• bu filmi kemal sunal filmleri ile kıyaslayanın afedersiniz ama aklına ve analiz gücüne sokayım. kemal sunal filmleri zamanın recep ivedik’i filan değildir.

    kemal sunal filmleri küfürlü, bel altı bile olsa her zaman iyilikten ve halktan yanadır. kapitalizm eleştirisi vardır, halk düşmanı her şeye düşmandır. hiç bir şey eleştirmese kötü ev sahibini, para düşkünü takıyyeci bir hacıyı konu eder filmlerinde. sen hangi recep ivedik filminde halka faydalı bir şey gördün de kemal sunal’la kıyaslıyorsun be hıncal uluç sendromuna tutulmuş andaval.
  • konya yerine "yanlışlıkla" kenya'ya gitmek gibi yaratıcı bir konu seçilmiş filmdir. oturup bunu mu düşündünüz lan 3 senede. valla helal.
  • bir ekşi sözlük yazarı olarak, kesinlikle beğenmediğim film..

    edit: film daha çıkmamış.. olsun, yine de beğenmedim..
  • geçen yıl bu zamanlar müslüm adlı film, bohemian rhapsody ile birlikte vizyondaydı. ben bho rap'ı izlemek için beylikdüzü'nde bir avm'yi tercih etmiştim. dışarıdaki koltuklarda filmin başlangıç saatini beklerken biri yanıma geldi ve şunu söyledi:

    "kardeşim, ben bileti aldım ama şimdi ne yapacağımı bilmiyorum. yardım eder misin?"

    süreci anlattım ve eyvallahını alarak yanından ayrıldım.

    soruyu soran kişi yüzü, bakışı, konuşması, yürüyüşü itibariyle benden tamamen farklıydı. bambaşka hayat anlayışına ve yaşam tarzına sahiptik.

    başta "ulan kimler geliyor sinemaya hehe" diye topluma tepeden baktıktan sonra düşünmeye başladım:

    ben bu adamdan farklı giyiniyorum.
    farklı düşünüyorum.
    farklı yiyorum.
    farklı ideallarim var.
    farklı ideolojim var.
    farklı partiyi destekliyorum.
    hayattan beklentilerim farklı.

    başka bir ortamda karşı karşıya gelsek çatışma yaşamamız doğal. birbirimizin yüzüne şöyle bir bakarız ve içimizden "tipe bak" diyerek yolumuza devam ederiz. ancak sinema salonunda karşılaştık ve bu işleri değiştirdi. farklı filme gelsek de aynı amaç doğrultusunda aynı mekanı paylaştık.

    ve şunu düşündüm. recep ivedik, fetih 1453, çakallarla dans, kurtlar vadisi, müslüm, ayla... bu tarz filmler, benimle tamamen farklı hayat tarzına sahip insanları benimle aynı çatı altına sokabiliyor: sinema salonuna.

    elitist bir bakış açısıyla kötü yapımları sonuna kadar eleştirelim. oyunculuğa ayrı, yönetmene ayrı sövelim. hiç sorun değil. bunu yapmaktan zevk alırım.

    ancak şu gerçeğin de farkına varalım: bu yapımlar, kapalı bir aile yapısında büyüyen insanların tüketim alışkanlıklarını değiştirmek için büyük bir rol oynuyor. hayatında sinemaya uğramamış insanı o ortama sokuyor. gündelik rutinleri kırıyor. tek tip insan görmüş bireyleri yeni bir cemiyete sokuyor.

    o yüzden ben bu tarz filmlere deliler gibi söverken bir yandan da onları büyük bir fırsat olarak görüyorum. bizim en büyük sorunumuz toplumun "dışa dönük" ve "içe dönük" şeklinde ikiye ayrılması; cemaat ile cemiyetin çatışması. bu tarz filmler; içe dönük, mahallesinden dışarı pek adım atmayan insanların rutinlerini kırıyor.

    eğer ki muhafazakarlığı, içe dönüklüğü azaltmanın, toplumdaki ikili ayrımın zamanla yok olmasının ilk adımı recep ivedik ve türevleri olacaksa ben bu tarz filmlerin gişe yapmasından hiç rahatsız olmuyorum.
  • hiç bir zaman serinin ilk 2-3 filmi kadar güldürmeyecek serinin 6. filmidir. recep ivedik neden güldürüyordu? çinkü ilk 3 filmi üniversite, 5 yıldızlı otel, holding, havayolu şirketi, market, starbucks, suşi restaurantı gibi yerlerde geçti. yani recep ivediğin o ilkel tipiyle çok ters düşen, insanların godaman iş adamı, yalaka profesör, yalaka müdür, kurumsallaşırken sakil sakil hareketler yapan itici tiplerle dolu mekanlarda geçti. oysa 4. filmden itibaren survivor adası, olimpiyat oyunları, afrika gibi recep ivediğin çok da abes kaçmayacağı, hatta bol hayvanlı bol doğalı yerlerde çekilen filmlerde recep ivediğin ilk filmlerdeki sistem eleştirisini, kapitalist dünyadaki samimiyetini göremedik. bu filmi de izler miyim bilmem. acilen tekrar kapalı mekanlarda geçen bir recep ivedik çekmesini tavsiye ederim.
  • buralar değerlenmeyecek onu izleyeceğinize bunu izleyin
  • recep ivedik ilk çıktığında edirne'li ve sürekli camdan mahalleyi gözetleyen alkolik bir tipti. üst komşusu halime ile arasında bakkal sepeti yüzünden mevzu çıkmıştı. halime recep için aşağıdan 2 bira çekmeyi kabul etmemişti de recep halime'yi aşağıya çekmişti. sonra bir de salim abiye laf atıp dururdu. onu bu hale çeviren yine türk halkıdır. adam içinizdeki hayvanı size gösteriyor o yüzden gülün lan işte.
  • daha fragmanının 30. saniyesinde osuruk ve bok şakasının geldiği boktan film.
  • fragmanı izleyin film gibi uzun zaten. sinemaya gitmeye gerek yok.

    bu arada çok zorlama bir konu olmuş. o hayvanlarla kendini ayni kareye koyup efekt kısmını ayarlayamadan gösterime girerse fragmanda olduğu gibi acayip sırıtır. aslan film mil, komple yeşil perde abi. gerçi kime anlatıyoruz türk sinemasının bu kadar yerlerde olmasına rağmen hala tüketicisi varken.
  • senaryosu sızan film.

    --- spoiler ---

    osuracak.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap