• cumhuriyet gazetesi bombalamasi icin ;

    ne olacak bizim partiye de bomba atiyorlar...
  • şehit annesi neriman okay sert tepki gösteriyor, komutanın yakasına sarıldı.
    şimdi telefonda aynı durumla ben de karşılaşırsam, bunu mu dinleyeceğim ben
  • (bkz: #2033335)
    (bkz: #3787074)
  • sözlüğe bakacak olursak, gaf kelimesinin tanımının yersiz, beceriksiz söz veya davranış, pot olarak yapıldığını görürüz. gaf yapmak ise bilmeden yersiz bir davranışta bulunmak veya başkasını incitecek söz söylemek, pot kırmak gibi anlamlara tekabül ediyor.

    şimdi kelime birçok manaya geldiği için, başbakanın konuşmaları bazı yönleriyle gaf olarak nitelendirilebilir. bazı yönleriyle de nitelendirilemez. mesela bu sözler, karşısındakini incitecek ağırlıkta olması ve beceriksizce sarfedilmiş olmaları bakımından gaf sayılabilirler. ama pot kırma anlamına günümüz türkçesiyle karşılık geldiği söylenemez. burada sanki bu kelimelerin anlamlarının daralmış olması, ve hatta günümüzde farklı anlamlarda kullanılır olması hasebiyle çıkıyor ortaya bu kargaşa. ya da kelimeyi ben farklı şekilde algılamışım bunca zaman.

    ben gaf yapmak, pot kırmak gibi sözlerden daha çok, anlatılmak istenen konuyu bir takım sebeplerden ötürü tam manasıyla anlatamamak, hatta yanlış kelime seçimlerinden ötürü kastedilmek istenen mevzuudan bir parça kopmak ve sonucunda ortaya çıkan lafın başka yönlere çekilebilir bir kıvama gelmesini anlıyorum. ya da medya ve basın bu şekilde kullandığı için bende yanlış bir tezahür oluştu, bilemiyorum. benim gaftan anladığım şunlar;

    “füzelerle savaş kazanabilirsiniz, ama füzelerin üzerine oturamazsınız...” (deniz baykal)

    “her sene bir sene daha geçiyor...” (tarkan)

    “yıllardır olmamıştı, uzun zamandan beri ilk defa tek partili koalisyon oluyor...” (nil karaibrahimgil, bogaziçi üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü mezunu)

    daha fazlası için; http://www.ntvmsnbc.com/news/248987.asp

    bakın bu beyanatlara, aslında söylenmek istenen hep farklı şeylerdir. nil'in tek parti koalisyonundan kastı, tek parti iktidarıdır. deniz baykal'ın füzenin üstüne oturmakla neyi kastettiğini tam anlamadım ama bizim anladığımız manzaranın dışında bir şeyi kastettiğini düşünmek istiyorum. tarkan da keza öyle..

    peki bunun yanında başbakanın ağzından çıkan sözlere dönelim bir de;

    herhalde başbakan çiftçiye "lan" diye hitap ederken, "evinde lan bağlantın var mı sevgili vatandaş?" demek istemedi. ananı da al git buradan derken, aslında, "ananla git tarım kredi kooperatifine zararın ödensin" demek istemediği muhakkak. taziyelerini iletmediği şehit annesi için söylediği " şimdi ben bunu mu dinleyeceğim" derken de " şimdi ben bunu mu dinleyeceğim, içim parçalanacak bak" şeklinde düşünmediği aşikar.

    demek ki tüm bu cümleler, sözkonusu şahsın olanca samimiyetiyle dudaklarından dökülen kelamlardır. başbakan kesinlikle sarf ettiği cümlelerle, tam olarak anlatmak istediği, söylemek istediği şeyi söylemiştir. yani ortada bir dil sürçmesinden ziyade, yanlış kelimelerin istemsiz seçiminden ziyade bir derviş vardır. bu dervişin de kendince fikirleri, bu fikirlerin de pratikte ortaya çıkardığı zikirler vardır. ve bu zikirler görüldüğü gibi gaf niteliğinin ötesinde anlamlara haizdirler. bilmiyorum, anlatabiliyor muyum?
hesabın var mı? giriş yap