recep tayyip erdoğan

• şöyle bir insan hakları tanımı yapmış:
  
  "bana göre insan haklarının zirvesi, bizim medeniyetimizin 'insan yaratılmışların en şereflisidir' hükmüdür. yunus emre'nin 'yaratılanı severim yaradandan ötürü.' sözünün kaynağı da bu hükümdür. rabbimiz insanı dünyadaki gördüğümüz ve göremediğimiz tüm varlıklardan üstün kıldığına göre bunun daha üzerinde bir hak tanımı yapmaya uğraşmak beyhudedir. öyle ki kul hakkı dediğimizde insan hakları başlığında dile getirilenlerin tamamını hatta fazlasını ifade etmiş oluyoruz. inancımızda, dinimizin, hatta devletin 'zarurat-ı hamse" denilen beş temel gayesi vardır."
  
  " görüldüğü gibi bizim ölçülerimizde eksik yok, sıkıntı yok. bunların bm ve ab gibi dünya çapında kriter koyan kuruluşların insan hakları anlayışından fazlası var, eksiği yok. bizim tek sorunumuz kendi ölçülerimize kendimizin riayet etmiyor olmasıdır. kuran ve sünnet terbiyesi almamış kendini bilmezler asla islam’ı temsil edemezler. tam tersine bu konuda bizim çok sağlam referanslarımız var. ecdadımız insana dair her konuda öylesine hassasiyetler ortaya koymuştur ki bugün dahi örneklerine rastlamak mümkün değildir. "
  
  şimdi burada iki temel sıkıntı mevcut:
  birincisi, bu sözlerden, insan hakları kavramının, seküler niteliğinden dolayı batıl olduğu, onun yerine şer'i hükümlerin geçerli kılınması ve uygulanması gerektiği anlamı çıkar. bu da laiklik ilkesi ile çelişir.
  ikincisi, isnad olunan kuran ayeti'nin de ne kadar doğru yorumlandığı meselesidir. zira isra suresi 70'inci ayet'te:
  "insanları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık." ifadesi var. bu ifade, insanın "eşref-i mahlukat" yani yaratılanların en şereflisi olduğu iddiasını desteklemediği gibi, söz konusu inanç ve iddia bu ayetle çelişir.
  bildiğimiz kadarıyla da insanın, yaratılmışların en faziletlisi olduğuna dâir açık bir ifâde (âyet veya hadis) de gelmemiştir.
  tersine bakara suresi 30. (ey resûlüm!) hani rabbin meleklere: “ben, yeryüzünde (hükümlerimi yerine getirecek) bir halife (yetki ve yöneticiliğe elverişli insan) yaratacağım.” demişti. (melekler de: “yâ rab!) biz seni hamd (övgü) ile yüceltip ve seni bütün noksanlıklardan tenzih edip ulularken, orada (senin emirlerini tutmayıp) bozgunculuk çıkaracak ve kan akıtacak birisini mi yaratacaksın?” dediler.(allah da): “şüphesiz ben sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim.” dedi.
  ve ahzab suresi 72:
  "biz emaneti göklere, yerküreye ve dağlara teklif ettik, ama onlar bunu yüklenmek istemediler, ondan korktular ve onu insan yüklendi. kuşkusuz insan çok zalim, çok bilgisizdir." demektedir.
  dolayısı ile islam'a göre insan yaratılmışların en şereflisi de olur, en şerefsizi de. çünkü o halifedir. onun diğer yaratılmışlara gücü yeter. bu gücü nasıl kullandığı da, bu dünyadaki sınavıdır.
• buldun gollük ortayı, israil'e, abd'ye (trump soyle boyle dedigini duymadim) atar gider yapiyon da, incirlik'i, kürecik'i kapatamiyon da anlasildi,
  
  cik da
  
  - "ben bop eş başkani degilim"
  - "alin yahudi madalyaniz da sizin olsun"
  
  falan gibisinden bir seyler de bari biyikli...
• (bkz: #72752407)
• (bkz: ziraat bankası'nın new york şubesini kapatması)
• bugün dünya insan hakları günü programında yaptığı konuşmada israil'lileri kastederek "bugün kendilerini kudüs’ün sahibi sananlar, yarın arkasına saklanacak ağaç dahi bulamayacaklarını bilmelidirler" demiş olan cumhurbaşkanı, partili cumhurbaşkanı, adalet ve kalkınma partili cumhurbaşkanı (ya da her ne ise).
  
  http://www.hurriyet.com.tr/…bulamayacaklar-40674628
  https://www.cnnturk.com/…k-agac-dahi-bulamayacaklar
  http://www.yenisafak.com/…ac-bulamayacaklar-2906178
  
  efendim ben bu konuşmada bahsedilen ağaç ve saklanma kelimelerinin rastgele seçildiğini düşünmüyorum. nitekim bir insanın saklanma durumu olsa hangi refleks ile bir ağacın arkasına saklanacağını aklım almıyor.
  
  ne bileyim bir duvarın arkasına saklanılır, evin içine saklanılır ama ağacın arkasına saklanmak benzetmesi çok manasız bir benzetme. dilimizde de pek rastladığımız bir söylem değil gibi.
  
  nihayetinde saklambaç oynarken bile ağacın arkasına saklanılmaz.
  
  peki neden bu kelimeler seçildi? aklıma gelen tek sebep açıkçası bu tabirin meşhur bir hadis-i şerif'te geçiyor olması. ebû hüreyre (-ra da olabilir) peygamber hz. muhammed'in şöyle buyurduğunu söylüyor:
  
  "müslümanlarla yahudiler harb etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. o harpte müslümanlar (gâlip gelerek) yahudileri öldürecekler. öyle ki, yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç; ‘ey müslüman, ey allah’ın kulu, şu arkamdaki yahudi’dir, gel de onu öldür!’ diye haber verecektir. sadece garkad ağacı müstesna, çünkü o, yahudilerin ağaçlarındandır.”(müslim, fiten, 82)
  
  hz. muhammed tarafından söylendiği ileri sürülen bu sözler, başka kitaplarda da yer almakta.
  
  dolayısıyla ben erdoğan gibi islami öğretilerin içerisinde büyümüş birisinin bu "ağacın arkasına saklanma" metaforunu boşu boşuna dile getirmediğini düşünüyorum. dünya insan hakları günü programı kapsamında bu konuşmanın nasıl değerlendirilmesi gerektiğini de sizin takdirinize bırakıyorum.