recep tayyip erdoğan
-
tercihini apolitik kalmaktan yana kullanacak olan, bilgili, ama bir o kadar da sürekli bu konuları konuşmayacak olan bir nesili, kusturana kadar politika konuşmak zorunda bırakan şahıstır.
-
türkiye'de bir çok insana stockholm sendromu yaşatan başbakandır. eğer 2011 genel seçimlerinde de tek başına iktidar olarak başbakan olursa bunu kanıtlamış olacaklar.
-
an itibarıyle grup toplantısında soruyor;
- 8 yıllık iktidarımızda kimin özgürlüğünü kısıtladık, neyi yasakladık?
diye*. sayın başbakanım, yalnıca bir kelime söyleyeceğim size;
(bkz: youtube)
aslında söylenecek o kadar çok şey var ki..! neyse zaman bulursam düzeltirim bu entryi. evet geldik yasaklar'a. aşağıdaki başlıklar yalnızca sözlükte bulabildiklerim ve akp hükümeti döneminde açılmış başlıklardır.
(bkz: internetten alkol ve sigara satışının yasaklanması)
(bkz: okulda el ele tutuşmanın yasaklanması)
(bkz: sperm bankasıyla hamile kalmanın yasaklanması)
(bkz: trt'de at kuyruğu ve küpenin yasaklanması)
(bkz: youtube'a erişimin yasaklanması)
(bkz: filmlerdeki içkili sahnelere yasak)
(bkz: izmir'de kep giyme ve mezuniyet törenlerine yasak)
(bkz: kadına iki soyadı yasak) -
şu anda canlı yayında göz göre göre yalan söylemekte, demagoji yapmakta olan kişi.
sanata ve sanatçıya en fazla destek onların hükümeti döneminde olmuşmuş da, tarihi eser olan bölgeye heykel dikdirtmezmiş de. alsınmış karşıyaka belediyesi heykeli başına çalsınmış, mış mış da mış mış.
(bkz: #21635280) -
ucube dediği heykel etrafında büyüyen tartışmada kendisine verilen tepkiye, kendisinden beklenecek bir üslupla karşılık veren başbakan. il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada öyle tabirler kullandı ki; mürebbiye mi dersin, seçkinci mi dersin, sırça köşklerde yaşayanlar mı dersin. memleket maddi imkansızlıklardan senelerdir belini doğrultamazken, kendisinin hükümeti sürecinde halk oylamasına sunduğu anayasa değişikliğini %42 gibi bir oranın kabul etmediğini de bildiği halde, kendisine karşı duran kesmi bu tabirlerle ifade ediyor. bahsettiği kesim, söylediği gibi bolluk zenginlik içinde olsa idi, bugün türkiye'de yoksulluk diye bir sorun olmazdı. ancak ağzının içine bakan kesmin kendisinden beklediği gibi ayrıntıları düşünmeden hoyratça sallıyor da sallıyor.
icraatlarına verilen tepkilere bu şekilde karşılık vererek sempatizanlarını sıcak tutuyor partisine karşı ama eğer bu tepkiler de verilmez ise çok daha sertleşeceği de açık. kendisinin hangi zihniyete sahip olduğu, hangi yönetim biçmine eğimli olduğunu her fırsatta gösteriyor bizlere.
chp'de yeni yeni etkili olmaya başlayan kemal kılıçdaroğlu'nun (özellikle önder sav'ın parti yönetiminden uzaklaştırılmasından sonra), bu tartışmalara balıklama atlamaması çok önemli bu zattan kurtulmamız açısından, ki bu konuda başarılı da buluyorum kendisini; deniz baykal gibi büyük tepkiler verip sonra pişman olmak zorunda kalmıyor. recep tayyip erdoğan arasa da bulamaz bundan sonra deniz baykal gibi muhalefet yapacak birisini zaten. şu anda konuşmalarının sertleşmesinin, bağırıp çağırmaya başlamasının sebeplerinden biri de budur bence(ki sesi bile kısıldı bugünlerde).
sanata ucube diyen başbakanın geçim derdinde olan halkın pek umrunda olmadığını kendisi de çok iyi biliyor zaten. bu noktada kendisini eleştirenleri, içi boş laflarla, demagojik bir tarzla partisine oy devşirmek için de kullanmaktan geri kalmıyor zat-ı alileri. dileğim bu oyunun boşa çıkarılması, üretken olmayan bu siyaset tarzının kendisiyle beraber tarihin tozlu sayfalarında yerini alması; hakikaten baydı artık. -
oktay ekşi'nin chp'ye katılmasıyla ilgili; "sen bu ülkenin bakanlarına hakaret eden ve bunu da köşesinde yazacak kadar ileri giden kişiye partinin rozetini takacaksın sonra da bu ülkede özgürlük yok diyeceksin." diyerek, özgürlük kavramına yeni bir boyut kazandırmış başbakan.
-
iman dolu ve huşu içinde olmam gereken şu final döneminde aklıma alkol gibi ucube heykeller gibi şeytan işi şeyleri sokarak bol bol günahımı alan kişi.
saygılar,saygılar. -
çıkardığını iddia ettiği milli görüş gömleği'ni artık saklama ihtiyacı dahi duymamaktadır. ne de olsa mhp'nin dini bütün ülküdaşları kendi partisine meyletmektedir, yurdum liboşlarını kafalamaya artık ne gerek var? gömlekler fora!!
-
tıksırana kadar içiyorlar hadisesinde goruldugu gibi ne kadar ugrassa da, ne kadar gizlemeye calissa da gercek tayyip icinden arada bir cikip kendini desifre ediyor.
ed:
ayni konusmasinda baska incileri de varmis.
kars'taki heykel icin; "...48 metre yüksekliğe çıkıyor. camiler onun gölgesinde kalıyor. bu işlere yorum yapabilmek için illa güzel sanatlar fakültesini bitirmek zorunda değilim ki..."
sanatciya verilen odenek icin; "...bir tane sanatkar akıl veriyor. hükümet bunlarla uğraşacağına kars'ta işsizlikle mücadele etsin diyor. bunlara verilen para kars'taki altyapıya verilmiş olsaydı farklı olurdu."
icenlerin tiksirmasi, golgedeki camiler, sanatciya verilen paranin altyapiya gitmesi gerekliligi... ic sikintisi, karamsarlik. -
hakkında okuduğum herhangi bir haberin veya cümlenin daha yarısındayken, istem dışı olarak, şaşkınlıktan ağzımın açılmış olduğunu fark etmeme sebebiyet veren şahsiyet.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap