• --- spoiler ---

    frank moses: seni kordeski mi eğitti?
    william cooper: evet?
    frank moses: kordeski'yi ben eğittim.

    --- spoiler ---

    böyle karizmatik ukalalık görülmemiştir
  • vakti zamanında havaalanında aldığım ilk sayısını ben uçakta okurken; bir yanımdaki göbekli, top sakallı, kodaman amca ile diğer yanımdaki smart casual, genç işadamı, olası beyin fırtınacısı arkadaşı nerdeyse birbirine düşüren dergi. ben sert başlıklardan dolayı dergiye uyuz oluyorlar sanırken meğersem onlar benden dergiyi istemek için sabırsızlanıyorlarmış. demek aslında etraf solcu dolu da... deniz baykal yüzünden gizleniyorlar mıdır nedir!?..
  • --- spoiler ---
    ev hanımı kılıklı bazukalı ajan sahneleri olmayaydı iyiydi..

    --- spoiler ---
  • eskimiş bi mesele gibi görünse de en azından konunun kendisi olmasa da tezahürleri halen devam ettiği için zamanında içime attığım bazı lafları girmek zorunda hissediyorum bu pseudo-sosyalist internet sitesi hakkında.

    biliyorsunuz zamanında roni margulies için “polis dostu sosyalist” ve savunduğu eylem tipi için de “demokroni” yakıştırmaları yapılmıştı. bu yakıştırmalar bu siteden kaynaklanıyordu. sosyalist cephenin son bir iki senedir sergilediği körlemesine fraksiyon nefreti ve eleştiri yönelttiği insanın da (margulies) sosyalistler arasında nefret objesine dönmüş olması sayesinde bugün bile hala bazen refere edilen bi site burası.. ki bu nefreti (roni, yetmez ama evet, dsip vb) basamak olarak kullanıp sosyalist cepheden takdir gören ve itibar devşiren sadece red değil ayrı ama red’in yeri müstesna.. çünkü red sadece bu nefretten nemalanma yoluna giden basit bi yancı değil, bizzat bu nefreti oluşturan ve bunun için olabilecek en çirkef, en rezil metodları uygulamaktan çekinmeyen bi oluşum.

    bu yüzden red için zamanında kafamda başı sonu oluşmuş entry’de başlangıcım bile “red sosyalistlerin odatv’sidir” şeklindeydi. ama entry’yi girmedim, çünkü hem margulies üstüne pek çok şey yazmıştım, hem de sosyalist mahalle baskısı hala üstümde çok büyük bi etkiyle çoğu lafıma gem vurmama sebep oluyordu (ki o baskıyı henüz hala tam olarak atmış değilim ama köprüleri yakmaya başladım çoğu sosyalistle artık). artık yeter..

    red sosyalistlerin odatv’sidir çünkü odatv gayrı-etik (daha açık yazarsam entry siliniyor.. önceki odatv entry’m silindi) habercilikte ölçü birimidir benim için. etik olmayan habercilik, içeriğine oranla 1 odatv, 0.5 odatv, 1.5 odatv diye ölçülendirilebilir ve “demokroni” haberinde yaptıklarıyla red bileğinin hakkıyla 1 odatv ölçüsüne ulaşmıştır.

    “roni polis dostu, polis izin verirse ancak miting yapmalıymış sosyalistler” falan lafları üstüne linki verilen videoyu seyretmek için sitelerine uğramıştım. videoya bastım ve margulies’in polisin izin verdiği yerlerde miting yapmak gerektiğine dair cümlelerini dinledikten sonra sözlükte, "bu konuşmanın bir de tamamı şu linkte" entry’siyle konuşmanın orijinalini dinledim.

    şimdi tahmin edeceğiniz üzere red’de konuşmanın başı ve sonu kesilmiş, ortasından bir parça konmuştu. ve başıyla ve sonuyla dinleyince margulies’in kastının, o sıralarda darbe için halkta meşruiyet arayan orduya ve bu minvalde düzenlenen cumhuriyet mitinglerine karşı kalabalık bi miting yapmanın şart olduğu bu yüzden de izin verilen bi yerde toplaşılması gerektiği olduğu anlaşılıyordu. red bu videonun başını ve sonunu keserek margulies’in böyle bi kastı olmadığını, ilelebet sosyalistlerin polisle uyumlu ve ancak onların izin vereceği yerlerde miting yapmaları gerektiğini söylediği imasını vermeye çalışmıştı.

    ha margulies bu fikrinde doğru mu değil mi, konumuz o değil. yani cumhuriyet mitinglerine cevaben kalabalık bi işçi mitingi yapmak gerekli mi değil mi ayrı bi tartışma (ve bu amaçla ancak izin verilen bi yer seçilmesi).. ama margulies’in kalabalık miting yapılması gerektiğini düşündüğü için izin verilmiş yerlerde toplanması gerektiği konuşmasından “kalabalık miting yapılması gerektiği” ifadelerini kesip geri kalanını vermek şu anki tartışma konusu (çünkü bu sayede polis dostu ilan edilip sosyalistler arası nefret objesi haline getirildi margulies).

    fakat bu 1 odatv ölçüsünde bi cürüm değil.. olsa olsa 0.5, 0.7 arası bi şey.. yani başını sonunu kesip ortasını yayınlamak tamam evet çirkin bi iş ama herkes yapıyor bu tip şeyler. hatta kalkıp “başına sonuna gerek yoktu, o ortada dedikleri de zaten genel anafikriydi” bile diyebilirlerdi. fakat red’in yaptığı bi şey daha vardı.

    margulies’in konuşmasının orijinalini seyrederken red’deki bölüme geldiğimde şaşırdım çünkü o bölümün ortasında da benim duymadığım şeyler söylüyordu. red konuşmanın sadece başını sonunu değil, ortasından da bi bölümü kesmişti. çünkü margulies o konuşmanın ortasında da neden kalabalık bi miting gerektiğine dair fikrini tekrar ediyordu.

    red konuşmanın burasını da kesmişti çünkü seyreden olursa “hmm ama bu yüzden istemiş” demelerini istememişti. ve bi de ortadan da bi bölüm kesmiş olduklarının farkedilmemesi için uğraşmışlardı.yani o ortadaki kestikleri andan hemen önce margulies ne tarafa bakıyorduysa, nasıl duruyorduysa, sonra ekledikleri bölümde yine benzer durduğu bi anı seçmiş, arada da soft bi fade geçiş yapmışlardı. yani ekran birden kararıp yeni bi bölüm başlamıyordu. seyredenler arada bi yerin kesilmiş olduğunu farketmesinler diye uğraşmışlardı.

    işte bu yüzden red 1 odatv derecesini buluyordu. nefret ettirmeye çalıştıkları adamın söylediklerinin normal hali ondan nefret uyandırmak için yetmiyordu, o yüzden konuştuklarının başını, ortasını ve sonunu kesip öyle sunmuşlardı.

    birinden nefret etmek için dediklerini bozma gereği mi duyuyorlardı yoksa aslında nefret edilecek bi şey olmadığının farkında oldukları halde planlı bi şekilde adamdan nefret uyandırmaya çalışan art niyetli insanlar mıydı bilmiyorum.. tek bildiğim rezil oldukları ve hala sosyalistler arasında bazen referans gösterildikleri ve mide bulandıran bi yapı oldukları.

    ana sayfalarında “en çok kim midenizi bulandırıyor” diye anket yapıyorlar (tabii ki listede margulies de var).. o sıralamaya kendilerini de dahil etsinler. en çok onlar yakışır o ankete..
  • sırf kadro için bile izlemeyi göze almışken bir de utanmadan eğlenceli bir film çıkarmışlar. sıkmadan iyi vakit geçirten başarılı bir aksiyon olmuş. özellikle hoşuma giden noktalarsa şöyle:

    --- spoiler ---

    - frank'in spin atan arabadan çıkışı. yuh dedirtse de güzel sahneydi, the two towers'da legolas'ın ata bindiği sahneyi anımsattı.
    - marvin'in göründüğü her sahne, özellikle de ilk ortaya çıktığı an.
    - victoria'nın otoparkta ateş etmesi. nesi özel derseniz asaletine ve ciddiyetine dikkat derim.
    - ve tabii filmin final sahnesi. o sahnenin öncesini ya da sonrasını izleyemezsek üzülürüm valla.

    --- spoiler ---
  • herhangi bir filmi izlemeden önce hakkında ne kadar az şey bilsem o kadar iyidir diye düşünerek fragman izlemeden film seçme kararımın ne kadar eğlenceli olduğunu bir daha gösterdi bu film bana. kadrosuna kanıp -ki onda da sadece bruce wills ve morgna freemanı farketmiştim, devamı extra sürpriz oldu- iyidir heralde diye sinemaya girip, acayip eğlenceli vakit geçirdim. kesinlikle izlenmeli, hatta dvdsini evde arşivlik yapmalı.

    --- spoiler ---
    sanırım filmde en sevimli bulduğum konu, helen millerın rus ajanla olan aşkıydı. sevgi böcüğü oldum

    --- spoiler ---
  • sağlam sözleri ve tuhaf sesi olan, 'kamufle' ile 'gravür' albümüne imza atmış, rap sanatçısı.

    "adalet istedikçe adaletsiz sokaklarda kovalandık."
    "marka kaygın olmasın lan, biraz kendin ol.dilimden aldığın pay aklımdakinin onda biri"

    "ilaç aramıyorum yok çaresi doktor,
    bana deli diyen her adama doktor,
    sar yüreğim yarasını doktor,
    annem kadar anlama doktor,
    dur ne yapıyon ağlama doktor,
    soluk almadan izleme doktor,
    konu çok basitti ama ben karıştım,
    aklımı fikrimi bağlama doktor"
    " elim iki satır yazmaya mecalsiz o yüzden gözlerim de huzur evi gibi
    ....
    doktor, biraz acı bana bugün,
    doktor, ilacımı kana geçir hadi.
    doktor, kendimi kaybettim ardımdan ağlayan olursa bana getir hadi.''

    " otuz dakika hayal kurup, on iki saat çalış, yeşil hayalini bir köşede anlat betona.
    sonra kader de, peki gülmek yok mu hiç kaderde?"
    "intihar et bi de, el ayaktan düşür ruhu, zaten insan olduğunu hep inkar ettiler.(kamufle)"
  • acını sevmekte özgürsün

    sevmemek mümkün değil.

    kamufle & red- başka

    sözleri başka, sesi başka güzel
  • hiç bok atmayın, harika bir belgesel olmuş, izleyin izlettirin.
    bağımsız sinema merkezi youtube linki: http://www.youtube.com/watch?v=nf-24wun--y
  • kadıköy nazım hikmet kültür merkezi'nde yapılan gala gösterimine gittiğim belgesel. başlamadan önce yönetmen ufak bir konuşma yaptı ve bu konuşmada, bağımsız sinema merkezi olarak ürettikleri ürünleri sinema eleştirmenleri tarafından çeşitli sebeplerle haklı/haksız eleştirildiklerini dile getirdi. red!'inde bu şekilde eleştiri alma ihtimalini göz önünde bulundurarak, "ister buna film deyin, ister belgesel deyin farketmez" şeklinde konuştu. bana kalırsa da önemli olan verilmek istenen mesajdı. devrimden sonra filmini izledikten sonra, sağlam bir sinema izleyicisi sayılmasam bile benim de çeşitli eleştirilerim vardı filme dair, sahnelerin birbirinden kopuk olması vs. gibi. fakat açık yüreklilikle söyleyebilirim ki, red! gayet başarılı bir belgeseldi. bölümler arasında bütünlük olduğu gibi, vermek istediği mesaj da gayet netti; "sokakları hacklemek". baktığımız zaman, muhalif olan kişiler redhack'in yaptığı sanal eylemleri sahiplenmekle birlikte, yapılan eylemleri sadece bilgisayar başında takdir etmekle yetiniyor. çok önemli derecede sayılabilecek yolsuzluk belgeleri paylaşılıyor, fakat bizim yaptığımız şey bilgisayar başında bu belgeleri twitter'dan retweet etmek veya facebook'tan paylaşmak oluyor. bu eylemlerin bu zamana kadar maalesef ki sokağa yansıması gerçekleşmedi. belgesel de, bana kalırsa en büyük handikapı aşarak, eylemliliğin sanal aleme sıkışmaması, sanal alemde yürütülen mücadelenin sokakta ses bulması için çağrıda bulunuyor.

    sözün özeti, bağımsız sinema merkezinin emeklerine sağlık, çok başarılı bir belgesel çekmişler. redhacke de buradan selamlarımı iletirim. klavyenize kuvvet dostlar!
hesabın var mı? giriş yap