• vaktiyle, trt futbol spikeri murat ünlü'nün "reha şuut ve top yandan dışardaaa" sözleriyle aklımızda yer etmiş altay'lı eski futbolcu, teknik direktör. aynı zamanda geçen sezon büyükşehir belediyesi ankaraspor'u süper lige çıkaran isimdir.
  • raşit çetiner'den boşalan ümit milli futbol takımı takımı teknik direktörlüğü koltuğuna getirilmiş futbol adamı.
  • karsiyaka ile anlasip daha sonra menejer cem onukla bir takimda iki bas olmaz diyerek anlasmazliga dusup ayrilmis teknik direktor.ksk ile 1 trilyon a anlasmasini sagda solda zikretmesi sonucu,kendisinden sonra ksk yonetiminin reha kapsal i kastederek, onun yuzunden kime el atsak dunyalari istiyor diye serzeniste bulunmuslugu vardir.ersun yanalla birlikte yeni donemin yukselen antrenorlerinden olarak anilir.
  • karşıyaka'nın başında çıktığı iki maçta ligin alt sıralardaki ekiplerinden bir beraberlik ve bir mağluiyet alarak ümitleri tüketmiştir.
  • yeni sezon öncesi sabah 9 da odasına girip akşam 5 ine kadar sadece yemek yemek için dışarıya çıkan, bütün mesaisini takımı için harcayan yeni nesil teknik direktör.
  • 90ların başında altayda tahir, toprak, atakan, defans orhan, kaleci altay varken oynardı. o zaman soyadını bilmezdim. şimdi karşıyaka için harcıyor mesaisini, karşıyaka'yı süperlig'e döndüreceğine inancım tamdır. bilgili, kültürlü, vizyon sahibi karşıyaka camiasına uygun bir teknik direktördür.
  • 2008 - 2009 bank asya birinci lig inde elindeki bütçeyle başarısı orantılandığında en başarılı teknik direktör. sezon başında "bunlardan topçu olmaz bunların yediği idmanı ben yesem bende oynarım bunlar kadar, nerden bulunmuş bunlar" gibi söylemlere maruz kalan futbolculardan harika bir ekip yaratan ve ilk yarıyı 32 puanla 3. sırada tamamlayan karşıyaka'nın karizmatik teknik direktörü. rakip takım taraftarını tahrik edecek hareket ve söylemlerden kaçınarak diğer takım taraftarlarınında sempatisini kazanmıştır.
  • karşıyaka'da 2008/2009 sezonunun ilk yarısında yaşananları kafsinkaf.org tarafından yapılan söyleşide şöyle özetlemiştir:

    sezon başından başlarsak biz önce doğru planlamaları yaptık. geçen seneden 18-19 oyuncuyla yollarımızı ayırdık. her şeyi planlı programlı yaparsanız başarı bekleyebilirsiniz. takım iskeleti kalmamıştı. sadece 1-2 oyuncu kadrodaydı ve direk oynayanların en uzunu cihan 1 senedir takımdaydı. yani tam anlamıyla yeni bir kadro yaratıldı. öyle olunca çeşitli süreçlerden geçmek daha sancılı oluyor. geleceğe yönelik takım kurduk, ferhat harici tamamı uzun süreli sözleşmeler yapıldı. davraz kampına kalabalık bir kadroyla gittik. 40 oyuncu arasıdan uygun bir kadro oluşturmaya çalıştık. örneğin rıdvan yaz geliştirme kampına aldığımız oyunculardan biriydi. avrupa’da da uygulanan gelişim kampına aldık sezon öncesinde. gençlere yatırım yapacaksanız bilimsel olarak geliştirme çalışmalarına dikkat etmelisiniz. oyuncuların fizyolojik gelişimlerini sağlamaya çalıştık. israrla 8. haftayı görelim dedim sezon başından beri. çünkü kurgunun oturması için maç oynamak gerekiyor.

    bizim kamp ortamımız eğitim kampı gibiydi sezon öncesinde. bireysel antrenmana çok inanırım teknik adam olarak. ben oyuncuyu değiştirmem, geliştiririm. oyuncuyu da buna inandırırım. oyuncu bu gelişime ayak uydurduğu zaman size saygı duyar. sezon başı burası bir eğitim alanı gibiydi siz de biliyorsunuz. temel futbol eğitimi verdik. tek tek genç oyunculara eğitim verdik.

    malatya maçından önce yavaş yavaş kadro şekillenmeye başlamıştı. bu fırtınalı bir süreçtir, kadro şekillenmesi ve kadronun oturması kolay değil. genç oyuncularla, tecrübesiz oyuncularla bu mücadeleyi vermek ilk haftalarda zordur. ancak bir düşündüğümüzde sonradan katkısı çok artan bazı futbolcuların sezon başı daha tutuk olduğunu göreceğiz. bu çok normaldi. ilk maçlarda defansif kurgu daha kolay oturur. ancak ofansif yetiyi sağlamak oynamak, çalışmak ve dolayısı ile zamanla olur. sezon başında, malatya ve karabük maçlarında çok iyi oynamadık. ancak malatya’da bir pozisyon verdik, karabük maçında da pozisyon vermedik. bir duran toptan golü yedik. bu çalışmalarımızın meyvesini alacağımızı gösteriyordu.

    17 maçlık periyotta tek kötü oynadığımız maç altay maçıdır. .devreye 1-0 girsek belki daha iyi olabilirdi ama o gün kötü oynadık bir de 45+2 de yediğimiz gol ve eksik oynamamız da etkiledi. uzatmadan yenen gol ve 2.yarı başında 48. dakikada 10 kişi kalmak böyle derbi oynamaya hazır olmayan bir takım için sezon başında yaşanacak en büyük şanssızlıktır. bu kadar genç oyuncunun böyle bir atmosferde oynaması, oyuncuların derbi atmosferini daha önce yaşamamış olması çeşitli sıkıntıları getirecektir. bir düşünün o gün saha da olan oyuncular hangi derbileri oynamış? kendi liglerinde oynadıkları derbi ile karşıyaka’nın oynayacağı derbi aynı olabilir mi? rıdvan genç takım derbisi oynuyordu geçen yıl, taha muğla’da oynuyordu. timuçin, kıvanç, emre aynı şekilde. insanlar bu genç oyunculardan ilk haftalarda olgun futbol bekliyor, bu işleri kolay sanıyorlar. o maç oynadığımız en kötü oyunu oynadık. ancak biz teknik ekip olarak daima umutluyduk.

    samsun maçında toparlanma izleri görüldü. ancak kaçan goller galibiyeti getirmedi.

    takımın şekillenmesi kasımpaşa maçıdır. kasımpaşa maçıyla hem oyuncular rahatladı hem de bu ligde neler yapabileceklerini gördüler. kasımpaşa’dan o gün daha iyiydik. ileriye dönük bu maç çok güzel sinyaller verdi. o gün özgüven kazanıldı ki bu puanlardan çok daha önemlidir. biraz şanslı olsak maç 3–0 olacaktı. 1–0 öndeyken kaçan golleri atsak galip gelecektik ama sonlarda yediğimiz golle berabere bitirdik. çok ciddi bütçelerle kurulmuş kendini bilen ciddi bir rakibe karşı bu oyun ile takım kendini tanıdı.

    sakarya maçını talihsiz bir şekilde kaybettik. o maç ilk devre bitebilirdi. 3-4 olabilirdi. 2.yarıda çok enteresan goller yedik. mazeret değil ama futbolda bunlar oluyor ve olacaktır. biz o maçta kısa bir dönemdeki kötü goller ile kaybettik ama iyi oynadık. sonrasındaki maçlarımızı da iyi oynayıp kazandık bu bize umut ve geleceğe yönelik ışık verdi. oyunculara her maçtan sonra hem olumlu hem olumsuz yönlerini doğru bir şekilde analizlerini gösteriyoruz. bu da oyuncunun bireysel gelişimini artırıyor. her pozisyonu iyi ve kötüyü paylaşıyoruz.

    futbolda çok önemli bir kriter vardır. teknik adamların, yöneticilerin, basının ve taraftarın bunu ıskalamaması gerekir.
    bir takım kötü oynayarak kazanıyor yada kaybediyorsa sıkıntı var demektir. iyi oynayarak kaybediyor yada kazanıyorsa sıkıntı yok, doğru yolda demektir. o maç puan alamazsın ama uzun vadede hedefine varırsın.
    biz sakarya ve diyarbakır maçını iyi oynayarak kaybettik. biz altay maçı harici kötü oynayarak kaybetmedik.

    oyuncular her geçen gün bu lige alıştı, gelişim gösterdi. ama sizinle sezon başı röportajında ne demiştik, biz ezbere konuşmayacağız. yeni bir takım kuruyoruz, bu takıma sabır gösterin, destek verin ve güvenin demiştik. şampiyonluk bir süreçtir.

    oyuncular oynayarak gelişir. örneğin ferhat ilk maçlarda istediği gibi oynayamadı. onun da uyum süreci vardı. 19 yaşında, genç bir oyuncunun bu baskıda oynaması başta zordu. şans verdik, üzerinde durduk. bonservisiyle bjk’ ye vermediler. ancak bildiğimiz bir oyuncu olduğu için sadece onun kiralık olmasına izin verdik. katkı koyacak bir oyuncu olduğunu biliyorduk. çok yeni bir takım ve hepsi birbirleri ile yeni oynuyorlar.

    oyuncuların birbirini tanıması da çok önemli, her oyuncunun kendi profili var. saha içinde arkadaşı topu arkasına mı ister önüne mi ister, havadan mı ister yerden mi daha rahat oynar. bunlar da alışmakla birbiriyle oynamakla alakalı. sonuçta her şey zamana bağlı oluyor.

    rizespor maçı sonrası takımın sevinci, inanmışlığı görülmeye değerdi. semih milli takımdan oyuncumdu maç sonrası tebrik etti, hocam oyuncuların seni bekliyor soyunma odasında dedi, koridora girdiğimde bizim soyunma odası inliyordu. bütün oyuncular birbirine sarılmış, beni aralarına aldılar. oradaki o gurur, sevinç tablosunu hayatım boyunca unutmam. ilk yarıda verdiğim tüm emekler, rize maçı sonrası oyuncularımla sarıldığımda daha da perçinleşti. bu duyguyu yaşamak çok güzeldi. ancak önemli olan mayıs’ta bunu yaşamaktır.

    teknik adamların öğrencilik hayatları bitmez. hiçbir zaman ben bu işi yedim yuttum dememeli. sürekli öğrenime ve bilime açık olmak gerekir. doğru çalışmak büyük bir meziyettir. bu anlamda bende sürekli bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. zaten bu hazzı, bu keyfi aldığınızda artık vazgeçemezsiniz.

    bütün oyuncuları hazır tutuyoruz. adaletli olmaya inanıyorum. hepsiyle bire bir saha içi, saha dışı ilgileniyorum. saha dışı sosyal birliktelik de çok önemli. bunun da böyle olması gerekiyor zaten. avrupa ve dünya kupalarındaki görüntüleri, lig maçlarını özel olarak oyuncularımıza gösteriyoruz. benim yaratmak istediğim takımda, en önemli özelliklerden biri saha içinde amaç birlikteliği ve saha dışında sosyal hayatı paylaşmak, arkadaşlık. oynamayan oyuncuyu küstürmemek zor iş ve bunu sağlamaya çalışıyoruz. 10 hafta sonra oyuna giren oyuncu sahada sırıtmıyor. taktik olarak takımın ne oynadığını biliyor, fiziksel olarak hazır ve en önemlisi önceden kadroda olmadığı için küskün değil.

    34 yaşında oyuncumuz da var 17 yaşında oyuncumuz da var. ferhat bizle sezon başı kampı yapmadı. 2. hafta hacettepe’den geldi. hazırlık maçlarıyla toplamda 28 maç oynadık. sistem olarak biz yoğun pres yapan basan koşan takımız. allah’a çok şükür bir tane adale sakatlığı olmadı. ferhat’ın daha önceden olan bir sakatlığı vardı. o tekrarladı. böyle basan böyle saldıran bir takımın sakatlık vermemesi çok önemlidir. geçmiş yılları düşünmelisiniz. birçok takımda sürekli sakatlıklar vardır. oysa koşan bir takım olarak bunları yaşamadık. bu da çalışmaları ne denli önemsediğimizi ve bilimsel olarak yaptığımızı gösteriyor. bu ülke futboluna örnek olmalıdır.

    genç, ucuz maliyetli oyuncularla oynadığımız oyunla çok büyük sempati kazandık.taraftarın sahada gurur duyacağı,seveceği bir takım olmasını amaçladım ve yarattığımızı düşünüyorum. futbolcularımız da taraftarı çok seviyor. o yağmur, çamurda maç sonu futbolcularımız soyunma odasına gitmiyor ve taraftarla kucaklaşıyor. bu kaynaşmanın sağlanması apayrı bir güzellik. oyuncular keyif alarak oynuyor, gözlerinin içi gülüyor. dk 80 olsa bile takımın gol atacağından taraftarımız emin, daha güvenli bakıyor. bu güzel ilişki başarıda çok önemli bir rol oynuyor.

    biz ilk devre olarak görevimizi yaptık. teknik ekip ve oyuncular istenilen savaşçı takımı, kazanmayı bilen keyif veren takımı herkese gösterdiler.
    5 ay içinde gencecik sıfırdan bir takımla, sakatlık vermeden bu ligdeki durumu ile taraftarın inandığı bir takım olduk. oyuncular da sahada oynarken keyif alarak oynuyorlar, kendilerine inanıyorlar. maç bittikten sonra 15 dakika boyunca terli ıslak halde maç sonrası sevinçlerini yaşıyorlar, bu normal takımlarda hergün yaşanan bir olay değil. ulusal tv kanallarında yorumcular karşıyaka bu ülkenin en sempatik takımlarından biri olmaya başladı diyorlar. bu şekilde gündeme gelmek çok güzel. bu her kulübe nasip olacak bir şey değil.

    yönetimimizde büyük çaba göstererek bizlere her türlü olanağı sağlamaya çalıştı. taraftar zaten mükemmel. anlatmaya gerek yok. onlar da görevini yaptı. şimdi artık izmir’in büyükleri, iş çevresi yada kuruluşları görevini yapmalı. şimdi destek zamanı değil ise ne zaman destek zamanı gelecek? bizlere olanak sağlarlarsa izmir’in süper ligde takımı yok diye söylenmelerine gerek kalmayacak.

    biz bu özlemi bitirmenin eşiğindeyiz. şimdi bize destek olunmalıdır. sözde karşıyakalılık, izmirlilik istemiyoruz. desteğe ihtiyacımız var. maksimum başarı isteniyor izmir’de ve minimum destek veriliyor. minimum risk isteniyor. bu olmaz. şimdi bu ivmeyi yakalamışken sözde değil özde desteğe ihtiyacımız var kentin, camianın ileri gelenlerinden.

    yönetimimiz büyük bir gayret içinde ve onların bu gayretlerine kentin önde gelenleri, siyasiler, iş adamları her kimse destek vermelidir. tam transfer dönemi ve ikinci devre çok daha çetin geçecek. bir an önce 3 takviye daha yapabilirsek biz de bu yarışta kentimizi en güzel şekilde temsil edeceğiz. zaman az ve bir an önce harekete geçmeliyiz.

    sağ ön, orta saha merkez ve forvet oyuncusu almayı düşünüyoruz. kesinlikle önce mevcut oyuncuların ödemeleri aksamadan, kırgınlık olmadan takviye yapılmalıdır. transfer yapılınca bile isimler ve geçmişleri oynamayacak. kim iyiyse yine onlar oynayacak. yönetim de bu yönde kaynak yaratmaya çalışıyor, büyük çabaları var. ancak dediğim gibi bu kente büyük görev düşüyor bu takım şampiyonluk için oynuyor.

    ayhan evren ile anlaştık. ayhan 26 yaşında. önceden öğrencim. ankaragücü’nün oyuncusuydu. geçen sene ankaragücü’ndeydi. sezon başı bizimleydi ancak sakatlığı vardı. şimdi sakatlıklarını atlattı. bizimle olmayınca hollanda’ya geri döndü. şimdi tekrar aramızda. sağ bek oynuyor. ileriye dönük ve maliyeti düşük. birkaç güne imzalar atılacak.

    köksal yelek var düşündüğümüz. kulübüyle 2010 yılına kadar sözleşmesi var.

    devre arasında yabancı oyuncu düşünmüyorum. uyum sorunu açısından zamanımız yok.

    olcan ile ilgileniyoruz ve bu konu da umutluyuz.

    iskender alacakları karşılığı kartal’da boşa çıktı. mali açıdan durumu yüksek. istanbul b.ş ile anlaşacak sanırım.

    taner gülleri öncelikle süper ligde kalmayı düşünüyor. yapacak bir şey yok ama gelişmeleri izleyeceğiz.

    ozan, zafer uysal, camara ile yollarımızı ayırdık. gelecek oyunculara göre oynayarak gelişimlerini sağlamak açısından birkaç oyuncumuzu kiralık olarak verebiliriz.

    ileriye dönük iyi işler yapmak istiyoruz.

    insan istenildiği, beğenildiği ve de kafa olarak da mutlu olduğu yerde olması gerektiğini düşünüyorum. illa süper lig ya da avrupa değil. burada bana insanlar güven duyuyorlar. bana karşı bu insanlar baktığımda yüzlerinden o pozitif enerjiyi alıyorum. ben de bu kadar mutlu olduğum, güvenin olduğu, beğenildiğim yerden niye gideyim? kendi birikimlerimi, yeteneğimi ve gelecekle ilgili yapacaklarımı kendi kulübümde, semtimde yaparım. şartlar oluştuğu takdirde, uzun süre kulüple her türlü anlaşmayı da yaparım. ancak şimdi bu yıla bakıyoruz. çıkarsak tüm türkiye’nin bahsedeceği bir ekip olacağız. her geçen yıl hedef büyüten ve altlarda adı geçmeyen bir ksk yaratacağız. çıkmak da zor ligde kalmak da zor. zoru da kolay, kolayı da zor yapacak yine bizleriz. biz plansız, programsız iş yapmayız. bir binanın inşasını, temelini attık bu sene. don kişot değiliz yel değirmenlerine karşı savaşalım. şu an için tek odaklandığımız olay süper lig'e çıkmak.
  • tınaz tırpan döneminde a milli takıma cagrıldıktan iki gün sonra izmir'de oynanan kupa macında zalad ile carpı$arak diz kapagını kırmı$tı. ( ugur ucar'ın sakatlıgı gibi )
  • karşıyaka ile ilişkisi kesilmiş teknik direktör. bana göre bank asya 1. ligin en iyi teknik direktördür. yolun açık olsun reha hoca.
hesabın var mı? giriş yap