• süper bir adam. bugün fetö ye sövüyor, fetö ye destek verenlere sövüyor; hunharca desteklenip yarı tanrı muamelesi görüyor. 2 ay sonra fethullah gülen le barışsın, bugün fetö ye sövdüğü için yarı tanrı muamelesi yapanlar yine alkışlayacaklar, yine toz kondurmayacaklar...hah işte bunun sırrını çok merak ediyorum. bu konuda hiçbir siyasetçi eline su dökemez.
  • bülent arınç'ı yüksek istişare kurulu'ndan atmak yerine sadece kurul masasındaki yerini bir tık değiştiren cb.
    https://odatv.com/…boyle-ceza-verildi-05111902.html
    şimdi ilk uyarıda bu kadar uzaklaştırdı. herhalde 2. uyarıda bülent arınç'ı masanın kendisine en uzak köşesine oturtacak. 3. uyarıda kuruldan gönderecek.
  • mevlana ölüm gününü hakk'a vuslat, düğün gecesi olarak tanımlar ve öyle kabul eder. o günleri görürsek eğer kendisi hakk'ına vuslat ettiğinde:)) hepimiz bir düğün gecesini hakediyoruz bence. şöyle davullu zurnalı mümkünse. söyleyeceklerim bu kadar.
  • geldiğinde avrupa şampiyonu (yersen), dünya üçüncüsü (yersen) olan ülke futbolu yerlerde sürünmektedir (yer misin, yemez misin).
  • en son yaptığı dindar bir gençlik istiyorum açıklamasından sonra, o ifadenin başlığı yerine buraya yazmayı daha uygun bulduğum bir kaç şey yazıp çizmek istiyorum.

    hepiniz duymuşsunuzdur akp döneminde dinden uzaklaşan insanların varlığını. fakat ben bizzat o insanlardan biriyim.

    annem; evlenmeden önce köyünün dışına çıkmamış bir köy kızı, babam; para kazanmak için şehir şehir gezip inşaatlarda çalışan bir köy delikanlısı. ikisi de aynı köyden ve köyümüz, şort giydiğimiz için bacaklarımıza bastonla vuran dedelerin olduğu bir köy (not erkeğim). tabii buradan ben erkeğim bana vurmasınlar ama şort giyen kız çocuklarına vurmalarını normal karşılıyorum gibi bir anlam çıkmasın. bunu belirtme niyetim, normalde böyle yobaz anadolu köylerinde erkekler "çük dışarda" gezerken, kızlar daha 5 yaşında kapatılır. bizim köyde erkek çocuğu camiye tişört giyip gelse mutlaka bir dede tarafından kulağı bükülür.

    böyle bir köyde doğup büyümüş her insan gibi din, anne ve babamın da hayatlarının önemli bir parçasıydı ve iyi bir insan olmak iyi bir dindar olmaktan geçiyordu. hayatım boyunca hep dindar öğretilerle yetiştirildim. çalmak, öldürmek, tecavüz etmek bunlar yanlış olmaktan önce günah olan şeylerdi.

    bu din temelli yaşamanın, din ile kandıran her insana kanmak gibi bir handikapı var tabii ki. yakın bir tarihe kadar anne ve babam sağ partiler dışında bir partiye oy vermiş insanlar değillerdi. haliyle çocukluğumun tamamı ve ergenliğimin bir kısmı bir çok cemaatin kurslarında "adam olmak" için gönderilerek geçti. şükürler olsun tacize, tecavüze uğramadan o dönemleri atlatabilmişim.

    kendisinin de istediği gibi dindar nesilin bir ferdi olarak temellerim sağlam atılıyor, artık sorgulamaktan korkarak yetiştiriliyordum. çocukluktan beri susmak bilmeyen sorgulayıcı iç sesimin şeytan vesvesesi olduğuna inanmam isteniyordu sistematik bir şekilde. işin daha da ilginç tarafı, siyasi görüşüm ile dini inaç seviyem bir paralellik gösteriyordu ve ikisi de aynı şekilde biat edilmesi gereken birer gerçekmiş gibi önümüze sunuluyordu. erdoğan sadece bu topluma değil islama hizmet ediyordu ve erdoğan dışında kim gelirse gelsin; kuran kurslarını ahıra, camileri genel eve çevirecekti. bu sarsılmaz ve eleştirilemez gerçeği irdelemek; kafire hizmet, vatana ihanet demekti. işte kendisi tam olarak böyle düşünen gençler yetiştirerek yarının dünyasında da var olma planları yapmaktadır.

    çok genel bir yargı vardır bilirsiniz; "müslümanın ateist olması hristiyanın ateist olmasından çok daha zordur". bunu dindar insanlar bir övünç olarak görürler, "çünkü bizim dinimiz daha kusursuz ve mantığa yatkın, ama hristiyanlık aslı değiştirildiği ve çelişkilerle dolu olduğu için mantıksız bu sebeple hristiyanlar dinden çıkıyor" diyerek savunurlar.
    ben tam tersine inanıyorum, eğer müslümanlara eğitimle, dogmalarla, baskılarla sorgulamaları yasaklanmazsa dünyadaki tüm diğer din mensuplarından daha yüksek bir oranla dinden uzaklaşırlar. çünkü hristiyanın dinini sorgulaması için bir sebebi yoktur, zaten normal hayatın içinde yapmak istediği ne varsa rahatlıkla yapabilmektedir, yapabilmesi için din regüle edilmiştir. eğer insanların yapmak istedikleri bir şey varsa ve din izin vermiyorsa vatikan bir "ayet hükmünde kararname" ile hemen ilgili değişikliğe gitmektedir. çünkü onlar için önemli olan dünyanın her yerinden gelen para ve lobi gücüdür. sembolik de olsa papalık makamı var olsun yeterdir. mesela şu an eşcinsel evlilik üzerine yoğun bir tartışma var ve belki de önümüzdeki 10 yıl içinde vatikan eşcinsel evliliğin önünde dini bir engel olmadığını açıklayacak, hatta kilisede nikahı kıyılan ilk eşcinsel çiftin fotoğrafı sosyal medyada günlerce gündem konusu olacak.

    peki müslüman öyle mi? en temel ibadetinde, hayatın en temel fonksiyonlarını yerini getirirken bile 50 tane zorluk 100 tane çelişki... uzun uzun bu çelişkilerden bahsedip zaten planladığımdan çok daha uzun bir hal almaya başlamış bu yazıyı daha da uzatmak istemiyorum. inanmayanların binlercesini sayabileceği, inananlarınsa onbinlerce kulp bulabileceği çelişkilerden bahsediyorum işte...

    işte bu çelişki dolu dini inanışı sorgulama yoluna ne zaman girecek olsam artık her seferinde şeytan vesvesesi diyordum kendime. başarmışlardı, beni artık sorgulamaktan korkan bir birey haline getirmişlerdi. ta ki 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi sürecine kadar...

    işte o zaman içimde ilk sorgulamaların fitili ateşlendi. işte o zaman beynimin içine tuğla tuğla ördükleri duvara ilk balyozumu sallamıştım. bir tarafta ağaçlar kesilmesin diyen gençler, benim gibi insanlar. öbür tarafta benim dinime hizmet ettiği söylenen, döverek gençleri öldüren, berkin elvan'ı öldüren insanlar. bu tarafta mı olmalıydım? hani bazen film boyunca kötü olarak gösterilen karakterin aslında haklı olan taraf olduğunu gördüğünüz bir an vardır hatırladınız mı? itiraf etmeliyim hemen muhalif olmadım, aslında hükümet bu gençleri dinlemeli dedim, kötü bir şey istemiyorlar dedim. ama artık içimde yanlışa yanlış diyebilen bir adam uyanmıştı. o adamın adı bilinçti.

    kendisinden de, dini inanışından da, destek verdiği her şeyden de kopuşumu sağlayan olaya gelecek olursak;

    (bkz: 13 mayıs 2014 soma maden ocağı patlaması)

    evet bu olayla birlikte anladım ve şuuruna erdim ki en başından beri yanlış taraftaydım. inandığım her şey yanlıştı. 300 kişinin orada o şekilde öleceği daha anne rahmindeyken yüce yaradan tarafından alınlarına yazılmamıştı. hepsi yaşayabilirdi, hepsi şu an, o gün evden öpüp de çıktıkları çocuklarının okuldan dönüşünü görebilirdi. hepsi o akşam sofralarına oturup allahın verdiği rızklarını değil alınlarının teri olan yemeklerini yiyebilirlerdi. yiyip eline sağlık hanım diyebilirlerdi. hatta yeterince medeni olsaydık, bekar olanlar batılı meslektaşları gibi iş çıkışı arkadaşlarıyla bir yerde oturup sohbet edebilirlerdi. hepsini recep tayyip erdoğan öldürdü. yerde yatan bir işçi yakınını tekmeleyen yusuf yerkel'in tekmeleri benim inancımı öldürürken hem de. rahmetinin, bilgisinin, kudretinin, iyiliği ve mehametinin sınırı olmayan bir tanrı; hiç kuşkusuz yerin metrelerce kat altında iki kuruş için çalışan işçiler yerine çocuk tecavüzcüleriyle ilgilenirdi. tanrı ya yoktu, ya kendini tanıttığı gibi biri değildi ya da bu işlerden elini eteğini çekmişti.

    dindar nesil in bir ferdi olmak için koyulduğum yolda en azılı muhalife dönüştüm. üstelik ben tehlikeliyim. tehlikeliyim çünkü silahlarını bliyorum, benim de elime tutuşturdular. yalanlarını biliyorum, çünkü en kallavisi benim kulağıma fısıldandı, başkalarına fısıldamam salık verildi. kaçış yollarını biliyorum çünkü bana da darda kalırsam nereye kaçacağımı gösterdiler. sığınaklarını biliyorum çünkü çok sıkışırsan buraya sığın dediler. madenciler can verdiler ve bu iş senin sorumluluğunda mı? tamamı dindar ve sorgulamaktan korkan insanlara "yahu daha ana rahmindeyken insanın ne zaman ne şekilde öleceğimiz yazılmadı mı? siz kaza ve kaderin allahtan geldiğine inanmıyor musunuz? onlar cennetin en güzel katında peygambere komşu olmadılar mı? daha bu yaygara niye?" dediğinizde size ne diyebilirler ki?
    tüm hile hurdalarınızı biliyorum, bana siz öğrettiniz. dini bir enstrüman olarak nasıl kullanacağımı o enstrümanın virtüözlerinden öğrendim.

    geldiğim noktada ise telefonumun ekranını her açtığımda gördüğüm mustafa kemal atatürk'ten başka bir yola sapmayan bir adama dönüştüm. ilkelerini okudum, ideolojisini benimsedim. gösterdiği hedefte durmadan yürüyeceğime and içerken küçücük çocuk bedenimle, şimdi ne için and içtiğimi de idrak ediyorum. güzel atam nasıl bir temel attıysa içimize, cemaatlerin tarikatların içinde de büyüsek bir kıvılcımla, küçücük bir yöneltmeyle nasıl da giriveriyoruz yoluna.

    1 muhalif oyun bile çıkmadığı evimizde şimdi 5 kişinin 5'i de muhalif oy veriyor. çünkü annemi nasıl ikna edeceğimi siz öğrettiniz bana. babamı muhalif partinin sandık başkanı yaptıracak hale nasıl getireceğimi sizden öğrendim sağolun. annemi belediye seçimlerinde sandık nöbeti tutturacak hale getirdim varolun, türbanlı kız kardeşimi yaşadığımız şehrin muhalif belediye başkanına instagram'da methiyeler düzerek paylaşacak hale getirdim sayenizde ellerinizden öperim.

    istediğin kadar dindar bir gençlik istiyorum de, dünya oraya gitmiyor ama sen gidicisin. gençler, senin anlattığın hikayelere kanmıyor ve yıllardır teolojik masallarla uyutulan anadolu insanının sayısı git gide azalıyor. yeni nesili teolojik masallara inandıramazsınız. batıdaki yaşıtlarının yaşadığı hayatları gören gençler, hayatta yaşayamadığı her tat için sizi sorumlu tutacak. gideceksiniz, hem de giderken üstünüze en çok toprağı istediğiniz dindar nesil atacak.

    ne diyorduk?

    selam ve dua ile*
  • camide içki içtiler, kabataş'ta başörtülü bacımı yerlerde sürüklediler, üstü çıplak 70 adam falan filan.. görüntüleri bu cumaya" denmesi üzerinden geçen 332. cuma.
  • ali babacan ve ekibinin partisinin kendi projesi olduğunu düşündüğüm cumhurbaşkanı. siyasi deha.

    edit: önce ak parti'den chp'ye geçen oyları ali babacan'ın partisine çekecek ondan sonra ittifak yapacaklar. yalnız kendisinin unuttuğu çok önemli bir detay var. ekonomi çok kötü sayın cumhurbaşkanım. öyle kötü ki en erdoğan'ı seven esnafı bile erdoğan'ı sorgulatan cinsten.
  • abd nin türkiye büyükelçisi. ilaveten yine bir kandırılma vakasıyla karşı karşıya.
  • bugün basın express yolunun içinden geçen reis-i cumhur. kendisi için mübarek kandil gününde dualar etmekteyiz.
hesabın var mı? giriş yap