• rasputin deyince aklıma gelen bir de favori sosyal psikoloji deneyi vardır, ki anlatmadan geçmek istemem: şimdi, deneklere okumaları için rasputin'in hayat hikayesi veriliyor. iki grup var, deney grubuyla kontrol grubu, ve bu ikisi arasındaki tek fark deney grubundakilerin doğumgünlerinin öğrenilmiş ve onlara verilen kağıtlara rasputin'in doğumgünü olarak aynı günün yazılmış olması. sonra her iki grup da rasputin'i nasıl bulduklarıyla, onu ne kadar beğendikleriyle ilgili bir anket dolduruyorlar. tabii ne oluyor? rasputin'le aynı gün doğduğunu sanan deney grubundakilerin onu çok daha fazla beğendikleri ortaya çıkıyor.
    işte, ben deney diye buna derim. bu kadar basit bir şekilde bir insanlık gerçeğini gözler önüne seriyor. peki nedir bu gerçek? insanlar kendilerine benzeyen insanları severler. olayımız budur.
  • aynı adlı boney m şarkısını yaklaşık otuz yıl gecikmeyle keşfetmemden sonradır ki merak ettim kim lan bu adam diye. araştırdım.
    grigory rasputin batı felsefesinin ulaştığı son noktadır.
    hangi felsefi doktrin yenilenmeye, katarsise, sormaya ve öğrenmeye; yani en temelde mutluluğa erişmeye çalışmıyor ki? ve işte hangimiz (bizler erkeğiz) göstere göstere bir ayı, bir hayvan gibi yaşama ve buna rağmen toplum içinde prens muamelesi görme lüksünü aramıyoruz ki? ve sizden tembelliğim yüzünden bu iki olgu arasındaki korelasyonu tam olarak kuramadığımı yüzüme vurmamanızı rica edebilir miyim?

    en başta rasputin'in fotoğraflarında belirgin bir durum var: toplu fotoğraflarda herif bir düzine kadının arasında hep tek başına tarantula gibi oturuyor. saç baş dağılmış. sarı gözleri deli deli bakıyor. ve gülmesini çok zor tuttuğuna yemin edebilirim. kompozisyondaki diğer romanov katanalarından hangilerinin rasputin'le güreş tuttuğunu anlamak ise zor değil. mümkün olan en ölü noktaya, en uzak ufka bakmaya çalışan çirkinlerin tamamının rasputinize olduğunu kitap gibi okuyorum. deli keşiş rasputin seviştiği kızların listesini tutan, eşine dostuna derhal "olum dün gece ne oldu biliyon mi eheikiki" diye yetiştiren biz mikroçip erkekleriyle büyük taşak geçercesine her karede ayı sikinin kemiğiyle poz veren ufuk güldemir vakarıyla bakıyor. için için gülüyor. (üstelik kadınlar entas öğrencisi gugu veya reklamcı lülü değil; biri rus çariçesi, öbürü onun yeğeni, beriki bilmemne kontesi...)

    ikinci özelliği de tek başına verdiği hemen tüm resimlerde bir elini göğsünde tutuyor olması. eğer biz çocukken satılan he-man figürinleri gibi dirsekten yaylanan koluna nüzül inmediyse, bu pozun anlamı boynundaki haça temas etmek olabilir. her şekilde bu duruş adama çok ciddi bir hava veriyor. "lan resim çektiriyoruz, düzgün duralım" diye düşündüğü belli oluyor. oysa toplu fotoğraflar? orada bunu düşünmüyor olması harika bir insanlık ipucu. orada oyun bahçesinde herif işte, dankek gibi oturuyor mutlu mutlu.

    çariçenin hasta oğlunu nasıl iyileştirdiğine gelince. adım gibi biliyorum ki nazik hareketlerle çocuğun odasına girip kapıyı kapattıktan sonra cübbesini savura savura yatağa hamle etti ve dişlerini göstererek "ayağa kalk lanetli küçük sıçan! meryem ana şahidim olsun boğazlarım seni! numaralarınla bütün sarayı oyuncak etmişsin iblisin dölü!" diye kükredi. çocuk da korkudan iyileşti. rasputin'in masum, katıksız hayvan yüreği ne kadar sızlasa da böyle yapılması gerekiyordu. çünkü uygarlığın telleri belki de haddinden fazla mükemmel akord edilmişti, kopmak üzereydi. çocuğa o kadar iyi bakıyorlardı ki zavallının bedeni iyileşmeyi akıl edemiyordu.

    ölümü üzerindeki şaibe de malum. bana kalırsa kendisini öldürmeye çalışan prens bozuntusunu öyle kötü dövdü ki, sonunda onu altetmeyi başardıklarında prens kepaze olmamak için en yakındaki yalakasına patlak dudaklarının arasından "bu suçu sen üstleneceksin" diye emretti. sadece imparatoriçeyi ayarttığı için değil, sadece perde arkasındaki politik etkisinden değil; rasputin'i olmak istedikleri ama türlü mecburiyetlerden dolayı olamadıkları her şey olduğu için öldürdüler. bakımsız, kaba, sarhoş, akıllı, deli, heybetli, özgür, etkileyici olduğu için canına kastettiler.

    netice itibariyle bana sorsalar tarihte kiminle ne yapmak isterdin diye, hiç düşünmeden üzerimde bele oturup etekleri aşağı doğru genişleyen redingotum olduğu halde rasputin'le karşılıklı wunderbar bir kashachok oynadıktan sonra birer koltuğa ilişip votka içerek sohbet etmeyi dilerdim. "sana russia's greatest love machine diyorlar ağabey?" diye sorduğumda "oh no. love artist my boy, love artist" diyerek ağız dolusu gülmesini isterdim.

    entirinin sonuna dek inatla bahsetmediğim tek nesne de yine entirinin sonuna dek üçer satır atlaya atlaya o nesneye rastlamayı bekleyenlere girsin ah hah haay...
  • bi rus efsanesi... rasputin’in inanılmaz bi ikna gücü wardır, konuştuğu insanları adeta hipnotize eder, hatta istese rusya ordusunu bi anda kendi ordusu haline getirebilir (bilemiorm tam olarak), küçükken en vahşi atları bile sadece konuşarak sakinleştirdiği öne sürülür. rasputin uzun yıllar rus hanedanını ve sarayı etkisi altına almış, hanedan üzerindeki etkisiyle devleti denetlemiştir.. çariçe aleksandra, ailede ırsi olan (bkz: hemofili) hastalığını ancak onun tedavi edebileceğine inanır, kadınlara olan düşkünlüğüyle ünlenen rasputin tüm dünyada bi “seks makinası” (bkz: aydemir akbas) yaftası yemiştir adeta. söölentie göre; sarayda verilen bi partide, rasputin’e önce bayağ bi zehir verilmiş fakat o ölmemiştir, bunun üzerine bi kaç kişi tabancalarla defalarca ateş etmişler, lakin yine de ölümü 4-5 saat sürmüştür. kötüler uzun ölür hem.
  • adına şarkılar düzülen deli keşiş olarak adlandırılan merhum rus.
    rasputin sibiryanin ıssız çöllerinde bir köyde dünyaya geldi. çocukken iki kardeşini birden kaybetti.
    sonra bir gün babasının atını çalan kişiyi görmemesine rağmen bulunca doğaüstü güçleri olduğuna dair söylentiler ortaya çıktı.
    18 yaşındayken bir manastıra girdi. dine sarildi.
    manastırdayken khlysty denilen ve kamçıçılar anlamına gelen bir tarikatla tanıştı.
    bu andan itibaren canım grigorimin hayatı yön değiştirdi.
    kamçıcılar tarikatının basit bir mantığı vardı. onlara göre tanrıya en yakın insanlar büyük günahlar işleyip ondan gerçekten af dileyen insanlardı. mantığa bak amanakoyum.
    bu nedenle ellerinden geldiği kadar günah işleyip tanrıya yalvarıyorlardı.
    müritlerin bir araya gelip ayinler düzenlediği ortamlarda genelde orgy, sapkin cinsel seremoniler ve aralarından birini - genelde kadın olan birini- seçip kamçılamak gibi ayinler içeriyordu.
    yani bir kadin tanrıya yaklasmak istediğinde bu tarikatın bir ayinine katılıyor defalarca tarikat müritleri tarafindan sikiliyor üstüne bir de kamçı yiyordu. olaya gel.
    iş bittiğinde ise müritlere teşekkür edip gidiyordu.
    rasputin bu sayede hem sikişiyor hem de tanrıya yaklaşıyordu. bundan iyisi şamda kayısi idi.
    manastırdan çıktıktan sonra grigoricim yunanistana kadar yürüyüp geri geldi. hacı rasputin oldu.
    bundan sonra arkadaşlari ona hacı nabıyon diyebildiler.
    moskovaya ünlü bir doğaüstü kisi olarak dönen rasputin çarın veledinin hasta olduğunu ögrendi. oğlancı olup olmadığını bilmiyorum ama gunumuzde halen caresi olmayan hemofili hastalığını anlaşılmayan bir şekilde iyileştirdi.
    bu olay rasputini rus sarayının en önemli adamlarindan biri haline getirdi.
    aynı zamanda çar karşıtlarını da kendine düşman etti.

    yavaş yavaş grigoricim hakkında soylentiler çıkmaya başladı.
    denilene göre moskovada başta çariçe olmak üzere aristokrat kadınlardan sikmediği kalmamıştı. moskovalı kadınlar tanrıya yaklaşmak için kapısında sıra bekler olmuştu. şöyle bir fotoğraf durumu açıklar sanırım:

    http://www.firstworldwar.com/…cs/ww_rasputin_01.jpg

    grigoricim ayni zamanda sikinin büyüklügü ile de ünlenmişti denilene gore 32 santimetrelik sikinin ucunda bir ben ve üzerinde kıllar vardı. bu sayede kadınlara asla tatmadiklari bir orgazm yaşatmaktaydi. yani tanrıya yaklaşmak bahaneydi. küçük grigori şahaneydi.
    şöyle bir fotoğraf durumu açıklar sanırım:

    http://www.st-petersburg-life.com/…putins-penis.jpg

    birinci dünya savaşı sırasında çara askerlerinin başında cepheye gitmedikçe rusyanın kazanamayacağını söyledi ve moskovada siyaseti etkileyen bir numaralı adam haline geldi. bürokrasiye seçtirdiği sikik adamlar nedeniyle çarın sonu yaklaşmaktaydı. rasputin bu sırada bir kehanette bulundu. çariçeye dedi ki:

    -ben düşmanlarınız tarafından öldürüleceğim. benden sonra iki yıl içinde de sizler ailenizle beraber katledileceksiniz-

    nitekim 1915 te öldürülen rasputinden sonra 1917 de komünistler çarın ailesini evlerinin bodrumunda kurşuna dizmişlerdir. böyle de ileri görüşlüydü rahmetli.

    moskovada sikiş işleri iyi giderken rasputin bir gun üzgün bir açıklama yaptı. dedi ki:

    bugüne kadar kendimi kandırıyormuşum. tanrıya yaklaştığım felan yok. bildiğin sikiş sokuş yapıyorum ve en büyük günahkar benim. benim sonum geldi.

    sonrasında rasputini sevmeyen caniler ona zehirli pasta yedirdiler. denilir ki rasputin olmedi. saşıran katiller üstüne bir de kurşun yağdırdılar. yine ölmeyen rasputin sürünerek kaçmaya çalışırken. onu bir halıya dolayıp buzlu bir nehre attılar. ertesi gün cesedi bulundu. ciğerlerinde su vardı. bu da demek oluyor ki nehre atıldığında hala nefes alıyordu derler hep.
    işte böyle libidosu ilham kaynağı olan bir arkadaştı rasputin. kendisi şöyle yakışıklı bir arkadaştı:

    http://www.alexanderpalace.org/…in/p/rasputin22.jpg

    mekanı cennet olsun. amin.
  • 1872 yılında doğan ve ilk adı grigoriy yefimoviç olan rus keşiş... ayrıca son rus çarı olan ikinci nicholay*'ın oğlu alexey*'yi şu an bile hala nasıl olduğu bilinmeyen bir yöntem ile iyileştirdikten sonra rus sarayında saygın bir yer edinir. rusya'nın birinci dünya savaşı'na girmesiyle çarın saraydan ayrılarak cepheye gitmesiyle çariçe aleksandra'yla olan ilişkileri daha da samimi bir hal alır. rasputin'i tanrı'nın bir elçisi olarak gören çariçe ile mektuplaşmaya başlarlar. bu mektuplarda görülür ki rasputin çariçeyi de ayartmıştır. bu dedikoduları duyan saray ahalisi bundan rahatsız olur ve rasputin'e gizliden nefret duyarlar. bu nefret, onu öldürmek için planlar kurmalarını sağlar. rasputin çariçe'ye yazdığı bir mektupta bir kehanette bulunur."eğer beni öldürürlerse, sizin aileniz de en geç 2 sene içinde öldürülecektir." daha sonra çarın bir akrabası tarafından zehirli bir şarap ile öldürülmek istenir fakat rasputin zehir falan dinlemez. bunu gören eleman, 2 el ateş eder ama kurşunlar da rasputin'e etki etmez. daha sonra saraydan kaçan rasputin, nehirde boğulmuş olarak bulunur. rasputin'in kehanettinden sonra çariçe, ölümü beklemeye* başlar. gerçekten de romanov ailesi kurşuna dizilirek öldürülürler. ayrıca bu adam okuma yazma da bilmezmiş. ölüm tarihi 1916 olarak bilinmektedir.
  • hakkındaki bu iğrenç hikayeyi yazmak zorunda hissettiğim papaz.
    şimdi burada zaten yazılmış çizilmiş, hocanın dalga boyu yüksek. ama atlanan detay şu: ucunda kocaman bir et beni var, et beninden de 8-10 tane kıl çıkıyor. yıllar yılı kestikçe kıllar fırça kılı sertliğine ulaşıyor, cinsel temas esnasında bu özelliğinin kendisinin hanım arkadaşlarına ekstradan zevk verdiği söyleniyor. hikaye bu.

    işin ilginç yanı ise 60'larda s.s.c.b.'de üretilen bir prezervatif markasının "rasputin" modeli. battal boy, ucunda fazladan bir et benli, onun da ucu tırtıklı prezervatif.

    ya rasputin, aklına gelir miydi yıkılmasına önayak olduğun çarlığın devamında gelen rejimin sana yapılan bu muameleyi engellemeyeceği?..
  • bir uzunluk birimi.
    örnek: " boyum 6 rasputin"
    (1 rasputin = 0.33m)
    (bkz: bir ebat belirleyici olarak kullanilan objeler)
  • rasputin rusçada: "ayyaş, keş" anlamına gelir.

    bağımsız devletler topluluğu'nun başkanlığı'na putin ge(tiri)ldiğinde bizim gazetelerden biri "rus putin!" diye başlık attıydı. sonra o metaforu bir daha kullan(a)madılar. ne hikmetse...
  • boney m'in çok bilinen bi parçası.
  • tam adı grigori yefimoviç rasputin'dir

    'rasputin, 22 ocak 1869 yılında ural dağları'nın eteğindeki pokrovskoye köyünde doğdu. çocukluğu hakkında fazla bir bilgi mevcut değildir. anlatılanlara göre daha küçük yaşlarından itibaren kendisinde insanları etkileme yeteneği olduğu anlaşılmıştı.

    on sekiz yaşlarına geldiğinde rasputin hırsızlık suçlamasıyla tutuklandı ve üç aylık bir süre için bir manastıra kapatıldı. rasputin burada meryem ana vizyonları görmeye başladı ve kendisini ermiş ilan etti. ancak bu durum etrafında fazla ilgi uyandırmadı, çünkü o dönemde derin bir ekonomik ve sosyal krizin içinde bulunan rusya, halkın acılarına çare bulacağını iddia eden ermişler ve şifacılarla doluydu.

    1900'lü yılların başında rasputin uzun bir geziye çıktı; yunanistan'a kadar uzanan gezisinde meşhur athos dağı'nı da ziyaret etti. geri döndüğünde st. petersburg'a yerleşti, burada mistik bir şifacı ve aziz olarak tanınmaya başladı.

    bu dönemde çar'ın küçük oğlu alexei'nin hastalığı meselesi ortaya çıktı. alexei, hemofili hastasıydı, bu genetik hastalık ona büyük büyükannesi ingiltere kraliçesi victoria'dan miras kalmıştı. o dönemde tıp hemofiliye henüz çare bulamamıştı. alexei'nin üç yaşındayken oynarken düşmesi ve iç kanamanın bir türlü durdurulamaması, çariçe'yi alternatif tedavi yöntemleri aramaya itti.
    bunun üzerinde nedimelerinden anna vyrubova, çariçe'ye rasputin'den söz etti. papaz arka kapıdan saraya alındı ve iddialara göre alexei'nin başında bir süre dua ederek çocuğun iç kanamalarını durdurdu.

    bu durum, rasputin'in çar ve çariçe nezdinde büyük bir itibar kazanmasına neden oldu. ancak çocuğun hastalığı tam olarak geçmemişti. sık sık durdurulamayan kanamalar gösteriliyor, her defasında rasputin saraya çağrılıyordu. kısa sürede saray erkanının vazgeçilmezlerinden biri oldu.

    fırtınalı bir yaşamı olan rasputin, bir süre için büyük bir ilgi gördüyse de, tepkileri üzerinde toplamakta gecikmedi. bu tepkiler onun fazla içki içtiği ve çok sayıda kadınla birlikte olduğu, cinsel yaşamında sınır tanımadığı, hatta rahibelere bile tecavüz ettiği iddiaları üzerinde yoğunlaşıyor olmasına karşın, asıl mesele bir köylünün çar ailesine fazla yaklaşmış olmasıydı.

    rasputin bir köylü olarak içinden çıktığı toplumu çok iyi tanıyordu. köylülerin krizden en fazla etkilenen kesimlerin başında geldiğini biliyor, çar'a savaş karşıtı bazı düşüncelerini empoze etmeye çalışıyordu.

    bu durum özellikle saray çevrelerinde savaştan ve kandan beslenen kesimlerin tepkisini toplamakta gecikmedi. rasputin'in alman ajanı olduğu söylentileri yayıldı. aleyhinde büyük bir kampanya başlatıldı; kısa süre öncesine kadar bir aziz olarak görülen rasputin, gazetelerde artık bir şeytan olarak tasvir ediliyordu.

    şartların oluştuğuna kanaat getiren prens felix yussupov başkanlığında bir soylu grubu, rasputin'i ortadan kaldırmaya karar verdi. 30 aralık 1916 tarihinde rasputin nasıl gerçekleştiği henüz tam olarak anlaşılamayan bir şekilde öldürüldü. zanlılar kısa sürede yakalandı; ancak verdikleri ifade onu daha da şeytanlaştırmaya yönelikti. iddiaya göre rasputin'e siyanürlü pasta ve şarap ikram edilmiş, ancak papaz bol bol yiyip içmesine karşın bu güçlü zehirden hiç etkilenmemişti. bunun üzerine yusuppov ona bir kaç el ateş etmiş, rasputin olduğu yere yığılmış, fakat hemen ardından ayağa kalkmış, prensin gözlerinin içine bakarak bir şeyler söylemiş ve oradan hızla kaçmaya başlamıştı. sarayın bahçesinde koşarken birkaç kez daha vurulan rasputin, artık kalkmamak üzere yere yığılmıştı. prens ve adamları öldüğünden emin olmak için rasputin'in cesedini neva nehri'nin buzlu sularına atmışlardı.

    rasputin'in doğaüstü güçlere sahip olduğu ve bu sayede çar'ı kontrol altına aldığına halkı ikna etmeye yönelik bu ifade, rasputin'in cesedine yapılan otopsiyle çürütüldü. otopside onun ölmeden önce ağır bir işkenceye tabi tutulduğu ortaya çıktı. papazın sağ gözü yuvasından çıkmıştı, bütün vücudu ezikler ve yaralarla kaplıydı. özellikle karın bölgesi ve vücudunun alt kısmının durumu çok kötüydü. katiller büyük ihtimalle rasputin'e işkence yaparak ondan bazı itiraflar almak, hatta belki de çariçe'yle olan ilişkisine dair ayrıntıları öğrenmek istemişlerdi. rasputin'in kan tahlilinde ve midesinde yapılan incelemelerde de siyanür izine rastlanmamıştı.

    rasputin, sonuç itibarıyla savaşın felaketini en fazla yaşayan geniş köylü kitlelerinin resmi olmayan bir temsilcisiydi. köylülerin savaş karşıtı arzu ve isteklerini belki de bölük pörçük ve belli bir sistem içinde olmasa dahi çar'a empoze etmeye çalıştığı için savaştan beslenenler tarafından öldürülmüştü.'
hesabın var mı? giriş yap