• sonda yazacağımı şimdiden yazayım: birkaç falsosu dışında harika bir albüm.

    madonna için zor bir süreç oldu: albümün şarkı yazım sürecinde adeta bir orduyu yönetmek zorunda kaldı. şarkıların demo halleri kaç kez sızdı, tanıtım süreci sızma/ön sipariş süreci yüzünden bir ileri iki geri şeklinde ilerledi, bbc living for love'ı yayınlamama kararı aldı, brit awards'ta düştü, billboard 200'da 2 numara oldu...

    her şeyden öte, çok sevdiğim için her ne kadar görmezden gelsem de, objektif bir gözle değerlendirdiğimde, ben ilk defa madonna'yı bu kadar kendine güvensiz görüyorum. ve bence asıl sorun bu: madonna living for love'ı grammy'de, brit awards'ta ve diğer pek çok yerde söyledi. ancak sahnede devleşen ve adeta bir tanrıçaya dönüşen kadın, çok tuhaf bir şekilde ilk defa sahnede bu kadar güvensiz duruyor. ve bu beni gerçekten çok üzüyor. harika koreografilerle sahneye çıkan kadın nedense bu defa tutuk dans ediyor. evet, bu durumun yaşıyla ilgisi olabilir ancak çok değil 2 sene önce mdna tour'da harika figürler yapan kadın neden bu defa sadece ellerini kullanarak dans ediyor, buna anlam vermede zorlanıyorum. umarım bu, living for love'a özgü bir şeydir de diğer şarkıların koreografisinde harikalar yaratır. yaratabileceğini biliyorum.

    albümün yazım ve tanıtım sürecinde miley cyrus'tan katy perry'ye, taylor swift'ten justin bieber embesiline kadar yanaşmasına anlam veremiyorum. gençlere ulaşmak için snapchat'te video yayınlamak belki güzel bir fikir olabilir ancak, liste başarısı da isteyen bir kadın için klibi snapchat'te yayınlamak milyonlarca youtube izlenme sayısının eksilmesi anlamına da gelmiyor mu?
    üstelik ben bile 30 yaşında olduğum halde snapchat'teki videoya ulaşana kadar akla karayı seçtim: videoyu bulamadım, çünkü snapchat kullanmıyorum, kendimi yaşlı hissettim (bkz: #48977769)
    madonna'nın hayran kitlesi evet, artık yaşlı bir kuşak; gençlere ulaşmak gerekli olabilir, ancak bu kadar didinilmesine gerek yok.

    yaş muhabbeti filan değil konu, mdna'in tanıtımında super bowl ve birkaç tv programı dışında abartı bir promosyon yapmaması madonna'yı başarısız yapmadı, tarihin en başarılı 2. kadın yıldıza ait turnesini yapmasını sağladı -ki, birinci de yine kendine ait. bu albümde madonna tanıtım yaptığı için çok tuhaf bir şekilde her şey daha kötüye gidiyor gibi hissediyorum. geçen turnede 2'si stadyum olmak üzere 4 kez sahne aldığı new york'ta, rebel heart turne biletleri 1 haftayı geçmesine rağmen hala duruyor-
    6-7 ay sonrası için bilet almak istememek değil bence konu.
    madonna o "ulaşılmaz. önemsemez." imajını bırakıp sıradan pop yıldızları gibi davranmaya başlayınca üzerindeki yıldız tozları rüzgara karışıyor sanırım. sorun burada.

    bu albüm tanıtım sürecinde yaşananları düşünmeye bıraktığımda ise, rebel heart'ın uzun zamandır dinlediğim -tür ayrımı yapmadan, en iyi albümlerden biri olduğunu söyleyebilirim. çok dolu, harika melodiler ve düzenlemeler var.

    living for love: bu şarkıyı seviyorum, ama albümde çok daha iyi şarkılar var. ve açıkçası albümdeki diğer şarkılara göre daha az samimi tınlıyor. düzenlemesi, her şeyi kusursuz ama, nasıl desem, üzerinde çok kafa patlatıldığı, kusursuz olması için çok uğraşıldığı belli olduğundan "fazla" bir şarkı olarak tınlıyor.

    devil pray: şarkıyı ilk dinlediğimde kendimi kaybetmiştim, hakikaten ben böyle bir güzellik uzun zamandır dinlemedim. kusursuz, madonna'nın yaptığı en iyi işlerden biri.

    ghosttown: ikinci klibin bu şarkıya çekileceği kesinleştiğinden beri "keşke çıkış şarkısı bu olsaydı" diyorum. bana göre fazla "ticari" bir şarkı, albümde çok daha iyi ballad ve çok daha vurucu sözlere sahip şarkılar var; ancak bu şarkının sırrı düzenlemesinde saklı. bakalım ne kadar başarılı olacak.

    unapologetic bitch: itiraf edeyim, bu şarkıyı ilk dinlediğimde sevmemiştim. kulak olarak reggae'ye alışkın olmadığım için şarkı beni itmişti, ancak dinledikçe sevdim ve gerçekten çok çok güzel bir şarkı. geçen albümdeki ı don't give a neyse, bu albümde de bu şarkı harikalar yaratıyor.

    illuminati: madonna'nın röportajlarında, bu şarkıdan bahsederken wikipedia'dan filan ezberlediği "ben gerçek illuminati'yi biliyorum, bilim adamları, yazarlar, filozoflar filan bir araya gelmişler, newton, da vinci..." filan demesini görmezden gelebilirseniz, muazzam bir şarkı. şarkının özellikle mid tempoda bırakıldığını, ortalığı yıkacak versiyonunun konserlerde çalınacağına dair bir teorim var. ve eğer turnede albümdeki haliyle çalınırsa ekibi bulup bombalayacağım.

    bitch i'm madonna: sözlerinin gerizekalı olmasının dışında altyapısı olağanüstü. bununla birlikte "bitch move" ve "go hard or go home zone, bitch" dışındaki nicki minaj bölümlerine gerek var mıydı bilmiyorum. nicki minaj'ı da çok seviyorum ve madonna'yla ikisi birbirine çok yakışıyor ancak bu altyapı için daha orijinal sözler yazılabilirdi sanki.

    hold tight: su gibi. tek yudumda içiliyor. avaz avaz söyleme, aşık olma isteği uyandırıyor. öyle ki, şarkıda beni tek rahatsız eden nakarattan sonraki madonna'nın metalik "everything's gonna" vokallerini bile es geçebiliyorum.

    joan of arc: ancak madonna'nın yapabileceği kadar olgun bir şarkı. keşke sözleri öne çıkaracağız diye altyapıyı bu kadar boşlamasalardı.

    iconic: ilk dinlediğimde yine beni çarpan bir iş olmuştu. gereksiz rap verse'ü dışında çok başarılı. ancak tempo açısından sürekli patinaj yapan bir arabaya benzetiyorum. hadi nakaratta mid tempo takıldınız, bari sonrasındaki bölümde kopsaydınız allahsızlar. biz de dans etseydik.

    heartbreakcity: ghosttown part 2. bu şarkının adının da tıpkı ghosttown gibi bitişik yazılması elbette ki tesadüf değil. ghosttown'daki iyi-kadının terk edildikten sonraki acısını ve öfkesini yansıtan müthiş bir iş.

    body shop: albümün en zayıf halkası bana göre body shop. hala neden standart versiyonda yer verildiğini anlamakta zorlanıyorum. benim kulağımla ilgili olabilir ama, kötü bir şarkı.

    holy water: vogue göndermesi boşuna değil, çünkü müthiş ikon bir iş. her şeyiyle kusursuz.

    ınside out: albümün en başarılı işlerinden biri. o kadar güzel ki, başka kelimeye gerek yok. "every scar that you try to hide, all the dark corners of your mind... show me yours and ı'll show you mine: let me love you from the inside out" bölümünde zirve yapıyor. çok fazla dinleyemiyorum: bu dizeleri duyduğum her seferde kendimi pencereden atasım geliyor.

    wash all over me: nakarat melodisine, madonna'nın yorumuna, sözlerinin güzelliğine ölüyorum. albümün en iyilerinden.

    best night: devil pray gibi albümdeki en ama en favori 2 şarkımdan biri. hastasıyım. şimdiden bir klasik.

    veni vidi vici: yıldız tilbe'nin şarkıların şarkısı vardır, bilir misiniz bilmem. onda, yıldız kendi şarkı isimlerinden yeni bir eser üretmişti. madonna da bunda kendine-referanslı bir şarkıya imza atmış. ki zaten en güzel bölümleri de buralar. verse'ler olağanüstü biçimde yorumlanmasına ve düzenlenmesine rağmen, nakaratındaki tempo düşüşünü sevemedim.

    s.e.x.: şarkıdaki geri vokaldeki ah oh'ları hiç sevmedim. tek şanssızlığı holy water gibi bomba gibi bir şarkıyla aynı albümde yer alması... holy water o kadar güzel ki, bu şarkı gölgede kalıyor hep. ayrıca seksin kitabını yazan madonna'dan (tevriye yaptım, ahah.) bridge'de çok daha yaratıcı sayıklamalar beklerdim.

    messiah: harikulade. ama özellikle ilk dizesine hastayım: uzun zamandır bu kadar güzel bir betimleme duymamıştım.

    rebel heart: sözleri harika olsa da, genel havasını sevmedim. fazla amerikan olmasından kaynaklanıyor olabilir.

    (şimdi burada kocaman bir eleştirim de apple'a, ya da madonna'nın şirketine: kardeşim manyak mısınız itunes'a sadece standart ve deluxe edisyonu koyuyorsunuz? belki biz tüm madonna albümünü dinlemek istiyoruz, ama saçma sapan sebeplerle albümün super deluxe versiyonunu itunes'tan alamıyoruz. hepimiz amerika'da, avrupa'da yaşayan tipler değiliz, türkiye'de super deluxe çıktı mı onu da bilmiyorum mesela.)

    beautiful scars: albümün vasat şarkılarından..

    borrowed time: ne kadar leziz ve duyarlı olsa da, muhtemelen plak şirketinin zorlaması yüzünden tee 21. sıraya koyulmuş bir şarkı. madonna'nın yorumu, şarkının teması çok güzel. keşke daha çok öne çıkabilse.

    addicted: bu şarkıyı beautiful killer'a benzeten bir tek ben olamam di mi?
    zira beautiful killer'daki "can’t really talk with a gun in my mouth
    maybe that’s what you been dreaming about
    cause your a beautiful killer with beautiful eyes
    a beautiful killer and ı love your disguise" bölümüyle,
    addicted'daki "you were gonna be the one who broke my heart
    you were gonna be the one who tore it apart
    make me fall down on my knees and start to pray
    you were gonna be the one that got away"
    bölümlerini değiştirsek hiç sırıtmaz gibime geliyor. ve kör talihe bakın ki, iki şarkı da çok güzel olmasına rağmen albümlerin en sonlarında kendine yer bulabildiler.

    graffiti heart: bu da ne yazık ki ortalamanın altında..

    neyse, sanırım hayatımdaki en uzun entry'lerimden birini yazdım. bol bol dinleyin.
  • sonunda cd'lerim elime geçti, iyice dinledim ve bir fikrim oluştu aklımda. 1 mayıs nedeniyle evdeyim, kahvemi de aldım ve şarkı şarkı inceleyeceğim albümü şimdi. sevinin!!*

    living for love: çıkış şarkısı olmak için iyi bir seçim olmakla birlikte hung up, 4 minutes ya da music gibi lokomotif bir şarkı değil. bunun sembolizmini "rebel heart"ın söz konusu şarkıların çıkış şarkısı olduğu albümler kadar olaylı olmadığını öne sürerek de yapabiliriz tabii, her şey paralel. madonna kitlesini çok iyi biliyor, bu şarkının sözlerini de ona göre oluşturduğunu düşünüyorum. zirâ kendisini tâkip eden kitlenin hiç değilse % 90'ı "kalbi kırık, özünde çok iyi ama işte bir türlü yüzü gülmemiş gay kitle" olduğundan şarkı sözlerini kolaylıkla benimseyecek fanatikler bulabilir. sözgelimi geçen sene olsaydı benim marşım olmuştu bu şarkı. köprü kısmı nakaratından güzel şarkılardan biri ayrıca. ama öte yandan albümün pek çok şarkısında karşımıza çıkacak olan osuruk efekti bu şarkıda nakarat kapatıcı olarak bizleri ilk kez selâmlıyor. ve hiç de iyi etmiyor.

    devil pray: bir madonna klâsiği daha. dinli şeytanlı göndermeler var, yerimde duramıyorum kalk kız mesajı var, daha önce bahsını ettiğim, mean girls'deki cool anne imajını cilâlarcasına "bakma sen 60'ıma merdiven dayadığıma, uyuşturucu partisi nerede?" sözleri var; ama ben en çok music-american life dönemlerini andıran tatlı folk havalarını sevdim. ghosttown ile birlikte albümdeki favorim.

    ghosttown: özlediğimiz, sevdiğimiz tarzdaki madonna baladlarından. her şeyiyle çok başarılı. (bkz: ghosttown/@turuncan53)

    unapologetic bitch: hafif reggae havaları ile insanı mutlu eden bir şarkı. madonna inatla "bitch" sözcüğünü kullanacağım diye kasmış gibi göründü bana ve living for love'da başlayan osuruk efekti burada da hortluyor ama şarkıyı beğendim.

    illuminati: madonna'nın trendleri artık geriden izlediğini ve bu yüzden de orta yaş krizlerine girdiğini düşündüren bir şarkı. nasıl ki hard candy çıktığında timbaland'in 2006-2007 dönemindeki modası geçmişti, bu şarkıdaki "gençler illuminati'yi merak etmişsiniz, kliplerde tek göz falan aramayın gelin teyzeniz size anlatıversin işin iç yüzünü." havası da aklıma onu getiriyor. oysa burada da köprü kısmındaki müzik şâhâne ve hele de '90'ları andıran efektleri ile mesaj kaygısına düşmeden ortaya çok güzel bir şarkı çıkabilirmiş. harcanmış.

    bitch i'm madonna: bir insanın kendini beğenmişliğinin var olan karizma ve büyüklüğünü düşürdüğüne inanıyorum. ne kadar kocaman egoları olursa olsun elvis ya da michael kendilerinden "kral" diye bahsetmezlerdi, ki gelmiş geçmiş en büyük pop yıldızı olan ve aslında böyle bir hareketi en çok hak eden insan olan michael jackson'ın tahtta kafasında taç ile çekilmiş birkaç fotosu dışında böyle bir göndermesi olmamıştı. madonna ise sürekli kendisinden kraliçe diye bahsedip bir de böyle salak salak şarkılara imzâ attıkça ismini ucuzlatıyor. yetmezmiş gibi şu osuruk sesi bu şarkıda karşımıza bu kez efektlenmiş olarak çıkıveriyor, o da yetmezmiş gibi şu ortamda en tiksindiğim insan olan nicki minaj madonna'yla üçüncü kez bir şarkıda buluşuyor. tam da mdna sıçmığına yakışacak kalitesizlikte, madonna'nın kendini küçük düşürmek için özellikle çaba sarf etse daha kötüsünü yapamayacağı iğrençlikte bir şey. o vokaller nedir rezil misin be kadın.

    hold tight: madonna bir kez daha kendisini telkin ediyor "her şey iyi olacak." diye. living for love'da bahsettiğim kitlesinin tam da ihtiyacı olan mesaj bu zâten. düzenlemesini de beğenmekle birlikte çok şey vaat eden bir şarkı değil.

    joan of arc: easy ride gibi, kişisel ve madonna'nın iç dünyâsına, kırılgan yanlarına ışık tuttuğu tatlı mı tatlı bir şarkı. gitar yürüyüşleri ve hafif düzenlemesi ile şu bahar günlerinde daha çok böyle şarkılar duymak istiyor insan.

    iconic: artık turneye çıkmak için albümler yapan madonna'nın tam da bu amaçla kaydettiğini düşündüren bir şarkı. arkada mike tyson'lı videoları şunları bunları ile artık interlude mu yapar yoksa seyirciyi göstere göstere sahnede kendisi mi söyler bilinmez ama daha başlangıcında konserden alınma seslerle başlayan bu bol vocoder'lı şarkı turneye kesinlikle dâhil edilmeli. '90'lardan kalma bayağı hoş bir sound'a ve biraz jump bolca da celebration'ı andıran bir nakarata sâhip, şu osuruk sesi de orasına burasına gotik bir şeyler yapıştırılıp yeniden ortalara salınmış ama melodi sağlam.

    heartbreakcity: i don't give a bölüm 2 de diyebiliriz sanırım bu şarkı için. ama onda olmayan şey var bu şarkıda: kalite. koro ve piyano kısımları özellikle çok başarılı. kalbi kırık gay'ler olarak biz bunu marş yaparız, yaptık.

    body shop: bilen bilir, içinde etnik öğeler bulunduran şarkılara zaafım vardır. bu parçadaki sitar da parçayı bambaşka bir boyuta taşımış, love spent'teki aptal banjo eklemesinin yapamadığını yapmış yâni. normalde akılda kalıcı olmayan bir şarkı iken şimdi daha bir şeker bir şey olmuş. aynı isimli firmaya telif ödediler mi ben asıl onu merak ediyorum.

    holy water: ilgi çekmek için ölüp biten madonna'nın ne yapsam da olay çıkarsam diye kıvrım kıvrım kıvrandığı bir başka saçmalık daha. elli sekizinci kez seks ve din ("isa benim en çok amımı sever." nedir ya.) öğelerini bir araya getirip ilgi çekmeye çalışmak çok ucuzca bence. şarkı da bir boka benzemiyor zâten. orta yerinde birden vogue sample'ı fırlayıvermesi ise komik bile değil. rescue me-deeper and deeper-words derken aynı şarkının fotokopisinin fotokopisi kaç kez çekilecek merak ediyorum. sene olmuş 2015 hâlâ "ladies with an attitude..." bir siktir git ablacım ya. "mıdına kendini hiç tekrarlamaaazzz." diye hıçkıran hayrancıklarına yapmasaydın bunu bâri.

    inside out: şarkının başı resmen şebnem ferah'ın zaman geçip gidiyor şarkısı gibi başlıyor hahaha. albümün genelinde kullanılan yankılı vokaller bu şarkıda da vurguyu arttırmaya yönelik çalışıyor ama ilgiyi madonna'nın sesinden alıp götürüyor aynı zamanda ve dinleyiciyi yoruyor. yâni bu şarkıda "yeter artık." dedirtti bana artık. pek bir numarası olmayan bir şarkı. yine de uzun zamandır hasret kaldığımız madonna baladlarına kavuşmak güzel. kendisi dans şarkılarında daha çok saçmalamakta zirâ.

    wash all over me: standart sürümün son parçası olan bu şarkı da favorilerimden. vokalde bol efekt kullanılmasa ve ritim daha ağır tutulsa efsâne olabilirdi diye düşünüyorum. aptal saptal falling free'ye verilen özenin yarısı verilmiş olsaydı buna keşke. yine de iyi bir şarkı.

    best night: deluxe sürümden bildiriyorum. bu şarkının içine ray of light'taki favorim olan skin kaçmış. arkadaki o zurnamsı şeylere bittim. rihanna'nın unapologetic albümünden fırlamış gibi duran bir şarkı, beğenildi.

    veni vidi vici: bir zamanlar yenilikçilik anıtı diye gösterilen madonna'nın bu konuda iyice çaptan düştüğünü gösteren bir ortak çalışma daha. nas nedir ablacım, 2000 mi sene? aynı şarkıyı beşinci kez dinliyor gibiyim, köprü kısmı o kadar bu albümdeki diğer şarkılara benziyor ki. 2015 model şarkı yapacağım diye kasmayıp akustik gitarlı güzel bir balad olarak oluşturulsa güzel bir şey olabilirmiş bence ama bir de single olması hayli zor bir format olan deluxe sürüm ek şarkıları arasına konmuş bir şarkıyı bu kadar bozmaya ne gerek var ki? yine de eski şarkılarına gönderme yaptığı kısım eğlenceli olmamış değil. eski işlerini habire hor gören ve görmezlikten gelen madonna artık bir greatest hits tour yapar da tüm zamanların en çok satan turnesine imzâ atar mı ki?

    s.e.x.: en sonda söylenecek şeyi en başta söylüyorum: ablacım sen ki seksin kitabını yazmış kadınsın, hani lâfın gelişi falan değil literally bunu yapıp fantezilerini ayyuka çıkarmış bir insansın, hâlâ kutsal su am suyu ehehe, "oh my god you are so hot." diye şarkılar yapıp s&m bilgilerini şarkıya dökmenin âlemi nedir? yaşçılık falan değil, cidden ortada erotik bir şey olsa canım yanmayacak. çizgi film müziği gibi bir düzenleme üzerine aşırı zorlama sözler falan. çok çok kötü.

    messiah: insan kariyerinin yarısını din, yarısını da seks göndermeleri üzerine kurunca eksik terim kalmasın istiyor tabii. bir önceki şarkıda sexology falan uçmuş gitmiş, bunda da geriye kalan son din terimini tamamlayalım demiş gibi bir durum var sanki. yoksa şarkı çok güzel ve mesihlikle şununla bununla hiçbir ilgisi yok. madonna'nın istediği zaman hârika adult contemporary işleri çıkarabileceğinin özeti, "işte bu!" dedirtecek yalınlıkta bir piyano-yaylılar düzenlemesine sâhip (bkz: devil wouldn't recognize you) , her fırsatta iflâh olmaz bir romantik olduğundan dem vuran madonna'nın işi lâfta bırakmayıp icraate döktüğü güzellikte sözler. kusursuz bir şarkı. ve neden deluxe sürümde??

    rebel heart: deluxe sürümde neden yer aldığını anlamadığım bir şarkı daha. hem albüme ismini veren şarkı, hem de taptâze, çiçek gibi. tıpkı devil pray ve joan of arc gibi çok tatlı ve bahar aylarını daha da tatlandırabilecek yalınlık ve sevimlilikte bir şarkı. sözlerine de dikkat, madonna yine içe dönüyor.

    beautiful scars: super deluxe sürümü oluşturan ikinci cd'deyiz. 2000'lerin r&b işlerini andıran vuruşları ve piyanolu düzenlemesi ise güzel bir iş daha. nakaratta ortaya çıkan '70'ler havası da cabası. el çırpa çırpa dinledik, yalın ve madonnavârî sözlerini pek bir sevdik. şu standart sürümdeki gereksiz parçalar yerine bu gibi parçalara öncelik verilseydi ya keşke. sonlara doğru yine hortlayan osuruk dikkatimden kaçmış değil ama şarkıyı ele geçirmeden susturulmuş neyse ki.

    borrowed time: ne aman aman ne de kötü bir şarkı. varlığının yararı yokluğunun zararı olmaz ama her hâlükârda bitch i'm madonna ya da holy water gibi saçmalıklara yeğ.

    addicted: çok güzel bir melodisi var ama o robotik, mdnaesk-born this way'imsi düzenleme içine etmiş. o albümde bir i'm addicted vardı zâten, keşke bu albümde bu kadar çok mdna referansı olmasaydı. zirâ ben kendisini unutmak için elimden geleni yapıyorum. yine de bahsi geçen albümdeki herhangi bir işten her türlü iyidir.

    graffiti heart: çocuk şarkısı gibi bir düzenlemesi olsa da kötü değil gibi. ya da öyle mi? bilemedim. ne olursa olsun deluxe'ün deluxe'ü dışında yeri olmayan bir parça, yerini bilmiş.

    bu sürümde living for love'a ait iki de remiks var; onları geçiyorum. tekno canavarları kaçırmasın.

    genel bir sonlandırma yapmak gerekirse anlaşılabileceği üzere madonna aslında iyi şarkılarla gelip pek çoğunda yapımcı kurbanı olmaktan kurtulamamış. bu bakımdan american life ile aynı kaderi paylaşıyor "rebel heart". pek çok parça farklı bir düzenleme ile bambaşka bir boyuta taşınabilecekken demode alt yapılar sunmaktan ötesini gösterememiş ne yazık ki. madonna, mdna'de yaptığı deluxe sürüm olayını bu kez bir adım öteye taşımış ve tam 3 farklı sürümde 23 parça ile karşımızda. nicelik bu kadar çok olunca nitelik de ister istemez karışıyor. genel bir istikrar var, ismi geçen korkunç albümden sonra pek çok parçada bâriz bir düzelme gözleniyor. 2-3 şarkı dışında çok kötü bir iş yok; ama ne yazık ki yine 3-4 şarkı dışında çok iyi bir iş de yok. çok iyi olabilecekken potansiyelini içinde tutmak zorunda bırakılmış parça sayısı ise olabildiğince fazla ve insanın canını sıkan da bu. tepeden tırnağa iyi bir madonna albümü için bekleyişlerimiz sürüyor kısacası.

    madonna'yı bu döneminde güzel işlerine yaptığı vurgular yerine ilgi çekmek için kendini yiyip bitirirken, genç ve popüler isimlerin istisnâsız hepsini kullanarak çoluk çocuğa yaranmaya çalışırken, promosyon için yemediği haltı bırakmazken ve mdna ile başlayan ticarî düşüşün ilk ciddî sonuçlarını görürken hatırlayacağım ne yazık ki. 30 seneyi aşkın efsâne bir kariyer için gelinebilecek kötü bir nokta olduğu ortada, her ne kadar perşembe'nin gelişi çarşamba'dan belli olsa da umarım toparlayabilir. geriye bir tek turnesi kalıyor yüz akı olabilecek, onu da en iyi biçimde kullanır diye düşünüyorum.
  • kapağındaki pozun scorpions'tan aparma olduğuna dair iddialar var.

    http://www.eatbloganddie.com/…ne-yet-claiming-to-be

    olabilir de, olmayabilir de. sonuçta herkesin akıl edebileceği bir poz. madonna yürütmeyi sever ama bu seferki rastlantı gibi geldi bana.
  • kesinlikle madonna'nin en basarili album kapaklarindan biri olmustur bu album. mdna'deki kendine guvensizlik, hard candy'deki civirlik gitmis resmen 90'lardaki kadin gelmis..

    her sey bir yana gayet ozenerek hazirlandigi satin alinca indirilebilen 6 sarkidan anlasiliyor. bitch i'm madonna gereksiz olmus ama kalan sarkilar cok heyecanlandirdi. 19 sarki sanirim madonna tarihinde bir ilk olacak ama bana surekli demet akalin'i ve giderli 16 albumunu hatirlatiyor..

    (bkz: giderli 19)
  • 2015 yılında diğer favorilerim olan rihanna, britney spears, adele ve kanye'de albüm çıkartmalarına rağmen tüm kalbimle ve heyecanla beklediğim ilk albüm kesinlikle kraliçenin yeni albümü, rebel heart idir.

    sızan demoları itin totosuna sokacak kadar tiksinçle dinlememe rağmen madonna'nın sızıntılar karşısında uyguladığı akıl almaz derecede zekice olan 6 şarkıyı hayranlarına sunma politikasından sonra yaklaşık 3 gündür başka hiçbir şarkı dinlemiyorum desem yeridir. onun sesinden yeni müzikler, yeni performanslar gelecek olması ef-sa-ne bir duygu.

    piyasaya sürdüğü 6 parça dışında bir de kendi rekoru olan en çok şarkının yer aldığı albüm özelliğini de göz önünde bulundurursak geriye dinleyecek olduğumuz 13 parça daha kalıyor. yani aslında klasik olan 12-13 şrkılık bir albüm heyecanı hala devam etmekte. 6 şarkının 4'üne bayıldım, ikisi için ise pek yorum yapmak istemiyorum. özellikle living for love ve devil pray için ne desem az. şundan eminim ki, son yıllarda yaptığı en iyi iş olacak. merakla, heyecanla ve hırsla beklemekteyim.
  • madonna her zaman yenilikleri takip ediyor. bu yüzden hala var. avicii ile çalıştığı bu albümde aynı şekilde fazlasıyla yeni. bazı şarkılar hariç eski ile yeniyi çok güzel harmanlamışlar.

    benim gibi 90'larda çocuk olanlar, bir önceki william orbit destekli albümden umutluydu, olmadı. daha da olmaz zaten.
  • muhteşem albüm...
    bu kadar rahat dinlenebilip bu kadar duygusal bir albüm yaratmak çok ciddi bir yetenek gerektirir.komplike melodiler, altyapılar olmadan, son derece keyifli şarkılar ve son dönemde madonna'dan duyduğumuz en gerçek şarkı sözleri ile rebel heart klasikleşecek bir madonna albümü olacaktır.
    bir madonna hayranı olarak bu kadar güzel olacağını tahmin etmiyordum iyi ki şaşırdım, iyi ki dinledim
  • tam da yaş günümde* yayımlanacak olan madonna albümü.

    bu yüzden daha bir umutlu ve hevesliyim bu albümle ilgili.
  • madonna'nın grindr üzerinden promosyon yapacağı albümü.

    kraliçenin kendisi ile chat yapma şansı da veriyor. ayrıca imzâlı albüm kazanma şansı var.

    haydi beyler, atlayın: http://www.muumuse.com/…o-promote-rebel-heart.html/
  • ingiltere listelerinde sam smith'in son dakika atağı ile zirvedeki altıncı haftasına merhaba demesi yüzünden bedtime stories'den beri ilk kez zirveyi göremeyen madonna albümü olmuştur. abd listelerinde ise empire soundtrack'i ile başa baş gitmekte. bakalım music'ten beri sektirmeden zirveden girdiği billboard 200'da işler nasıl gidecek. interscope indirim promosyonu yaptı, madonna da var gücü ile promosyon yapmakta. konser biletlerinin satışa çıkması ile mdna'deki gibi abd'de konser bileti alana albümün deluxe sürümünü de beraberinde elde etme olanağı veriliyor. madonna bu kez işi cidden sıkı tutuyor.
hesabın var mı? giriş yap