• ağa ile karısı at gezintisine çıkacakmış, seyise atı hazırlatmış. seyis atı getirdikten sonra önce karısını ata bindirmiş, yalnız bu sırada esen bir rüzgar kadının eteğini bir an havaya kaldırmış ama kadın anında eteğini bastırmış.

    ağa, durumu idare etmek için seyise

    "gördün mü yengendeki refleksi" demiş. seyis, konuyu anlamamış bakarak:

    "agam biz ona emcük dirik" demiş.
  • "... iki aşırı , yani refleks (reflex) ve düşünüm (reflection) aynı etimolojik kökene sahiptir. her ikisi de yansıtmayla ilgilidir. ikisi de latince reflexustan türemiştir."
    *
  • biyoloji bilgilerim beni yanıltmıyorsa omurilik * yönetiyordu bunları. ama yalnız ve güzel ve kafası karışık ülkemde kim yönetiyor, belli değil.

    (bkz: #26332156) şu entry'de anlatılan iki adet soğan kubbesine verilen tepkileri anlatayım da merâmım anlaşılsın.

    ilk repki, ilk refleks: "bu kubbeleri buraya ne hakla koyarsınız? siz kimsiniz? bir de yeşile boyasaydınız oldu olacak. pis dinciler, memleketi koca bir camiye çevirdiniz. iktidar sizin tabii, tepe tepe kullanın bakalım. hıh!"

    ikinci tepki, ikinci refleks: "bu kubbeleri buraya ne hakla koyarsınız? siz kimsiniz? bir de kızıl bayrak çekseydiniz oldu olacak. pis koministler, memleketi savaş alanına çevirdiniz. artık sizin devriniz geçti. hıh!"

    vallahi de doğru billahi de doğru. aynen bu reflekslere maruz kaldım, işittim. o zaman gülüp geçtim. şimdi düşünüyorum. ahalinin eli boş gönlü hoş, uğraştıkları şeylere bak.

    gerçek: "valla yapının orijinalinde varmış hacı."
  • ayrıca sıklıkla gerçekleştirdiğiniz olayları*** da bir süre sonra kolayca yapabilecek hale gelmeniz de refleks sayılır, halk arasında alışmak diye de bilinir.
    oysa ki sözkonusu olan şey, mevzubahis olaydan** sorumlu beyindeki nöron bağlarının bire bir omuriliğe kopyalanmasıdır. yani yolda yürürken sakız çiğneyebiliyor, bir yandan da walkmanden dinlediğiniz şarkıya kafanızın içinden eşlik edebiliyorsanız*, bu omuriliğiniz sayesindedir. sevin omuriliğinizi.
  • kafanıza doğru hızla ilerleyen buz parçasını, surata 5cm kala yakalamaya yarayan mekanizma. isteyince olmuyor.
  • helikopterden inerken insanların başını öne eğmesi.sanki pervaneyle başınızın arasında 3-5 cm lik mesafe varmış gibi düşünülür.bazıları ise hiç eğmez dimdik yürür.böyleleri karizmatik insanlarıdır.
  • bazen insanı aç bile bırakabilen hareketlerdir.anlamadınsa aşaa kısmı da okuyacaksın üşenmeden...

    artfulcuk'un midesi falan ağrımaktadır,bunun yanında da oldukça açtır fakat ağrı nedeniyle gazi modunda inzivaya çekilmiştir o gün.fakat mide ağrı mağrı dinlemez,"yiyeceksin,işte o kadar,kendimi sindiririm gayrı" diye diretmektedir.
    kafa bunlarla meşgulken,evin içinde de hava 40 dereceyi bulmuşken,her günkü gibi kapı çalar.burada dikkat edilmesi gereken kısım "her günkü".zira apartman görevlisi "her gün" ekmek sepeti kolunda kapıyı çalıp "ekmek alacak mısınız" diye sormakta,ekmek stoğunu önceden yapmış artful ise bu soruyu her gün "almayacağız" diye yanıtlamaktadır.
    o gün ise o donmuş stoktan bile ekmek almaya mecali olmayan artfulcuk,gider yine kapıyı açar ve yine "almayacağız" der düşünmeden.neden?çünkü bu kapıyı yarım açıp aradan "almayacağız" demek refleks edinilmiştir.artfulcuk bu cümleyi kurmak için beynini hiç mi hiç kullanmamıştır.omurilik kendi çapında halletmiştir olayı.
    olayı 3 dk. sonra irdelemeyi başaran artfulcuk omuriliğini suçlamaktan vazgeçer ve açlığıyla barışık anacığını beklemeye koyulur.zira o ulu dişi kişi artfulcuğuna kıyamayıp bir lokma yemek elbet verecektir.buna da bundan böyle annelik refleksi mi desek.yo yo (hey yo)

    ekleme: "yaşasın bu kez o son yokuşu da çıkan otobüse biniyorum eeyoo eeyoo" diye otobüse binilir.cool havalarla müzik dinleyerek ve camdan dışarı dalgın bakılarak uzunca bi yol gidilir.her gün inilen duraktan önceki köprüye girişte her günkü gibi ayağa kalkılıp kapıya gidilir ve düğmeye basılır.gayet cool bi şekilde otobüsten inilir.otobüs tekrar hareket ettiğinde özyargı süreci başlar."neden ben", ve otobüsün peşi sıra yokuş tırmanılır.lanet olası alışkanlıklar!
  • (bkz: tepke)
  • istiklalde tav barın üstünde kendine bir yer edinmiş, güzel insanların çıkardığı güzel bi dergi.
hesabın var mı? giriş yap