• iftira yerine ithamı kullanmayı uygun gördüm, fakat pekala iftira da denilebilir. sağlık bakanı, "öyle bilim adamlığı mı olur? yiyin dediği ürünleri internet sitesinden satıyor. aydın’a gittim, orada büyük bir ceviz bahçesi ile anlaşmış. bu işleri konuşup da yapmayan kimse var mı? yılda milyonların üzerinde para kazanıyorlar. ‘lahmacun yiyebilirsin çünkü ben yedim’ denir mi” diyor.

    canan karatay bu ithama, nezaket ve saygı içerisinde, "öncelikle hiçbir dayanağı olmayan, direkt şahsımı hedef alan bu ithamların sağlık bakanı tarafından yapıldığına inanmıyorum. inanmak istemiyorum. şayet sayın bakan'ın böyle bir açıklaması varsa; kendisinin yalan ve yanlış bilgilendirildiğini belirtmek isterim. halka önerdiğim hiçbir gıdanın hiçbir şekilde ticaretini yapmadım, yapmam. ne bir internet satış sitem var ne de anlaşma yaptığım bir ceviz bahçesi. birçok ünlü kişinin yaşadığı mağduriyeti ben de yaşadım. avukatım aracılığıyla ismimi kullanarak gönderi paylaşan, satış yaptığı bildirilen siteler için dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından dolayı suç duyurusunda bulunduk” yanıtını veriyor.

    recep akdağ ise bu yanıtı hiç kale almadan gene bildiğini okuyor.

    birincisi canan karatay lahmacun meselesine defalarca cevap vermişti. ikincisi karatay hakkında bakanlık düzeyinde açılan bir soruşturma olmadığı zaten açık. peki halk sağlığına bu kadar önem atfeden; sigara ve alkol kullanımını her fırsatta eleştiren, glisemik indeksi yüksek olan tuzlu ve şekerli ürünlerin tüketimini hayatımızdan çıkarmamızı salık veren, bazen asabice gelse de gayet aile samimiyeti içerisinde doğal beslenmenin bir yaşam tarzı haline gelmesi için gayret gösteren birini sağlık bakanı niye aslı astarı olmayan cümlelerle itham ediyor? eğer karatay dini referanslar kullanmadığı için göze batıyorsa bol bol ibni sina'yı telaffuz ettiğini belirtmem lazım. gdo'lu, trans yağ dolu, yapay tatlandırıcılı, yüksek kalorili gıdalar dikkat çekmiyor da niye önerileriyle insanların 5 ay içerisinde 20-30 kilo vermesini sağlayan bir bilim insanı alaka topluyor? fıkranın da dediği gibi, bizde çalışanı öperler!
  • bu adamın selefi bakanın hastanesi vardı. daha da bir şey demiyorum. kimin sağlık sistemini sikerek halkı özel hastaneye zorunlu bırakıp para kazandığıni herkes biliyor.
    haksız bir ithamdir.
  • recep akdağ; siyasetçi ve sağlık bakanı. 2002 yılından beri ak parti milletvekili. ilk ve orta öğrenimini erzurum’da, lise öğrenimini ankara atatürk lisesi’nde tamamladı. atatürk üniversitesi tıp fakültesi'nden mezun oldu. bir yıl süreyle londra'da kan hastalıkları üzerine çalıştı. atatürk üniversitesi tıp fakültesi araştırma hastanesi'nde başhekim yardımcılığı yaptı.

    canan karatay; kalp ve iç hastalıkları profesörü, istanbul bilim üniversitesi eski rektörü, iç hastalıkları ve kardiyoloji ana bilim dalları öğretim üyesi.

    lise eğitimini amerikan lisesi'nde, lisans eğitimini istanbul üniversitesi tıp fakültesi'nde tamamladı. 1972 yılında istanbul üniversitesi tedavi kliniği'nde iç hastalıkları uzmanlık eğitimini tamamladı. 1972-1974 yılları arasında kazandığı ingiliz hükümeti bursu ile liverpool regional cardiac center'da kardiyoloji alanında uzmanlık eğitimine başladı. 1974-1976 yılları arasında istanbul üniversitesi tedavi kliniği'nde baş asistan olarak çalıştı. aynı zamanda türkiye'de ilk kez uyluk atar damarı yoluyla koroner anjiografi yapan hekimdir. şu an görevini grup florence nightingale hastanesi'nde sürdürmektedir.

    şu iki ismin biyografisine bakınca kimi kaale alıp kimi umursamamam gerektiğini çok iyi anlıyorum.
hesabın var mı? giriş yap