gitmez benden söylemesi. yarın öbür gün elden ayaktan düştüğünde ne yapacaksın? ne bir sigortan var, ne yerin yurdun belli, ne sana bakacak eşin çocukların var. bugünden tezi yok kendine bir çekidüzen ver derim ben. bak yarın iş işten geçtiğinde başını taşlara vurursun. o zaman kaba abim demişti dersin. hem demeyeyim demeyeyim diyorum ama söylemezsem çatlarım. oğlum öyle artislik peşindesin ama memeler sarkmış lan ahahaha.
  • savaş pornosu..
  • "first blood" filminden:
    (rambo karakolu toz duman edip ormana kacmistir. serif ve onlarca adami askerlerle birlikte onu ormanlik alanda kusattiklarini dusunmektedirler. rambonun unlu onu cok seven komutani gelir...)

    serif - cok gec albay, simdiden sonra onu koruyamazsiniz. kapana kisilmis durumda.

    komutan - ben ramboyu korumaya gelmedim, sizi rambodan korumaya calisiyorum.
  • garip bir kahramanlik anlayisi vardir rambo nun.. biraz salaktir acikcasi, soyle ki gidip belayi kavgayi kendi bulur.. ilk kan'da gider sehre, serif buna ozetle der ki:
    "olm git lan, istemiyoruz seni burda, bela misin?"

    simdi hangi normal insan olsa basar gider, ne ugrasican manyak polis memuruyla, kaldi ki gittigi sehir de bi las vegas bi san diego olsun, yok allahin unuttugu portland mi her neresiyse iste.. sen tuttur ben burda durucam diye al sana rambo 1.. bu herifler de pesine duser sonra.. olm john desene ben savas kahramaniyim diye bastan, yok illa cool olucak bizimki.. yani oyle salakliklar yapar ki bazen valla kasten sinirlendirmek icin yapiyo dersiniz, soru sorarlar cevap vermez ya, olm john kahraman olmussun da adam olamamissin demezler mi adama.. ilk kan da bi ara polisi tuttugumu biliyorum..

    basta belirttigim gibi ona buna satasir basa bela olur rambo.. cunku konusmaz iletisim problemi vardir.. her neyse 2 ve 3. bolumlerde de zaten savasa gider, 3 de afganlara yardim eder, bir savas manyagidir sever savasmayi dalasmayi, bazukayi bize o ogretmistir, ucaksavari o kadar konsantre kullanir ki bazen unutur niye ates ettigini, kafasinda yirtik bandana, kaslar okuz gibi sismis, goz kapaklari yariya inmis, alt dudak s seklini almis manyak konsantredir ucak patlasin hala devam eder ates etmeye.. manyaktir.. rambo kafayi yemis sekilde ucak savarken ingilizce bilen bi afgan soru soruyo diyelim:

    afgan vatandas: hayrola john, gitti olm ucak indirdin ya
    john: tatatatatatatatatatatatata tatatatatatatatata
    afgan: john diyorum,
    john: tatatatatatata
    afgan: ulan bari kafayi cevir de yuzume bi bak be hayvan,
    john: tatatatatatatatatata (yavasca kafayi cevirir afgana ama ayni anda devam eder taramaya) tatatatatataatatatata (sonra kafayi geri cevirip devam eder ayni konsantrasyonla)

    hani az ve oz konusan tipler vardir ya oyle degildir rambo, sadece az konusur o kadar.. valla ben pek anlayamadim rambo'yu, hayatim boyunca bi yakinlik kuramadim, ama bicok insana hatta millete iyiligi olmustur tabi..
  • retorik sorularıyla ünlü eski ev arkadaşımın gece gece beni yarmasına sebep olmuş film.

    - kim oynuyo?
  • john rambonun gerek yasi gerekse degisen dunyaya ayak uydurmasi icin pek bi rasyonalize edillip "one meannn" doneminin bittigi, sozun ozu rambo filminde ramboluk yapmadigi bi film.

    benim adima filmde gormekten en hosnut oldugum sahne, rambonun flashbackler esliginde kendisini ve gecmisini sorguladigi sekansta, muhtemelen first bloodin orjinal finali olan albay trautman tarafindan vuruldugu sahneydi. acikcasi geriye alip alip baktim montajlanmis gibi durmuyor, albay baya baya 30 cm den bogrune sikiyor kursunu. bunu bir dvd ekstrasi olarak degil de orjinal filmin icinde gormek sasirtici oldu.

    yine asfaltin ustunde, yine yesil ceketi ve solmus kirmizi t-shirtu, sirtina vurulmus yesil asker torbasiyla arz i endam eden john rambodan daha iyi bir final sahnesi de olamazdi sanirim. bir nesle idolluk etmis ihtiyar ama dik bir adamin direnisini izlediniz... olunce alay edersiniz, simdi degil.
  • rambo'nun sava$ bitip kasabaya döndükten sonraki ilk sahneler takdir-e $ayandır. rambo'ya burada ikinci sınıf vatanda$ muamelesi yapılmı$ ve dayak yemi$ rambo'da buna icerleyip kasabanın tabir-i caizzse amına koymu$tur. nerdeyse 75 adam hacamat etmi$, 15-20 polis arabası ve sayısız dükkan'ı darmaduman ettikten sonra bir magara icerisinden albay thurtman'a söyledigi rambo'nun beyin saglıgını anlamamız acısından önemlidir. unutulmazdır..

    -ilk kanı onlar akıttı efendim!
hesabın var mı? giriş yap