• orjinal ismi lucky luke olan çizgi karakterdir.
  • yeni çizgi film serisinin introsunda yanlış duymadıysam daltonlar "bir-iki-üç" diyor

    https://youtu.be/kd1yayhsgjm?t=28

    edit: algıda seçicilik adamlar lucky luke diyorlarmış: li-ki-lük
  • netflix'e 26 bölümü yüklenmiş çizgi film. hepsi de indirilebilir içerik (bkz: metro).

    (bkz: pazartesi sabahı gülümsemek için bir neden)
  • ben çizgi filmlere bayılırım. red kit'i de çocukluğumdan beri severim. o yüzden netflix'te görür görmez izlemeye başladım. çocukken fark etmemiştim ama bu belçika yapımı çizgi roman uyarlaması çocuklar için tarih gibi bir konsepte sahipmiş meğer.

    bir ülkenin yada dönemin tarihi detaylarını öğrenmeye çalışırken başlarda kaybolursunuz. hiç bilmediğiniz bir yığın detayı bir yerlere oturtamazsınız. bunun için elinizde bir tane güvenilir ve basit kaynak olması gerekir. bu çizgi filmde de amerika kuruluş tarihi ile ilgili çok güzel detaylar var. bu döneme meraklı iseniz amerika birleşik devletleri tarihi 101 tadındaki bu çizgi film serisini izleyerek güzel bir adım atabilirsiniz. şimdi spoiler ibaresi koyduktan sonra netflix'in verdiği sıralama ile sizlere çizgi filmdeki tarihi detayları özetleyeceğim. böylece siz de tarih birikiminizi arttırabileceksiniz.

    --- spoiler ---

    ilk bölümümüzde bir kumarhane işletmecisinin yaptığı dalavereleri izliyoruz. bu arkadaşımız yasada bir boşluk fark ediyor ve günümüzde de devam eden yerli kumarhanesi konseptinin temellerini atıyor. gerçek hayatta da yerliler çizgi filmde anlatılana benzer şekilde muafiyetlere sahipler. ayrıca olayların geçtiği yer nevada çölü yani daha sonra las vegas'ın kurulacağı yer. böylece kumar endüstrisinin başlangıcına da şahit oluyoruz.

    ikinci bölümde hayatta kalan son iki bufalo red kit'e emanet ediliyor ve onları başka bir yere götürmesi isteniyor. bu canlıların soyları tükenme noktasına geldiği için işsiz kalan buffalo bill gibi insanlar da son av için red kit'in peşine düşüyorlar. bölüm boyunca bill hakkında çok iyi tespitler yapılmış. kendisini ilk defa gördüğümüzde bir sahnede yaptığı kahramanlıkları anlatıyor. bu megaloman katil gerçek hayatta da aynı şekilde şovlar düzenlemiş. ayrıca yol boyunca kendisinin ve kendisi gibilerin sebep olduğu kıyıma şahit olsalar da asla pişman olmadıklarını görüyoruz. böylece yaşadığı dönemde "kahraman" sanılan bu adamın, yaptıklarının üzerinden zaman geçince nasıl bir insan olduğu ortaya çıkmış. bölümün güzelliği ve üslubunun inceliği de tam olarak burada yatıyor.

    üçüncü bölümde serinin en sevilen kötü adamları dalton'lar var. belki biliyorsunuzdur gerçek hayatta da dalton çetesi var ancak isimleri farklı. o dönemde kurulan çetelerin temelinde genelde aile bağları yatıyor. yani üyelerin birkaçının akrabası olması çok sık görülen bir durum. ayrıca dönemin çetelerinin iç dinamiklerine de bakış atma şansımız oluyor.

    dördüncü bölüm benim favorim olabilir. çünkü sinemanın mucidi olarak görülen lumiere kardeşler 'in vahşi batıdaki maceralarına yer verilmiş. sinematografın geleneksel eğlenceye etkisi, kitleleri kendi etrafında toplaması gibi ciddi meseleler ile birlikte red kit'in aktörlük denemeleri gibi komik detaylar da var bölümde.

    vahşi batı kısa yoldan zengin olmak isteyen pek çok insana ev sahipliği yaptı. bu da pek çok dolandırıcının ortaya çıkmasına neden oldu. beşinci bölümde ülkeye yayılan bu insanlardan birinin yaptıklarını izliyoruz. gerçek hayatta ise philip arnold ve george devol gibi fırsatçılar bu bölümdeki olaylara referans olarak verilebilir.

    kuruluş zamanında amerika'nın en büyük rakibi ingiltere'ydi. bu bölümde ulysses s. grant ile kraliçe victoriakimin adamı suçluları daha hızlı bulur iddiasına giriyorlar. kraliçe göreve sherlock holmes 'ü çağırırken başkan grant de tabi ki red kit'i çağırıyor. bölüm boyunca ingiliz tarafına sanki biraz fazla yüklenilmiş gibi dursa da sonuç olarak iki ülkenin arasındaki farklılıklar ve çekişme güzel şekilde özetlenmiş.

    yedinci bölümde amerika'da yayılan komünizm akımını görüyoruz. bunu da tanıştığı herkese dostça yaklaşan fenotip olarak da vladimir iliç lenin'e feci şekilde
    benzeyen bir adam yapıyor. bu dönemde işçiler arasında sosyalizm ve komünizm düşüncesi var aslında. ancak zamanla sindiriliyor ve amerika bildiğiniz kapitalist haline dönüşüyor.

    genelde amerikan tarihi içinde çinlilere çok az yer verilir. sekizinci bölümde ise vahşi batı'daki çinliler anlatılıyor. altına hücum zamanında bir çok çinli batıya gelmiş. ancak kendilerinden alınan yüksek vergi ve maruz kaldıkları sistematik ırkçılık nedeniyle altın aramadan kısa sürede vazgeçmişler. onlar da bölüm boyunca gördüğümüz gibi tren yollarında çalışmış ayrıca çamaşırhane yada diğer satış yapan yerleri işletmişler. kimilerine göre kendileri olmadan demir yollarının bu kadar hızlı bitirilmesine imkan yoktur ancak ulaşım deyince çinliler değil ileride bahsedeceğimiz kodamanlar akla gelir hep.

    onuncu bölümde uçma meraklısı eksantrik bir adam ile tanışırız. o dönem bir yığın başarısız mucit var tabi ki. bu mucidimiz ise amerikalı wright kardeşler 'e bir saygı duruşu olarak serideki yerini almış.

    kızılderililer ile savaş aslında göçmenler amerika kıtasına ayak bastığında başlamış. ancak asıl uzun dönemli ve bütün batı hattına yayılan savaş 1811 ve 1924 yılları arasında yapılmış. bu savaşlar sırasında iki taraftan da pek çok kayıp verilmiş. kimi zaman ateşkes yapılsa da göçmenler kızılderililerin toprağına her adım attığında çatışma tekrar başlamış diyebiliriz. on birinci bölümde de bir ateşkes dönemi olmasına rağmen güç elde etmek için kızılderililer ile savaş çıkarmaya çalışan bir generalin yol açtığı olayları izliyoruz.

    on ikinci bölümdeki referansı bulmam açıkçası biraz uzun sürdü. bölümün sonuna doğru "demek buymuş dertleri" diyebildim. şimdi ipuçlarına göz atalım. gazlı bir içecek var, amerika'nın sembollerinden biri, noel ve yılbaşı konseptini satış için kullanıyor, markanın yuvarlak hatlı bir yazısı var. tanıdık geldi değil mi? bu bölümde coca cola'nın kuruluşuna ve yayılmasına yönelik bir gönderme yapılıyor. üretilen ilk cola'nın yeşil olduğunu hatırlatmakta da fayda var sanırım.

    on üçüncü bölümün adı for a fistful of daltons, bu da for a fistful of dollars filminden alıntı. bu bölümde dalton'ların başına bir ödül konur ve çıngıraklı yılan adıyla bilinen bir ödül avcısı onların peşine düşer. kendisi insanları sürekli oyuna getirmeye çalışır. bu özelliği ve tipi de iyi kötü çirkin filminde de rol alan lee van cleef'ten esinlenilmiş. ayrıca bu bölümde bir meksika açmazı da var. yapımcılar daha ne kadar ben western hayranıyım diyebilirler ki değil mi?

    on yedinci bölüm tam bir kara mizah örneği. bu bölümde cenazeciler birliği red kit'e karşı harekete geçiyor. çünkü red kit işlerini kimseye zarar vermeden çözüyor bu nedenle de cenazecilerin işleri azalıyor. bölümde şeriflerin seçim yoluyla belirlendiğini öğreniyoruz ve o dönem seçim çalışmaları nasıl yürütülüyordu görme şansımız oluyor.

    on sekizinci bölümde red kit iki adet irlandalı hanım ile karşılaşır ve onlara gidecekleri yere kadar refakat etmeye karar verir. bu bölümde ayrıca altın arayıcılarının nasıl şartlarda yaşadıklarını ve ülkenin kuruluşu ve büyümesinden önemli yer alan irlandalılara bakış atma şansı elde ederiz.

    on dokuzuncu bölüm ile ilgili şöyle bir problem var. netflix isimleri yanlış yazmış. bu bölümün adı aslında hayaletler ve gaydalar. bölüm boyunca red kit yine taraflar arasında mekik dokuyup bir savaş çıkmasını engellemeye çalışıyor. bu taraflardan biri iskoçlar diğeri de kızılderililer bölümün sonunda bu kardeşlerimiz aralarındaki husumeti gidermek için rugby oynuyor. bu da amerikan kültüründe önemli yer tutan futbolun gelişimini görmemizi sağlıyor.

    yirmi birinci sırada aslında on dokuzuncu sırada yer alan komodor bölümü var. komodor amerikalı demir yolu sahibi ve o dönemin en güçlü adamlarından biri olan cornelius vanderbilt'in lakabı. bu arkadaşımız çizgi filmde de adı geçen rockefeller'ın de rakibi o zamanlar. kendisi hayattayken muazzam bir servet elde etmiş ve bu servetin getirdiği güç ile yozlaşmış bir insan. enflasyona vurulduğunda yaptığı servet 2016'da 215 milyar dolar yapıyormuş. varın gerisini siz düşünün.

    yirmi ikinci bölümde red kit alaska'ya yolculuk ediyor. çünkü çarlık rusya'sı alaska'yı amerika'ya satıyor. bu bölümde ilginç olan nokta ise bahsedilen 7.2 m dolardan anlaşmayı imzalamaya giden william seward ismine kadar her detayın gerçek olması. bu nedenle siyasi olarak pek bir şey ifade etmese de bu bölüm sayesinde insanlar amerika'nın zamanında alaska'yı ruslardan satın aldığını öğrenmiş oluyor.

    meksika tarihi boyunca pek çok iç savaşa şahit olmuş. yirmi üçüncü bölümde ise 1857-1861 yılları arasında yapılan iç savaşın gösterildiğini tahmin ediyorum. ancak bölümde herhangi bir tarihi figür yer almadığı için yaşanan olayları gerçek tarih ile bağdaştırmak zor. ancak her iç savaşta meksikalıların en çok kendilerine zarar verdiği söylenmiş. bu da tarihi bakış olarak çok şık olmuş.

    netflix'te yer alan son bölümde vahşi batının ünlü simalarından calamity jane'i görüyoruz. jane'e ortağı tarafından iftira atılmış bu nedenle kaçak durumunda. adını temize çıkarmak için de red kit'ten yardım istiyor. çizgi filmdeki profil gerçek calamity jane'e uysa da aslında onun hakkında bildiklerimiz sınırlı. erkek kıyafetleri giydiği ve iyi bir atıcı olduğu doğru ancak hakkındaki en detaylı kaynak kendi ağzından yazıldığı için bazı yetenekleri ve başarıları abartılmış bir kişilik kendisi.

    --- spoiler ---

    gördüğünüz gibi bu serideki şu yirmi altı bölümü izleyerek vahşi batı'da kim kimdir, o dönemin dinamikleri nedir çözebilirsiniz. bunun üzerine kronolojik olayları sıralayan bir kitap okursanız ilber hoca olamazsınız belki ama dönem hakkında genel bir fikriniz olur. tabi dönem çok uzun çok fazla insan var ve net bir kayıtlama sistemi yok. o yüzden işiniz biraz zor. ancak dediğim gibi sırf burada adı geçen olayları ve kişileri bile araştırsanız ben bu dönemi biliyorum diyebilirsiniz.

    şimdi gördüğünüz gibi red kit kör göze parmak olmadan ince ince dönemi tanıtmış ve tarihi derinliği yeterince sağlamış bir yapıt. eminim çizgi romanlarda daha da fazla detay vardır. her ne kadar kurgu olsa da gerçeklere yaptığı bu dokunuşlar sayesinde tarih meraklısı bir insan olarak gözümde değeri iyice arttı diyorum siz nerede bu windweaver diye aranırken ortadan kaybolup atımı gün batımına doğru sürüyorum.

    https://www.youtube.com/watch?v=td0pan5agqs
  • netflix'e gelmesi sevindirmiş olsa da hem dublaj hem de yeni versiyon olması sebebiyle eski tadı vermemiş eskilerin efsane çizgi dizisi.
  • red kit; çocukken saf ve masum düşüncelerle, sadece kendi halinde gariban bir kovboy olarak tasavvur ettiğimiz bir karakterdir. amma ve lakin meselenin üzerinde biraz derinlemesine analiz yaptığımız zaman red kit'in gariban kendi halinde bir kovboydan daha fazlası olduğunu görebiliriz.
    öncelikle redkit ne yer, ne içer, ne iş yapar sevgili romalılar? hiç merak ettiniz mi? yada bu soruların cevabını ilgili çizgi roman ve çizgi filmde bir şekilde buldunuz mu? bulamazsınız. çünkü böyle bir cevap yoktur. red kit görünürde diyar diyar gezen bir gariban kovboy kişisi olup zorda kalanlara yardım eden, daltonlar ve diğer kötü kişileri yakalayıp hapse yollayan bir vatandaştır. peki iyi de redkit'in vazife ve selahiyeti nedir sevgili romalılar? hiç düşündünüz mü? bu ibnetor ne yer ne içer? o kadar mermi yakıyor ki merminin tanesi kaç para? nereden geliyor o mermilerin parası? işte bunların hepsinin bir cevabı mevcut arkadaşlar.
    redkit yeni kurulmakta ve gelişmekte olan amerika devleti hesabına çalışan bir gizli ajandır. daltonları sürekli hapse yollayıp bir şekilde kaçmalarını sağlaması ve bu döngünün sürekli olarak devam etmesi uzun yıllardır beni kıllandırıyordu. en nihayetinde toplamda 4 mermiye bakan bir işi bitirmeyip sürekli hapishaneye yollama ve hapisten kaçma temalı bir döngünün içine girmişti bir şekilde redkit ve daltonlar. öte yandan bu döngüyü oluşturan ise amerika devletiydi. daltonlar bir kasabaya varıyor, banka soyuyor, tren soyuyor, yani bir şekilde yöre halkına kan kusturuyordu. öte yandan yöre halkı daltonlardan illallah etmeye başlayınca, her ne hikmetse ben yalnız bir kovboyum türküsünü çığıran redkit olay yerine damlıyordu. kasabanın şerifi redkite binbir dil döküyor, daltonları yakalamaya razı olan redkit bizim oğlanları mahpus damına yollayınca birden bire sırra kadem basıyordu. arkasından bir şekilde firar eden daltonlar bir başka kasabaya geçip aynı tiyatroyu benzer şekillerde canlandırıyordu. o dönem yeni kurulan ve gerek kızılderili sorunu ile gerekse kendi içinde kuzeyli güneyli sorunları ile uğraşan amerika'nın yöre halkında sağlam devlet imajını pekiştirmek için böyle figuranlara ihtiyacı vardı. daltonlar kötü polis, redkit iyi polis rolünü oynuyorlardı. yani amerika diyordu ki daltonlar gibi kötü olursanız redkit gibi adamlarım size cezanızı keser akıllı olun mesajını bu şekilde veriyordu. redkit halkın gözünde amerika'nın gücüydü. işte amerikan kendi içinde birliği bu sayede sağlamıştır değerli arkadaşlar. redkit daltonlar olayı bir kurmaca yani tamamen devlet finanslı bir olaydır. bu olayı net ispatlayan bir sürü delil bulunmaktadır. ancak hepsini yazacak zaman olmadığından en mühim olanları üzerinde durmak istedim. düşünki boşta gezen bir kovboysun. bir at, binme takımları(eyer, üzengi mahmuz vs) kılık kıyafet, tabanca ve ekipmanları, mermi. bunlar az paramı kardeşim. boşta gezen bir adam bunları neyle alsın? merminin tanesi olmuş 2 lira 3 lira. bugün redkit gibi olmanın maliyeti bile nereden baksanız 7-8 bin tl para eder. bir de günlük masraflar var ki onu hiç sormayın. aylak aylak gezen bir kovboy için bu değirmenin parası nereden geliyordu anlamak mümkün değil. ama sonradan anlaşıldı ki redkit için bu meblağlar sorun değil. bir de başka faktörler var ki anlat anlat bitmez. kasaba şeriflerinin ulaşamadığı amerikan başkanına bile sürekli ulaşabilme yetisine sahip bir adamdan bahsediyoruz. nedir bu ayrıcalık kardeşim. gittiği yörelerde direk vali ile görüşebilen gerektiğinde başkana direkt mektup yazabilen, arta kalan zamanlarda da devriye atıp gezerek ortam kollayan gizli devlet adamı redkit. uzun uzun yıllar sonrasinda foyanı ortaya döktüm. gizli ajan redkit , son tahlilde amerika'nın otoritesinin en ücra köşelerde bile rahatlıkla tesis edilmesini sağlayan bir aracıdır. uyanık olun arkadaşlar. daha neler duyacağız.

    editör: bir sonraki entryde redkit cinsel hayatına değinilmiş. redkiti daha fazla rencide etmemek adına bu konuya girmedim. fakat bu da elzem bir konu. atı değil avradı mübarek. banyoda sırtını bile atına fırçalatan bir hayvanseverden bahsediyoruz en nihayetinde. siz banyoda sırt fırçalatma boyutunda kalıyor zannediyorsanız bu mevzuyu gülerim halinize. daha neler neler var bu redkite dair. ama az kaldı foyası dökülecek meydana. millet altına hücum ediyor bir çizgi romanında, bizim redkit barda içeceğini söylemiş bir yandan taşşaklarını havalandırıyor. akıl mantık işi mi bu sevgili dostlar. redkitin gerçek yüzünü en kısa zamanda farketmeniz dileğiyle. işte bunlar hep ameriganın oyunları.
  • youtube'da resmi bir türkçe kanalı çıkana kadar günlük red kit ihtiyacı için:

    https://www.youtube.com/…l/uct1s5djrx0i5vywowxar4ha
  • (bkz: efsane)
  • çizgi filmde; rin tin tin, düldül ve lucky luck yani red kit mevzunun başında geliyor. bi bütün halinde çocukluğu şahitlik eden çizgi film. belçikalı karikatürist morris tarafından yaratılmış çizgi roman, morris öldükten sonra da başka bir fransız çizer tarafından devam ettiriliyor. yalnız, kovboy akşam güneşi batarken dilinde bağrı yanık bir şarkıyla günü deviriyordu. dertli adammış şu red kit. dertli.
  • şimdiki çocukların varlığından haberdar bile olmadığı çizgi film.
    kime sorsam bilmiyor hayır 30 yaşındaki adamla da çizgi film muhabbeti yapacak halimiz yok. youtube dan çocuklara izletin şu çizgi filmi sayın veliler.
hesabın var mı? giriş yap